53 - Bir şeyiniz yok ya.

87 13 2
                                    


Mu Lan Beng Zeng'in son kelimesine bakıp hafif tebessümle yanıt verdi. "İmkansız mı? Hiç bir şey imkansız değildir Beng hele ki ben buradayken. Şimdi envanterinde ne kadar eşya kaldı bana söyle bakayım hepsini dönüştürdün mü?"

"İki adet kaldı henüz gidip satın almadım yeni eşyaları. Bunları da işledikten sonra gidip almayı planlıyordum ama sen geldin. Hadi bakalım planların ney. Nasıl efsanevi seviye demirci olacağım anlat bakayım."

Mu Lan Beng Zeng ile konuşurken bir yandan da oradaki Rosenber'e de bakıyordu. Aklına harika bir fikir gelmişti. "Beng, sen hiç Rosenber'den görev aldın mı?"

"Yoo almadım, bana sadece eşyaları erit sonra git yenilerini al bir daha erit falan demiştin. Başka bir şey hatırlamıyorum."

"Güzel, o zaman Rosenber'den görev alırsan muhtemelen o kazandığın deneyimin 10 katını kazanırsın. Çünkü görevleri demircilikle ilgili, bu da deneyimleri demirciliğe veriyor yani normal deneyim kazanmıyorsun, demircilik deneyimi kazanıyorsun. Olabildiğince Rosenber'den görev alıp onları bitirmeye çalış."

Beng Hemen Mu Lan'a cevap vermeyi eksik etmiyordu. "İyi hoş görev almasına alayımda Rosenberden nasıl görev alacağım ki."

"Tam onu açıklayacaktım araya girdin. Bu kadar sabırsız olma Beng, sen sabırsız olma diye demirciliğe başlattım ama huylu huyundan vazgeçemiyor."

Beng tekrar araya girerek yanıtladı. "Tamam dinliyorum bakalım bu sefer araya girmeden dinleyeceğim."

"Tamam o zaman açıklıyorum. Rosenber sana hep bağırıyor değil mi, yanlışlarını hep yüzüne vuruyor, eğer o yanlışları düzeltirsen sana görev verecektir. Onun dışında onunla konuşursan ufak ufak demircilik tüyoları vermeye başlar sana, ve bunları da uygularsan demirclik deneyimin bunlarla da artar. Yani demem o ki Rosenber ile olabildiğince konuş. Ekstradan bir şey daha söyleyeyim sen daha henüz eşya üretmedin değil mi sadece erittin? Yanlış hatırlamıyorsam eğer o erittiğin cevherler duruyor ise onlarla olabildiğince karmaşık eşyalar üretmeye çalış. Ne kadar karmaşık eşya üretirsen o kadar demircilik deneyimi kazanırsın."

Beng Mu Lan'ın sözünün bittiğini görünce hemen yanıt verdi. "Karmaşık derken nasıl yani, üretebildiğimiz şeyler kılıç kalkan falan değil mi? Başka ne üreteceğiz ki."

"Hmm, Beng yine olaylara dar pencereden bakıyorsun, Kılıç kalkan dışında eşyalar üretmekte olağan, mesela yemek pişirmek için tavaya ihtiyacımız yok mu? O gökten inmiyor, onu üretiyor demirciler ama sen biraz daha kompleks bir şey üreteceksin. Örnek veriyorum altın cevherin var ise birazda farklı renkler için zümrüt de olabilir bununla anime figürleri yapabilirsin. Hem el becerilerinde gelişmiş olur hem de sevdiğin animelerin figürlerini yapmış olursun hem de efsanevi demirciliği çok kolaylıkla ulaşırsın."

Beng şaşırmış bir şekilde kankasını yanıtladı. "Oyunda anime figürleri yapabiliyor muyduk? Eğer kompleks bir şey yapabiliyor isek daha kompleks şeyler de üretebileceğimiz anlamına gelmiyor mu bu? Arabadır uçaktır silahtır falan bunları da üretebiliriz?"

"Hmm bakıyorumda ufkun biraz genişledi gibi sanki, üretebileceğini düşünüyorsan üretebilirsin. Asıl önemli olan ürettikten sonra kullanabilirliği, diyelim araba ürettin neyle çalıştıracaksın arabayı değil mi? Elektrikle mi? Bunun için bir büyücüden elektrikle mi şarj ettireceksin? Yoksa araban farklı yakıtla mı çalışacak? Bu oyunda olanaklar sonsuz yani yapabileceklerinin bir sınırı yok. Ta ki bir noktaya kadar o noktada oyun yöneticileri olaya el atar. Şimdi sen hangi nokta diyeceksin ben sana şöyle cevap vereyim bu dünyayı neden yarattılar tekrardan bizim dünyamıza benzesin diye mi? Yoksa daha farklı bir dünya deneyimi yaşayalım diye mi? Umarım cevabını almışsındır."

Çok geçmeden Beng'in Mu Lan'ı güldüren cevabı gelmişti, sonuçta kankası yapmıştı yapacağını. "Vayy be, demek bunları yapabiliyoruz he? Bu bayağı etkileyici bir şey, ben o zaman kendi motosikletimi yapacağım bu sokaklarda motosikletimle felaket kız düşürürüm. Üff aklımda canlanan sahneye bak be, şimdi motosikletimle canavarların saldırdığı alana giriş yapıyorum, motordan atlayıp kalkan ve gürzümü kuşanıp motorumu envanterime alıyorum sonra gürzümle canavara saldırıp, kafamı hafifçe arkaya kızların olduğu tarafa çeviriyorum ardından yakışıklı bir bakış atıyorum kızlara ardından şu kelimeleri söylüyorum bir şeyiniz yok ya kızlar."

"Puhahaha, kankama bak bek hahaha çılgın. Beklediğim performansın sonunda geldi, heyt be, güzel güzel bunun için efsanevi demirci olmayı planlıyorsun he, sanırım bizim Kurban'ın Silahlarına ihtiyacımız yok he?"

Tanrıya Meydan Okuyan Okçunun DoğuşuWhere stories live. Discover now