yirmi dokuz E-A

51.5K 4.4K 4.1K
                                    

Bölümü @yagusuhlu_ 'a ithaf ediyorum. Doğum günün kutlu olsun, seni seviyorum...❤️

Erhan aynadan kendisine son bir kez daha bakıp kürdanı diliyle çevirdi ve daha sonra dönüp odaya baktı. Bir şey daha yapması gerekiyordu ama etrafa boş boş bakarken yapacağı şeyi unutmuştu.

"Ben ne yapacaktım yav?" diye mırıldandı kendi kendine. Unutkanlığı uzun süredir geçmişti ama şimdi yeniden oluyordu.

Bir küfür mırıldanıp az önceki yerine yavaşça geçti ve yatağa oturdu. Yavaşça kalkıp yaptığı hareketleri yeniden yaparak neyi unuttuğunu hatırlamaya çalıştı. Aynaya doğru giderken gözlerini kıstı ve durdu.

"Hah telefon ulan." diye hatırladığında ağır hareketkerini hızlandırdı ve masanın üzerinde duran telefonunu alıp cebine koydu.

Üzerini düzeltip odadan çıktığında Turgay'ın kendisine menemen yaptığını görmüştü. Birkaç gündür aşırı derecede mutluydu.

"Afiyet olsun birader." dedi kapıya ilerlerken. Turgay çayına şeker atıp karıştırırken ona bakıp gülümsedi.

"Eyvallah kardeşim.. Sen nereye gidiyorsun?"

"Dışarı çıkacağım. Gelirim birkaç saate." dediğinde Turgay daha fazla sorgulamadan kafasını salladı. Erhan o sırada ayakkabısını giyinmeye başladı.

Ayakkabısını giyinip göz ucuyla baktı ve montunu alıp dışarı çıktı. Kapıyı kapattığında yukarıdaki merdivene hevesle bakıp etrafı kontrol ettikten sonra ikişer adımla merdivenleri çıkmaya başladı.

Asef ve Bulut bugün akşama kadar evde olmayacağı için sincabı ile yalnız olacaktı. Sevgili olduktan sonra ilk yalnız kalışlarıydı.

Kapısının önüne gidip zili çaldığında saniyeler sonra kapı açıldı. Karşısında siyah tişört, bol gri bir eşofman giyinmiş olan sincabı gördüğünde dudaklarını ısırdı. Şimdiden kalbi hızlanmıştı.

İçeri doğru bir adım attı ve hemen Arda'yı kendine çekti. Boynuna burnunu sürterken diğer eliyle kapı kapattı.

"Kucağıma gel." diye mırıldandı. Arda hiç itiraz bile etmedi.

Erhan ayakkabısını çıkarıp hemen önündeki çocuğu kucağına aldı. Arda bacaklarını onun beline dolayıp kollarını boynuna sardı sıkıca.

Erhan gülümseyerek onun boynundan öpmeye başladı. Çok tatlı bir kokusu vardı ve bu koku Erhan'ı sarhoş ediyordu.

"Sakallarını kes, batıyor." dedi Arda huysuzlanarak. Sesini duyduğunda daha fazla gülümsedi Erhan.

"Olmaz sincap." yürümeye başladığında inadına sakallarını sürterek öpmeye başladı.

Arda sinirlenmiş gibi kollarını daha da sıklaştırdı. Şu an bulundukları konum Erhan'ı aşırı derecede heyecanlandıyordu.

"Abimler birkaç saate gelir. Yakalanmadan gitmen lazım." dedi, Erhan o sırada solana girmiş etrafına bakınıyordu. Buraya ikinci gelişiydi.

"Tamamdır güzelim." deyip koltuğa oturdu. L koltufu cidden çok seviyordu. Arda kendini biraz çekip yüzüne baktı.

"Aç mısın? Bir şeyler hazırlayayım mı?" diye sorduğunda Erhan onun küçük ağzına odaklanmıştı.

"Açım, ilk seni yemem lazım." dedi aç gözlerle. Arda onun bu halini hiç görmediği için gözlerini biraz irileştirdi.

Erhan bu tatlılığa dayanamayıp dudaklarına gömüldü sincabın. Anında karşılık aldığında kendini kaybetmiş gibi öpmeye başladı. Arda ile kendini yeni yeni keşfediyordu. Ona karşı öyle bir cinsel çekim hissediyordu ki kendine engel olamıyordu.

Arda'nın nefesini kesene kadar küçük, kırmızı dudaklarını emdi. Küçüğün nefes alamadığını anlayınca dudaklarını serbest bırakıp yüzünün her köşesini sert öpücüklere boğdu.

"Mhh." diye mırıldandı Arda öpücükleri yüzünde karışılarken. Erhan ona baktığında kırmızı dudakların ıslak olduğunu ve kucağındaki çocuğun nefes nefese kaldığını görüp gülümsedi.

"Çıldıracağım şimdi, sen nasıl güzel bir şeysin böyle?" diye konuştu yüzünün her köşesine bakarken.

"Sen de güzelsin." dedi Arda yanağına dokunup. Erhan tek kaşını kaldırıp baktı yüzüne.

"Öyle mi?" diye sordu. Gözleri saniyede bir dudaklarına kayıyordu.

"Evet." diye mırıldanıp sakallı yanağından öptü ama yüzünü buruşturdu. "Battı."

Erhan kahkaha atıp kucağındaki çocuğu belinden ve ensesinde tutup kendine bastırdı. Dudaklarını yine boynuna gömüp öpmeye başladı.

"Mutfağa geçelim istersen." diye sordu Arda. Erhan kafasını salladı.

"Olur sevgilim."

Sadece bir kelime kucağındaki çocuğun nefesini kesmeye yetmişti. Adeta kucağında erimiş daha da küçülmüştü. Erhan dudaklarını ısırıp gülümsedi. Arda'yı sınamak yeni hobisi olmuştu.

Arda kıpkırmızı olmuş sesini çıkaramazken kucağından inmek için bir hamle yaptı ama Erhan onu durdurup belinden sıkıca tutup ayağa kalktı.

"Tek başımıza kaldığımız zamanlarda asla kucağımdan inmeyeceksin." dedi boynundan öpüp mutfağa yürürken.

"Ama sen yorulursun."

"Seni öpmesem ve nefesini hissetmesem kucağımda olduğunu bile anlamam. Ne yorulması?" mutfağa girip etrafına bakındı. Onların mutfağına bin basardı.

Evin dekorasyonunu Asef'in yaptığından o an emin oldu. Onun tarzını az çok anlamıştı ve bu ev tam olarak Asef'in zevkine hitap ediyordu.

Erhan hiç yabancılık çekmeden buzdolabını açtı ve içinden bir meyvesuyu çıkardı. Kendisine ve Arda'ya doldurup yeniden dolaba koydu.

"Sen çay sevmez misin? Ülkücüsün ya." dedi Arda gülerken. Erhan o sırada meyvesuyunu kafasına dikmişti. Büyük yudumlar alıp bitirdi ve kenara bıraktı. Kucağındaki bebeği hafifçe zıplatıp daha sıkı tuttu.

"Bizimkilerin çaydanlığa yaptığı zulümden sonra çaydan tiksindim." dedi mutfağın penceresine ilerlerken.

"Sizinkiler aşırı salak." dedi Arda dalga geçer gibi. Erhan'ın kaşları çatıldı.

"Ne dedin?" Arda onun çatık kaslarına baktığında irkildi. Arkadaşlarıydı sonuçta öyle demesi yanlış olmuştu.

"Özür dilerim öyle d-"

"Hayır hayır, bir daha salak de." Arda afallayarak yüzüne baktı.

"Salak." dedi biraz çekinerek. Erhan derin bir nefes alıp çocuğun küçük kırmızı dudaklarını dudaklarının arasına alıp emdi ve dudaklarını ıslatıp geri çekildi.

"Salak derken o aralık duran ağzını ısırırım ben senin." tahrik olmuş bir şekilde konuştuğunda Arda daha büyük bir şokla baktı suratına.

"Arkadaşlarına küfür ettim diye kızdın sandım." dediğinde Erhan bir de yanağından öptü.

"Yok az bile dedin." deyip umursamazca mutfağı incelemeye devam etti.

Arda onun bu haline gülümsemeden edemedi. Abilerine bir şey söylerse çemkirebilirdi ama bu tavrından sonra biraz kendini tutacaktı.

Erhan bir süre daha onu öpüp kokladı. Daha farklı şeyler de yapmak istiyordu ama ilk günden daha fazla korkutmak istemiyordu bebeği. Yoksa şimdiden aklına güzel şeyler gelmişti.

Küçük dudaklarına bir emziğin yakışacağını düşünüyordu. İçinde tuttuğu cinsel istek dışarı vururken kendine engel olamıyordu.

Abilerinin eve gelme zamanları yaklaşana kadar kucağından indirmediği çocuğun dudaklarını şişene kadar öptü.

Bir ara kalçasını hafifçe okşadığında Arda itiraz etmediği için daha fazlasını yapası gelse de kendini tutmuştu.

Biraz daha kendini tutması gerekiyordu.

NO:31 Where stories live. Discover now