yirmi altı E-A

50.1K 4.4K 3.2K
                                    

Bu kadar kısa sürede nasıl derbeder olunur diye bir belgesel çekselerdi kesinlikle çok izlenirdi.

Bir tarafında sadece yemek yiyip, sigara içen Kerem, diğer yanında telefondan deli gibi araştırma yapan Turgay vardı.

İki gündür sadece belirli şeylerde konuşuyorlar, müzik açıp sigara içiyorlardı. Turgay arada saçma sapan halay figürleri yaparak ikisini kışkırtıyordu, dayak yemekten hoşlanıyor olmalıydı.

"Dünyayı sikeyim." dedi dünyayı dolaşma hevesiyle yanıp tutuşan Kerem. Sanki hevesi ve inancı kalmamış gibiydi.

"Ben de Bulut'u sikeyim." Turgay telefona bakarken sinirle mırıldandı.

Erhan kürdanını ağzında çevirirken ikisine bakıp sıkıntılı bir nefes verdi. Onların bu hali kendi ruhunuda daraltıyordu. Zaten üç gündür hem sinirli hem de aşırı derecede... garip hissediyordu.

Arda'yı öptüğünden beri kimseye görünmemeye çalışıyordu. Bunlardan biri de hiç olmaması gereken kişi yani Arda'ydı. Onu öptükten sonra hiç karşısına çıkmamış, sadece kendisini görmeyeceğine emin olduğu yerlerde izleyip kayboluyordu ortadan.

Onun kalbinin kırıldığının bilincindeydi ama birden gelişen bu olayla ne yapacağını bilmiyordu.

"Gerçekten bunaldım ben artık." dedi Kerem kafasını geriye atıp. Erhan zaten patlamaya hazırdı ve arkadaşlarının bu yıkık haline patlamamak amacıyla derince bir nefes alıp oturduğu koltuktan kalkıp balkona çıktı.

Balkon demirlerine elini koyup cebindeki paketten bir sigara çıkardı. Kürdanı küllüğe koyup çakmağı da alıp sigarayı yakmak için bir hareket yaptı ama tam o sırada gözü sokağın girişine kaydı.

Arda ve ondan daha uzun olan bir çocuk gülüşüp yürüyorlardı. Erhan'ın kaşları çatıldı ve dudaklarındaki yavaşça indirdi.

Vücuduna yayılan sinir ile balkon demirini sıktı. İkili onu fark etmiyordu. Ateş saçan gözleri fark etmemeleri onların hatası olmalıydı.

Apartmana yaklaştıklarında Erhan elindeki sigarayı balkona bırakıp bir hırsla salona girdi. Diğerleri o kadar dünyadan kopmuşlardı ki onu umursamadılar.

Erhan kapının önüne gidip ayakkabısını giyindi ve kapıyı sertçe kapatıp merdivenlerden aşağı indi. O kadar sinirliydi ki kendine hakim olamıyordu.

Dış kapıya vardığında kapı birden açıldı ve Arda'nın narin bedeni görüldü. Kapıyı kapatıp önüne baktığında karşısında Erhan'ı görünce gözlerini iri iri açtı.

Erhan sinirle yanına yürüdü, Arda irkilmişti.

"Kimdi o?" öyle sinirli bakıyordu ki Arda onu yüz yüze ilk defa böyle görüyordu.

"Arkadaşım." dedi korkuyla. Ama Erhan'ın çatık kaşları düzenlemişti.

"Bakayım nasıl bir arkadaşmış bu." dedi ve kapıya doğru bir adım attı ama o an Arda kendine gelip kolundan tuttu.

Erhan kendini tutan küçük ve soğuk el ile hareketlerini durdurdu. Küçük bir temas yine içindeki ateşi harlamıştı. Kafasını yana çevirip baktığında Arda çatık kaşları ile kendisine bakıyordu.

"Seni ne ilgilendiriyor ki?" Erhan kendine bakan sinirli sincaba aynı sinirle baktı.

"O ne demek lan?" sert sesiyle konuştuğunda Arda yine irkildi ama çaktırmadı.

"İster arkadaşım, isterse de sevgilim olur. Ya da başka bir şey. Hiçbiri de seni ilgilendirmez."

Arda bir kez daha yüzüne bakıp ardından elini kolundan hızla çekti ve sinirli sinirli merdivenlere yöneldi. Elinin titrediğini çok net görüyordu Erhan.

Erhan derin bir nefes alıp iki adımda yanına gitti ve kolundan tutup kendine çekti. Arda tam bir şey diyecekti ki dudaklarındaki baskı ile gözlerini sonuna kadar açtı.

Öpücük kısa ama derindi. Erhan kendini çekip sincabın yüzüne baktı ve ilk öptüğü anda oluşan o ifadeyi gördü.

Nefes nefese biraz daha yaklaştı masum yüze.

"Eğer..." dedi dudaklarına sıcak nefesini verirken. "İzin verirsen, beni ilgilendirecek bir mertebeye gelmek istiyorum." olaya kendince espri katarak biraz daha sakinleşmeye çalışıyordu ama imkansızdı.

"Ne?" diye soludu Arda. Siniri geçmişti.

"Sevgilim olmanı istiyorum." Erhan kendinden emin bir şekilde konuştu.

Şu dakikaya kadar üç gündür bu konu aklını kurcalıyordu ama şimdi biraz daha emin olmuştu. Bu kıskançlık ile daha fazla duramazdı.

Arda hâlâ şok olmuş bir vaziyette bakıyordu. Erhan biri gelir diye tedirgin olsa da çocuğun şokunu yaşamasına izin verdi.

Bir süre afallayarak yüzüne baksa da daha sonra kavramış olacak ki hafifçe kaşları çatıldı.

"Sevgili olduktan sonra da kaçıp gidip günlerce gözükmeyecek misin?" diye sordu haklı olarak. Erhan gözlerini ağır bir şekilde kapatıp açtı ve sıkıntılı bir nefes verdi.

"Özür dilerim, bir daha olmayacak." dedi sabırsız bir şekilde. Çünkü biri gelecek diye korkuyla bekliyordu.

Arda yine bekledi... bekledi...bekledi...

Parmak ucunda yükselip dudaklarını Erhan'ın dudaklarına bastırdığında Erhan hızla onun belinden tutup kendine çekti ve dudağını sıkı sıkı öptü. Hasret kalmıştı bu masumluğa.

"Özledim..." diye fısıldadı delirmiş gibi öperken. Arda ona uyum bile sağlayamıyordu.

Erhan onu kalbinde ve beyninde öyle bir yere koymuştu ki, aldığı her nefes bile masumiyeti temsil ediyormuş gibi geliyordu. Bu masumluğun, temizliğin böyle kalması için onu her şeyden uzak tutmak istiyordu.

Dudakları boynuna geçip sıkı sıkı öptü ve sarıldı. Arda olayın şokundan dolayı ona uyum sağlasa da bacakları titriyordu.

Resmen on dakika içinde günlerdir süren ızdırapları son bulmuş ve sevgili olmuşlardı. O kadar saçmaydı ki... İkisi de sorgulamıyordu şu an kendilerini.

"Şimdilik abilerine söyleme. Ben de bizimkilere demeyeceğim." dedi Erhan sincabından ayrılıp. Eli titriyordu resmen.

Arda normalde buna itiraz ederdi ama düşman sayılan alt komşulardan biriyle sevgili olduğunu abilerine söylemek onun için zor olacaktı. O yüzden kafasını salladı.

"Tamam." dedi kırılgan bir sesle. Heyecandan bayılacak gibiydi. Erhan dudaklarını ısırıp ellerini kaldırıp yanaklarına ellerini koydu.

"Kurban olurum ben sana, ölürüm." dedi yoğun sevgiyle. Çocuk kendine masum masum bakarken kafasını eğip yüzünün her köşesinden öptü.

Sevgili oldukları için istediği her şeyi yapabilmesi onu fena halde tahrik etmişti. Nefesi hızlanmış, kendine mani olmaya çalışıyordu. Dilini ısırıp çocuktan ayrıldı.

"Hadi şimdi buradan gidelim. Ben seni arayacağım." Arda kafasını salladı.

Erhan onu yönlendirip merdivenlerden çıkardı ve kendi evini es geçip onu evine götürdü. Merdivenin kenarında durup sincap eve gidene kadar bekledi ve sonra kendisi aşağı indi.

Anahtarını almayı unuttuğu için uzun uzun zile bastı. Dakikalar sonra Turgay telefonuyla ilgilenirken kapıyı açıp yüzüne bile bakmadan içeri girdi.

Erhan kapıyı kapatıp içerideki arkadaşlarına bir bakış atıp heyecanla odasına girdi. Kapıyı kapattığı anda elini ağzına koyup gözlerini irileştirdi.

"Vay amına koyayım. Az önce ne oldu lan?" diye mırıldandı. Gözleri alt bölgesine kaydığında ne olduğu tam olarak gözüküyordu.

Kendi kendine gülümseyip yatağına ilerdi. Günler sonra kalbi yeniden sıcacık olmuştu.

NO:31 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin