on altı E-A

49.4K 4.6K 2.4K
                                    

Normalde Turgay'ın nasıl kavga ettiğini biliyordu Erhan. Mesela vurmaya çekinmezdi, kolunu tutmak yerine tekmeyi erkekliğini bitirecek olan bölgeye gömerdi.

"Amına koduğumun hanzosu!" diye bağırdı Bulut kendisine kahkahalar ile gülen çocuğa. Hem vurup hem de küfür ediyordu.

"Ayrılın lan!" bir sesin yankılandığını düşünüp kafasını çevirdiğinde Asef ve Kerem'in aynı anda konuştuğunu anladı Erhan.

Normalde olsa o da ayırır ya da Bulut'u nasıl benim kardeşime vurursun diye döverdi ama bu kavga nedense o tür kavgalardan gelmemişti.

Kapının kenarından kürdanını alırken gözü merdivenlerden topallayarak inen Arda'ya takıldı. Canı yanıyor olmalıydı ki yüzünü buruşturmuştu. Eğilmiş kürdanı ağzına sokarken birkaç saniye öylece durdu.

Bedenini dikleştirip herkesin kavgaya odaklı olduğunu görünce aralarından sıyrılıp merdivenleri çıkarak sincabın önünde durdu.

"Kavga mı ediyorlar?" dedi Arda ondan bir basamak yukarıda dururken. Boyları şimdi hemen hemen eşitlenmişti. En azından gözlerinin içine bakmak için kafasını eğmiyordu.

"Siktir et onları." dedi gülümseyerek. Ama küfür ettiğini fark edince gülümsemesi soldu. "Yani sen boşver onları."

"Olmaz, abim-"

Tam adım atmaya meyletmişti ki Erhan onun kolundan tuttu. Öyle narin tutuyordu ki, biraz sert davransa kırılacak gibi.

"Ayağın kötü zaten, girme araya."

Arda itiraz etmeye hazırlanırken Erhan derin bir nefes alıp çocuğun kalçasına elini emaneten koydu ve kendine bastırdı. Arda afallayarak ona bakarken saniyeler içinde Erhan'ın kucağına geçmişti. .

Erhan bir eliyle belinden tutup diğeriyle bacaklarını beline satmasına yardımcı oldu. Kucağındaki çocuk kuş gibi titrerken kendi evlerinde yaşanan kaosa göz ucuyla baktı. Hiçbiri onlara bakmıyordu. Hatta saniyeler içinde kapı bile kapanmıştı.

"Ne yapıyorsun?" dedi Arda titrek bir sesle. Erhan kafasını ona çevirdi ve irileşmiş gözlere gülümseyerek baktı.

"Seni alıkoyuyorum."

Arda aynı ifadeyle ona bakarken o çoktan yukarı çıkmaya başlamıştı. Üst katın evine baktı, kapı yarım açıktı. Gitmek için meyletti ama eğer abileri onu evin içinde görse sıkıntı çıkardı. Kerem ve Turgay'da görse büyük sıkıntıydı.

O yüzden kucağındaki sincabı daha sıkı tutarak son kata çıktı. Burası teras olduğu için hiç kimse yoktu. En son merdivene gelip kucağında Arda varken oturdu. Arda etrafına bakındı.

"Ama neden buraya getirdin?" hâlâ kucağından inmemesi Erhan'ın içini kıpır kıpır ediyordu.

"Bizimkiler görmesin diye. Hem sesleri kesilince seni öyle serbest bırakacağım. Küçücüksün arada kaynarsın. Hepsini dövmem biraz zor olur." diye açıkladı Erhan. Yüzleri aşırı yakındı.

"Ben abilerimi hiçbir zaman yalnız bırakmam." bir insanın ses tonu bile tatlı olabilir miydi? Çok tatlıydı ve Erhan bu tatlılık karşısında çıldırmak üzereydi.

Kürdanı dilinde bir kez çevirdi. Arda'nın gözleri kürdanına kaydı.

"Neden sürekli kürdan var ağzında?" diye sordu ağzında oynattığı kürdana bakarken. Konudan tamamen uzaklaşmıştı. Erhan bu duruma gülümsedi.

"Bilmiyorum, seviyorum." dediğinde Arda hâlâ kürdana bakıyordu. Elini kaldırıp kürdanın ucunu tuttu.

Erhan onun hareketlerini gülümseyerek izliyordu. Kürdanı dilinde biraz daha çevirirken Arda'nın parmağıda oynuyordu. Bu hareket kucağındaki çocuğu gülümsetmişti.

Erhan kürdanı durdurdu ve dişlerinin arasına aldı. Arda bu sefer hareket ettirmek istedi ama ona izin vermeden birden ağzındaki kürdanı çıkarıp kenara bıraktı. Ağzının hizzasında duran eli tuttu.

Arda irkilerek yüzüne baktı. Yutkunan çocuğun elini dudaklarına yaklaştırıp parmaklarını öptü. Nefesinin hızlandığını hissetti.

"S-sen neden bana böyle davranıyorsun?" diye sordu Arda titrek bir sesle. Bunu kendisi de bilmiyordu.

"Bilmiyorum." dedi, gerçek anlamda bilmiyordu. Etkilendiği aşikardı ama ilk defa böyle bir şey yaşıyordu.

Biri eşcinsellerden nefret ediyor musun diye sorsa hiç düşünmeden evet derdi ama en yakın arkadaşı eşcinsel olsa sanırım ondan asla nefret etmezdi.

Bu konu hakkında pek bir bilgisi yoktu ve kulaktan duyup, sosyal medyada gezen yanlış şeyler yüzünden böyle düşünüyordu. Toplumcu homofobik gibiydi.

Daha önce bir erkeğe de böyle hissetmemişti. Sevdiklerine korumacıydı ama Arda'yı gördüğü ilk andan beri onu koruma ihtiyacı hissediyordu. Bakışlarındaki masumluk ona bir şeyleri hatırlatıyordu. Ve onun zarar görme ihtimali deli ediyordu kendisini.

Bir süre sadece öylece durdurlar. Arda hiç kıpırdamamıştı, bir ara kafasını omzuna yaslayıp biraz öyle bile durmuştu.

Aşağıdaki sesler kesilince Erhan yavaşça kalkıp Arda'yı evinin önüne getirdi ve aceleci davranarak aşağı indi. Kucağından indirirken gözlerinin içine bakmamıştı bile.

Ama uzun süredir hissettiği en huzurlu dakikaları geçirmişti.

NO:31 Where stories live. Discover now