yirmi

47.9K 4.2K 2.3K
                                    

Bulut arabasını sokağın en köşesine park edip yarım kahvesinide alarak arabadan indi. Apartmana yakın yerde park yeri bulamayınca deliriyordu. O kadar yürümek zorunda değildi.

Soğumuş kahvesinden birkaç yudum alıp yüzünü buruştururken bir iki adım atıp sokaktaki büyük çöp konteynerina attı. Boş bakışlarını apartmanın kapısının önüne yönlendirdiğinde İbrahim'i gördü.

Kaşları anında çatılmıştı. Evinin önüne gelecek kadar cesaretlenmişti demek ki. İbrahim ile gözleri birleşince o da anında kendisine doğru gelmeye başladı.

Kıvırcık olmaya meyilli sert saç teli olan saçları, su yeşili gözleri vardı. Bir Kürt çocuğuydu. Gizli bir eşcinseldi bu yüzden çok korkuyordu.

Bulut onu çok iyi anlıyordu, sıkıştırmak istemiyordu ama sürekli korkuyordu. Tek başına bir dört duvar arasında bile olsalar korkuyordu. Korktukça farklı bir insana dönüşüyordu.

Bulut hakaret yediğinde İbrahim'in sesini çıkarmayacağını biliyordu. Ne kadar severse sevsin, korkusu önüne geçiyordu her şeyin.

"Bulut.." dedi yanına varınca. Şimdi ikiside karşı karşıya gelmişlerdi. Ondan bir santim kadar kısaydı. Yeşil gözlere baktığında orada çaresizlik gördü.

"İbrahim, niye geliyorsun buraya? Ben yeter demedim mi sana?" dedi Bulut sakin bir sesle. Çünkü çocuk o kadar kötü görünüyordu ki kızamıyordu.

"Ben sensiz nefes alamıyorum. Boğuluyormuş gibi hissediyorum." dedi direkt. Konuşurken sesi titremişti.

Bulut yutkundu, normalde acımasız görünse de en ufak şeylerden bile etkileniyordu.

"Bak ben-"

"Ne olur sevgilim. Özür dilerim. Yalvarırım beni affet. Bundan sonra daha dikkatli olacağım. Seni çok özledim, lütfen." gözleri dolu dolu olmuştu.

"Biz kaç kere bu konuşmayı yaptık İbrahim? Çok kez yaptık." dedi çocuğun konuşmasına izin vermeden. "Olmuyor işte yavrum, zorlamayalım."

"Ama ben sen olmadan yemek bile yiyemiyorum ki." dedi çocuk gibi konuşup yutkundu. Ağlamak üzereydi.

"Biliyorum bir anım bir anımı tutmuyor. Sinirlenince değişik biri oluyorum ama sen benim kalbimi gördün. Biliyorsun beni." dediğinde Bulut derin bir nefes alıp bıraktı ve dudaklarını birbirine bastırarak gözlerinden bir damla yaş akan çocuğu izledi.

"Kendimi tanıdığımdan beri öldürülme korkusu yaşıyorum. Bu yüzden ona ne denir... tra.. travma gibi bir şey." dedi, daha kendisine ne olduğunu bile bilmiyordu. Bulut bu çocuksu ve masum tavrına hüzünle gülümsedi.

"Ama işte sen yanımda olunca daha az korkuyorum. Ne olur beni yalnız bırakma." dedi ve yalvarır gibi gözlerinin içine baktı.

Bulut ona aşık değildi ama onu çok seviyordu. Güzel şeyler yaşamışlardı ve onun yanında çok eğlendiği de oluyordu, çok üzüldüğü de. Şimdi ne yapacağını bilmiyordu.

"Ben sana söylediğim tüm kötü şeylerden dolayı özür dilerim. Yaptığım salaklıklardan da. Ne olur bırakma beni."

Karşında yeşil gözleri parlayan çocuğa bakıp kafasını yana çevirdi ve eğip ellerini saçlarından geçirdi. Bir süre öyle durduktan sonra saçlarını karıştırdı ve yeniden çocuğa döndü.

"Düşüneceğim." sadece bir kelime. Bir kelime bile çocuğu yeniden hayata döndürmeye yetmişti.

"Allah'ım çok şükür, Bismillah." dediğinde anında gelen espri ile Bulut dayanamayıp dişlerini göstererek güldü.

İbrahim'de gülerken hızla yanağındaki yaşları sildi ve burnunu çekip kendisine baktı.

"Şimdi sana burda sarılmak isterdim ama olmaz değil mi?"

"Götün yemez ki sarılmaya." dedi Bulut.

Ama demez olaydı. Birden elinden tutup kendine çekti ve kollarını dolayıp sıkı sıkı sardı. Bulut'un gözleri şok ile açılmıştı.

İlk defa topluma açık bir alanda bu kadar büyük bir cesaret örneği göstermişti. Bulut'da ona sıkıca sarıldı ve birkaç saniye öylece durup ayrıldılar.

"Cesaret güncellemesi gelmiş sana." dedi Bulut gülümseyerek. İbrâhim sırıttı.

"Evet birazcık."

"Neyse, hadi sen git. Konuşuruz sonra." dedi Bulut. Çocuk hemen kafasını salladı çünkü kavuşmuştu sonunda.

"Tamam, akşam yazacağım. Yarın da okulda kafeteryada bir çay falan içelim." dediğinde Bulut kaşlarını kaldırdı.

"Vay vaaayy."

"Yaaa ne sandın." dedi gülerek. Bulut'da bu tatlı tavıra gülümsedi.

"Hadi git." dediğinde İbrahim kafasını salladı.

"Görüşürüz sevgilim.

"Görüşürüz." demekle yetindi sadece Bulut. Çocuk gülümseyerek ellerini ceketinin cebine koydu ve ilerlemeye başladı.

Bulut o sokaktan çıkana kadar onu izledi. İbrahim arada yan bir şekilde dönüp ona bakarak gülümsüyor ve sonra yeniden önüne dönüyordu.

Gözden kaybolunca önüne döndü ve apartmana girmek için bir adım attı. Ama bir anlık gelen izlenme duygusu ile kafasını kaldırıp binaya baktı.

Turgay balkon demirine yaslanmış, sigara içerken çatık kaşları ile kendisine bakıyordu. Onu gördüğü anda anında sinirleri bozulmuştu.

Bulut bakışlarına aynı sertlik ile karşılık verip kafasını çevirdi ve apartmandan içeri girdi.

Onun yüzünü bile görmek istemiyordu.

NO:31 Där berättelser lever. Upptäck nu