on bir

47.2K 4.4K 2.1K
                                    

Zil çaldığında salonda tek başına uzanmış olan Kerem etrafına bakındı. Diğerleri mutfakta makarna yaptıkları için kapıya en yakın olan oydu. Yine de bir ihtimal bekledi.

Zil çalmaya devam ederken gelmeyeceklerini anlayıp telefonu bir hırsla kenara bıraktı ve ayağa kalktı. Kapıya vardığında çelik kapının ardından bir dolu gürültü geldiğini duyunca kaşlarını çattı.

Kapının merceğinden baktığında Seyfi, Orçun ve Mert üçlüsün gevşek gevşek sırıttığını görünce gözlerini kapatıp açtı. Muhtemelen iki gündür okula gitmediği için onlar buraya gelmişti.

"Aç len kapıyı!" dedi Seyfi gülerek. Diğer yandan salak salak hareketler yapıyorlardı.

Kerem kaçışının olmadığını anlayınca kapıyı açtı. Arkadaşları ona sırıtarak bakarken tam bir şey diyecekti ki yukarıdan Asef ve Bulut'un indiğini gördü. Asef ile gözleri birleşti.

"Ohooovvvv enişteeee..." dedi Seyfi merdivene dönüp gevşekce. Sözlerinin Asef'i hedef aldığını herkes anlamıştı.

Kendi arkadaşları hayvan gibi gülmeye başlayınca, Asef'in dudaklarının kenarı kıvrıldı. Dalga geçiyordu.

Baş parmağı ile dudağının kenarını kaşıdı. Bugün de siyah bir bileklik ve yüzük takmıştı.

"Amına koduğum." dedi Kerem sinirle arkadaşını tutup içeri fırlatırken. Diğerleri de enişte diye sayıklardan onları da içeri attı.

Arkadaşları arkada kendinden geçmiş gülerken Kerem onunla göz göze geldi. Tamamen kapının önüne geldiklerinde Kerem kaşlarını çattı, Asef ise aşağı merdivene yönelmeden önce göz kırptı.

"Piç kurusu." dedi Kerem öfkeyle ve bir hızla kapıyı kapattı.

Arkasını döndüğünde arkadaşlarını fırlattığı için hepsinin yere yapışmış, kahkahalar ile güldüğünü gördü.

Erhan ve Turgay'da mutfaktan çıkıp gelmiş onlara bakarak gülüyordu. Kısacası Kerem hariç herkes gülüyordu.

"Gülmeyin yarraklar." dedi Kerem, ama onlar daha da fazla gülmeye başladı.

Kerem kendisine en yakın olan Mert'e bir tekme atıp sinirle içeri geçti. Arkasından hâlâ gülüşüp, konuşan çocukları umursamamaya çalışıyordu.

"Yeminle götüm çıktı gülmekten." dedi Seyfi içeri zor bela gelip kendini karşı koltuğa atarken. Ona kaşları çatık bir şekilde bakarken Mert yanına oturup yanağından bir makas aldı.

"Sikecem ha." dedi elini ittirip.

"Oğlum dalga geçmeyin lan." dedi Turgay otuz iki diş sırıtarak tekli koltuğa otururken. Yaptığı ve dediği şey uyumlu bile değildi.

"Geçin siz dalganızı." dedi sırtını koltuğun koluna yaslarken.

Erhan o sırada ağzındaki kürdan ile mutfağa gitti ve etrafta gülüşmeler hakimken elinde hâlâ üzerinde buharı olan bir tabak makarna ile gelip Seyfi'nin yanına geçti. Kürdanını çıkarmıştı.

"Niye telefonlarımızı açmadın? Yemin ederim tüm haykırışlarım içimde kaldı ya." dedi Seyfi, gülüşleri sırıtmaya dönmüştü.

"Okulda ibne diye anılmaktan korktu. Kimse bir şey demedi diyoruz ama inanmıyor orospunun fırlattığı." dedi Erhan çatalına sapladığı makarnayı ağzına atarken.

"Oğlum kimse sana ibne demiyor ki, seni herkes tanıyor." dedi Seyfi, Kerem bunu biliyordu ama yine de içi rahat etmiyordu işte.

"İbne demeseler bile sizin gibi amcık amcık gülecekler." sinirle söylendi Kerem.

"Katlanacan kral." dedi elini kaldırıp. Ardından aklına gelen şeyle hatırlamış gibi gözlerini irileştirdi.

"Lan ama şeyi diyecem sana. Ne kadar senin ibne olmadığını bilsekte okulda bir dedikodu yayıldı. Goygoyuna yapıyorlar ama tüm herkesin dilinde." dediğinde Kerem kaşlarını çattı.

"Neymiş o?" dediğinde Seyfi sırıttı.

"Şu an okulda Asef ile sen sevgili ilan edildiniz. Millet fena makara yapıyor." dediğinde yüzünü buruşturdu.

"Amına koyayım ya." dedi ardından sıkı dişleri ile.

"Yazık." dedi Erhan sırıtarak.

"Ama dursun onlar, ben çok güzel sikecem hepsini." Turgay'ın sinirli sesiyle Erhan ona döndü.

"Bebenin ne suçu var lan?" dedi kaşlarını çatıp.

"Tamam gardaş, herkes kendine düşeni siksin. Bulut benim, karışmayın." dedi Turgay bu sefer.

"O Asef piçi de benim. Onu dövmezsem adam değilim." dedi Kerem büyük bir öfkeyle.

"Benim Bulut ile farklı planlarım var. Yalvaracak orospu çocuğu." Turgay'da intikam yemini edermiş gibi konuştu.

Bir süre sessizlik oluştu, herkesin gözü Erhan'a döndü. Erhan sessizce makarnasını yiyordu. Herkes onunda bir yemin etmesini beklerken, o ağzında makarna varken bakışlarını tabaktan çekip kendisine bakan arkadaşlarına döndü.

"Aynen aynen, o Arda'ya göstereceğim ben gününü." dedi birden. İçinden tövbe çekmişti.

"O zaman bize de olayları takip edip, gülmek düşer." dedi Seyfi arkasına yaslanıp.

Erhan hariç iki sinirli insan Seyfi'ye sinirle baktılar. Ama şu an önemli olan onlar değildi.

İntikam almaları gerekiyordu.

NO:31 Where stories live. Discover now