iki E-A

59.8K 4.7K 6.6K
                                    

"Yaşasın ırkımız Çin'e bedel kırkımız, söylenir türkümüz çağlardan çağlara."

Erhan telefonundan açtığı şarkı ile bir kızla mesajlaşırken diğerleri dışarıdan söyledikleri dürümden sonra fena halde hazımsızlık çektikleri için koltuklara yayılmış telefonları ile oynuyorlardı.

"Erhan savaşa mı gidiyorsun amına koduğum. Bu şarkı ile kızla nasıl konuşuyorsun?" diye mırıldandı Kerem telefonuyla oynarken. Bir ayağı koltuğun yaslanma yerindeydi.

"Kızla sexting yaptıklarını düşünsene.." dedi Turgay gülerken, onunda gözleri telefonundaydı. Erhan kısık, sinirli gözlerle ona baktı. "Ah asenam uluyorum şu anda..."

"Siktir orospu çocuğu!" dedi Erhan yaslandığı yerden bir yastık alıp onun kafasına atarken. Turgay yastığı fark etmeyince yastık eline çarptı ve telefon dudağına düştü.

"Hassiktir uyuştu.." dedi dudağını yalayıp.

"Oğlum bizim sınıftaki çocuk bugün derse sarhoş girdi." dedi Kerem olayla alakasız.

"Hakkında işlem başlatırlar."dedi Erhan ve yine telefonuna döndü.

"Yoo hoca hiçbir şey demedi."

"Sizin bölümün hocaları bir değişik." dedi Erhan.

Tam o sırada zil çalınca üçü hiç aldırmadı. Zil bir daha çaldı.

"Erhan senin sıran, kalk." evet kapıyı açmayı bile sıraya koymuşlardı.

"Oğlum sanki ben unutkanım diye beni dolandırıyormuşsunuz gibi geliyor. Her şeyde sürekli benim sıram." dedi telefondan gözlerini çekip ikiliye bakarken.

"La de siktir git hadi bak kapıya." dedi Turgay umursamadan.

"Küfür etme sikerim çarkını amına koyduğumun çocuğu." Erhan ayağa kalkarken sinirle söylendi. Koltuğun üzerinden bir kürdanı alıp dişlerinin arasına alırken.

Önlerinden geçerken ikilinin telefonlarına vurdu ve küfürler eşliğinde kapıya vardı. Kapıyı açtığında acaba hangi yurtta kalan arkadaştan biri geldi diye düşünürken kapının önünde beyaz tenli, küçük bir çocuk gibi duran üst komşuyu görmeyi beklemiyordu.

Kaşları havalandı. Çocuk ona utangaç bakışlar atıyordu, elini öne doğru uzatınca o an fark etmişti peçete ile örülmüş tabağı.

"Merhaba, şey ben..." sesi çok kırılgandı. Erhan hâlâ onu izliyordu sanki uzaylıymış gibi. Çocuk yutkundu ve içinden ne düşündüyse bir anda daha özgüvenli bir şekilde kafasını kaldırıp baktı.

"Biz üst katta yeni taşındık. Siz de öğrenciymişsiniz. Asef köfteyi çok iyi yapar da, fazla yapınca size de getirdik. Yani beni gönderdiler..." konuştukça daha fazla utanıyordu ve cümleleri toparlayamıyordu.

"Haaa..." dedi Erhan kalın sesiyle. Kürdanı bir kez oynattı diliyle. Çocuk kürdanına çevirdi gözlerini.

Erhan ne yapacağını bilemedi ama elini tabağa uzattı.

"Eyvallah birader." son kelimeyi bastırarak söylemişti. Bir yanlışlık olmasın diye. Çocuk hafifçe gülümsedi.

"Ben Arda bu arada." dedi çocuk tabağı Erhan'a verirken.

"Erhan ben de kardeş."

"Memnun oldum.." dedi çocuk ve anında geriye çekildi. Hemen gitmek istiyormuş gibi bir hali vardı. "Afiyet olsun size."

"Eyvallah."

Çocuk gülümseyip merdivene döndü ve kafası önde yürümeye başladı. Bir basamağı çıkarken diğer basamakta sendeledi. Düşecek gibi oldu. Erhan bir adım atacak gibi öne doğru uzandı.

"Hoop.." dediğinde çocuk dengesini sağlayıp kıpkırmızı bir surat ile kendisine döndü. Elini sıkıntı yok anlamında salladı ve önüne dönüp bu sefer hızla tırmandı merdivenleri.

O gözden kaybolurken Erhan birkaç saniye arkasından baktı ama ardından kafasını iki yana sallayıp kapıyı kapatıp içeri girdi. İçeri girdiği anda koltukta oturmuş ikili dikleşmiş bir şekilde ona bakıyordu.

"Yukarıdan mı gelmiş?" diye sordu Turgay merakla. Muhtemelen dinlemişlerdi.

"Heee köfte getirmiş." dedi peçeteyi açıp köfteleri gösterirken. İkili aç gözlerle köftelere baktılar. Az önce tıka basa doydukları halde ev yemeği görünce yeniden acıkmışlardı.

"Lan yiyince biz de ibne olmayalım?" diye sordu Turgay, Erhan yüzünü buruşturup baktı.

"Abartma orospu çocuğu." dediğinde Kerem'de gözlerini devirdi.

"Sanki bulaşıcı bir şey yarrak kafalı..." dedi Erhan iki adımda koltuğa varıp oturdu ve kürdanı çıkarıp elindeki tabaktan köfteyi alıp bir ısırık alırken hâlâ bir şeyler mırıldanıyordu.

Erhan köfteyi çiğneyip yutkundu ve ağır çekimde bacak bacak üstüne attı. Serçe parmağı hafiften kalmıştı.

"Kız ben ne diyordum en son.. Ha işte sanki bulaşıcı bir şey yahu." dedi saçı varmış gibi onu geriye atmış hareketi yapıp.

Kerem ve Turgay ilk afallasada saniyeler içinde kahkahalara boğulmuşlardı. Erhan'da onlarla birlikte gülmeye başladı. Bacağını indirip açarken yarım köfteyi birden ağzına attı.

"Gömülün olum." dediğinde Turgay anında yanına çöktü.

Kerem'de içinden iki tane köfte alırken şimdi de kim çok yedi kavgasına düşmüşlerdi. Uzun süredir ilk defa ev yemeği yedikleri için bir an ailelerinin yanındaymış gibi hissettiler.

NO:31 حيث تعيش القصص. اكتشف الآن