dört T-B

51K 4.3K 2.1K
                                    

Turgay otobüsten indiği anda su göletine basmamak için dikkatli adımlarla yürüyordu ama diğer yandan acayip sıkıştığı için acele etmeyede çalışıyordu.

Hayatta dışarıdaki mikrop dolu tuvaletlere giremiyordu. Ne kadar sıkışsa da kendini tutmak zorunda kalıyordu. Hatta bir ara mekanda otururken acayip derecede sıkıştığı için eve gidip gelmişti. O derece takıntılıydı.

"Anasını sikeyim salacam şimdi bir ağaç kenarına ha..." diye mırıldandı hızlı adımlar ile evin olduğu sokağa girdiğinde.

Tam finale yaklaşmıştı ki bir araba sesi duyuldu sokağın başında. Ve daha ne olduğunu anlamadan araba büyük bir hızla yanından geçti. En nefret ettiği ses çıkıp üzerine sabahtan yağan yağmur suları hücum edince adımlarını durdurdu. Yüzüne kadar gelen sudan elini kaldırarak korunmaya çalıştı.

Saniyeler içinde yaşanan bu olay karşısında put gibi durdu. Siyah araba geçip giderken afallamış bir şekilde baktı ama daha sonra öfkeyle kaşlarını çattı.

"Lan senin ben ananı sikeyim ananı! O tekerlekler götüne girsin senin orospunun fırlattığı!" diye bağırdı tüm öfkesiyle.

Balkondan çıkan bir teyze kavga var diye izlemeye başlamıştı hemen.

Araba biraz daha ilerleyip durunca Turgay'ın kaşları çatıldı. Sanırım sürücü kendisini duymuştu. Arabanın geri geri gelmesini bekledi ama olduğu yerde durdu. Motor sesi durdu ve kapı açıldı. Kapıdan çıkan kumralı görünce şaşkınlığı daha da arttı.

Üst kata taşınmış olan boyundan büyük kibirli çocuk iner inmez kendisine kin dolu bakışlar atmaya başladı.

Turgay afallaması geçince adımlarını hızlandırıp çocuğun yanına yani apartmanın önüne gitti. Elini kaldırıp kavgaya hazırlıklı bir şekilde çocuğa salladı.

"Düzgün kullansana lan sen şu arabayı? Görmüyor musun insan var orada!" çocuk yüzünü buruşturdu.

"Sesini daha fazla duymak istemiyorum, kes." dediğinde Turgay ona şok ile baktı.

"Bulut, yukarı çık." balkondan bir ses geldiğinde ikisi birden yukarı baktı. Esmer çocuk balkonda sigara içiyordu ve oldukça sinirli duruyordu.

Adının Bulut olduğunu öğrendiği çocuk baş parmağını kaldırıp onaylayan bir hareket yaptığında son bir kez daha kendisine bakıp apartmana baktı.

O apartmana yaklaşınca Turgay sinirini unuttu çünkü şu an idrarı sinirinden önce geliyordu. Anahtarını almamıştı. Otomatik çalışmıyordu ve kendi arkadaşları burada ölse bile aşağı inip kapıyı açmazlardı.

Onunla beraber kapının önüne gitti. Bulut ona yandan bir bakış attı, kendisinin neden sakin durduğunu anlamıyordu muhtemelen. Turgay onunla göz temasını kesip kapının açılmasına odaklandı.

"Anahtarın yok değil mi?" diye sordu Bulut. Turgay bakışlarını kibirli bir şekilde gülümseyen çocuğa çevirdi.

"Kesin acele bir işinde var ve senin o pezevenk arkadaşların asla kapıyı inip açmaz." Turgay cevap vermeden onun bu zekiliği karşısında şok ile yüzüne baktı.

Bulut tahminlerinin doğru çıktığını anlayınca kendinden emin gülümsemesi ile anahtarını kilide koyup apartmanın kapısını açtı. Kapıdan acele ile girdiğinde Turgay hâlâ üzerindeki çamurla ona afallayarak bakıyordu.

"Kudur." dedi Bulut ve kapıyı kapattı.

Apartmanın camından baktığında kendisine iğrenen bir bakış atıp arkasını döndü ve asansörü olmayan apartmanda merdivenlere yöneldi. Tam 6. katta oturuyorlardı.

"Amına koduğum!" diye bağırdı Turgay ve apartmana bir tekme attı. Ama çocuk göz önünden kaybolmuştu.

Olduğu yerde sinirle dönüp telefonunu çıkardı. Rehberden 'Angry wolf Erhan' ismini bulup aramaya tıkladı.

En az yarım saate açacaklardı telefonu. Olduğu yerde dolanmaya başladı. Dediği gibi telefonu dakikalar sonra açtılar. Artık sınıra dayanmıştı. Küfür ede ede balkondan anahtar atmalarını söyledi.

Balkondan atılan anahtar ile hızla kapıyı açtı ve hiç çıkmadığı kadar hızlı bir şekilde yukarıya tırmandı ve eve girer girmez tuvalete koştu.

Uzun süredir tuttuğu çişini yapıp rahatlarken lavaboya gidip elini ve yüzünü yıkadı. Tişörtünü çıkarırken salona girdi.

"Ne oldu la senin üstüne?" dedi Erhan telefonu ile oynarken. Turgay yine sinirle kaşlarını çattı.

"La şu üstteki ibnelerden Bulut arabasıyla geçerken çamur savurdu bana. Bir de baya sinirliydi, ne oldu lan?" dediğinde Kerem sıkıntılı bir nefes aldı koltukta otururken.

"Onların hakkında konuşurken o esmer olan Asef beni duydu. Sinirlendi, muhtemelen onun içindir."

"Vay amına koyim. Bu yılanlarla başımız dertte o zaman." Turgay sıkıntıyla mırıldandı.

Koltukta oturan iki arkadaşı kafalarını sallayarak kendisine onay verince o öfleyerek üzerini değiştirmeye gitti.

NO:31 Where stories live. Discover now