Keşke Olsaydı

By bidesvu_

206K 12.9K 9.8K

Sadece keşke olsaydı dediklerimiz... YavBah #1 More

☘ 51'den devam 1 ☘
☘ 51'den devam 2 ☘
☘ 51'den devam 3 ☘
☘ 51'den devam 4 ☘
☘ 51'den devam 5 ☘
ꕥ 51'den devam ꕥ
ღ 51'den devam 1 ღ
ღ 51'den devam 2 ღ
ღ 51'den devam 3 ღ
Yazarınızı Tanıyın
Bölüm 17
Bölüm 17 / 2
⌘ 51'den devam 1 ⌘
⌘ 51'den devam 2 ⌘
⌘ 51'den devam 3 ⌘
⌘ 51'den devam 4 ⌘
❅ 12'den devam 1 ❅
❅ 12'den devam 2 ❅
❅ 12'den devam 3 ❅
✮ 45'ten devam 1 ✮
✮ 45'ten devam 2 ✮
◈ 49'dan devam 1 ◈
◈ 49'dan devam 2 ◈
◈ 49'dan devam 3 ◈
✢ 43'ten devam 1 ✢
✢ 43'ten devam 2 ✢
✢ 43'ten devam 3 ✢
✢ 43'ten devam 4 ✢
✢ 43'ten devam 5 ✢
✢ 43'ten devam 6 ✢
✠ 39'dan devam 1 ✠
✠ 39'dan devam 2 ✠
✠ 39'dan devam 3 ✠
✠ 39'dan devam 4 ✠
✠ 39'dan devam 5 ✠
❀ 25'ten devam 1 ❀
❀ 25'ten devam 2 ❀
❀ 25'ten devam 3 ❀
❀ 25'ten devam 4 ❀
Sadece bir şey...
✧ 66'dan devam 1 ✧
✧ 66'dan devam 2 ✧
✧ 66'dan devam 3 ✧
✧ 66'dan devam 4 ✧
〄 51'den devam 1 〄
〄 51'den devam 2 〄
〄 51'den devam 3 〄
〄 51'den devam 4 〄
〄 51'den devam 5 〄
❁ 41'den devam 1 ❁
❁ 41'den devam 2 ❁
❁ 41'den devam 3 ❁
❁ 41'den devam 4 ❁
❁ 41'den devam 5 ❁
ÖNEMLİ
❁ 41'den devam 6 ❁
❁ 41'den devam 7 ❁
❈ 23'ten devam 1 ❈
❈ 23'ten devam 2 ❈
❈ 23'ten devam 3 ❈
❈ 23'ten devam 4 ❈
❈ 23'ten devam 5 ❈
❈ 23'ten devam 6 ❈
❈ 23'ten devam 7 ❈
❈ 23'ten devam 8 ❈
❈ 23'ten devam 9 ❈
❈ 23'ten devam 10 ❈
❈ 23'ten devam 11 ❈
❈ 23'ten devam 12 ❈
❈ 23'ten devam 13 ❈
❈ 23'ten devam 14 ❈
❈ 23'ten devam 15 ❈
❈ 23'ten devam 16 ❈
❧ 51'den devam 1 ❧
❧ 51'den devam 2 ❧
❧ 51'den devam 3 ❧
❧ 51'den devam 4 ❧
♧ Özel Bölüm ♧
§ Mini-Özel Seri 1 §
§ Mini-Özel Seri 2 §
§ Mini-Özel Seri 3 §
§ Mini-Özel Seri 4 §
§Mini-Özel Seri 6§
§Mini-Özel Seri 7§
DUYURU (10.12.2023)
KO-1
KO-2
KO-3
KO-4
KO-5
KO-6
KO-7
KO-8
KO-9
KO-10
KO-11
KO-12
KO-13
KO-14

§ Mini-Özel Seri 5 §

1.4K 76 22
By bidesvu_

Herkese merhabaa!!!

Oy verip satır arası yorum yapmayı unutmayınn 🙏❤️

İyi Okumalar

Bedenim havalanırken tek kelime dahi etmeden başımı Yavuzun omzuna yasladım.

Yorgun bedenimin bu sefer gerçekten ayakta duracak hali yoktu.

Yavuz küçük adımlarla banyodan çıktı. Yatağa gelince beni yatağa bıraktı. Saçlarımı öptü. "Hasta olmadan giyinip güzel bir uyku çekelim canım."

Yavuzu başımla onayladığımda gülümseyip sırtını bana döndü. Sırtındaki tırnak izlerine alt dudağımı dişleyip bakarken elinde paketlerle geri döndü bana Yavuz.

"Onlar ne? " diye sordum dudağımı dişlemeyi bırakıp.

"Kıyafet canım," dedi. "Oteli ayarladıktan sonra aldım. Giyecek bir şeyler lazımdı."

"İyi düşünmüşsün," dedim.

Renkli poşetleri yanıma bıraktı. İlk poşetten yeni alınmış çamaşırları çıkarttığında şaşkınlıkla baktım Yavuzun mavilerine. "Sen çamaşır mı aldın bir de? "

Dudağını büzüp "Alamaz mıyım ki? " dedi.

"Alırsın da," dedim. Kendimi tutamayıp güldüm. "Sen ya, sen. Teröristlerin korktuğu sarı komutan karısına iç çamaşırı seçmiş." Küçük bir kahkaha attım. "Seçmesi zor oldu mu bari? "

Kaşlarını çatıp baktı yüzüme. "Ben seçmedim hayatım. Satıcıya söyledim o verdi bir tane işte. Hem bunda gülecek ne var bu kadar? "

Gözümün önüne Yavuzun çamaşır alırken ki görüntüsü geldiğinde karnımı tutarak gülmeye başladım. "Ay, Yavuz seni çamaşırcı da hayal etmesi bile..." Gür bir kahkaha daha attım. "Ben buna on yıl gülerim artık."

Gülmekten karnıma ağrılar girmeye başlarken "Bahar kızıyorum ama," dedi Yavuz.

Gülmemek için kendimi tutmaya çalıştım. "Tamam gülmedim," dedim ciddi olmaya çalışarak. Ciddi duruşum çok sürmedi, saliseler sonra tekrardan gülmeye başladım.

Yavuz göz devirip sakinleşmemi bekledi. Gülmekten gözlerim buğulanmıştı, sıcak basmıştı. Elimi yüzüme yelpaze yapıp gülmeyi kestim.

"Sonunda," dedi Yavuz.

"Ya Yavuz ama ben bunu rüyamda görsem inanmazdım. Sonuçta sen koskoca Yavuz Karasusun. Yavuz Karasu dışarıda karısına asker arkadaşı gibi davranır, çamaşır almaz," dedim. Alttan alttan laf sokmazsam olmazdı. Sonuçta az çekmedim ben bu adamın bu huyundan. Bi' bugün dışarıda gerçekten karısıymışım gibi davrandı.

"O eski Yavuzdu," dedi bedenimdeki havluyu çözüp. "Artık yeni Yavuz var," dedi.

Sütyenin askılarını kolumdan geçirdim. Yavuz kopçasını bağlamak için yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözlerimiz birbirini bulduğunda gülümseyip dudaklarımı öptü. Kısa ama tutkulu bir öpücükten sonra geri çekildi.

Bedeni tam olan sütyene kısa bir bakış attım. "Vay be, bedenimi tam tutturmuşsun," dedim bravo der gibi başımı sallayarak.

Çapkınca sırıttı. "Göğüslerinin her milimini dudaklarımla ölçüm ben. Bırak da bedenini tam tutturayım hayatım."

"Pislik," dedim elindeki tişörtü sertçe alıp. Tişörtü başımdan geçirdim.

"Senin şimdi pislik dediğini bir gün belki unuturum doktor hanım ama az önce kulaklarımın duyduklarını asla unutmam," dedi imayla. Kalleş.

"Terbiyesiz yaa," diye çemkirdim. Bu sefer de elindeki külotu aldım. Ayağa kalkıp bacaklarımdan geçirdim. "Yok bundan sonra sana sevişmek falan."

"Vardır vardır," dedi gülerek.

Külotu giyince bana uzun gelen tişörtün eteklerini düzelttim. Başımı hızlıca kaldırıp Yavuza baktığım anda birden başımın dönmesiyle sendeledim.

Yavuzun kolları hemen belimi sardı. "Bahar," dedi endişeyle.

Kapanan gözlerimi açmak için uğraşırken elimi alnıma koydum. "Ovv," diye mırıldandım. "Fena döndü."

"Hadi gel," dedi beni yatağa doğru yönlendirip. İki küçük adımdan sonra bacağım yatağa değince oturdum.

Yatağın üzerindeki poşetleri yere atıp yanıma oturdu. "İyi misin? "

"Hıhı," diye mırıldandım. Gözlerim açılmıştı artık. Elimi alnımdan indirdim. "Ani hareket edince başım döndü birden "

Beni kendine çekince başım göğsüne buluştu. "Kaç gündür yorgunsun bir de ben şimdi yordum seni. Ahh, aptal kafam." Banyodan çıkmadan önce kuruttuğu saçlarımı öptü. "Özür dilerim."

"Sorun yok. İyiyim," dedim.

Başımı göğsünden ayırdı. "Hadi yat dinlen."

Benden onay beklemeden yatağın üzerindeki örtüyü açtı. Geriye yatmamış sağlayıp üzerimi örttü.

Alnımı öpüp yanımdan kalktı. Hızlıca üzerini giyinip yanıma geldi. Örtünün altına girip yüzünü bana döndü. Yastığa dirseğini koyup yumruk yaptığı elini şakağına dayayıp yüzüme bakmaya başladı.

"Uykuya daha çok ihtiyacın olduğu için şimdi seni kaldırıp doktora götürmüyorum ama yarın sabah da böyle olursan ilk işimiz doktora gitmek olur."

"Bu gece koynunda uyusam hiçbir şeyim kalmaz," dedim.

Elini yanağıma çıkarttı. Baş parmağıyla okşadı yanağımı. "Uyu o zaman bir tanem," dedi. Dudaklarını şakağıma bastırdı.

Gözlerim dolmaya başlarken dudağımı büktüm.

Dolu gözlerimi görünce kaşlarını çattı. "Niye doldu gözlerin senin? " diye sordu şefkatle.

Nemlenen burnumu çekip "Bilmiyorum," dedim. "Çok duygusal bağladım şu bir haftadır. Neden bilmiyorum,"

İşaret ve orta parmağının tersiyle yanağımı okşarken hafif tebessüm etti. "Regl döneminde ekstra duygusal oluyorsun sevgilim. Reglin yaklaştığı içindir,"

Yavuzun regl demesi düşünmeme sebep olmuştu. Ben regl olmadık ki. Ben bu ay geciktim.

"Yavuz ben bu ay geciktim," dedim dudağımı büzerek. Neden geciktim ki ben? Normalde hiç böyle aksamalar olmaz hatta aksine bazen erken bile olurdu.

"Bir kaç gün geçirmek normal değil mi sevgilim," dedi Yavuz. Bir soru sormaktan ziyade öyle olduğuna eminmiş gibi konuşmuştu.

Evet bir kaç gün geçirmek normaldi ama benimki bir kaç günü geçeli epey olmuştu.

Cevap vermeden Yavuzun yüzüne baktım düşünceli düşünceli.

Bir şey düşünürken hep yaptığı şeyi yapıp gözlerini kısıp dudaklarını biraz büzdü. "Ama seninki iki hafta olmuş," dedi biraz düşündükten sonra.

İki hafta. İki hafta gecikme için bir şeylerin ters gidiyor olması lazım. Ya da...

Yola artık! Yok yok değildir. Düşünme Bahar. Saçma yaa. Daha şunun şurasında ne kadardır gerçek evliliğiniz. Ama bu evlilik süresine bakmıyor ki.

Yavuzun yüz hatları birden gevşedi. "Bahar," dedi şaşkınca. Benim aklıma gelen onun aklına da gelmişti galiba.

Sertçe yutkundum. "Cık, değildir," dedim korka korka. Belki de o'dur. "Yani herhalde. Olabilir mi? "

"Biz hiç korunmadık," dedi. Gözleri örtünün üstünden karnıma kaydı. "Ya-yani," diye kekeledi.

Ellerimden destek yattığım yerde doğruldum. "Korunmamış olsak bile..." Ellerimle yüzümü sıvazladım. "Off, bilmiyorum."

Eğer öyleyse mutlu olurdum. O bize geldiği için hayatımda hiç olmadığım kadar mutlu olurdum. Ama şimdi zamanı değildi ki. O oradaysa yine mutlu olurum ama zamanı değil. O şu anda gelemez. Dünya bu kadar kötü bir yerken gelemez.

Aklıma tahlil sonuçları gelince hızlıca yataktan çıktım. Önce yerdeki havlular ve poşetleri kanata atarak aradım üzerimden çıkan kıyafetleri.

Yavuz "Bahar," derken aklıma banyo geldi. Koca adımlarla banyoya girince yerdeki pantolonumu aldım. Arka ceplerine baktığımda kağıt orada yoktu.

Ahh, salak Bahar, onu Yavuz almıştı.

Elimdeki pantolonu yere atıp Yavuzun pantolonunu aldım elime. Katlanmış kağıt yere düştü. Eğilip aldım. Gelirken attığım büyük adımlarla banyodan çıkarken titreyen ellerimle kağıdı açmaya çalıştım.

Yavuz banyodan elimle tahlil sonuçlarıyla çıktığımı görünce yataktan çıkıp yanıma geldi.

Bunca olup biten şeyden sonra o mucize eğer rahmimdeyse bu Allahın bize doğru yoldasınız, deme şekli olacaktı benim için. Eğer o can, rahmimdeyse mutluluğun formülüne bir adım daha yaklaşmış olacaktık biz. Bizim, bize, ikimize ait bir canı daha olacaktı.

Katlanmış kağıdı açtım. Değerlerime bakmadan önce Yavuz titreyen elimi tuttu. "Sakin ol."

"Olamıyorum," diye inledim neredeyse.

Gözümden bir damla yaş akarken gözlerimi sıkıca kapatıp alnımı Yavuzun omzuna yasladım. "Eğer oradaysa..." Yutkundum. "Nasıl olacak Yavuz? Bunca şeyin arasında nasıl olacak? Nasıl büyüyecek? "

Elleri bel boşluğumdaki yerini aldı. "Eğer oradaysa..." Benim gibi duraksadı. "Büyür Bahar. Bir yolunu buluruz, büyür."

Nemlenen burnumu çekip alnımı Yavuzun omzundan kaldırdım. Elimin tersiyle yanağımdaki yaşı sildim. Ellerim zangır zangır titrerken bembeyaz kağıda dökülmüş mürekkep izlerinin şifrelediği hayata baktım.

Beta HCG seviyem olması gerekenin çok üstündeydi.

Orada işte. O minik can orada. Rahmimde. Hayata sıkı sıkı tutunmuş Rahmimde büyüyor.

Yanağıma bir damla yaş düşüp çeneme doğru yok alırken başımı kaldırıp meraklı mavilere baktım.

Sertçe yutkundum. Sağ elimi rahmimin üzerine koydum. "Burada," diye fısıldadım. "Minik kalbi burada atıyor."

§

Hayatım boyunca canımı en çok yakan şey çok sevmeme rağmen sevilmemem oldu.

Daha el kadar çocukken annemle babamı çok sevdim. Babam beni sevmedi. Sonra annemle boşandılar. Annem yanımda o beni seviyor, dedim ama o da sevmedi beni. Yani ben hep sevdim ama sevilmedim.

Yıllar sonra karşıma Yavuz çıktı. Onu çok sevdim. O beni sevmedi. -Sevdi ama sevgisinden kaçtı desem daha doğru olur sanırım.- Sonra bir şey oldu: Sevgime karşılık buldum. Bulduğum karşılıkta çok büyük engeller aştık. Kimi engeli geçerken tökezledik ama geçmeyi başardık.

Bir kez daha karşılık beklemeden seveceğim. Ama bu sefer canımdan bir canı seveceğim, onun için ölen bile göze alacağım. O minik can rahmimde büyüdükçe sevgim daha da büyüyecek. Anneliği hissedeceğim. Anne olacağım.

Yavuz göğsüme yatmış, elini rahmimin üstüne koymuştu. Usul usul seviyordu orayı. Sanki o küçücük canı hissediyor gibi...

Yavuzdan beklediğim tepkiden farklı bir tepki almıştım. Ben, Yavuz bebeği istemez sanmıştım. Bir bebeğin sorumluluğunu almak istemeyeceğini düşünmüştüm bu şartlar altında. Ama o, daha ilk anda bu bebeği ne kadar çok istediğini belli etmişti. Yavuz da ikimize ait bu canı büyütmek istiyordu. Yavuz onu öğrendiği ilk anda bağlanmıştı küçücük bebeğe. Daha onu öğrendiği ilk an sevmişti. Kendinden parça olan canını, bebeğini, sevmişti.

Gözlerimi huzurla kapatıp elimi Yavuzun saçlarında dolaştırmayı bıraktım. Bir elim hala Yavuzun saçları arasındayken diğerini karnımın üzerindeki elinin üzerine koydum.

Yavuz başını göğsümden kaldırınca gözlerimi açtım.

"Asker eşi olmak çok zor Bahar. Biliyorsun," dedi. Gözlerinde bir çok duygu yüklüydü. "Hele asker çocuğunun annesi olmak daha zor."

Elinin üstünde duran elimi yanağına koyup baş parmağımı dudağına bastırıp devam etmesine engel oldum. Bunun arkasından gelecek cümleyi tahmin edebiliyordum.

"Ne kadar zor olursa olsun ikimiz üstesinden geleceğiz," dedim usulca. "Beraber başaracağız bunu."

Yanağındaki elimi tutup avcumun içine dudaklarını bastırdı. Derin bir öpücük kondurup elimi yanağına bastırdı. "Beraber başaracağız."

Dudaklarımı birine bastırıp başımı aşağı yukarıya salladım. Gözlerim sulanmıştı yine.

Elimi karnımın üzerine koydum. "Ne ara girdi hayatımıza hiç bilmiyorum Yavuz. Onun varlığı... Ben beklemiyordum. Tamam bir çocuğumuz olsun istiyordum ama şimdi değil. Daha zamanı vardı. Daha sen bile dışarıda bana senin karınmışım gibi davranmaya başlamışken... Bu kadar çabuk değildi."

Saçlarımla alnımın birleştiği yeri okşamaya başladı. "Kabullenmem biraz zaman aldı Bahar. Ben sana karşı hep kendimi frenlemiştim. Ama birden o fren patladı. Ben daha artık frenini patladığını kavrayamadan gelişti her şey. Evet, dışarıdaki insanlara karşı sana olan sevgimi göstermedim, dışarıda sana yakın olmadım ama ben ilişkisini dışarıya yansıtan birisi değilim. Benim çok yüksek ve yıkılmaz duvarlarım vardı ama sen geldin o duvarları bir bakışınla yıktın. Ben o duvarın altında ezildim. Sevgin beni ezdi. Ama sonra o yıkık duvarların altından çıkmayı başardım ve ellerini tuttum. Evet, biraz geç oldu ama oldu. Bebek için bence de biraz daha zamana ihtiyacımız vardı ama olsun. O bize geldi. Biz de bebeğimizi sevgimizle büyüteceğiz."

Şakağıma doğru bir damla yaş süzüldü. "Bebeğinizin sadece sevgi vereceğiz. Onu kinden, nefretten, öfkeden uzak tutacağız."

Hafif tebessüm edip beni onaylarcasına gözünü kapatıp açtı. Ardından dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Dudakları dudaklarımdan sonra rahmimle birleşti. Bebeğinizin olduğu noktayı öpüp "Sana söz veriyorum seni de anneni de koruyacağım. Sizi kinden ve öfkeden uzak tutacağım," diye fısıldadı rahmime. Fısıldadığı noktayı bir kez daha öptü.

Yüzünü karnımdan uzaklaştırıp başını yastığa koydu. "Gel," dedi sessizce.

Beklemeden başımı Yavuzun göğsüne koyduğumda sıkıca sardı bedenimi. Saçlarımı öptü. "Artık gerçekten uyuma vaktiniz geldi."

"Hıhım," diye mırıldanıp gözlerimi kapattım.

Günlerin yorgunluğu bedenimi esir aldı birden. Göz kapaklarım üzerine binlerce kiloluk ağırlık bindi. Bedenim kendini uykunun kollarına bırakırken son hatırladığım Yavuzun fısıltı gibi çıkan sesi oldu.

"Sizi canım pahasına koruyacağım. Sizi çok seviyorum."

§

Gözlerimi ağzımda oluşan acı tatla araladım. Buğulu gören gözlerimi kırpıştırıp görüşümü netleştirdim. Odanın içi karanlık değildi. Ama aydınlıkta sayılmazdı. Güneşin yeni doğmaya başladığını idrak ederken ağzımdaki acı tadın yoğunluğu arttı. Kusacağımı hissettiğim an yataktan çıkıp banyoya koştum.

Bundan yaklaşık iki veya üç saat önce, otele gelmeden Yavuzun zorla yedirdiği iki lokma yemeği, sindirim sistemimden şehrin kanalizasyon kanalına aktardığım için şimdi sadece boş boş öğürdüm.

Yavuzun bir eli saçlarımı tutarken diğer eli sırtımdaki yerini aldı.

Öğürmem son bulduğunda derin nefesler almaya çalıştım. Gözümden akan yaşlar yanağımı ıslatırken Yavuz saçlarımı öptü. "Geçti güzelim," dedi. Elleri belimi bulup beni kaldırdı. "Hadi gel."

Titreyen ayaklarımı harekete geçirip küçük adımlarla Yavuzun yönlendirdiği yere doğru yürümeye başladım.

Suyu açıp yüzümü yıkadı. Beyaz yumuşak havluyla yüzümü kurulayınca beni kucağına aldı.

"Hep böyle mi olacak? " diye sordu. "Kusmaktan sen nefret edersin ve senin nefret ettiğin şeyi her gün yaşaman, benim buna bir şeyler yapamamam çok can sıkıcı."

Burnumu boynuna sürtüp kokusunu ciğerlerime doldurdum. Kokusu beni rahatlamıştı bile daha ilk anda. "İlk üç ay," diye mırıldandım. "Sonra azalacak."

Yavuz beni yatağa yatırıp üzerimi örttü. Sonra da yanıma uzanıp bana döndü. Dirseğini yastığa koyup yumruk yaptığı elini şakağına dayadı. Büyük ve sıcak ellerini yanağımı buldu. "Daha iyi misin? " diye sordu.

"Hıhı," diye mırıldandım. "Bebeğimiz için iyi olmak zorundayım."

Gülümseyip elini yanağımdan çekip rahmimin üzerine koydu. "Bebeğimiz için..."

Gülümseyip elimi elinin üzerine koydum. Ardından bedenimi Yavuzun bedenini biraz daha yaklaştırdım.

Tebessümün yer edindiği dudakları alnımla buluştu. "Hayat bize gülmeye başladı bile bir tanem. Bundan sonra ağlamak yok." Dudaklarını bu seferde yanağıma bastırdı. "Artık sadece mutluluk var bizim ufkumuzda." Yanağından boynuma geçti. "Bebeğimiz bize mutlulukla gelecek."

Elimi Yavuzun yanağına koydum. "Biliyor musun, en kötü geçen zamanlarımızda ben umudumun yitip gittiğini düşünmüştüm. Ama bun düşünürken bile içimde hala bir umut vardı. Ben bittiğini düşünürken umudum derinlerde bir yerdeydi." Yutkundum. Dudaklarıma içten bir tebessüm kondurdum. "O bitmeyen umudumun karşılığını aldım. Seninle, bebeğimizle."

"Canım benim," diye fısıldadı. Gözlerinde bir çok duygu yüklüydü. O duyguları teker teker birbirinden ayırıp dinlerine bakmak istesem saatlerimi alırdı belki de.

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kalbim sanki ilk öpüşmemizmiş gibi atmaya başlamıştı yine. Gözlerimi kapattım. Dudaklarını dudaklarımdan bir saniyeliğine ayırdılar sonra tekrar bastırdı dudaklarını.

Bu sefer üst dudağı iki dudağım arasına sızdı. Alt dudağımı iki dudağı arasında ezip emdi. Dudakları kayıp giderken alt dudağımı kendine çekerek bıraktı.

Gülümseyip burnumu burnuna sürttüm. Gözlerimi açtığımda Yavuzun kapalı gözleriyle karşılaştım. Mavilerini önündeki perde aralandı. "Güzel kadınım," diye fısıldadı gözlerime bakarak. "Seni çok seviyorum."

"Seni çok seviyorum."

Bölüm Sonu

Oylarınızı ve bol yorumlarınızı bekliyorum ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

210K 19.7K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
3.8K 196 28
Her şey, çıkmasını kolay sandığı dağdan atlayarak başladı.
172K 17.7K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
284K 11.6K 111
Yavuz ve Bahar'ın hem bilindik hem bilinmeyen hikayesi. Söz'deki Yavuz ve Bahar burda, benim kalemimde biraz daha farklı. Diziyle paralellikler var...