Keşke Olsaydı

By bidesvu_

206K 12.9K 9.8K

Sadece keşke olsaydı dediklerimiz... YavBah #1 More

☘ 51'den devam 1 ☘
☘ 51'den devam 2 ☘
☘ 51'den devam 3 ☘
☘ 51'den devam 4 ☘
☘ 51'den devam 5 ☘
ꕥ 51'den devam ꕥ
ღ 51'den devam 1 ღ
ღ 51'den devam 2 ღ
ღ 51'den devam 3 ღ
Yazarınızı Tanıyın
Bölüm 17
Bölüm 17 / 2
⌘ 51'den devam 1 ⌘
⌘ 51'den devam 2 ⌘
⌘ 51'den devam 3 ⌘
⌘ 51'den devam 4 ⌘
❅ 12'den devam 1 ❅
❅ 12'den devam 2 ❅
❅ 12'den devam 3 ❅
✮ 45'ten devam 1 ✮
✮ 45'ten devam 2 ✮
◈ 49'dan devam 1 ◈
◈ 49'dan devam 2 ◈
◈ 49'dan devam 3 ◈
✢ 43'ten devam 1 ✢
✢ 43'ten devam 2 ✢
✢ 43'ten devam 3 ✢
✢ 43'ten devam 4 ✢
✢ 43'ten devam 5 ✢
✢ 43'ten devam 6 ✢
✠ 39'dan devam 1 ✠
✠ 39'dan devam 2 ✠
✠ 39'dan devam 3 ✠
✠ 39'dan devam 4 ✠
✠ 39'dan devam 5 ✠
❀ 25'ten devam 1 ❀
❀ 25'ten devam 2 ❀
❀ 25'ten devam 3 ❀
❀ 25'ten devam 4 ❀
Sadece bir şey...
✧ 66'dan devam 1 ✧
✧ 66'dan devam 2 ✧
✧ 66'dan devam 3 ✧
✧ 66'dan devam 4 ✧
〄 51'den devam 1 〄
〄 51'den devam 2 〄
〄 51'den devam 3 〄
〄 51'den devam 4 〄
〄 51'den devam 5 〄
❁ 41'den devam 1 ❁
❁ 41'den devam 2 ❁
❁ 41'den devam 3 ❁
❁ 41'den devam 4 ❁
❁ 41'den devam 5 ❁
ÖNEMLİ
❁ 41'den devam 6 ❁
❁ 41'den devam 7 ❁
❈ 23'ten devam 1 ❈
❈ 23'ten devam 2 ❈
❈ 23'ten devam 3 ❈
❈ 23'ten devam 4 ❈
❈ 23'ten devam 5 ❈
❈ 23'ten devam 6 ❈
❈ 23'ten devam 7 ❈
❈ 23'ten devam 8 ❈
❈ 23'ten devam 9 ❈
❈ 23'ten devam 10 ❈
❈ 23'ten devam 11 ❈
❈ 23'ten devam 12 ❈
❈ 23'ten devam 13 ❈
❈ 23'ten devam 14 ❈
❈ 23'ten devam 15 ❈
❈ 23'ten devam 16 ❈
❧ 51'den devam 1 ❧
❧ 51'den devam 2 ❧
❧ 51'den devam 3 ❧
❧ 51'den devam 4 ❧
§ Mini-Özel Seri 1 §
§ Mini-Özel Seri 2 §
§ Mini-Özel Seri 3 §
§ Mini-Özel Seri 4 §
§ Mini-Özel Seri 5 §
§Mini-Özel Seri 6§
§Mini-Özel Seri 7§
DUYURU (10.12.2023)
KO-1
KO-2
KO-3
KO-4
KO-5
KO-6
KO-7
KO-8
KO-9
KO-10
KO-11
KO-12
KO-13
KO-14

♧ Özel Bölüm ♧

2.8K 162 46
By bidesvu_

Huhuu, ben geldimmm. Size özel bölüm getirdim.

Bugün 27 Mayıs. Bugün YavBah fandomun bayramı. Neden? Çünkü bugün Söz bitiyor. Artık o saçma fragmanları da o aptal çifti ve fanlarını da görmeyeceğiz. Sonunda kurtuluyoruz.

Başta bölümü izlemeyi düşünmüştüm ama vazgeçtim ve bölüm yazdım.

Bugün YavBah fandomun bayramıysa bu da bayrama özel bölüm olsun canlarım.

Bol yorumlarınızı bekliyorum.

Hadi bölüme geçelim. Ay bunu demeyi çok özlemişim.

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

Hayat insana güzel armağandır verir. Canını çok yakar, çok ağlatır seni; ama güzel şeylerde verir sana. Hayatını adadığın bir can mesela... O canı sana verir. Onun için ölürüm dediğin canı verir.

Bahar yüzündeki minik tebessümle mışıl mışıl uyuyan oğlunu kokusunu ciğerlerine doldurarak öptü. Yaz aylarında bile olsalar uyurken insanın bedeni soğuduğu için oğlunun üzerini mavi renkli pikeyle örtüp odadan çıktı.

Oğullarının odasının hemen yanındaki odaya, kendi odalarına, girdi. Saten, açık mavi renkli olan şort ve ince askılıdan oluşan geceliğini giydi. Saten geceliğini ince askılarında oldukça hoş görünümlü danteller vardı. Aynı danteller şortunun alt kısmında da vardı.

Geceliğini giyince aynanın önündeki pufa oturdu. Yüzündeki hafif makyajı sildi. Saçlarını toplamak için lastik tokasını aradı. Bulamayınca masanın kenarındaki kurşun kalemle saçlarını gelişi güzel topladı. Kremle yüzünü ve ellerini nemlendirip yatak odasından çıktı, salona ilerledi.

Kocasının bilgisayara gömüldüğünü görünce dudaklarını büzüp yanına ilerledi. Yavuzun sol kolunu tutup kaldırdı ve kucağına yan bir şekilde oturdu.

Yavuz kolunu karısının beline sarıp bakışlarını bilgisayarın ekranından çekip Bahara çevirdi. "Uyudu mu Deniz? " diye sordu.

"Hı-hı," diye onayladı Bahar kocasını. "Bugün deli gibi oynadılar. Yoruldu."

Yavuz güldü. "Her zamanki halleriydi sevgilim."

Bahar dudağını büzdü. "Her zaman halleriydi ama bu sefer hem açık hava vardı hem de babaları..."

Yavuzun kaşları çatıldı. "Onların babaları hep var Bahar."

Bahar Yavuzun ciddi çıkan sesiyle yanlış anladığını anladı. Yanlış anlaşılmayı düzeltmek için telaşla "Öyle değil sevgilim," dedi. "Onların babaları tabii ki hep var ama bu sefer oyunda çocukluk yıllarına dönen babaları da vardı. Sizinle yarışmak için deli gibi koştular futbol oynarken."

Yavuz dudağını büzdü. "Vallahi ne ara oldu bilmiyorum ama Kopuk'un çocuklara vermeye çalıştığı gaza biz geldik. Ben ne zamandır futbol oynamıyordum."

Bahar kıkırdadı. Elini Yavuzun yanağına koydu. "Orasını hepimiz anladık sevgilim. Bir yerden sonra top atmayı bıraktınız çocuklara. Sıkılıp yanımıza geldiler."

"Bizim sıpa kesin babasını şikayet etmiştir annesine"

"Yaaani," dedi Bahar gülerek.

Yavuzun gözlerinin içindeki pırıltı solmadı; fakat bakışları yoğunlaştı. Baharın gözlerinin daha derinine baktı.

Bahar Yavuzun yanağını okşayarak "Neden birden bakışların değişti? " diye sordu.

Yavuz bir şey demedi. Baharın bacağında duran elinin yardımıyla karısının biraz daha ona dönmesini sağladı. Bahar mesajı alıp kocasının kucağından kalktı, bacaklarını iki yana açıp ata biner gibi tekrar oturdu. Kollarını kocasının boynuna doladı.

Yavuz ellerini Baharın beline yerleştirdi. Dudaklarını büzdü. "Bahar,"

"Söyle sevgilim" dedi Bahar yüzündeki sıcak tebessüm ile

Yavuzun bakışları biraz daha yoğunlaştı. Mavileri koyulaştı. "Ben tekrar baba olmak istiyorum."

Yavuzun birden kurduğu cümle ile Bahar şaşkınlıkla duraksadı. Ardından yüzünde minik bir tebessüm oluştu. "Biliyorum sevgilim," dedi. "Bende tekrardan anne olmak istiyorum."

Yavuzun gözlerindeki parıltı büyüdü anında. Baharın ise yüzündeki tebessüm silindi. "Ama Deniz daha küçük. Biraz daha büyüsün."

Yavuzun masum bakışları karısını buldu. Büzülmüş dudakları arasından kelimeler döküldü. "Neresi küçük? Eşek kadar oldu sıpa." dedi sitemle

"Daha üç yaşında Yavuz."

"Bebeğimiz doğana kadar dört olur sevgilim."

"Yavuz," dedi Bahar. Sesinde kararsızlık vardı. Bir bebeklerinin daha olmasını elbette istiyordu. Hatta hemen istiyordu ama bir yandan da minik oğlunu düşünüyordu. Daha küçüktü...

Yavuz elini Baharın esmer tenine sürterek bacaklarında dolandırdı elini. Usulca yukarıya doğru süzüldü. Şortunun içine girince elinin altındaki kalçayı sıktı. "Seninde istediğini biliyorum Bahar"

"İstiyorum zaten" dedi Bahar

Yavuzun eli Baharın üst bacağının iç bölgesine doğru yol aldı. "Neden duruyoruz o zaman? "

Bahar sertçe yutkundu. Üst bacağının iç kısımlarındaki dokunuşlar bedeninin kasılmasına neden olmuştu. Gözlerini kapatıp alnını Yavuzun alnına yasladı. Cevap verme gücü bulamadı o an kendinde.

Yavuzun parmağı çamaşırının üzerinden özel bölgesine değince omzunu sıkıp "Yapma şunu" dedi dişlerinin arasından.

"Sende cevap ver o zaman" dedi Yavuz eli aynı bölgeyi okşarken.

Bahar bir eliyle Yavuzun omzunu sıkarken diğer eliyle Yavuzun bileğini tutup durdurmaya çalıştı kocasını. "Yapma," dedi neredeyse inleyerek.

Yavuzun dudakları yukarıya doğru kıvrılırken karısının kapalı gözlerine baktı. Baharın kasılan çenesini öptü. "Cevap ver o zaman" dedi dudaklarını Baharın çenesinden çekmeden.

"Dedim ya; daha Deniz küçük."

Yavuz elini Baharın şortunun içinden çıkarttı. Ellerini Bahar boynunun iki yanına yerleştirdi. Alınlarını ayırdı. Bahar kapanın gözlerini açtı.

"Geçen gün Nazlıya bir bebeğimizin daha olmasını istediğini söylüyordun." dedi Yavuz sorarcasına.

Bahar gözlerini kaçırdı Yavuzdan. Başını önüne eğdi.

Yavuz Baharın başını kaldırdı. Bahar tekrar gözlerini kaçırdı.

"Gözlerime bak Bahar." dedi Yavuz tok sesiyle.

Bahar bakışlarını kocasının bakışlarıyla buluşturmak zorunda kaldı.

"Sana son kez soruyorum Bahar. Bir bebeğimiz olsun istiyor musun? İstemiyor musun? "

Bahar gözleri dolarken alt dudağını dişledi. "İstiyorum. Ama..."

"Ama ne? "

"Korkuyorum" dedi Bahar titreyen sesiyle. Gözlerini kırptığı zaman bir damla yaş yanağına süzüldü.

"Neyden?" diye sordu Yavuz.

"Onu koruyamamaktan." Bahar nemlenen burnunu çekti. "Yavuz bu dünya çok tehlikeli. Ben çocuğumuzun bu tehlike içinde dünyaya gelmesini istemiyorum. Etrafımız bizden nefret eden teröristlerle dolu. Asker olduğun için senden, doktor olduğum için benden..."

Yavuz Baharın yanağındaki yaşı parmağıyla aldı. "Son nefesime kadar sizi koruyacağıma yemin ettim ben Bahar. Asla sizin kılınıza zarar gelmesine izin vermeyeceğim."

"Biliyorum," diye fısıldadı Bahar. Sulu gözlerini kapatıp alnını kocasının alnına yasladı. Bir süre boyunca öyle kaldılar. İkisinden de ses çıkmadı.

Bir süre sonra Bahar sessizliği bozdu. "Ya Deniz kıskanırsa? " diye sordu burnunu çektikten hemen sonra.

Yavuz alnını Baharın alnından ayırdı. "Kimi? " diye sordu anlamadığı için.

"Kardeşini"

Yavuzun yüzüne bir tebessüm yerleşti. "Akıllıdır benim oğlum. Kıskanmaz kardeşini."

Baharın kaşları anında çatıldı. Yavuzun omzuna yavaşça vurdu. "Senin işine gitmeyen şeyler yapınca anasının oğlu, işine giden şeyler yapınca babasının oğlu... Bu nasıl muamele? " dedi Bahar sitemle.

Yavuz güldü. Dudaklarını büzüp "Yatakta apayrı bir muamelem var doktor hanım. Onu da görmek ister misiniz? Hem siz hazır bebeğimizi onaylamışken yapalım da sonra yine vazgeçeme." dedi.

Bahar kıkırdadı. "Ben vazgeçmeden yapalı ikinci bebeğinizi kocacığım."

Yavuz gözlerinin içi gülerek ona bakan karısına yaklaştı. Dudakları dudaklarına değerken "Seni çok seviyorum doktor hanım." dedi.

"Bende seni çok seviyorum sarı komutan." dedi Bahar ve hemen ardından dudaklarını birleştirdi.

Deniz ağzındaki domatesi yutup "Anne babam neyede? " diye sordu

Bahar tebessümle oğlunun pufuduk yanaklarını severek "İşi çıktı annecim." dedi.

Deniz dudağını büzdü. "Akşam geliy mi?"

"İnşallah annecim" dedi Bahar.

Kapının çalması ya oturduğu sandalyeden kalktı. Oğlunun saçını öpüp "Güzelce yap kahvaltını annecim. Geliyorum ben." dedi.

Deniz çatalındaki salatalığı ağzına atarken başıyla onayladı annesini.

Bahar kapıyı açınca karşısında gözleri yaşlı Esra'yı gördü. "Esra? Ne oldu sana canım? " diye sordu şaşkınlıkla

"Dayanamıyorum artık Bahar" dedi Esra hıçkırarak

"Gel içeriye" dedi Bahar ağlayan Esra'yı kolundan tutup içeriye çekerken.

Bugüne gelene kadar timden eksilenler olmuştu. Time yeni katılanlar da olmuştu. Tahir ve Mansur şehit olmuşlardı. Geveze uzun süren tedavisini tamamlayıp kardeşleriyle tekrardan sırt sırta çarpışmaya başlamıştı. Yasin geri gelmişti. Time yeni üc kişi daha gelmişti. Gökhan ve Selim daha bekardı. Burak ise Esra ile evliydi ve Esra hamileydi. Ailelerine de yeni üyeler eklenmişti. Ateş ve Nazlı evlenmiş ve Denizden üç ay küçük Mert adında oğulları vardı. Fethi ve Eylemin Zeynep adında kızları vardı. Denizden dört ay büyüktü. Su ve Feyzullahın ise iki yaşında Ezgi adında kızları vardı.

Esra içeriye geçince Bahar ona bir bardak su getirdi. Mutfağa gittiğinde ise güzelce kahvaltısını yapması için oğlunu sıkıca tembihledi.

Esra Baharın uzattığı suyu alıp yudum yudum içmeye başladı.

"Ne oldu canım? Anlatmak ister misin? " dedi Bahar sıcak bir tebessümle

"Ben yoruldum Bahar. Burak'la biz evlenelim iki yıl oldu ama ben kendimi evli gibi hissetmiyorum. Hep tek başıma göğüs geriyor zorluklara. Kendi nişanına gelmedi. Laf etmedim. Gerdek sabahımızda operasyona gitti. Laf etmedim. Hamile olduğumu telefondan öğrendi. Canım yandı ama sustum. Bebeğimizin kalp atışlarını duymak için gittik duymadan operasyona gitti. Bugün cinsiyetini öğrenecektik yine gitti." Esranın dudaklarından bir hıçkırık koptu.

Bahar buruk bir tebessümle Esranın elini tuttu. "Asker eşi olmak böyle bir şey Esra. Evlilikte yeri gelir tek kişi olursun yeri gelir iki... Bir süre sonra ise üç, dört... Bu da bizim sınavımız. Burak bu durumdan çok mu memnun sanıyorsun sen? Değil. Tüm güzel anları kaçırdığı için kendini yiyip bitiriyor. Ama susuyor. Aynı senin gibi." Bahar durdu. Elinin altındaki titreyen eli okşadı. "Bak ben sana bir şey anlatayım"

Esra anlat anlamında başını sallayınca Bahar anlatmaya başladı.

"Denize hamile olduğum zamanlardı. Doğuma çok az kalmıştı. Doğum yaklaştığı için Yavuz operasyonlara taburdan dahil olmaya başlamıştı. Bir gün bir operasyon çıktı. Beni bırakmak istemiyor; ama kardeşlerini de bırakmak istemiyor. Gözlerinde gördüm. Git, dedim. Onu operasyona gönderdim ama benim içimde koca bir kurt var. Operasyona çıktılar. O gün gelmediler. Yavuz her fırsatta aradı beni. Ama yanında olmadığı sürece ne kadar rahatlatır artık insanı... Gittiklerinin ikinci günü hiç aramadı. Öğleni biraz geçiyordu. Meraktan öleceğim. Aradım. Telefonu açınca heyecanla 'sevgilim' demiştim. 'Müsait değil, banyoda' diye cevap verdi kadının birisi. O an kan beynime sıçradı. Telefon elimden düştü. İçimde koca bir öfke patlaması olurken bebeğim dünyaya gelmek için can atmaya başladı. Ben sancılanınca Güler ablalar beni hastaneye götürdü. Yavuza o kadar öfkeliyim ki anlatamam. Saatlerce hastane odasında sancı çektim. Hamit babam yanımdaydı. Yavuzu babama öyle bir kötülerdim ki... Sonra beni doğuma aldılar. Yanımda kocam yok, bebeğim kollarıma gelecek... Hem heyecanlıyım hem Yavuza deli gibi öfkeliyim. Öfkeden deliye dönmüşüm."

Bahar duraksadı. O günler aklına gelince minik bir tebessüm oluştu. "Sonra ne oldu? " diye sordu Esra merakla. Ağlaması dinmişti can kulağı ile Baharı dinliyordu.

'Genç kadının içinde kocasına büyük bir öfke varken doğumhanenin içinde bebeğine kavuşmak için ıkınmaya başladı. Derin nefesler alırken kocasının sesini duydu.

"Bahar, bir tanem geldim. Buradayım ben."

Bahar doğumhanenin kapısından sesini ona duyurmak için bağıran kocasına öfkesini kusmak istedi. "Gelmeseydin daha iyiydi. Çünkü bebeğimi kucağıma aldıktan sonra senin kafanı koparacağım sarı komutan!"

"Doğumhanede bile çok romantiksin sevgilim."

Bahar kuvvetli bir çığlık attı. "Sen o romantikliği birazdan göreceksin asıl." Kuvvetli bir çığlık daha attı. Onunla beraber doğuma giren Gülerin elini sıkarken tekrar bağırdı. "Sabah telefonunu açan kimdi lan!"

"Ne telefonu Bahar? " Şaşkınlığı sesinden belliydi genç adamın.

"Graham Bell'in ürettiği ve seninde kullandığın telefon Yavuz!" Bahar çığlıklarının arasından kocasına laf yetiştirirken doğumhanenin içindekiler gülmeden edemiyordu.

"Bahar, canım"

"Bana canım deme" dedi Bahar çığlık eşliğinde.

Kocasına içindeki öfkeyi kusarken canının yanmasını bile o kadar hissetmiyordu.

"Hayatım"

"Hayatım da deme. Git telefonu açan kadına hayatım de"

"Sevgilim ben telefonumu dün seninle konuştuktan sonra düşürmüşüm. Şu anda nerede olduğuna dair hiç bir fikrim yok."

Bahar duydukları ile şaşırırken tekrar çığlık attı. Derin nefesler alıp tekrar bağırdı. "Ne demek kaybettim? "

"Baya kaybettim demek"

Baharın konuşmak için araladığı dudakları arasından kelimeler yerine çığlık döküldü. O andan sonra konuşmaya fırsat bulamadı. Alnından süzülen terleri Güler silerken art arda attığı çığlıkları son buldu. Doğumhanenin içinde oluşan bir saniyelik sessizliği minik bir canın ağlama sesi bozdu.

Baharın yanağına bir damla yaş süzülürken doktor kıkırdadı. "Kavga ederek doğumun daha kolay geçtiğini de ilk defa görüyorum."

"Yok artık Bahar" dedi Esra şaşkınlıkla. "E, peki telefon?"

"Yavuzun telefonunu genç bir oğlan bulmuş. Abisi polismiş. Kimin olduğunu bulup teslim etmek için eve getirmiş. Çocuk banyodayken ben aramışım. Kız kardeşi de abisinin sanıp açmış telefonu. Abisinin sevgilisi aradı sanmış. Gıcıklık olsun diye de duşta, demiş." dedi Bahar gülerek.

"Anne tabayımı şilip şüpürdüm"

Bahar yanına gelen oğlunu kucağına aldı. Önce yanağını sonra sarı saçlarını öptü. "Aferin oğluma."

"Anne, yütfen babamı tabuyda bekleyelim" diye yalvarmaya başladı küçük Deniz ellerini çenesinin altında birleştirip.

Bahar minik oğlunun önüne diz çöktü. "Söyle bakalım neden bu kadar çok gitmek istiyorsun."

Deniz dudaklarını büzüp parmağını yanağına koydu. İşaret parmağı yanağındayken bükülü olan parmaklarının üst kısmı çenesinin altında kaldı. "Imm... Çünkü..."

"Hıhh, neymiş çünküsü bakalım."

"Kışmaşsan söylerim"

"Aşk olsun annecim. Ben sana ne zaman kızdım?"

"Kışmadın" dedi Deniz büzdüğü dudaklarıyla

"E, o zaman"

"Anne geçen gün gittiyimizde ben Haşan abinin dolabından eyik almıştım. İşin almayı unutmuşum. Özüy dileyeceyim. O yüşden tabuya gitmek istiyoyum."

Bahar kocaman gülümsedi. Oğlunun küçük bedenini kendine çekip sıkıca sarıldı. "Aferin canımın içi. Hep böyle ol tamam mı? Kimseden izinsiz bir şey alma. Unutup alırsan özür dile." Oğlunun kokusunu içine çekerek minik boynunu öptü.

"Tamam, anneciğim."

"Hadi o zaman tabura gidelim. Sen Hasan abinden özür dile. Sonra baban gelirse beraber eve geçeriz."

"Tamam," dedi minik Deniz.

Deniz Baharın elini bırakıp üniformasının içinde tüm asaletiyle gelen babasına koştu.

"Babaaa,"

Yavuz silahını Gevezeye verip koşarak ona gelen oğluna kollarını açtı. Kucağına aldı. "Babacımm," dedi içleri ısıtan ses tonuyla

Deniz küçük kollarını babasının boynuna doladı. Yavuz oğlunun sarı saçlarını öptü. Yanlarına ulaşan Baharın beline tek kolunu sardı. Yanağını öptü. "Sizin ne işiniz var burada? "

"Deniz Hasan abisinden özür dilemek istedi. Onun için gelmiştik." dedi Bahar tebessümle

"Ne özrüymüş bu babacım?" Sorunun muhatabı minik oğluydu bu sefer.

Deniz başını önüne eğip küçük parmaklarını oynamaya başladı. "Haşan abinin dolabından eyik almıştım. İşin almayı unutmuşum. Onun için özüy diledim."

Yavuzun yüzünde kocaman bir tebessüm oluştu. "Özrünü kabul ettim Hasan abin? "

Deniz mavi gözleri parlarken bakışlarını babasının mavi gözlerine çevirdi. "Evet," dedi heyecanla. "Hatta bana biy süyü eyik veydi." dedi eliyle erik dolu cebine vurarak.

"Peki teşekkür ettin mi? "

"Hıhı," dedi Deniz tüm dikkatini küçük cebinden erik çıkartmaya vermişken.

Bahar oğlunun pufuduk yanaklarına ve büzülmüş dudaklarına gülerek baktı. Başını Yavuzun omzuna yasladı. "Yaa, Yavuz, biz bu çocuğu ne tatlı yapmışız. Maşallah canımın içine."

"Bol bol aşk kattık içine sevgilim. Hep bu kadar aşk katarsak ikinci çocuğumuz da böyle tatlı olur."

Bahar güldü. Başını kocasının omzundan kaldırdı, mavilerine baktı. "Eve ne zaman geleceksin? "

"Operasyon ile ilgili Erdem yarbayımla konuşup geleceğim sevgilim."

"Biz seni bekleyelim mi? Gidelim mi?"

Yavuzun cevap vermesine fırsat kalmadan Deniz ağzındaki eriğin çekirdeğini yere atıp "Bekleyeyim" dedi.

Bahar Denizin elini tutup dudaklarına götürdü. "Tamam, annecim. Bekleyelim."

Bahar yüzünde kocaman tebessümle yatağa tırmandı. Emekleyerek tişörtsüz uyuyan kocasının yanına geldi. Bacağını Yavuzun diğer tarafına attı. Ağırlığını Yavuzun üzerine vermeden karnına oturdu.

Yavuzun yüzüne doğru eğildi. Dudaklarına minik bir öpücük bıraktı. "Sevgilim,"

Yavuz homurdanıp Baharın beline sarıldı. Karısının üzerine yatmasını sağladı. "Birazda böyle uyuyalım sevgilim," dedi uykulu çıkan sesiyle

Bahar dudağını büzdü. "Benim elimde senin uykunu kaçıracak bir şey var ama sevgilim."

"Uykumu kaçırıp kaçırmayacağı saate bağlı bir tanem" diye homurdandı Yavuz

"On buçuk oldu sevgilim"

Yavuzun kaşları çatıldı. Uykulu gözleri aralandı. "O kadar uyumuş muyum yaa? "

Bahar başıyla onayladı. Başını Yavuzun az önce yasladığı çıplak göğsünden kaldırdı. Kalkmadan önce de kocasının boynunu öptü. Bacaklarını rahatça uzatıp kollarını Yavuzun göğsüne koydu. Yavuzun üzerine rahatça uzandı, kocasının mavilerine bakmaya başladı.

Yavuz yerinde kıpırdanıp karısının beline kollarını doladı. "Uykumu kaçırabilirsin hayatım."

Bahar kocaman gülümseyerek elinde sıkıca tuttuğu beyaz çubuğu Yavuzun görüş alanına soktu.

Yavuz gözünün önündeki beyaz çubuğuna ekranına gözlerini kırpıştırarak baktı. Anlamaya çalıştı.

Bir süre sonra bakışlarını çubuktan çekti. Karısının gülen kahvelerine baktı. "H-hamile misin? " diye sordu şaşkınlıkla

Bahar dolan gözleri gülmekten kısılırken başıyla onayladı kocasını. "Bir mucizemiz daha olacak."

Yavuz ani bir hareketle Baharın sırtını yatakla buluşturdu, karısının üzerine çıktı. Bahar kollarını kocasının boynuna doladı.

"Şimdi ben ikinci kez mi baba olacağım? "

"Evet, sevgilim. Minik bir Karasu'muz daha olacak. Senin ve benim parçamız."

Yavuz koca bir kahkaha attı. Kolunu Baharın belini altından geçirip bedeninin bedeniyle buluşmasını sağladı. Yüzünü boynuna gömüp sevinç gözyaşı akıttı.

"Teşekkür ederim" diyerek öptü karısının boynunu defalarca. Ardından dudaklarını birleştirdiler.

Deniz kucağında ayısıyla yarım açık kapıyı iterek açtı. Uykulu gözlerini ovuşturdu. "Ne bu güyültü? Biy uyutmadınış."

Yavuz Baharın boynuna son bir öpücük kondurup üzerinden kalktı. Deniz paytak adımlarla anne ve babasının yatağına ilerledi. Yatağa tırmanıp dolu gözlerle ona bakan anne babasına baktı. "Sizin göşleyinizde neden yağmuy vay? "

"Gel babacım" dedi Yavuz yüzündeki kocaman gülümsemesiyle

Deniz babasının kucağına çıkınca direkt konuştu. "Ben yüyamda kaydeşimin olduyunu göydüm. Ben kaydeş iştiyoyum."

Yavuz küçük bir kahkaha attı. "Tam zamanında istiyorsun babacım."

"Naşıl yani? " diye sordu Deniz başını kaşıyarak

Bahar yattığı yerden doğruldu. Babasının kucağındaki oğlunun elini tutup öptü. "Zaten bir kardeşin olacak bebeğim."

Denizin gözleri parladı. "Hani neyde?"

Yavuz oğlunun elini karısının karnına koydu. Gözlerinden bir damla daha yaş akarken oğluyla beraber hissetti bebeğini. "Burada işte," diye fısıldadı çatallaşan sesiyle.

Deniz kıkırdadı. "Baba cocaman bebek naşıl şışın buyaya? "

Bahar güldü. Elini karnındaki ellerin üzerine koydu. "Kardeşin daha küçücük. Zamanla büyüyecek."

Deniz kocaman gülümsedi. Eğilip Baharın karnını öptü. "Çabuk büyü kaydeşim."

Bahar kocaman gülümserken karnında kocasının dudaklarını hissetti. "Abini dinle ve çabuk büyü babacım" diye fısıldadı dudaklarını Baharın karnından çekmeden.

"Anne," dedi Deniz sesindeki büyük merakla

"Annem,"

"Anne bebek naşıl oluyoy? "

Duyduğu soruyla Yavuz sırıttı. "Sevişerek oğlum" dedi dan diye

Bahar gözlerini pörtletirken Deniz babasına döndü. "Se- ne ne?.. anlamadım baba"

"Yavuz" dedi Bahar uyarır tonla.

"Ne var sevgilim? Yalan mı söyleyelim oğlumuza? " dedi Yavuz bilmiş bilmiş sırıtarak

Bahar kızgın bakışlarını kocasına yolladı. Oğlunu kucağına aldı. Sırtını yatak başlığı ile buluşturdu. Oğlunu göğsüne yatırdı. "Gel annecim sen bana." Bahar oğlunun saçını öptü. "Düşün ki babanda bir tane yapboz parçası var. Bir tane de bende... Biz babanla bu yapboz parçalarını birleştirdik. Sonra o yapboz parçaları benim karnımda bebek oldu. Zamanı gelince de doktorlar onu karnımdan alıp bize verecekler."

Yavuz dudağını büzüp karısına baktı. "Hem bu kadar doğru hem de masum anlatmanın yolunu bulmak için kaç yıl düşündün hayatım? "

Bahar elindeki salata tabağını masaya koyarken koşan oğlunu uyardı. "Annecim düşeceksin şimdi. Yavaş ol"

"Düşmem anneeee" diye cevap verdi Deniz gülerek Zeynepten kaçarken

Bahar tebessümle koşuşturan çocuklara baktıktan sonra salata tabağını masaya yerleştirdi ve kocasının yanındaki yerine oturdu. Yavuz kolunu Baharın omzuna atıp boynunu öptü.

Deniz koşarak yanlarına geldiğinde Yavuz oğlunu kucağına almak için kollarını açtı. Deniz Yavuzun kollarından kaçıp kıkırdayarak Hamit dedesinin kucağına oturdu.

Bahar küçük bir kahkaha atarken Yavuz kaşlarını çattı. "Anasının oğlu işte." dedi.

Bu sefer Baharın kaşları çatıldı. "Bak Yavuz, yine aynı şeyi yapıyorsun. İşine geldi mi babasının oğlu, işine gelmedimi anasının oğlu... Seni gıcık eden bir şey yaptımı suçu bana atma. Deniz ikimizin oğlu."

Yavuz dudaklarına fermuar çekti ve sırıtarak "Haklısın sevgilim" dedi.

"Evet haklıyım" dedi Bahar

"Hormonlarla uğraşma dönemim geldiğini biliyorum. Ben de burada haklıyım" diye mırıldandı Yavuz.

Bahar ters ters Yavuza bakarken Yavuz gereksiz abartıyla gülümsedi karısına. Ardından babasına döndü. Gururla konuşmaya başladı.

"Baba,"

Hamit gülen bakışlarını torunundan çekti, oğluna döndü. "Söyle sarışın"

Yavuz masadaki herkesin üzerinde bakışlarını dolandırdı. Sonra babasında durdu. "Hani sen Denize bisiklet alıp, sürmesini öğrettin ya" dedi.

"Evet," dedi Hamit oğlunun devam etmesi için.

Baharın ve Yavuzun yüzünde kocaman bir tebessüm varken Yavuz karısının elini sıkıca tuttu ve devam etti. "Hah, işte bir tane daha alman lazım. Şimdi kıskançlık krizleri olur evde."

Hamitin gözleri başta olmak üzere herkesin gözleri hem sevinç hem şaşkınlıkla aralandı.

"Yoksa bir torun daha mı geliyor? " diye sordu Hamit heyecanla

"Evet," dedi Bahar dolu gözlerle

Tebrikler havada uçuşurken "Heheyt bee! Yengeme bak, nasılda yaptı bize bir yeğen daha" diye bağırdı Keşanlı heyecanla

Yavuz Mücahite ters bir bakış attı. "Tek başına yapmadı Mücahit."

"Seninde biraz payın var yani komutanım" dedi Mücahit

"Biraz mı?"  dedi Yavuz tek kaşını kaldırarak

Bahar uyarır şekilde kocasının kolunu dürttü. "Yavuz biraz sus sevgilim"

Yavuz Bahar döndü. Konuşmak için dudaklarını araladığı sırada Zeynep "Anne bebek naşıl oluyoy? " diye sordu merakla

Yavuz dudaklarını birbirine bastırdı. Herkes ne diyeceğini bilmez şekilde Zeynepe bakarken Fethi ve Eylemin bakışları kesişti.

"Herkesin içinde sormasaydın iyiydi kızım" diye mırıldandı Fethi yüzüne konuştuğu zoraki tebessümle

Yavuz dedesinin kucağında oturan oğlunun saçını okşayarak "Terbiyeli oğlum benim. Sen bize tam zamanında sordun bunu." dedi

"İşte tam burada oğlumuz anasının oğlu oluyor. Malum sen biraz terbiyesizsin." dedi Bahar gülerek

Yavuz gözlerini kısıp karısına bakarken Eylem "Annecim, şimdi sen bize çok zor yerden sordun soruyu. Biz bu derse çalışmamıştık. Biz çalışınca sana cevap verelim" dedi.

"Anne kandıyma beni. Naşıl olduyunu bilmeşeniz beni neyeden buldunuş? "

Eylem yardım isteyen bakışlarını kocasına çevirdi.

"Ne düşündünüz oğlum yaa? " dedi Yavuz. "Söyleyin işte kıvırtmadan."

Bahar kocasına ters ters baktı. "Sen gibi mi yani Yavuz? " dedi iğneleyici ses tonuyla

"Evet, ben gibi" dedi Yavuz

"Sen nasıl anlattın komutanım? Çok merak ettim şu anda" dedi Fethi kaşları havaya kalkarken

"Hiiç öğrenmeyi siz onu" dedi Bahar

Yavuz sırıtarak "Öğrenecekleri şey mi hayatım? Zaten biliyor onlar" dedi.

"Bu adamın kafasına birisi vurdu mu yaa? Öncekinden de kötü olmuş" dedi Bahar

"Valla yenge en son gördüğümde biriyle boğuşuyordu. O sırada bir darbe almış olabilir" diye kıkırdadı Geveze

"Almış, almış" dedi Bahar kıkırdayarak

Zaman hiç durmadan, su gibi akıp giderken aradan geçen iki hafta sonunda tim üyeleri Dragan adlı teröristi yakalamıştı. Ve bu yüksek başarılarından dolayı ödüle layık görülmüşlerdi.

Törenin yapılacağı salona girmeden önce Yavuz karısının belini sardı. Bahar tebessümle kollarını kocasının boynuna doladı. "Tebrik ederim sarı komutan" dedi. Kocasının dudaklarını hedefledi. Tam dudakları birbirine temas ettiği anda Deniz karı kocanın önüne dikeldi. Minik elleriyle gözlerini kapattı. "Ben bakmıyoyum öpüşün şiz."

Bahar oğlunun sesini duyunca kocasının dudaklarından dudaklarını elektrik yemiş gibi ayrıldı.

"Sıpa, sen neden Nazlı teyzenin yanında değilsin" dedi Yavuz öfkeyle

"Şizi meyak etmiştim ama geyek yokmuş." diye kıkırdadı Deniz

"Deniz" diye uyardı oğlunu Bahar. Ardından oğlunun elini tuttu. "Hadi biz içeriye girelim."

Hep beraber içeriye girdikleri zaman Bahar oğlunu kucağına alıp ikinci sıradaki, Nazlının yanındaki yerine oturdu. Yavuz da en öne, tim arkadaşlarının yanına oturdu.

Protokol gelince tim üyelerinin ödülleri verilmek üzere teker teker çağrılmaya başladılar.

Yavuz çağırılınca önündeki dört basamağı teker teker çıktı. Tüm ciddiyeti ile üssünün konuşmasını dinlerken Deniz heyecanla "Kahyaman babam" diye bağırdı.

Yavuz oğlunun sesiyle ona baktı. Oğluna minik bir tebessümle göz kırpıp tekrar ciddi ifadesine bürünüp üssüne baktı.

Bahar ise tebessümle kocasına baktı. Yavuz onun gururuydu. Yaşamındaki onuruydu. Her şeyiydi. Aynı Baharın, Yavuzun her şeyi olduğu gibi...

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

Özel bölümümüzün de sonuna geldik.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.

Aslında yazmayı özlemişim. Kelimelerin akıp gidişini... Sizlere bir bölüm armağan etmeyi özlemişim. Özlemişim...

Hepinizi çok seviyorum. Kendinize çok iyi bakın 💋 💕

Continue Reading

You'll Also Like

270K 20.4K 14
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!
1.3M 75.2K 45
Damla Naz Aydoğan yirmi altı yaşına gelmiş, istediği her şeyi elde eden, zengin, egoist, kibirli, ukala, çok bilmiş, şımarık ve bir o kadar da güzel...
13.5K 990 14
Normal bir mahalle aşkında abinin arkadaşı kıza aşık olur ve kızı aşkına inandırmak için elinden geleni yapar. Ya kız bu adamı sevmezse? Ya ona zorla...
69.6K 4.6K 18
"Senin adın Şafak .Zihnimde ihtilalin var." Onun adı Ayaz Ali Akad .Fısıltısı vurur kimsesiz kıyılarıma. "Benim adım Şafak zihnimde bir mayın va...