"Bana ailemin öldüğünü ve kendi çocukları olmadığı için evlat edindiklerini söylediler. Sonra Murat doğdu. Ben hep onlara laik bir evlat olmaya çalıştım. Geçen gün bir zarf geldi. İp uçlarını takip edip buraya kadar geldim " dedi Derya
Bahar gözünden akan yaşla Deryayı dinledi.
Derya burnunu çekerek devam etti.
"Meğerse eniştem sandığım kişi beni gerçek ailemden koparıp teyzem sandığım kadının kardeşine vermiş. Aileme kızamam çünkü gerçekleri onlarda bilmiyormuş " dedi
"Çok zor şeyler bunlar. Hemde çok zor " dedi Bahar gözünden akan bir damla yaşı silerek
Derya başını öne eğip öylece durdu. Baharın gözlerinden yaş tekrar firar ederken "Ben bunu Yavuza nasıl söyleyeceğim ? " dedi
ღ
Bahar yatakta uzanmış kara kara düşünüyordu. Yavuz gelince ona ne diyecek ? Nasıl 'senin ablan savcı kızmış' diyecek
Kapının açılma sesiyle Bahar gözlerini kapattı. Düşünmekten allak bullak olan şey sadece kafası değildi. Midesi de kötü olmuştu. Zaten stres hep midesine vurar..
Bahar kaçarak bir yere varamayacağını biliyordu. Hem şimdi Yavuzla konuşmazsa ona büyük bencillik etmiş olurdu. Sonuçta o ablasını bulmak istiyordu.
Bahar yavaşça gözlerini açıp yataktan kalktı. Derin bir nefes aldı ve adım attı.
Ürkek adımlarla ilerlemeye başladı. Tam odadan çıkacağı sırada bir an tereddüt etti ve arkasını döndü.
Büyük bir merakla eve gelen Yavuz, Baharı odaya girerken görünce hızla kucağına aldı ve "Nereye kaçak ? " dedi
Yavuzun gelmesiyle daha fazla stres yapmıştı, Bahar. Bu yüzden midesindeki hareketlilikte artmıştı.
Kendini hiç iyi hissetmezken "Yavuz indirir misin ? " dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle
Yavuz kaşlarını çatarak "Noldu Bahar ? " diye sordu
"Kendimi iyi hissetmiyorum " dedi Bahar fısıltıyla
"Noldu ? Neyin var ? " diye sordu Yavuz telaşla
"Midem çok kötü " dedi Bahar
Yavuz Baharı yavaşça yatağa bıraktı ve yüzünü avuçlayıp "Suratın bembeyaz olmuş. İstersen hastaneye gidelim " dedi
"Gerek yok. Dinlensem geçer herhalde " dedi Bahar
"Emin misin ? "
"Evet sevgilim " dedi Bahar
Yavuz Baharın yanına uzanıp karısını kendine çekti ve göğsüne yatırdı. Bahar Yavuza sıkıca sarıldı.
Biraz uzandıktan sonra midesinin bulantısı da dinmişti.
"Yavuz birşey soracağım " dedi Bahar Yavuzun göğsüne küçük küçük çemberler çizerken
"Sor sevgilim " dedi Yavuz ve Baharın saçını öptü
"Şu savcı hakkında ne düşünüyorsun ? " diye sordu Bahar
"Beni ilgilendirmiyor. Sadece iş yapıyoruz. Dediğim gibi gerisi beni ilgilendirmiyor " dedi Yavuz
"Ya sen yinede söyle. Sence nasıl birisi ? " diye sordu Bahar ısrarla
"Bilmiyorum sevgilim. Hepi topu 3 kere gördüm kadını " dedi Yavuz
"Peki ilk izlenimin ne ? " diye sordu Bahar
"Ne bu ısrar Bahar ? Neden o kadınla ilgili düşüncemi bu kadar merak ediyorsun ? " diye sordu Yavuz kaşlarını çatıp Baharın gözlerine bakarken
Baharın sulanan kahveleriyle beraber "Çünkü ablan o " dedi birden
"Ne " dedi Yavuz şaşkınlıkla
"O kavaklara gittim Yavuz. Gelen Deryaydı. Bir kafeye gidip oturduk. Konuştuk. O da ip uçlarını takip ederek gelmiş oraya " dedi Bahar gözünden bir damla yaş akarken
Yavuz ise girdiği şoktan dolayı sulanan gözlerle Bahara baktı.
ღ
"Sizden tek istediğim bir kadını gebertmenizdi. Onu da beceremediniz! "
"Abi kadın yalnız kalmıyor ki. Yanında hep birisi oluyor. Denedik olmadı. Yalnız kaldığı an geberteceğiz" dedi adam korkuyla
"Bu sefer işimi şansa bırakamam. Nadya sen halledeceksin "
"Ben dersime çalıştım bile. Bana 1 hafta ver. 1 hafta sonra onu asla unutulmayacak bir şekilde öldüreceğim"
ღ
1 HAFTA SONRA
Bu 1 haftada ne oldu diye soracak olursanız söyleyeyim:
Bu 1 haftada Yavuz ve Derya bir araya gelip konuştular.. herşeyi konuştular.. tüm hayatlarını.. Ve birbirlerini sonradan bulan iki kardeş olarak, birbirleriyle geçinmeye çalıştılar.
Yavuz ve Bahar artık tamamen eski kimliklerine döndüler ve herkes yaşadıklarını öğrendi.
Tüm sevdikleri Yavuz ve Deryanın durumunu öğrenip onlarla destek oldular.
Şimdi ise Su ve Feyzullahın düğünü için bir araya geldiler.
Bahar önü kısa arkası uzun bordo flog baskı elbisesiyle çok şık olmuştu.
Bahar, duran arabadan indi ve Suyun yanına gitti.
"Yetişemeyeceğiz diye korkuyordunuz. Erken bile geldik " dedi Ateş
"Normal lan tabi. Çocuk her hafta düğün yapıyor. Bu hafta garantiye almak istedi " dedi Fethi
"Bu son artık di mi ? Kazasız belasız olacak bugün bu düğün " dedi Su
"Sonata görev çıkmaz, tepemizde silah patlamaz ve bomba patlamazsa bu sefer evleneceksin " dedi Eylem gülerek
"Allah korusun " dedi Nazlı dişine vurarak
Güler saate bakıp "Hadi çocuklar daha fotoğraf çekilecek " dedi
Herkes içeriye girerken fotoğraf çekimi başladı. Herkes Esmanın haline gülerken Feyzullah isyanla "Anne bir da biz çekilelim. Sonra sizinle de çekiliriz " dedi
Esma surat asıp kenara çekildi. Fotoğraf çekimi bitince kızlar Suyla beraber gelin odasına gittiler.
Derya da gelmişti yanlarına bir süre sonra.
Kızlar Suyun heyecanını yatıştırmak için uğraşırken Eylem ağzına bir üzüm atıp "Bahar fondötenin rengi açık kalmış. Bir ton koyusunu sür " dedi
Bahar anlamamazlıktan gelerek "Ne fondöteni yaa ? Sürmedim ki yüzüme " dedi
"Ben yüzünü kastetmedim ki " dedi Eylem gülerek
Baharın yanakları utançtan kıpkırmızı olurken Güler "Kızım niye utanıyorsun ? Siz evlisiniz " dedi
"Aman anne bilmiyor musun Baharı ? " dedi Nazlı
"Evet, biliyorsunuz beni. O yüzden susun " dedi Bahar
"Tamam, tamam. Demeyiz ama cidden bir ton koyusunu sür " dedi Su
Bahar yerinden kalkıp aynaya baktı ve o sırada Eylem kahkaha atarak "Sizde neymişsiniz bee ! Fondöten bile kapatamıyor " dedi
Bahar utançla kızarırken "Gidiyorum ben bee " dedi ve arkasında gülen sevdiklerini bırakıp odadan çıktı.
Aklına fondöten gelince geri odaya girdi ve masanın üstünden alıp geri çıktı. Odadakiler daha çok gülerken..
Bahar sinirli sinirli ince uzun kolidorda yürürken yanından geçtiği Yavuzu bile fark etmemişti.
Birden beline dolanan kollarla kendine geldi. Yavuz Baharı kendine çekip "Nereye böyle sinirli sinirli ? " diye sordu
"Bana bak sarı komutan bugün benden uzak duruyorsun " dedi Bahar
Yavuz kaşlarını çatarak "Nedenmiş o ?" diye sordu
"Kızların türlü türlü imasına ve sinsi bakışlarına maruz kalıyorum " dedi Bahar
Yavuz bir elini Baharın belinden çekip saçlarına getirdi ve karısının önüne gelen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırarak "Ne iması ? " diye sordu
"Yok neymiş fondötenin tonunu tutturamamışım, yok biz neymişiz de fondöten kapatamıyormuş. Bunların hepsi senin yüzünden bak " dedi Bahar sinirle
Yavuz sırıtarak Baharı duvarla arasına aldı ve karısının kulağına eğilip nefesini üfleyerek "Şimdi kızıyorsun ama gece hiç kızar gibi bir halin yoktu " dedi
Bahar elini Yavuzu göğsüne koyup "Pislik, çok pisliksin " dedi ve iktirmeye çalıştı.
Yavuz geri gitmek yerine gülerek Bahara daha çok yaklaştı ve "Sende çok güzelsin " dedi
Ardından Baharın boynuna küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı.
Baharın gözleri istemsizce kapanırken zoraki "Biri görecek " dedi
Yavuz umursamadan öpücükler kondurmaya devam ederken eli Baharın belinden bacaklarına doğru kaldı.
Bahar Yavuzun elini tutup "Biri görecek Yavuz. Dur " dedi
"Sence umrumda mı ? " dedi Yavuz, yüzü Baharın boynunda olduğu için böğürtlen çıkan sesiyle
"Ama benim umrumda sevgilim. Zaten yeterince utandırıldım " dedi Bahar Yavuzu itmeye çalışarak
Yavuz dudaklarını Baharın çenesine bastırıp geri çekildi ve "İyi madem akşam devam ederiz. Benimde işime gelir hem " dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
"Ulan sarı komutan. Görürsün sen " dedi ve tuvalete gidip fondöteni sürdü.
İşi bitince kızların yanına gitmek yerine aşağıya inme kararı aldı.
Yavaş yavaş misafirler gelmeye başlamıştı bile.. Bahar masalarda göz gezdirerek arkadaşlarını aramaya başladı.
Nerde olduklarını görünce onlara doğru ilerlemeye başladı.
Bahar arkadan ona seslenen Esmayı fark edince dönüp yanına gitti.
"Bahar kızım ben senden birşey isticem " dedi Esma
"Tabi Esma teyze " dedi Bahar
Esma yanındaki sarışın garsonu göstererek "Bu kızım diyor ki kiting midir nedir o şirkette bir sorun çıkmış ama ben anlamam o işlerden sen bakıversen " dedi
Bahar gülerek "Catering " dedi
"Amaann her neyse işte sen bir bakıver " dedi Esma
Bahar onaylayınca garson kadın "Servis edilecek yiyeceklerle ilgili bir karışıklık oldu. Aşağıya büyük dolaba inilip düzeltilmesi lazım " dedi
"Tamam, hallederiz " dedi Bahar ve garsonlar beraber aşağıya indi.
Bahar sorunla ilgilenirken Nadya zafer gülüşüyle beraber cebindeki bıçağı çıkarttı.
Bıçağı sıkı sıkı kavradı ve Bahara doğru bir adım attı. Bir adım daha atacakken kapıdan birisi "Pardon! Ben gelin odasını bulamıyorum da nerede acaba ? " diye sordu
Nadya içinden küfrederken bıçağı sakladı. Bahar ise o sırada herşeyden habersizce tebessüm ederek kapıdaki kıza baktı ve "Bende gideceğim şimdi istersen beraber gidelim " dedi
"Olur " dedi kız
Bahar Nadyaya dönüp "Bir sorun yok. Herşey yolunda. Bir yanlışlık oldu herhalde " dedi
"Olabilir " dedi Nadya zoraki bir tebessümle
"Sorun olmadığına göre çıkabiliriz " dedi Bahar ve kızla beraber yürümeye başladı.
Tebessümle kıza baktı ve "Sen hangi taraftansın ? Yani yanlış anlama daha önceden görmedim de seni " dedi
"Ben Nazlının bir arkadaşıyım. Birşey için benden yardım istedi. O yüzden geldim " dedi kız
"Sen şu Melisa olmalısın " dedi Bahar
"Evet.. ımm.. " Melisa Baharın ismini bilmediği için nasıl hitap edeceğini bilememişti
"Ahh, benim hatam. Bahar " dedi Bahar kendini tanıtmak için
"Memnun oldum Bahar " dedi Melisa tebessümle
Konuşma böyle sürüp giderken gelin odasına gelmişlerdi bile.
Beraber odaya geldiklerinde Melisa diğerleriyle de tanışıp kaynaştı.
Eylem kapının yanındaki masada Suyun çiçeğini düzeltirken gülerek "Bahar bak dediğimi yapınca daha iyi olmuş. Şimdi belli değil " dedi
"Yaa kardeşim neden konu dönüp dolaşıp bana geliyor. Hem siz o dalga geçme şeyini yarına Suya saklayın " dedi Bahar
"Bizde bol canım sen dert etme " dedi Nazlı gülerek
"Terbiyesizler " dedi Güler
"Ya biz niye terbiyesiz oluyorum. Bu yapılan gayet doğal birşey. Kimsenin yapmadığı yasak birşeymiş gibi konuşmayın " dedi Eylem gülerek
"Bak hala konuşuyor " dedi Bahar sinirle ve eline aldığı ayakkabıyı Eyleme attı.
Eylem gülerek ayakkabıdan kaçtı ama o sırada kapı açılmıştı ve ayakkabı Mücahitin kafasına geldi.
Bahar ağzını eliyle kapatıp şaşkınca bakarken Mücahit "Yengelerim napıyonuz siz yaa ? " dedi
Bahar ayağa kalkıp Mücahitin yanına giderken "Yaa Keşo özür dilerim. Ben Eyleme atıyordum " dedi
"Yok yenge. Birşey olmadı zaten " dedi Mücahit
"Sen niye geldin ? " diye sordu Eylem
"Misafirler gelmiş. Birazdan Suyla Feyzullahta inecekmiş. Sizi aşağıya çağırıyorlar " dedi Mücahit ve birden Melisayı görünce "Senin burda ne işin var ? " dedi
"Asıl senin ne işin var ? Sen beni mi takip ediyorsun ? " dedi Melisa sinirle
"İşim gücüm yok seni takip edeceğim bek zaten " dedi Mücahit
"Siz tanışıyor musunuz? " diye sordu Nazlı
"Malesef " dedi Mücahitle Melisa aynı anda
Kızlar onların haline gülerken kısa bir diologun ardından aşağıya indiler.
Ateş merakla "Senin alnın niye kızarık? " diye sordu
"Ayakkabı geldi aga " dedi Mücahit
"O nasıl oldu ? " diye sordu Fethi gülerek
Bahar alt dudağını dişleyip "Ben atmış olabilirim " dedi
Erkekler şaşkınlıkla Bahara bakarken kızlar kıkırdamaya başladı.
Bahar hemen "Hep Eylem yüzünden ben ona atıyordum. O çekilince Keşanlıya geldi " dedi
"Eyleme neden atıyordun? " diye sordu Fethi
Nazlı gülerek 'hadi, hadi söyle' dercesine kaş göz yapmaya başladı.
"Amann bilmiyor musunuz bu ikisini ? Yine şey yaptılar " dedi Güler Baharın imdadına yetişecek
"Evlinin halinden evli anlarmış " dedi Nazlı kısık sesle. Bir yandan da gülmeyi ihmal etmemişti.
Bahar Nazlıya ölümcül bakışlar yollarken ayağına tekme attı.
Nazlı acıyla inleyerek bacağını ovdu.
ღ
Zaman ilerlerken nikah kıyılmıştı. Mücahit Suya Türk bayrağı ve Kuranı Kerimi vermişti. Sıra zeybeğe gelince Yavuz çalan telefonuyla masadan kalkıp telefonu açtı.
"Efendim usta "
"Yavuz, demin istihbarattan bir bilgi geldi. Dragan düğüne adam sızdırmış. İstediği şey senin canını yakmak evlat. Hedef Bahar " dedi Turan
Yavuz korkuyla ilerde alkış tutarak timi izleyen karısına baktı.
Ardından telefonu kulağından indirip etrafa bakınmaya başladı. Biraz ilerde elinle silahla gördüğü kadınla koşmaya başladı.
Baharın önüne atladığında silah patladı. Kurşun Yavuzun omzuna isabet ederken yere düştü.
Bahar ise ne kadar Karabayırdan alışık olsa da duyduğu silah sesi ile refleks olarak irkildi ve başını elleri arasına alıp biraz eğildi.
Etrafta bir karmaşa olurken Bahar Yavuzu gördü ve korkuyla hemen yanına gitti.
"Yavuz " dedi Bahar korkuyla
Yavuz ise başını biraz kaldırıp yarasına baktı ve başını geri yere yaslarken tuttuğu nefesini sesli bir şekilde bıraktı.
Herkes yanlarına gelirken Bahar titreyen sesiyle "Ambulansı arayın ! " diye bağırdı
Herkes Yavuza korkuyla bakarken Bahar masanın üzerinden aldığı bez parçasını Yavuzun yarasına bastırdı.
Ambulans gelince Bahar da Yavuzla beraber ambulansa bindi. Gözünden akan yaşlarla beraber "Ah be Yavuz ! Niye yaptın ? Canının hiç mi kıymeti yok ? " dedi
Yavuz Baharın akan göz yaşını silip "Senden daha kıymetli değil " dedi
"Ah Yavuz " dedi Bahar ve alnını Yavuzun alnına yasladı.
Bir eliyle hala Yavuzun yarasına baskı yaparken "Kolunda uyuşukluk var mı ? " diye sordu
"Biraz " dedi Yavuz
Bahar sıkkınlıkla nefes verip Yavuzun alnını öptü.
Ambulans hastaneye varınca Yavuzu kurşun hala içerde olduğu için ameliyata aldılar. Bahara ve diğerlerine de çaresizce beklemek kaldı.
ღ
1 AY SONRA
Yavuzun vurulmasından bu yana tam 1 ay geçmişti.
Kurşun Yavuzun omzundaki sinirlere zarar verdiği için toparlaması biraz zor olmuştu. Sürekli çalışmıştı eski formuna dönebilmek için.. Ve bunu Bahar ve sevdiği insanlar sayesinde başarmıştı.
Bahar alt dudağını dişleyerek hamakta uzanmış güzel havanın tadını çıkartan kocasına doğru ilerlemeye başladı.
Yavuz duyduğu adım sesleriyle gözlerini açıp Bahara baktı.
Bahar tedirginlikle Yavuzun yanına geldi. Yavuz birşey demeden tebessüm ederek biraz kenara kayıp Bahara yer açtı.
Bahar mesajı alarak Yavuzun yanına uzandı. Yavuz Baharı sıkı sıkı sararken Bahar derin bir nefes alıp geri bıraktı.
Yavuz Baharın saçını öpüp "Bahar sabahtan beri kıvranıyorsun. Hadi söyle de sen de kurtul ben de kurtulayım " dedi
Bahar gözlerini kapatıp tedirginlikten titreyen sesiyle "Yavuz, hani bazen insanın hiç hesaba katmadığı şeyler olur ya " dedi ve duraksadı
"Evet sevgilim oluyor " dedi Yavuz Baharın devam etmesi için
"İşte onlardan biriyle karşılaşsan ne tepki verirdin ? " diye sordu Bahar
"Ne olduğuna bağlı ? " dedi Yavuz
Bahar derin bir nefes alıp "Daha önce hiç konuşmadığımız birşey. Olsa benim mutlu olacağım hatta seninde mutlu olacağın ama şimdi olmasını istediğinden emin olmadığım birşey " dedi
Yavuz bir kez daha Baharın saçlarını öptü ve "Sevgilim lafı ağzında geveleme. Söyle artık " dedi
"Bir bisiklet düşün.. yan tekerleri yeni çıkmış bir bisiklet. Ve sende bisikletteki çocuk düşmesin diye bisikleti tutuyorsun. Bunu ister miydin ? " diye sordu Bahar tedirginlikle
Yavuz yattığı yerden biraz doğrulup sırıtarak Baharın gözlerine baktı ve "Benim karım çocuk mu yapmak istiyor yoksa ? " dedi
Bahar gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve gözlerini geri açıp bakışlarını kocasının mavilerine dikti.
"Yapmak istemiyorum çünkü yapmışız bile " dedi tek nefeste
Yavuz duyduğu şeylerin doğru olup olmadığını tartmak biraz durdu. Baharın gözlerinden doğru olduğu kanaatine vardı.
Yavuz aniden hareket edince hamakta dengesini kaybetti ve yere düştü. Bahar şaşkınlıkla yerde yatan kocasına baktı ve "Yavuz ? İyi misin ? " diye sordu
Yavuz düştüğü yerden kalkıp "Ben iyiyim.. S-sen ciddisin.. di mi ? " dedi şaşkınlıktan kekelerken
Bahar Yavuzun böyle kekelemesi üzerine hamakta tamamen kalktı ve "Bak Yavuz belki bu çocuğu istemiyor olabilirsin ama ben ne olursa olsun bu bebeği doğuracağım " dedi dolan gözlerle ve devam etti "Zaten biz seninle hiç bebek konusunu konuşmadık. İster miydin ? Bilmiyorum ama ben istiyorum " dedi
Yavuz, onu yanlış anladığı için dolu gözlerle kendisine bakan karısının yanına hızla geldi ve ellerini elleri arasına aldı.
"Tabii ki istiyorum Bahar. Ben.. Sadece hiç beklemediğim bir zamanda aldım bu haberi. İkimizin bir parçasını tabii ki istiyorum " dedi
Baharın gözünden bir damla yaş akarken "Ben bir anda sandım ki - "
Yavuz Baharı devam etmesine izin vermedi ve "Sen bu güzel haberi vermesen ben çocuk istediğimi söyleyecektim " dedi
"Gerçekten mi ? " diye sordu Bahar sevinçle
"Evet gerçekten " dedi Yavuz ve Baharın alnını öpüp burnunu oraya sürtüp "Bana bu hediyeyi verdiğin için teşekkür ederim " dedi
"Bizde teşekkür ederiz " dedi Bahar
Yavuz yüzündeki kocaman gülümsemesiyle elini Baharın karnına koydu ve "Biz senin varlığından bile haberdar değilken sen bu zor günlerde babana destek mi oldun ? " dedi
"Evet, destek olan bir kişi daha varmış meğerse " dedi Bahar kocaman gülerek
"Demin şoktan dolayı sevinememiştim. Şimdi sevinebilirim" dedi Yavuz ve Baharı kucağına alıp döndürmeye başladı.
Bahar düşmemek için Yavuzun boynuna sıkıca sarıldı.
Yavuz "Baba oluyorumm! " diye bağırırken Baharın kahkahaları da ona eşlik etti.
⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯
Normalde ben bu seriyi daha uzun yazmak istiyordum ama geçen bölümü izledikten sonra hiç hevesim kalmadı.
Yavuzun hala o kadın için kurşunun önüne atladığına inanamıyorum. Drya şahsının Yavuza dedikleri -özellikle 'sarı komutan' demesi- canımı çok sıktı ve seriyi kısa kesme kararı aldım.
Bakalım ilerde ne olacak ?
Bu kitabıma bölüm ne zaman gelir bilmiyorum. Ama gelecek. Bazı istekler var okzelliklenlari yazacağım. Moralim yerine geldiğinde tabi..
Haa, birde yazarı tanıyın bölümü atmak istiyorum. Bana soracağınız sorular varsa buraya bırakabilirsiniz. Ki soru gelmezse yazmayacağım. Çünkü ben kendini anlatabilen birisi değilim yani biri soru sormadan kendimi anlatamam. Sizin bana soru sormanız lazım..
Kendinize iyi bakın 💋