Merhaba Ögretmenim (Tamamland...

By pikaccuu1903

693K 30.7K 2.8K

"Kaybedecek bir aydınlığın yoksa karanlıktan korkmazsın..." dedi kadın sonrasında ise adama sıkıca sarıldı. ... More

1.Bölüm: Taşınma
2.Bölüm : Mezarlık
3.Bölüm : Fotoğraf
4.Bölüm: Okul
5.Bölüm: Test Mevzusu
6.Bölüm: Uyku Olayı
7.Bölüm: Geçmiş I
8.Bölüm:Kafe
9.Bölüm : Kavga
10.Bölüm :Acı Mutluluk
11.Bölüm: Sarılma
12.Bölüm: Süpriz
13.Bölüm: Film
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
DUYURU!!!
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28.
...
Bölüm 29
bölüm 30
Bölüm 31
bölüm 32
...
Bölüm 33
Bölüm 34
bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 50 kesit
bölüm 52
bölüm 53
bölüm 53
bölüm 54
bölüm 54
bölüm 55
bölüm 55
bölüm 56
bölüm 56
bölüm 56
57.Bölüm/I.Part: Sahra
57.Bölüm/II.Part: Minik kız
57.Bölüm/ III.Part: Bekarlığa Veda
bölüm 58
bölüm58
bölüm 58
bölüm 59
bölüm 59
bolum 59
bölum 60
bölüm 60 (yay
bölüm 60(yay
bölüm 61 (yolculuk)
bölüm 61(gercekler)
bölüm 62(tesadüf)
bölüm 62 'sakin ol'
bölüm 63(o benim )
bölüm 63(evlilik teklifi)
bölüm 63( sahra benim kızım )
...
bölüm 64 çıkmaz yol
bölüm 64- anlaşma
merhaba 😄
bölüm 65- yemek
bölüm 65 - Gün
bölüm 66 ( kaza )
bölüm 66: itiraflar
bölüm :67 istanbul
-YILBAŞI ÖZEL-
...
yeni bölüm degil (Duyuru)
68.Bölüm-Eskiler
69.Bölüm-uyku
merhaba ✋✋
70.Bölüm-Nefret ediyorum
71.Bölüm
selam ✋
72.Bölüm : Semih babba
73.Bölüm:Geçmis
74.Bölüm: Kırılan Yatak
...
bir duyuru Daha ✋
ygs 😢😢
75.Bölüm
76.Bölüm :
77.Bölüm
78.Bölüm
79.Bölüm
81.Bölüm
82.Bölüm
finale Son Kala 😃
hadi bana kapak yapın bir de final hakkında bilgi verin
Final'den Kesit
Merhaba 😊😂
Büyük Final 💓
selam
merhaba :)
Merhabalar

80.Bölüm

2.5K 146 11
By pikaccuu1903

Merhaba gençler 😋😍

80.Bölüm

"Hadi Sara kızım! Altı üstü bir okul lan ! Semih kızmaz gidip gelecegiz cok merak esiyorum! Kimse duymaz len! Hadi Sara nolur okulu cok merak ediyorum degişmis mi. Gidip bakalım işte bir daha elimize nerden gececek bu fırsat. "  Ceyda neden bes dakika susmaz ki ya. Elimle alnımı ovlayıp pes ederek mutfaktaki masaya elimi koydum. Semihin yüzündendi annemle Sara'yı ne alıp gidiyorsun oya biz bu gün. Onun sıradan buldugunu nikahıma elbise sececektim. Ama ona bile laf etti pislik ! 'Önemsiz bir organizyon' dedi beyfendi. Beni de yanlarına almadılar  'Ceyda gelecek. Sen Arda'nın annesigilde sıkılırsınmışmış!' cokta umrumda ya.

"Tam Ceyda gidelim yeter ki sus Ceyda susta hazırlayım. "Okul sevdası durduk yere nerden cıkmıstı ki. Geldiginden beri okula gidelim diye tutturuyor lisede de Batu gelmedigi gün gitmem diye tutturuyordu. Simdi okul sevdalısı kesildi başıma.

"Tamam pambık hadi cabuk ol on iki olmadan gidelim!" masadan kalkmadan kahverengi gözlerine gözümü diktim. "On iki niye olmadan gidiyoruz ?" hem okul bile benim sirketin üzerine kayıtlıydı. Semih onu aldıgını bile söylememiş bende Esila'dan bir konuyu konuşurken duymuştum.

"Kızım uzatma hadi ya cabuk bekliyorum. Elbise falan giy hava sıcak bunalma arabada." neden bu kadar tuhafsın Ceyda. Insan biraz düzelir anlaması icin sesli bir sekilde ofladım. "Pambık döverim cocuğuma kötü örnek olma. Karnımdaki bebisimin böyle isyankar olmasını istemiyorum."giydigi dügüne gider gibi olan yesil elbisenin altında ki henüz hiç cıkmamış karnını okşayın elimi yanlara açtım. "Allahım birazcık akıl ceyda'ya daha cenin bile değil hala çocuk derdinde."mutfaktan sıkılarak odama çıktım.

Okulmuş bende özlüyorum ama okula bu yaşımda durduk yere gitmeyi doğru bulmuyorum.  Semih'le de bir sürü kötü ve sonunda iyi anılarımızın olduğu yer olsada yine okul okuldu. Dolaptan tül elbise çıkarıp Ceyda'nın dedigine uydum. Aslında pantolon gömlek gibi seyler giyerdim ama kendisi yine laf edip üzerimi degistirirdi.

Islerimi bitirince odadan cıktım merdivenlere ayaklarımı vura vura indigimde hala sinirimi atamamıştım. Koridorun başında beni süzen Ceyda'ya elimle üzerimi isaret ettim. "Dügüne gitmiyoruz bakma öyle !" dedim. Aklım tabiki de kendime yapılmayan düğünde olacaktı başka yerde degil benimde zoruma gidiyordu.

"Mmmm... bakalım dön... dönsene .." Cırladıgında susması için döndüm. "Idare eder."ne icin "ceyda yürü ya zaten Semih'e de demedim." sinirli olsam bile rapor vermem gerekiyormuş.

" ben haber verdim sen merak etme hadi yarım saatin kaldı." on ikide ne oluyordu ya sanki okula yeniden başlıyoruz. Annem kızacak gibi kapıdan baldır küldür çıkıyor o mantıga döndü.

Balkonun kapısında kapıyı kilitleyip döndügümde Muratın jipini görmeyi nedense beklemiyordum. Buraya ne ara gelip parketmişti. "Hadi kızım ya... mal mal bakıyorsun acele et.... " kolumdan çekistirmeye başlamıstı ceyda.

"Lan ceyda okula geç kalmıyoruz kızım sarılık yapma yürürüm bırak! " kollarımı silkerek elinden kurtardım. Okul kelimesinde benliği değisiyor sarının bahçe kapısı açmak icin uzanınca Ceyda homurdanarak gecti. "Hiç çekilmiyorsun! " sesli bir sekilde söyledim cidden hiç cekilmiyordu.

"Sus ya hadi murat bekliyor arkaya otur." Murat ne alakaydı ya. Jipine yaklasınca Murat elindeki telefonu bırakıp takım elbiseli kendine çekidüzen verdi.

"Murat neden burda ?" Ön kapıyı acmak icin elini uzattı durdu. "Seni özledi pambık kapıyı açınca olduğum yerde beklemeyi kestim. Hepsi birbirinimden tuhaftı bu hafta yada ben tuhaftım onların normal haliydi.

"Arkaya sarı çiyan !" ceydayı gececekken güldüm. Hadi ama okula gidiyoruz da dejavu yaşamak zorunda mıyım. "Pambık kız sen ön tarafa !" murata döndüğümde sanki sekiz yıl geriye gittim. Bana lise bir ve ikide böyle cok hitap ederdi. Sonrasında sümüklü kız derdi yada Saracık.

"Of murat of..." isyan edince sarışın bana döndü. "Hep seni seviyor işte !" trip atıp düz olan sacları savurunca arkasından baktım. Ben simdi ne yaptımda bana trip atıyor. Muratın her zamanki hali.

"Hadi pambık kız binsene!"  olduğum yerde Ceydanın arabaya binisini izleyip ön koltuğa oturup kemeri mi bagladım. "Sen neden burdasın ?"trip atan Ceyda'yı unutmak icin sordum. Benim bir sucum yoktu kendi gidelim diyordu sonrasında trip atıyordu.

"Okulu özledim !" Ceyda'yla kararlaştırmıslar mıydı ? Ondan mı okul diye tutturuyordu bu kız. "Hımm yani okula gidiyoruz." Murat cocukca gülüp okuldaki haliyle bir an gözüktü gözüme. Her zaman benim icin her seyi yapan sevecen gönüllü bir insandı.

"Lan sarı küstün mü senin cıkmıyor ?"aynadan baktığında Murat bende arkamı dönüp baktım. Ellerini göğüsünde birlestirmiş dısarıya bakıyordu. "Evet küstüm !" bende çogu zaman Murat ve Ömer'in sayesinde sarılar böyle mi olur diye düsünmedi değildim.

"Oh o zaman yolculukta keyfime diyecek yok. Aç suradan pambık bir şarkı eşlik edelim!" Murat'a göz devirip baktım. Ikisindeki enerjiyi Murat yutmuştu kesin.  "Pambık kız açsana!" tekrarlayınca ikisine de bakmayı kesip müzik çaları açtım.

"Oh şimdi tam oldu ! Demi len Ceyda!" uyuz çocuk ya. Benle bu kadar uğrasmaz. "Okula gitmek aklınıza nerden geldi ?" diye sordum. Cidden okulu unutmuştum ben hatta acî veren herseyi unuttum desem yeridir. Müziğin sesini biraz kıstı Murat.

"Şunu n fikriydi bende iskence çekme diye sana yardıma geldim." Başıyla arkayı isaret ettiği sırada Ceyda saçlarına yolmak için atak yaptı. "Yemezler Sarı geç otur oturduğun yereyolun ortasına indirmeyim." Hep öyle degil miydi ya. Ceyda Murat'la uğraşır. Murat ise paçayı kurtarır degişmez kural buydu.

"Yaaaa Murat senden nefret ediyorum!" elleri boşta bırakıp yumruk yaparak çekince Murat direksiyona eğilmekten vazgeçti. "Olum ben senden nefret bile etmiyorum. Sana karşı cok tepkisizim len !" dediginde omzuna vurdum.

"Uyuzluk yapma Murat ya oda hamile! Hamileler duygusal olur takılmasana kardeşime ." hamileyken insan daha bir duygusal oluyordu. Ceydanın hep trip atmasını geçtim şimdikinde biraz daha duygusal davranacaktır. Benim nazımı o dönemde hep Semih çekmişti.

"Dayı mı oluyorum lan Sarı. Niye değmiyorsun bir daha takılmam !" dediğinde güldüm. "Hamileyim..." ceyda kısa ve net cevap vermisti. "Onu dememi bekliyorsan yanıldın çakal. Ben sana hep takılırım." bunların sohbeti öldürecek.  "Seni sevmiyorummmmmmmmmm!" Ceyda arkada tepinmeye başlayıp sinir krizi gibi durum yaşıyordu. "Biliyorum biliyorum bende seni sevmiyorum.." murat kolunu sıktıgımda dikiz aynasından arkaya bakıp güldü.

"Dogruyu söylüyorum len . Sende şu kıza uyma kırk çocugum olsun ama hic biri şuna benzemesin." şu diyerek bahsettiğinden dogdugu günden beri yanında duruyordu.

"Ya murat duygusal diyorum ya neden anlamıyor sun" omuz silkip gülünce onlarla uğraşmak yerine telefonu kücük çantamdan cıkarıp Semih'e mesaj atmak icin yerine girdim. Çıkmadan önce izin almam gerekirken yolsa alıyordum. Ne kadar büyük terslik.

Semih : Ceyda ve Murat'la okula gidiyorum haberin olsun. Çıkmadan önce söyleyemedim.  Kusura bakma.

Mesajı gönderdikten sonra okulun yoluna sapmıstık. Tanıdık sokaklardan anlayabiliyordum. Aslında yakınlaşınca insan özlüyordu burayı. Bu mahalle bile ayrı anılarla doluydu. "Bizim gittigimiz kafe acaba kapandı mı?"üçümüz okuldayken hep beraber giderdik.

"Kapanmadı geçen Arda'yla ordaydım" Ceyda sanırım yine eski sakin Ceyda'ya dönerek cevap verince kafeyi gözlerim aradı. Yolunu geçmistik galiba. "Okuldan sonra uğrarız özlediysen !" Murat'a dònüp gülerek baktım. Hala neden beni bir damla bile kırmıyordu ki.

Okul gözüktüğünde dört senemin gectigi yere baktım. Ne umutlar biriktirmistim dört katlı binanın her dersliğinde. "Ismail bey burada mı kapalıysa okul ?" Bahce kapısı acıktı Murat içeriye dogru girince söyledim. Bahçede de bir kaç araba vardı. Sanırım oda öğretmenlerin olsa gerekti. "Buradadır ya sen Merak etme !" merak degildi bu duyguda insan heyecanlanıyor. Son senemin son ayı okula gelmemiştim.

Araba durdugunda binaya baktım bina ise bana bakıyordu. Bu bina benim cocuklugumun ergenliğimin büyük bir bölümü kapsamıştı evden daha cok burada olmuştum. Evi otel gibi kullanıp burayı yuvam gibi kullanmıştım.

"Hadi Sara inelim!" Kendime geldigimde Murat ve Ceyda arabadan coktan inmisti. Bina şimdiden beni içine çekiyor gibiydi. Kemerin kayışını çözüp kapıyı açtım. Bu okula ilk kez geldigimiz gün kadar heyecanlıydım. Ilk gün ailemiz bırakmıştı. Sonrasında ise üçümüz kalmıstık tesadufe bakın ki hep beraber aynı sınıftaydık.

Ceyda koluma girdiginde binaya tekrar döndüm. Diger kolumada Murat girdi. "Pambık kız Hadi bakma öyle aval aval !"adımı güçlükle attım. Onlara ayak uydurarak gecmis sanki her adımımda canlanıyordu. Gelecege gidiyordum ama gecmisimde ki anılar takılı kalmış bir gelecekti. Taş merdivenleri cıkıp okulun demir kapısı ittiğimde direk kaşlarım çatıldı degismemisti. Ama kokusu hala beni benden alıyordu. Yeni kitap kokusu gibiydi ve ben o kokuyu oldum olası sevmezdim koridor sessizdi. Giristeki kantin bile sepsessiz okula ayak uyduruyordu. Okul zamanı öyle mi olurdu. Murat at koşturur gibi kosardı. Ceydaysa beni kovalardı.

"Heyt bee ! ne güzel günlerdi. " kantinin önünde durunca Murat söylemişti. Cidden o günler özlenesi günlerin listesindeydi. Üniversitede bile o zevk yoktu. Zaten yabanci üniversitede türk kültüründe kimse olmadıgı icin arkadaslıklar bile anlaşılmıyordu.

"Ben gidip geliyorum bekleyin beni!" Kolumdan cıkınca Murat' a "nereye ?"diye sorduğumda "boş ver gelir " dedi beni yürüterek.

Okulun giriş kapısında yanındaki plaket ve ödüllerin oldugu dolabın karşısına gecirip durdugunda ikimiz aynı anda güldük. "Buraya gelir boş boş seyrederdik. Hayallerimizde hep ödül alma vardı "dedim. Cidden Ceyda'yla bu ödüller nasıl alınır diye uğrasırdık ama hiç alamazdık bizde buraya cogu zaman gelir cam seklinde olan plaketlere dolu dolu bakardık.

"Ne güzel günlerdi ya o günler. " okula girip yürüttüğümde kırmızı panonun oraya gelince durdurdu yine. "Burayı hatırlıyor musun? " başımı salladım.

"Sayende ceza alıp hep bu panoyu düzenlerdik." Cins edebiyat hocası sagolsun çakma sarısın yaşıyor muysa. "Hahaha... burası bizim kösemiz!" boş olan kırmızı panoya güldüğüm sırada arkamda olan hareketlilikle döndüm. Ömer'i karsımda takım elbiseli görünce sırıttım. "Öme.." rde gelmis. Diyecektim ki hopörlerken yükselen müzik sesi kulağıma gelince sözüm yarıda kesildi. Ceyda'ya dòndüğümde üzerinde okul kıyafeti vardı. Ne ara degistirdin diyecektim diyemedim Ömer'e agızı beş karış açık bakıyordu. Olayı anlayamadım ki hala.

Ömer'e döndüm tekrar tek eli cebinde siyah takım elbisesine uyumlu kırmızı krav... tabi ya kırmızı kravat ben.... Semih... olabilir mi... yanımızdan gecince Ceyda bir süre baktı ben gibi sonunda konuşmadan merdivenden kaybolunca telaşla ellerini yana doğru çırptı. Ne oluyordu burada. "Ceyda..." yürümeye baslayıp beni duymayınca en sevdigim keman sesi doldurdu her yeri. Farid farjadın kelebeklerde agları.

Yürüyünce dizlerimin bağını cözüp arkasından yürüdüm. Tül olan elbisenin altına mı okul formasını giymisti.  "Ceyda beklesene!" dedigimde durdu merdivenlerin önünde. "Burada ne oluyor?" dedim beni duymamazlığa verip eğildi merdivenlerde duran zarfları o anda farkettim. Her merdivende rengarenk bir zarf duruyordu. Ömerde gözükmüyordu. "Ceyda !" dedim ama yine ses yoktu omzuna dokundum fakat milim kıpırdamadı eliyle zarfı açtıgın gòzleri parlamaya başladı. Yüzü gülünce aydınlandı derler ya öyle olmuştu. Merakla zarfa baktım.

30 Eylül Cuma

"Ben sana hep üşüyordum.
Çünkü  kıştım.
Nakıştım,  bakıştım.
Inkar etmiyorumda bunu...
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme...
Sana en çok, en çok ben yakıştım"

Dış telli pambık piremses bu sözlerle başlamıştı masalına. O gün bay yakışıklı piremsi görünce her şey bir anda değişmış. Okul saraya, sınıflar harem odalarına. Öğretmenler odasıysa Bay Yakışıklı piremsin tahtının bulunduğu büyük salona. Diş telli pambık kız bir tanrıya tapar gibi tapmıştı o gün Bay Yakışıklı piremse. Olay orada patlak vermişti işte. Masallarına böyle başlamış pirems yanından geçmiş piremses o zaman aşık olmuş.

Altındaki resim takdira sayandi doğrusu. Iki tane çöpten adam biri kız biri erkekti. Kız sandalyenin üzerinde panoyu düzlüyor erkekse havalı havalı yürüyordu.

Bir  adım cıkıp ikinci zarfı aldı maviydi açınca yanına geldim. Iki eliyle tuttu.

30 Eylül Cuma

"Rüyada bir gece.. Gece de ben .. Bir yere gidiyorum.. Aklımda sen !!"

Diş telli pambık piremses o gün bay yakışıklı piremse gönlünü o kadar kaptırmıştı. Gece yatağa başını koyduğu anda rüyasında Bay yakışıklı piremsi kendine ders anlatırken görmüş. Kan ter icinde uykusundan uyanmış. O gün anlamış ki yakışıklı pirems yıllardır bulamadıgı aşkmış...

Yatak vardı bir de cam camda da ay resmi vardı. Bense yatağın başına yaslanmış cöpten olan kollarımı başıma dayamış oturuyordum. Gerçekten de ilk gece de şimdi hatırlıyordum da öyle olmuştu. Ama bundan kimsenin haberi yoktu ki.

5 Ekim Çarsamba

"Kimseyi uzaktan sevmeyin ! Yakındanda sevmeyin ! Birini sevmek AKIL KÂRI DEGIL!!!"

Bay yakışıklı pirems o yaşına kadar aşkın her türlü halini görmüş.  Sadece tahtında kafa dagıtıp zaman gecirmek için saray denilen okula kralın zoruyla gelmiş. Fakat düşüncelerini allak bullak eden çarpık bacakla tanışana kadar bu düzeni sakin sürmüş.  Nefretin aşka dönüşecegini bilmeden nefret ederek matematik kitabında yazılan fermanları çarpık bacağa görevi olduğu için anlatmaya koyulmuş.

Bana  Semih çarpık bacak mı diyordu o zamanlar neden hiç söylememisti. Altında yine bir resim elinde bir kitap yanında etekli bir copten adam vucudu diye belirlen cizgiden bir kalp uzuyordu. Ceyda bu zarfı da kapatmıştı saskınlıkla bir adım daha cıktım. Onunla eline mavi zarf aldı bu sefer.

10 Ekim Pazartesi

"Sen bana bakma ben senin baktığın yerde dururum."

Diş telli pambık piremses kendisini o kadar kaptırmıştır ki Bay yakışıklı piremsi gizli gizli izlediğini farketmez. Bilgi yuvası olan kitapların arasına bilgi aramak icin degilde tahtından dışarı çıkan balkonda keyif çatan Bay Yakışıklı piremsi izleeken bulmustu kendini.

Bilgi yuvası galiba onu gören kütüphaneydi düsündükçe sırıttım. Onun icin ben ne kadar mutlu olurdum izlemek bile keyif veriridi. Sigara icisini balkonda ki küllüge külünü koyusunu güldüm yine. Devam ettim ceydayla eline başka bir zarf aldı mordu

18 Ekim Salı

"Kendi bahçesinde  dal olmayan biri. Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor!"

Bay yakışıklı pirems çarpık bacagın kendisinden hoslandıgını farkedince uzaklasmaya çalışır. Fakat çarpık bacağın getirdiği çayları ve sordugu soruları görmemek elinde degildir. Buraya bir görev için gelmiş o görevide gerçeklestirmek zorundadır. Zorunda olmasa da bunu yapmak ister istemeye istemeye. Çarpık bacağın getirdiği çayı eline alır. Fakat o gün cayı icince anlamasada onun elinden içtigi en lezzetli çaydır fakat onun hoslandıgı bildigi için kükrer "haremimden çık dışarı. " diye emir verir. Kendine faydası olmayan birinin bu kadar hadsiz olması sinir eder.

Çayı ben  vermisim oda almış benden yine gülmeli baloncuklar çıkmış. Bir de ben dal bile değilmişim sanırım ilk başlarda sevmedigini kırmadan anlatmış simdi dolu dolu seviyor ya. Ceyda o zarfıda katladı sessizce ve nazlanarak cıktı bir basamak yerdeki pembe zarfı aldı.

21 Ekim Cuma

"Bir kelimeye bin anlam yüklediğim zaman sana sesleneceğim!"

Diş telli pambık piremsesin lügatında pes etmek hiç olmamıştır. Koşarak sınıfının önünde bulunan lavaboya girer hareminden çıkan bay yakışıklı piremsesle karşılaşmak ister. Bay yakışıklı piremsin geldiğini bildiren davul sesiyle hemen oradan cıkar. Kendini frenleyemeyerek yakışıklı piremse çarpar. Pirems ona sinir olur olur ve yine bağırmak için fırsat arar. Tebaası(halkı) çok olduğu icin o sırada bir sey demeden yürüyüp gider.

Bir kapıdan cıkan ben ve o kim akıl etmisti bunu kocaman sırıttım ama utanmıştım. Ne kadar safdım o zamanlar. Semihin bunlardan haberi varmıydı.

26 Ekim Çarsamba

"Bir gün daha bitti milyonlarca kadın hayallerinin adamına kavusamadı. Yarında bulamayacak öbür günde. Öyle bir adam yok çünkü"

Bay yakışıklı pirems çarpık bacağa artık sadece nefret beslemeye başlamış. Cüretsizlik yapıp koskoca kendisiyle konuşmaya yeltelenen saray cariyesi bile olamayan çarpık bacaga haddini bildirmenin zamanı gelmişte geçiyormuş.  Kendi ayağına çagırmıs beyaz tahtaya bir kac soru karalamış. O kadar anlatmış fermanı dinlemiş mi dinlememiş mi test edecekmis. Çarpık bacak beklemiş beklemis beklemiş fakat ne aklına soru gelmiş nede burnundan hasret oldugu kokusu gitmiş. Fakat Bay yakışıklı piremsin acıması kalmamıs tebaasının önünde öyle bir bağırmıs ki carpık bacaga tebaa o gün çarpık bacagı dislamıs. Hareminden kovulmuş aglaya ağlaya sarayı merdiven altına geçmiş.

Bana bagırdıgı gün ve bundan sonra hep bagırıyordu. Merdivenin altındaki bende bana nasıl benziyor sınıftakiler yok ama sıraların üzerinde ha ha ha yazıyor. Diger zarfı aldı Ceyda neden konuşmuyorduk anlamadım.

26 Ekim Çarsamba

"Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılırsa yalnızlık olmazdı."

Çarpık bacak merdiven altında ağladıgında yanına piremsin en yakın arkadaşlarından olan bir dost yaklaşır. Şansa bakınki bu dost Diş telli pambık piremsesinde en yakın arkadaşı ve Saraydaki sevdigi dostlarından biridir. Dis telli pambık yanına geldiğinde hic konuşmadan aglar ağlar sonrasında anlatır herseyi ortaya döker ama sunu bilmez ki. Dost onun dostuysa digerininde dostudur.

Dost onun dostuysa digerinin dostu yok canım Arda hoca dememiştir demi ben ona o kadar sey anlatmadım ki anlattım mı. Çopten adam cizip başına A yazmak acaba kimin fikri burda güzel seyler dönüyor.

1 Kasım Salı

"Öğüt zamanında taze yenmemiş bir ekmeği başkasına bayat yedirme denemesidir."

Dost icinde bir gün tutar iki gün tutar ama artık dayanamaz imkansız oldugunu bilsede artım Bay yakışıklı piremse açılması gerektigini düşünür.  Dost anlatınca Bay yakîşıklı pirems nedense oralı olmaz. Zaten bildigi seydi ögüt dinlemek yerine eğlenceyi seçerek alemlere atılmayı tercih eder.

Burası sanırım hiç sevemedigim bar yeriydi o barı gerçekten hiç sevmiyordum ama yine de bilmek hosuma gitmisti bir basamak daha çıktı bende çıktım.

10 Kasım Perşembe

"Doğdu sevinçten ağladılar. Öldü, acıdan agladılar. O, burada yaşadı. Hiç düşünmediler. "

Dis telli kız kovulsada umrumda degildi ağlasada umrunda degildi pes etmek onun kitabında asla olmamıştı. Bir kovdu on kere ugradı. On kere kovdu yüz kere uğradı. Kafasını bay yakışıklı piremsle bozdu umrunda olmadı her zaman yanında her zaman önünde oldu. Sinir ettigini bildiği halde yüzünden gülücükleri eksik etmedi. Ona o kadar dalmıştı kafasına silgi yedigini unutmadı.

Hadi ama ben bunu tüm unutmustum. Keman sesinden sonra piyona sesiyle benim gülmem şiddetlendi ama kendi kendime gülmek yersiz miydi. Sonra sustum sıradan düşen bir adet ben Semih atmıstı silgiyi.  Pislik !

30 Kasım Carsamba

"Solan renkleri boyamakta... o boyasız boyacı."

Bay yakışıklı pirems saraydaki sorunlarının yanında ailesininde soruylarıyla boguşurken kendini hic tanımadıgı bir evde bulur. Babasının gururla bahsetigi tek dostunun evinde sonra neyi farkeder. Burada kapının girisinde minik yazıları "anne anahtarı unutma sonra dısarıda kalıyorum!"giristeki bu yazıya ilk kez güler. Sebepsizce. Sonrasında tamamen hayatının degiseceginden habersiz. Kralla sohbet edince çarpık bacakla yolu örtüşür.

Babamın oldugu cöpten adama F yazmıslar. Ben o notu bırakıyordum ya. Evden annem çıkınca onu bekliyordum gelene kadar. Anahtar uğraşıp duruyordum. Gelenek olmustu ondan posta kutusuna anahtar koymak ceyda put gibiydi ama gülümseyince güldüm onunla çıktım.

5 Aralık pazartesi

"Herkes fazlasıyla sevmiş bende eksikleriyle sevdim oysa ki"

Dis telli pambık pirems yine bir gün konuşmak icin bahane uydurup dosta bu dönem balo düzenleyelim teklifinde bulunmus ve dostsa bu fikri kabul etmis. Dis telli pambıksa bunu sadece Bay yakışıklı piremse giden yol olarak bilmiş. Ona kosarak gidip "sene sonunda ki baloya gelir misiniz?" dediginde direk terslenerek "balo yerine aklını çalıstırda sınıfını geç " sözünü isiterek yerine gecmis.

Oda  mı onu ben cidden onun icin yaptırmıstım arda hocaya. Bir de pirems demişler. Ceyda sarı kagıdı aldığında yine onu takip ettim.

22 Aralık Perşembe

"Kolay mıdır bir anda herseyden vazgeçip gitmek yoksa gitmekten vazgecip sevmek mi gerek. "

Bay yakısıklı pirems o kadar hastalanmış ki kısın başlaması onda alerjiyi de beraberinde getirmis. Tahtında oturup hastalığının gecmesine ugrastığı zamanlarda çarpık bacak yine gelmiş elinde bir fincan ilacla. Bakmış bay yakışıklı pirems terslesemiymiş bütün dost olan insanların yanında yoksa alsamıymış sundugu ilacı nefret ettigi carpıgın yüzüne sonra eline bakmış. Sonrasında bagırmak yerine "tesekkür ederim" diyerek centilmence almış.

Orada da mı bana kızacakmış. Bir de cöpten adama battaniye giydirmek hangi mantık. Zarfı Ceyda kapatınca bende ilerledim. Bu sefer merak ediyordum ve gülüyordum. Hatırlamak güzeldim yesil zarfı aldî icinden yeşil a4 kagıdı çıkardı.

1 Ocak Pazar

"Seni bulmaktan önce aramak isterim, Seni sevmeden önce anlamak isterim. Seni bir yaşam bitirmek degilde, sana  hep hep yeniden baslamak isterim."

Gece yarısı on ikiyi gösterdigi zaman diş telli pambık piremses yatagında elinde telefonu sallayarak bekler. Bir arkadasından  aldığı bu numara en sevdiği adamla yeni yila girmek demektir. Düsünür taşınır ve hemen arar "efendim" sözünü duyunca kalbine sokarcasına telefonu bastırır. Bay yakışıklı piremsle efsanelerde anlatılan sözlere göre onunla yeni yıla girerse hep onunla gececegini sanmaktadır.

Ben onuda mı yapmışım ya. Rezil mi oldum Semih'e cidden ben bir yılımı onunla gecirmek istiyordum merdivenin yarısında bile degildik. Gülerek yine cıktım.

31 Aralık salı

" Nefes al şimdi öksür. Ayrılık rüzgarında yüreğin açık uyumuşsun . Hüzünden kangren başlamış yüzümde. Aşkından kırk derece hastaymış. Ameliyatı hazırlayın kalbini alıyoruz. "

Günler gecince ayrılık vaktide gelir tabiki bir bakmışsın ki kelebek yuvasından kanatlanıp uçar. Sadece o arabada  gider hürce sense okulun bahcesinden beklersin Sara'm ama bu kelebek sana gelirken daha cok süprizler getirecek. Öyle arabamın arkasından icli içli bakısını severim yavrum. Diğer zarfları sen aç. Aglama senin o yanaklarını sıkarım. Sözümü dinle yanagından yaş süzülürse biliyorsun ne yapacağımı.

"Salak adam ya " gözümden okurken yas gelecegini nerden biliyor. Yanaklarımı sildigimde Ceyda köseye çekildi ben adım atınca geriledi. Hadi ama konusmak yokmuydu. Bunları odun Semihim mi yazmıstı.

Burada kalsın  iki bölüm son...

Continue Reading

You'll Also Like

102K 1.9K 14
Yepyeni bir yaz öyküsü okumaya hazır mısınız? Birbirinden güzel insanlarla beraber olacağız. Bu kitabın dizisi çekilsin diye hep birlikte çıldıracağı...
15.4M 659K 60
Sinan Tümer; başarılı, insanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu olan bir spor spikeridir. Yurt dışında çalıştığı kanalda Beşiktaş'ına laf...
42.3K 1.3K 34
> Kitapta 'Kiralık Aşk' dizisine benzeyen yerler var. Kabul ediyorum. Zaten ben DefÖm/ ElBar hayranıyım ve kafamda tasarladığım senaryoyu Defne ve Ö...
693K 30.7K 125
"Kaybedecek bir aydınlığın yoksa karanlıktan korkmazsın..." dedi kadın sonrasında ise adama sıkıca sarıldı. Onunla nefes almak bile kadına bir ömür...