Merhaba Ögretmenim (Tamamland...

By pikaccuu1903

693K 30.7K 2.8K

"Kaybedecek bir aydınlığın yoksa karanlıktan korkmazsın..." dedi kadın sonrasında ise adama sıkıca sarıldı. ... More

1.Bölüm: Taşınma
2.Bölüm : Mezarlık
4.Bölüm: Okul
5.Bölüm: Test Mevzusu
6.Bölüm: Uyku Olayı
7.Bölüm: Geçmiş I
8.Bölüm:Kafe
9.Bölüm : Kavga
10.Bölüm :Acı Mutluluk
11.Bölüm: Sarılma
12.Bölüm: Süpriz
13.Bölüm: Film
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
DUYURU!!!
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
DUYURU
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28.
...
Bölüm 29
bölüm 30
Bölüm 31
bölüm 32
...
Bölüm 33
Bölüm 34
bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
bölüm 50
bölüm 51
bölüm 50 kesit
bölüm 52
bölüm 53
bölüm 53
bölüm 54
bölüm 54
bölüm 55
bölüm 55
bölüm 56
bölüm 56
bölüm 56
57.Bölüm/I.Part: Sahra
57.Bölüm/II.Part: Minik kız
57.Bölüm/ III.Part: Bekarlığa Veda
bölüm 58
bölüm58
bölüm 58
bölüm 59
bölüm 59
bolum 59
bölum 60
bölüm 60 (yay
bölüm 60(yay
bölüm 61 (yolculuk)
bölüm 61(gercekler)
bölüm 62(tesadüf)
bölüm 62 'sakin ol'
bölüm 63(o benim )
bölüm 63(evlilik teklifi)
bölüm 63( sahra benim kızım )
...
bölüm 64 çıkmaz yol
bölüm 64- anlaşma
merhaba 😄
bölüm 65- yemek
bölüm 65 - Gün
bölüm 66 ( kaza )
bölüm 66: itiraflar
bölüm :67 istanbul
-YILBAŞI ÖZEL-
...
yeni bölüm degil (Duyuru)
68.Bölüm-Eskiler
69.Bölüm-uyku
merhaba ✋✋
70.Bölüm-Nefret ediyorum
71.Bölüm
selam ✋
72.Bölüm : Semih babba
73.Bölüm:Geçmis
74.Bölüm: Kırılan Yatak
...
bir duyuru Daha ✋
ygs 😢😢
75.Bölüm
76.Bölüm :
77.Bölüm
78.Bölüm
79.Bölüm
80.Bölüm
81.Bölüm
82.Bölüm
finale Son Kala 😃
hadi bana kapak yapın bir de final hakkında bilgi verin
Final'den Kesit
Merhaba 😊😂
Büyük Final 💓
selam
merhaba :)
Merhabalar

3.Bölüm : Fotoğraf

15.9K 564 48
By pikaccuu1903

Merhaba yine Ben 🙈🙉✋

Bol okumalar 👍

3.Fotograf

Burnuma değen güneşin ışığı bir süre takip ettim. Nasıl parlaktı ve rengini nasıl özlemistim. Işıktan daha parlaktı ve o parlaklık özgürdü kendi icinde. Koca bir dünyayı dolaşıp odaya düşmüstü hürdü. Dünyanın her halini görüp beni de gelip bulmuştu. Burnumu hareket ettirince kaybolsada izlemek güzeldi.

Cam kenarında oturup bos boş kara baktım. Beyazlığı yer yüzündeki bütün kirliliği örtmüstü. Güneşin ışığı düşünce elmas gibi parlıyorlardı uyumluydular. Izlemeyi kesip  büyük bahcenin girisindeki siyah kapıya sonrasında ise dubleks evlere hayret etmistim. Mahalleye daha önce hiç gelmemişte olsam buraya gelmek için çok zengin akrabaların olması gerekirdi. Benim akrabalarım olsa bile buraya işim düsmedikce gelmezdim. Zengin kokan bir mahalleydi buralar dubleks evler kocaman bahçeler ve düzenli mimari. Bizim evimizin orasında ise belediye bekçileri temizlesede temiz olmayan kaldırım taşları. Büyük arabalar geçince çukurlaşan asfalt yollar. Mahallede gürültü yapan ufak çocuklar. Eminim buradakiler bahçesinden bile çıkmıyordur.  Buranın çocugu degildim ben daha cok eski mahallemin haylaz çocuğuydum. Burası tam Semih hocalıktı kendi çevresinde olanlara ılımlı kendi cevresi içerisinde olmayanlara ise soguk tavırlıydı bu semt bu sokaklar bu evler.  Insanın içini bir bakışta veya son bakısta etkileyecek yerler degildi. Burada doğuyup büyüsen o zaman alışırdın zengin kokan mahalleye.

"Sara canım !"  siyah hırkama sardığım kollarımı gögüsümde birlestirerek döndüm. "Semih seni çağırıyor. " başımı salladığımda kapıyı kapatıp Gupse abla gitmişti. Ayağıma pembe tavsanlı terliği yatağın kenarından alıp giydim. Gupse abla  mezarlık ziyaretinden sonra beni eve bırakıp alışverişe Semih Hoca'yla çıktığında almıştı terlikleri. Iyi bir kadındı kimseye zararı olmayan sakin görünüslüydü yumusak kalpli biriydi.

Odadan çıkıp merdivenleri indim. Alışıyordum sandığım kadar Cehennem gelmiyordu hayat. Bir hafta olmuştu yada fazla oluyordu. Gün kavramım kaybolsada takvime bakıp ailemin ne zaman öldüğü günden bu güne hesaplardım hemen.  Şimdi hesaplayamamanın tek nedeni bu günün hangi gün olduğunu bilmememdi.

Salonda bulunan kanepede oturan Semih hoca'nın karşısına gecip oturdugumda. Gözlerini soğuklukla televizyondan çekip bana sabitleyerek  bir süre baktı. Baştan aşagıya süzmüstü yine.  Konuşmuyordu konuşunca önceki zamanlar da  olduğu gibi beni tersliyordu.

"Yarın okula gideceksin ! " babası gidince otorite tüm onda kalıyordu. Gupse Abla o konuşunca genelde konuşmazdı. "Tamam hocam !" beni arayıp sormayan insanların arasında olmak istiyormuydum belki evet belki de hayır. Özlüyordum degisiklik iyi gelmeliydi.  Okulu beni aramasalarda arkadaşlarımı özlemiştim.

"Bu gün eksiklerini tamamla Sara yarın okula ben bırakırım. " basımı sallayıp evde bile esofmanlarıyla tas gibi olan insana sırıtarak baktım. Daha cok gülerek ağlıyordum ama şimdi ağlayacak dermanım yoktu. Ağlayınca basım kazan gibi oluyordu.

"Hayırdır geldiler mi sana ?"  alnındaki büzüşme ve catıs soğuk bakısıyla dudağımı büzerek burun kıvırdım. "Gelmediler hocam." acaba onuncu sınıftayken ben bu adamın neyine aşık olmustum deli gibi pesinden koşmuştum.  " o zaman neden gülüyorsun?"  aglayınca kızıyordu gülünce de soruyor.

"Gülmüyorum ."aslında gülmeme tek sebep olan şey Arkadasım Ceyda'ya annem söylediğinde Semih'i gece beraber uyuduğumuzda saçma salak rüyalar kurardım. Ceyda bir gün gelip "pambık Semih hocanın evde pijamalarla olduğunu düşünsene. Adam onlarla bile karizma olurdu  demi?" dediği hala kulağımdaydı. Adamın  üzerindeki siyah eşofman bile gayet normaldi. Sanki hiç dizi çıkmamış gibi harika bir bütündü. Bütün herkes gibi Semih hoca'da bizim prensimizdi.

"Sara su an sinirimi bozuyorsun odana !"  sırıttığımı farkedince yüzümü burusturdum. Odamda sıkılıyordum evde de Gupse abla genelde ev topluyor, ev süpürüp ev temizliyordu. Bende kapanıyordum saatlerce ama biraz değisiklik iyi gelebilirdi.

"Dursam olmaz mı bende televizyona bakarım."  televizyona cevirdiginde yüzünü genel de yaptığı durum gibi bana yine yokmuşum muamelesi yaptı. "Apar Lise'sinde baban neden seni okuttu ?"  genelde bana soru sormazdı.

"Aslında evimize yakın diye birde orası arkadaşlarımla beni alabilecek tek okuldu. Puansız ve yarı özel okul." aynı okulu istiyorduk ve en yakın olan okul oydu.  Ceyda Murat ve ben asla ayrılmamıştık ama ailem gidince onlar beni aramamıstı bile. Geri televizyona döndüğünde kanepeye ayaklarımı çekip başımın altına elimi koyarak dizimi dayadım.

"Semihhhh ?" Gupse ablanın sesi uzaktan gelirken Semih hocanın düsen suratını gördüm. Genelde Gupse abla Semih Hocayla uğraşmayı severdi. Semih hoca'ysa nazlanırdı yada huyu öyleydi hiç sevmezdi. "Oğluşum gel mutfağa." kumandayı sehpaya ses çıkaracak sekilde bıraktığında irkilerek sıçradım.

Televizyondaki ne olduğunu bilmediğim program yerine daha cok düsüncelere daldığımda "Sara?"  kulagıma gelen sesi işitince ayaklarımı yere indirdim. Neden yaptığımı bilmiyordum.

"Maymun suratlı oğluşum ani tepkiler verme. Sara korkuyor. " Semih hoca yüzünü burusturup "anne deme söyle sevmiyorum." dediğinde gülümsedim. Cidden ben Semih hocayı böyle birisinin sevecegini hiç hayal etmemiştim. Semih hoca hep diktator kafalıydı hiç sırıtmaz hep somurturdu.

"Oglusum sende azıcık sakin ol. Aklı dalmıştır Sara'nın al tatlım şunu !" Yanıma oturup elinde ki portakal suyu uzattığında teşekkür edip aldım.

"Okulunu degisterecek misiniz ?"  ne alakaydı simdi. Okul neden değisiyordu ki . "Hayır anne orada okumak istiyorsa orada okuyacak. " olaydan bir şey anlamayarak Semih hoca'ya baktım.

"O zaman yarın mı gidiyor  sen gidecek misin ?" Ben yokmusum gibi keşke konuşmayıp beni de aydınlatsalar. "Yok anne ben gitmiyorum kendisi gidip gelebilir. "burdan okulumu bulmak biraz zor olacak sanırım. Çünkü anayolu bulsam bile hangi dolmuşa bineceğim muamma.

Konuyu tamamen kapatırlarken meyve suyumun son yudumu aldım. Evin pek çalmayan zili çalınca tuhaf oldum. Çünkü genelde zil Semih hoca eve geldiğinde çalınır. Mete Amca zaten geldiğimden beri yoktu. Konusuda pek açılmıyordu. Galiba komsuları gelmişti başka kim gelebilirdi ki.

"Ben bakarım anne !"  hiç mi insanın konuşmasında yumuşama olmaz. Sanki görünmeyen kisilerce yanakları çekilip şekilsizleştirilmiş gibi sinirli bakıyordu.

"Tamam oğluşum." Gupse abla alışkındı. Bence bu adam bebekliğinde bile gülmüyordu. Aramızda dört yas olsada çok olgun duruyor ve hayat onu bezdirmiş gibi ciddi tavırlar sergiliyordu. Televizyona tekrar yöneldim zaten pek anlamıyordum.  Bütün konusmaları bir kulağımdan girip bir kulağımdan çıkıyordu.

"Ooo Saraaa !" kanepenin arkasına dönüp koridorda bekleyen takım elbisesiz ilk kez gördüğüm okulda ki Rehber öğretmenim Arda'nın gülüşüne şaşırarak baktım.

"Hocam !" bana en çok destek saglayan ve okula geldiği günden bu yana bizi bırakmayan matematik öğretmenimizdi.  Yerimden kalkıp sacma bir hareketle gülerek elini sıktım. Semih hocanın tek gülümsediği insan Arda hocaydı. Beraber okula gelmemişlerdi tabiki de Arda hoca ondan önce gelmisti. Ama o da staj görmek icin gelmişti . Sonrasında okulumuzda devamlı kaldı en azından gülümsemeyi kırmadan konuşmayı biliyordu.

Semih hoca gibi podyumdan okula atılmış manken imajı versede öğretmenliğiyle bu imajı yerle  bir ediyordu.

"Nasılsın iyi misin basın sağolsun !"sanırım insanların  ailemi öldü diye hatırlatması moralimi   bozsada bu aralar alışmalıydım. "Iyiyim ve sagolun hocam. " kanepeye oturduğumuzda yanıma oturmadan önce Gupse ablanın elini de öpmüştü. Ikisini bu kadar yakın olarak beklemiyordum. Hatta Arda hocanın Semih hoca'nın oturdugu eve gelmesini hiç beklemiyordum.

"Ee anlat bakalım neler yapıyorsun sınıf sensiz cok durgun. Herkes seni bekliyor !"herkes beni mi bekliyormuş . "Ne yapayım hocam alışmaya calışıyorum . Yarın gelebilirim okula . "  okul zaten benim ikinci yuvamdı. Eğitim sistemini sevmesemde okulda ki hayatımı seviyordum.

"Alıstın mı bizimkilere ?" gözleriyle ortamı işaret edince başımı salladım. Alışmasamda alışmak zorunda olacağım  bir gercek.

"Semih çıkıyor muyuz lan ?" lan kelimesini en son bekleyeceğim kişi olarak Arda hoca'ya baktım. Normal onlar arkadaşlar ama bir öğrenci öğretmeninden lan kelimesini kolay kolay beklemez.

"Nereye gidiyorsunuz Arda ?" Gupse abla elindeki bardagı sehpaya koyduğunda söylemişti. "Gupse teyze bir yere değil sadece hava almaya çıkıyoruz." gelirken hava alınmıyor muydu acaba.

"Gitmeyin annem evde kalın !" bencede kalsınlar Arda hoca'nın burada olması güven hissi veriyor. Cünkü bir cok konuyu onunla paylaşmıştım.

"Anne uzun sürmez zaten bir iki saate döneriz. Ben üzerimi değistirip geliyorum." kanepenin üzerindeki son model telefonunu alıp esofmanın cebine attığında beyaz tisortunu düzeltip ilerledi.

"Bir derdin falan yok demi pambık ?" Pambık demesine kocaman sırıttım. Okulda dis tellerim varken herkes dalga geçsede Ceyda ve Murat hep beni Diş telli pambık piremses diye severdi. Arda hoca'da bize alıştığı için söylemişti. Bir aralar dişlerim feci derece de çaptı.

"Yok hocam sadece çok özlüyorum onları o kadar. " ailemi oda tanıyordu. Babam herveli toplantısında gelir Arda Hoca'yla beni değerlendirir. Sonunda 'eti senin kemigi benim Arda!' diyerek tipik baba ikonu verir ve giderdi.

"Emin ol burada iyi olacaksın onları özlesende burasıda sana çok iyi bakacaktır. " ondan hiç süphem yoktu. Yeşile çalan gözlerine güvenle baktım.

"Semih önceki gibi eğer ağlatırsa seni telefon etmen yeterli." bunu fısıltıyla söylesede gülerek karsılık verdim. "Söylerim bu sefer kesinlikle." omzuma dostça vurup yerinden kalktı.

"Hadi bakalım bana müsade yarın okulda ol. Bol bol konuşuruz " göz kırpınca yerimden kalkıp elini sıktım. Onuncu sınıfta saçma salak her ne varsa Semih hoca için yapmıştım. Ona çay mı götürmemiştim her sabah gelisini kantine oturup beklememiş miydim. sonrasında Salak gibi matematiği sevmediğim halde  isabah aksam test mi çözmemistim. Onun dersliğinin önünde ki tuvalete girip zil  çalınca yeni çıktım süsü vererek karsı karsıya gelmek icin azmı plan kurmuştum. Kırılıp dağılmayı göze alan hep bendim. Kendi elimle kendimi atese atmış ve ateste kavrulup kül olana kadar çabalamıştım.

onuncu sınıfta ne kadar yapılacak ergen ve safça sey varsa yapmıştım. Sonuclarınada katlanıp gülümsemiştim. Hatta beni kopya çekti diye Matematik sınavından da atmıştı. Karnemde koca bir sıfırı gören babam bana kızmıştı. Ama kopya cekmeyi bos verdim gözümü salak gibi ondan alamıyordum.  O gün sadece arkadasıma silgi vermek icin iki kelime konuşmustum ondada yine tersleyerek beni dersten atmıştı. Kitabımın her köşesinde de Bay Mükemmel yazıyordu. Sayfaları her çevirdiğimde okuma aşkıyla yanıp tutuşuyordum. Benimde okulda bir ögretmene asık oldugum su geçirmez bir kanıttı. Ama simdi durulmustum annem onu cocukluk saysada belki doğruydu belki de yanlış. Simdi ona karşı sadece hissizlik vardı.

Onu dolu dolu sevmeme karşılık benim icimdeki sevgiyi kırbaclayarak terbiye etmisti. Yöntemleri tuhaftı derste soru sordugumda beni cok konuşuyorum diye çıkarır sonra ceza verirdi. Kasıtlı yapmıyordu ama her seferinde bu cezaların bana denk gelmeside biraz tuhaftı. Çünkü herkes konuşurdu ama benden nefret ederdi. Bende sürekli merdiven boşluguna gecip cocuk olduğum için aglardım. O günleri simdi yaşasaydım bunu asla yapmazdım. Tamam hostu ve mükemmeldi ama gülmüyordu ve kırırak seviyordu. Arda hoca o zamanlarda beni anlayan hatta çocukluguma vermeyip benimle arkadaşça konuşan tek ögretmenimdi.

"Görüşürüz hocam!"  Elini sıkıp ayrılmasına arkasından baktıgımda gözden kaybolunca koltuga oturdum.

"Arda'yı da mı tanıyorsun tatlım ?"  Gupse abla'ys dönüp sirince bir gülümseme gönderdim. "Evet abla Arda hoca benim rehber ögretmenim okulda." ögretmenligi haklıyla veriyordu ve hepsini o kadar cok seviyordum ki. Bunda evimden cok okulda olmam katkı sağlamıstı. Evi otel gibi kullanıyorduk sekiz saat okulda olup gece yatmaya gelmek dışında pek konuşmuyorduk ki.

"Semih'in de yakın arkadası Arda iyi cocuktur. Fakat Semih gibi evlenmeyi hiç düşünmez. Keşke evlenselerde bende mürvetlerini görsem. " hala Semih hoca evlenmesin isterim galiba.

"Daha genc degiller mi abla?  "sonucta yirmi iki yasındalar. "Hayır tatlım genç degiller yani erken evlenseler çok mutlu olurlar. Bende erken evlendim Mete'yle simdi. Cok tatlı bir oglusum oldu. " annelere çocukları hep tek ve şirin olarak gözükür. Semih hocada sanırım öyle gözüküyordu.

"Semih hoca pek sirin durmuyor." Omuz silkerek doģruyu söyledim. Daha cok katı duruyor gülmek yakışıyordu ama gülmüyordu.

"Oglusum hiç gülmez ki benim hep somurtur. Ama yine de benim tek bebeğim." sarı topuz sacına göz gezdirdim. "Sanırım Mete amcayla severek evlendin abla." gözlerini bir noktaya sabitleyip iç cekti.

"Aslında bizim evliligimiz aceleye geldi. Mete benimle evlenmeyi bir ay icinde istedi sonrasında bir ayda hazırlıklar yapıldı ve sonrada evlendik. Yirmi yaşında ansızın evlendik biz Mete'yle. Tabi o zaman senin annenle baban evli değillerdi. " konu hemen ilgimi çekince acılmışken sormalıydım. Annem ve babam gecmisi hep sır gibi saklarlardı.

"Annemle babamla nerden tanışıyorsunuz abla ?" merakıma yenik düşerek sordum. Yanına gelmemi işaret edince kanepede yaylanıp yanına dogru geldim. Kolunun altına girmemi saglayınca özlediğim anne kokusunu içime cektim. Annemi cok özlüyordum.

"Biz dördümüz Ayse, Fuat ve Mete. Üniversitede arkadaş olmuştuk Ayşe üniversite okumuyordu tabi ama baban ona aşık olduğu icin yanındaydı. Sanırım kaçırmıştı Ayşe'yi baban orada biz tanıştık. " kaçırdıgını biliyordum. Cünkü aileleri bu yüzden konuşmuyordu. "Iyi miydi aranız ?" Hic bahsetmemisti annemle babam.

"Cok iyiydi üniversitede ama sonra mezun olunca hepimiz farklı yerlere dagıldık. Birbirimizden uzun süre haber alamadık sonra Mete'yle ben evlenmiştim düğünümde ulaşmak istesemde ulaşamamıştım. En son sen doğduğunda görüştük hastanede sanş eseri.   Ondan sonrada birbirimizden haber alamadık taki öldükleri gün Avukat Necati Bey bizi arayana kadar tatlım. Ölüm haberleri bizi yasa boğdu. " babam acaba neden gòrüşmüyordu. Ama zaten babam kimseyle gòrüşmezdi ki Necati amca dışında hic bir aileyle sıkı fıkı değildi.

"Babanla Ayşe'yi hep cok seviyordum hatta sende annen gibisin Sara." Kolunu omzundan boynuma dolarken icimi cektim. "Annemi sever miydin abla ?" annemi ve babamı birinin anlatması güzeldi. "Çok severdim tatlım zaten en yakın arkadaşım o olmuştu üniversitede uzaklaşmasalardı eminim ki daha yakın arkadaş olurduk."keske uzaklaşmasalardı.

"Semih hoca'da oradan mı tanıyor abla ailemi ?" mezarlıkta kafamı karıştırmıstı söyledigi söz. Annem ve babam onu tanıdıklarını söylememişlerdi. "Evet tatlım Semih oradan tanıyor babanı. Dòrt yasında da olsa kırk yaşında da olsa babanı hep seviyordur eminim buna. " tuhaf adam birilerini sevebiliyormuş.

"Hatta okul günlügünde fotoğrafımız vardı sen otur getiriyorum." okul günlüğü de mi vardı. Kanepeden kalkıp gidince arkama yaslandım. Annem keske bana biraz kendinden bahsetseydim. Babam gibi gizli kutu olmasaydı. Meraklı biri degildim ama insan merak ediyordu cevresini. Benimde öyle kimseyle konuşmama izin vermezlerdi. Iki dakika bekleyişin ardından gupse abla elinde siyah deri bir kitapla yanıma oturup kitabı actı. Icinde bir sürü fotograf vardı cevirdiginde heyecanlanmıstım.

Fotografın megapikseli düşüktü siyaha çalıyordu resim ama annemle babamın yüzünü görebiliyordum. Rengi belli olmayan kanepede babam ortaya oturmuş. Annem ve Gupse abla'da yanına oturmus gülerek el kaldırmışlardı.

"Burada üniversitedeydik." Annem o zamanlar tombul değilmis. Sonradan kilo almış galiba. "Fuat bize yemek hazırlamıstı ama hepimiz ac kalmıstık. "Masumca gülüp sacımı oksadı. Diger fotoğrafı açtı bunun görüntüsü daha iyiydi.

"Bundada bahçede piknik yapıyorduk. " siyah mangal ocagı ve başında dördü vardı. "Aslında bu mangalı annenle ben yaptık. Mete'yle hic Fuat işten anlamazdı. " babam zaten mutfaga hic girmezdi ki.

"Bu da Semih'imin küçüklüğü. " hic Semih hocaya benzemeyen fındık burunlu kız cocuguna baktım. Sacları iple bağlanmıstı. "Bu mu?" Sırıtarak elime aldım. "Ilk çocuğum kız olsun istemiştim tatlım. Çıka çıka ben buranın patronuyum diye somurtkan bir semih çıktı. Maymun suratlı oğlum benim." eliyle semih hoca'ya vurduğunda kocaman sırıttım.  "Semih hoca cidden bu mu abla yani burda cok seker cok tatlı." o kadar ki Semih hocaya benzemiyor. Gözleri dışında.

"Evet tatlım ama o bu fotoğrafı yırtmıştı bende birlestirip tekrar çıkarttırdım hatta cogalttım. Al bakalım sende dursun bu da. Sana bagırdıgında gülerek buna bakarsın. Ben öyle yapıyorum cogu zaman." Pembe tisortlu fotografını bana verince kocaman sırıttım. "Abla ya ama çok tatlı!" Semih hocadan büyük olsaydım kesin bu fotoğrafını gördükten hemen sonra kız kardesim gibi yanaklarını mıncırırdım. Ama kücügüm ve kız kardesim olamaz.

"Bak bu da onun beş yasındaki hali. Annemin elbiselerini giydirmistim zorla !"  Yok valla böyle tatlılık ve şebeklik. "Bundada ilk okula başlamıstı. Sonra uzattıgım kız gibi sacları kestirmisti. Ben onlara belik örüyordum. " gülerek kocaman sırıttım. "Abla ya valla çok şirinmis !" bu halini kırk yıl da düsünsem aklıma getirmezdim.

"Büyüyünce cok degisti ama tatlım. " dudagını büzüp mavi önlüklü Semih hoca'ya vurdu. "Hiç çekilmiyor artık benimde hic kız cocugum yok ama Sen geldin seninle bol bol dedikodu yaparız artık demi ?" basımı gülerek sallayıp elimdeki tatlı fotografa sırıttım.

"Yarın alısverise cıkalım sonra gezelim sonra bir seyler alalım hep evde oturmayalım. Aslında sen mutsuzsun diye konuşamıyorum ama benimle anne kız olsana sara."  Gözlerinin ici gülüyordu. Başımı salladım annemin yoklugunu kimse dolduramazdı ama yine de mutlu olacaksa olsundu. "Ay canım benim hep kızım olsun istemistim beraber börek yapalım. Gün yapalım çay demleyip dizi izleyelim istemistim ama vere vere maymus suratlı oğlusumu verdi bana. Onunla dizi izlemek söyle dursun kahvaltı bile yapamıyoruz. Bakma her sabah kahvaltı yaptığına normalde evde bile bulamazdım ben onu eve hic ugramazdı. Aksam gelir sabah giderdi sen geldin diye yemeklerde hep ." Mimiklerini öyle tatlı kullanıyordu ki. Hem Semih hoca ben geldim diye eve mi geliyordu.

"Yoksa bizimle hic zaman gecirmez hep gezer tozar. "  koluyla sımsıkı sardı. "Hadi sana çay yapayım kurabiye yapayım beraber film izleyelim mi?" kendisi sorup kendisi cevap veriyordu.  "Yapmaya gidiyorum ben kuzum sen bekle tamam mı?" Tuhaf ama hoş bir kadındı. Albümü alıp kendiyle götürünce elimdeki fotografa sırıtarak baktım.

"Seninle isimiz var hocam! " Sırıtarak gögüsüme bastırdım. Bir insan bu kadar tatlı ve şapsal olamazdı ki. Ben onu hep somurtur biliyordum ama kücüklügünde Gupse abla ona cok cektirmiş olmalıydı. Bu fotografı Ceyda görse kesin Semih hoca olduğunu çakmazdı. Hatta cok tatlı kız diye bana ismini sorup sorup dururdu.

Buda burada kalsın :))))))

Continue Reading

You'll Also Like

96.1K 3.4K 57
Ünlüler ve dizi/film karakterleri ile hayal et kitabıdır. Kitap ile ilgili her şey ilk bölüm olan ''UYARI'' bölümünde var, dikkat ederseniz sevinirim...
693K 30.7K 125
"Kaybedecek bir aydınlığın yoksa karanlıktan korkmazsın..." dedi kadın sonrasında ise adama sıkıca sarıldı. Onunla nefes almak bile kadına bir ömür...
3M 99.3K 62
- Kerem. - diye başladı Ama bitirmesine izin vermedim. Onu kapıya doğru ittim ve kalçasından tutup kaldırdım. Kollarımın arasında mahsur kaldı. Ell...