İyi Ki Geldin!

Af Nevinturgut

1.3M 74.3K 6.1K

Doğmadan önce anne babasını kaybeden bir bebek,onu kabul etmekte zorlanan ama ona sımsıkı bağlanan bir teyze... Mere

İyi ki Geldin!
İkinci bölüm
Üçüncü Bölüm
Dördüncü Bölüm
Beşinci Bölüm
Altıncı Bölüm
Yedinci Bölüm
Sekizinci Bölüm
Dokuzuncu Bölüm
Onuncu Bölüm
On Birinci Bölüm
On İkinci Bölüm
On Üçüncü Bölüm
On Dördüncü Bölüm
On Beşinci Bölüm
On Altıncı Bölüm
On Yedinci Bölüm
On Sekizinci Bölüm
On Dokuzuncu Bölüm
Yirminci Bölüm
Açıklama
Yirmi Birinci Bölüm
Yirmi Ikinci Bölüm
Yirmi Üçüncü Bölüm
Yirmi Dördüncü Bölüm
Yirmi Beşinci Bölüm
Yirmi Altıncı Bölüm
Yirmi Yedinci Bölüm
Yirmi Sekizinci Bölüm
Yirmi Dokuzuncu Bölüm
Otuzuncu Bölüm
Otuz Birinci Bölüm
Otuz ikinci Bölüm
Otuz Ücüncü Bölüm
Duyuru
Otuz Dördüncü Bölüm
Otuz Besinci Bölüm
Otuz Altıncı Bölüm
Otuz Yedinci Bölüm
Otuz Sekizinci Bölüm
Otuz Dokuzuncu Bölüm
Kırkıncı Bölüm
Kırk ikinci Bölüm
Kirk Ücüncü Bölüm
Kırk Dördüncü Bölüm
Kırk Beşinci Bölüm
Kırk Altıncı Bölüm
Kırk Yedinci Bölüm
Kırk Sekizinci Bölüm
Kırk Dokuzuncu Bölüm
Ellinci Bölüm
Elli Birinci Bölüm
Elli Ikinci Bölüm
Elli Ücüncü Bölüm
Elli Dördüncü Bölüm
Elli Beşinci Bölüm
Elli Altıncı Bölüm
Elli Yedinci Bölüm
Özür
Elli Sekizinci Bölüm
Elli Dokuzuncu Bölüm
FiNAL
FiNAL(Ikinci Kisim)
TEŞEKKÜR
Özel Bölüm
Özel bölüm
Selamlar

Kirk BIrinci Bölüm

13.8K 958 40
Af Nevinturgut

Selam,

Geçen bölümü çok uzun diye yarım bıraktım, işte devamı. Çok Önder'li bir bölüm oldu biliyorum ama, onun dertlerini çözelim, sonra Nilüfer ve Türker ile devam edeceğiz. Bu bölüm "sdt5594" e ithaf olunmuştur.

Keyifle okuyun...

-Neden böyle yapıyorsun Önder?

-Bu muydu söyleyeceğin dedi Önder ve yatağına doğru ilerledi ve oturdu.

-Hayır hayır. Biliyorum bana kırıldın; lütfen düzeltmem için bir şans ver.

-Ne gereği var Leyla? Yine kalbimi kırıp beni darmadağın etmen için mi? Her ümide kapıldığımda onların üzerinden bir silindirle geçmen için mi? Her gece bugün neyi yanlış yaptım diye yenilgiyle yatmam için mi? Kusura bakma bu kalp öyle çok yoruldu ki bir darbeyi daha kaldırmaya hiç niyetim yok, sağ ol.

-Denesem izin versen.

-Deneme tahtası mıyım ben, Leyla?

-Değilsin, ama nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Ne diyeyim de seni inandırayım, kırgın gönlünü iyileştireyim

-Sence?

-Seni seviyorum.

Leyla'dan hiç duymadığı bu iki kelime... Ne kadar da güzel ne kadar sihirli ve ne kadar inanılmazdı. Doğru mu duymuştu acaba? Belki de kafasında kuruyordu. Leyla geldiği andan itibaren duymak istediği ama şu ana kadar söylenmeyen bu cümle...

-Ne dedin sen?

-"Seni seviyorum" dedim. Evet, evet, demişti.

Gözleri doldu Önder'in "Allah'ım şükürler olsun" dedi içinden. Gittiği hocalar aldığı taktikler işine yaramıştı sonunda. Biraz daha naz yapmak istedi, akşama kadar bu cümleyi duymak ve hep duymak istedi. Ama karşısındaki Demir Leydisiydi. Her an demir yumruğunu da indirebilirdi. Hem kaç haftadır uğraşıyordu Leyla kendisine ulaşmak için. Ama kendisi Leyla değildi ki onun gibi sert durabilsin. Yine de dayanamayıp sordu:

-Nasıl inanayım sana?

-Ne demek "Nasıl inanayım"? Sana seni sevdiğimi söylüyorum be adam! Leyla Karacan diyor.

-Olabilir, ama beni inandırman gerek.

-Nasıl? diye düşündü Leyla sonra "Bundan sonra sen ne istersen o olacak " dedi birden.

-Ne istersem mi? dedi Önder.

-Evet.

-Sadece bir şey istiyorum Leyla.

-Nedir?

-Hemen evleneceğiz.

-Tabii, hemen evleniriz, dedikten sonra "Neeee?" dedi Leyla.

-Tek şartım ve isteğim bu Leyla, kabul edersen.

-Ama, ama daha evlenme teklifi bile almadım senden!

-Onu merak etme güzelim, o iş bende, dedi Önder göz kırparak ve kaç haftadır hasret olduğu Leyla'sına sarıldı.

-Yani beni affettin mi Önder?

-Evet, ama bu son Leyla bunu sakin unutma dedi Önder kararlı bir şekilde. "Hadi şimdi tut elimi de sana ait olduğumu Mercan'a gösterelim" dedi.

-Benim olanı kimse alamaz dedi Leyla ve o el ele sıkı sıkı sarıldı.

Misafirlerin yanına indiklerinde herkes ikisinin eline bakıyordu. Türker, Nilüfer ve Ceylan Hanım mutlulukla bakarken iki kişi kıskançlıkla bakıyordu. Önder onlara dönerek hoş geldiniz dedi. Anne kız koro halinde

-Hoş bulduk. dediler. Biraz sohbetten sonra Ceylan hanım Leyla'ya dönüp

-Kızım, kahveleri yapar mısın? Önder sana malzemelerin yerini gösterir, dedi. Leyla sevinçle:

-Hemen yaparım, dedi ve Önder ile mutfağa geçtiler.

Misafirler kalkarken Leyla'nın da telefonu çaldı arayan dayısıydı ve ne zaman geleceklerini soruyordu. Leyla çıkmak üzere olduklarını söyleyip telefonu kapattı ve aceleyle kalktılar. Türker onları arabalarına kadar yolcu etti. Eve geldiğinde Önder odasındaydı ve kahkahalar atıyordu.

-Bakıyorum keyfin yerinde.

-Nasıl olmasın Leyla beni sevdiğini söyledi en kısa zamanda da evleneceğiz. Keşke şu facebook grubunu önceden bulsaydım.

-Ne grubu?

-SSVG: "Sevenleri Sevdiğine Versinler Grubu".

-Anlamadım ben şunu baştan anlatsana.

-Leyla bana beni sevdiğini söylemediği gece bir daha onu aramayacağımı söyledim kendime. Ertesi gün telefonumu sakladım aramamak için ama üçüncü günün sonunda bağımlı gibi ecel terleri dökmeye başladım aramalıydım. Tam arayacakken kendimi durdurmak için oyunlarıma bakayım dedim. Orada yazılanlar arasında bu grubu keşfettim ve oraya üye oldum. Derdimi yazdım ve bana o gün bu gündür taktik veriyorlar. İşte sonuç. Leyla teli ve duvağıyla benim oluyor.

-Oğlum bu oyunu sen planlamadın mı? Nilüfer ile beni de katmadın mı?

-Eh, bazı yerlerde kendi eşsiz zekamı kullandığım doğrudur ama asıl planın sahipleri bu güzel gruptur. Mesela onu hiç aramamamı ve aradığı zaman telefonlarını açmamamı gruptaki arkadaşlarım söyledi. Ancak ameliyattan sonra sen telefon açıp Leyla da geliyor deyince oynadığımız oyunu ben kurdum ama.

Ameliyat günü:

-Alo.

-Önder ben geliyorum, Leyla da geliyor ama.

-Nasıl? Nerede gördün?

-Bize gelmiş ben de hastanede olduğunu söyleyince o da gelmek istedi.

-Çok güzel. Şimdi başlıyoruz Türker.

-Ne yapacağız?

-Sen gelirken danışmadaki personele benim odamı birisi sorarsa odayı aramalarını söyle. Ne de olsa senin çalıştığın hastanedeyim. Seni kırmazlar. Biz de ona göre dakikayı ayarlayıp Leyla gelince o yokmuş gibi içimi dökeceğim ben.

-Ağır olmasın?

-Onun bana bu kadar ettiğinin yanında olmaz sanırım. Olursa da ben onu iyileştiririm sonrasında.

-Ya planın tutmaz tamamen kaybedersen onu?

-Kaybetmem; o beni seviyor.

-Öyle diyorsan başlayalım o halde. Türker Önder'in söylediklerini harfiyen yerine getirdi. Odaya geldikten 5 dakika sonra odaya ait telefon çaldı ve Leyla'nın geldiği anlaşıldı. Türker kapıyı açıp aralık bıraktı ve beklemeye başladılar. Leyla'nın topuk sesleri yaklaşınca başladılar konuşmaya

-Leyla da geliyor, dedi Türker.

-Onu görmek istemiyorum, Türker!.

-Önder, yine de bir görsen?

-İstemiyorum Türker, yeter artık. Birinin peşinde koşma yaşını çoktan geçtim, hele de karşılıksız bir sevdaysa sadece acı. Ben artık evlenmek istiyorum, çoluğum çocuğum olsun istiyorum ve inan o gün anladım Leyla'nın benim çocuklarımın annesi olmayacağını ve ben her ne kadar deli gibi sevsem de bu saatten sonra sevgimi kalbime gömüp yoluma devam etmeye karar verdim. Şimdi lütfen Leyla aşağılarda bir yerlerdeyse onu bulup bir şeyler uydur ve sonra gelip beni eve götür, olur mu?

-Peki, kardeşim, dedi Türker ve odadan çıktı. Etrafına bakınırken telefonuna Leyla'dan bir mesaj geldi:

Türker trafik çok sıkışık, gecikeceğim. Siz beni beklemeyin, sonra görüşürüz.

Türker odaya girip:

-Hadi gidelim, dedi ve Önder ile evin yolunu tuttular. Arabaya bindiklerinde

-Çok ağlıyordu Önder yazık kıza.

- Vallahi benim de içim bir tuhaf oldu. Dönüp "Şaka yaptım" mı desem, hı?

-Saçmalama, şimdi gider de oyun olduğunu söylersen hayatta seni affetmez.

-Etmez mi?

-Eder mi?

-Etmez vallahi, neyse yavaş git dikişim açılmasın.

-Sanki bir sürü dikiş atıldı.

-Hastayım ben.

-Yoruldum vallahi yoruldum, hastalığın ayrı dert, aşkın ayrı dert. Ne yapacağım senle ben?

-Öyle deme Türker; ben olmasam ne yapardın şu yaban elde? Akşama ne yemek yaptın?

-Kuru fasulye, pilav.

-Vallahi mi? Ne de severim, iyi düşünmüşsün de, ne ara yaptın? Akşamdan mı ısladın fasulyeyi?

- Yok ıslamadım; çabuk pişen fasulye almıştım.

-Nilüfer çok şanslı ha, Türker. Tabi ben de.

O sırada Türker ev yemekleri yapan bir restoranın önünde durdu ve arabadan indi. 5 dakika sonra torbalarla döndü.

-Bunlar ne?

-Yemekler.

-Sen yapmadın mı?

-Önder, beni ne sandın sen? Benim öyle yemekler hazırladığım görülmüş mü?

-Görülmemiş mi?

- Önder, şimdi ben açacağım o dikişleri!

-İyi yaa, soğan da alsaydın- kuru kuru gitmez bu.

Yemekten sonra Önder Türker'e ertesi gün Bursa'ya gideceğini söyledi.

-Nasıl gideceksin? dedi Türker.

-Otobüsle.

-Olmaz öyle şey! Ben seni bırakırım.

-Zahmet olmasın sana.

-Olmaz, hem Ceylan teyzemi ve Sadık Amcamı da görürüm.

-Onlar da seni soruyordu valla. İyi, beraber gidelim o halde.

-Ben izin aldım zaten. Yarından itibaren bir hafta izinliyim.

-Neden ki?

-Eve gideceğim. Bizimkileri özledim, hem de artık Nilüfer'i isteme işini halledeyim diyorum.

-İyi düşünmüşsün. Eee, hadi yatalım da erkenden yola çıkalım. İyi geceler, dedi Önder ve odasına çekildi.

Ertesi gün erkenden yola çıktılar. Yol boyunca Önder'in hazırlamış olduğu listeden şarkılar dinlediler. Ama en çok birinde takılıp kalıyordu Önder. Harun Kolçak "Beni affet" diyordu. 4 saatlik yolculuğun 3 saati çoğunlukla bu şarkıyı dinlemekle, 1 saati de Önder'in oflayıp puflamalarını dinleyerek geçmişti.

-Yeter ulan, yeter! "Affet, affet" diye burnumdan getirdin yol boyunca. Allah af etsin, ben dalacağım şimdi sana.

-Ama şarkı çok güzel. Ya Türker....

-Hımm...

-Geri mi dönsek? Leyla'yı aklımdan çıkaramıyorum. Ona götür beni, ne olur.

-Evinizin önündeyim; nereye geri dönelim? Hem Leyla gelir, merak etme.

-Gelir mi dersin?

-Ben olsam gelmem.

-Gelmez misin sahi? Neden ki?

-Yâ sabıııııır! Hadi, Önder; yürü eve girelim. Annen kapıda bak.

-Canım anam, ahh ahh. Ağlarsa anam ağlar zaten.

-İn ulan!

-Tamam yaa.

O gün Türker ile her yalnız kaldığında Leyla'yı sordu Önder. En sonunda "Yarın gelecekmiş" dedi Türker ve biraz rahatladı. Annesine söylememesini istedi Türker'den, yoksa annesi evi düğün yerine çevirirdi. Leyla geldiğinde duymuş ama odasından çıkmamıştı. Yeğeni Mert'i tembihlemişti; eğer Leyla odasına gelecek olursa mesaj çekecekti. Böylece laptop ya da telefon başında yakalanmayacaktı.

Leyla geldikten sonra epey bir süre geçti. Önder meraktan çatlıyordu. Laptopunu açmış gezinirken yeğeninden beklediği mesaj geldi. Leyla geliyordu. Laptopu yorganın altına nasıl sakladığını bilemedi. Ve Leyla gelmiş, onu yemeğe çağırmıştı. Sofrada yanına oturmamış, Leyla ile özellikle konuşmamış ve konuşturmamıştı. Yemekten sonra gelecek misafirleri öğrenmesi kendisini telaşlandırsa da Leyla'nın konuşma isteği ile odasına gittiklerinde duyduğu cümle ile dünyalar kendisinin olmuş ve el ele aşağı inmiş Mercan'ın da ümidinin kesilmesini sağlamıştı.

Ve şimdi Türker ile oturmuş olanları ona anlatıyordu.

-Dur, bir de şu grubuma teşekkür edeyim. Sonra da düğün fotoğrafı atarım, dedi.

Ertesi gün Leyla, Nilüfer ve Naz yine geldiler. Bu sefer Önder'in babası da evdeydi ve şu meşhur gelin adayını çok merak ediyordu. Leyla'yı görünce çok beğendi. Sadık Bey de tıpkı Önder gibiydi. Önder'in Leyla'ya aşkla bakan gözlerinden destek alarak

-Kızım hazırlığınızı yapın; haftaya sizdeyiz, dedi.



Fortsæt med at læse

You'll Also Like

4.1M 264K 45
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun...
206K 3.7K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
5.1M 280K 29
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...