Otuz Yedinci Bölüm

14.3K 902 85
                                    

Merhabalar...

Biliyorum uzun bir ara oldu ve belki hikâyemi kütüphanelerinizden silmiş bile olabilirsiniz ama o ilham perileri var yaa, beni tek başıma bıraktılar. E ben de fırsattan istifade bolca kitaba daldım; yeni dünyalar, yeni arkadaşlar edindim kitaplarımda. Okuyalım her ne olursa olsun. Beni yalnız bırakmayıp merak eden, hikâyemi yeni keşfedip beni yorumlarıyla mutlu eden herkese çok ama çok teşekkür ederim ;))

Gelelim bölümümüze; inşallah beğenirsiniz. Bu bölüm "hilalfatma_" ya ithaf edilmiştir.

Keyifle okuyun...

Herkes panik içinde Nilüfer'in başındayken Önder'in densiz lafıyla Leyla ne yapacağını şaşırdı. Nilüfer'e mi baksın yoksa yanındaki matematik dehası ama kıt akıllı adama okkalı bir küfür mü savursun bilemedi. Oyunu Nilüfer ile ilgilenmek de kullanmaya karar verdi.

Türker panik halindeydi evet bir doktordu ama konu canı olunca insan soğukkanlı olamıyordu. Nilüfer'e sarılıp adını fısıldadı birkaç kere ama etraftakilerin sesi ve Nilüfer'in ateşler içinde yanan bedeni onu kendine getirdi.

-Nesi var, diye sordu Cihan.

-Bilemiyorum ateşi çok yüksek, dedi Türker.

-Biliyordum böyle olacağını, üzerinde ceket bile yoktu mezarlıkta. Sonunda hasta oldu iste, dedi Cihan sinirle.

-Ne oldu diye sormak istiyorum ama; bir an önce Nilüfer'in ateşini düşürmemiz lazım, hemen banyoya dedi Türker. Cihan Türker'in elinden Nilüfer'i almak isteyince Türker neredeyse yalvarırcasına:

-Banyo? dedi. Cihan Türker'e keskin bir bakış atıp:

-Gel benimle, deyip hızla ilerlemeye başladı. Banyoya geldiklerinde Cihan:

-Annemleri çağırayım dedi ama Türker'in beklemeye hiç niyeti yoktu, Cihan çıkar çıkmaz Nilüfer'i soğuk suyun altına bıraktı. Soğuk su ile birden gözlerini açan Nilüfer sudan çıkmak için çabalamaya başlayınca:

-Nilüfer canım ateşin yüksek, hadi biraz dayan derken bir yandan da Nilüfer'i suda tutmaya çalışıyordu.

-Çok soğuk Türker, dedi dişleri birbirine değerken.

-Çok az kaldı çıkaracağım, sadece birazcık daha dedi Türker. Bu arada Gülfem Hanım da gelmiş ne yapacağını bilmeden bakıyordu. Türker suyu kapatınca Gülfem Hanıma bakıp:

-Üzerini değiştirirseniz ben de arabamdan bir ilaç getireyim, dedi Türker. Gülfem Hanım havluyu kaptığı gibi Nilüfer'in yanına geldi ve Nilüfer'in önce üzerindekileri çıkardı ve havluya sardı, kendine gelmiş olan Nilüfer odasına annesinin yardımıyla yürüdü ve eşyalarını giydikten sonra yatağına uzandı. Birkaç dakika sonra odasının kapısı çaldı, gelen Cihan di.

-Nilüfer müsaitse Türker gelip bakacak.

-Tabii gelsin oğlum, Nilüfer uzanıyor; dedi Gülfem Hanım. Cihan kapıyı açıp girdi, ardından da Türker girdi. Nilüfer'in yanına yaklaşıp elini tuttu.

-İyi misin Nilüfer?

-Türker, dedi Nilüfer. Sesini kendisi bile duymuyordu.

-Evet canım, iyi misin?

-Hımmm, dedi Nilüfer ama hiç kendinde değildi. Türker arabasına giderken yine de emin olmak için arkadaşını aramış ve elindeki ilacı ve Nilüfer'in durumunu izah etmişti. Arkadaşından onayı almıştı almasına da yine de içi rahat değildi, arkadaşı onun bu tereddüdünü hissedince gelebileceğini söylemiş ve yola koyulmuştu. Elbette Türker iğne yapabilirdi. Her ne kadar doktor olsa da branşı değildi hele de sevdiğine yanlış bir şeyi yapmayı hiç istemiyordu.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin