İyi Ki Geldin!

Kırk Yedinci Bölüm

Herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu bir yeni yıl diliyorum. Yaşadığımız her ne olursa olsun, nefes alabildiğimiz ve olabiliyorsak sevdiklerimizle bir arada olabildiğimiz her an için şükredelim. Hayat kısa, efendi Türker ya da deli aşık Önder karşımıza çıkmayacak ama kim bilir daha iyileri belki de şu an hayatımıza girmek üzeredir ve hatta şu anda kapınızı çalıyor olabilir :)

İşte yeni bölümümüz geldi. Bu bölüm "umudumsende"ye ithaf olunmuştur.

Keyifle okuyun...

Türker, Cihan ile görüştükten sonra iki gün boyunca Nilüfer'e ulaşmaya çalıştı ama nafile. Nilüfer her yolu kapıyordu. Telefonlarına cevap verilmiyordu. Gönderdiği çiçekler hastanenin kapısından dahi giremiyordu. Önceki gün hastaneye gitmiş Nilüfer'i sormuş, erkenden çıktığını öğrenmişti. Araya hafta sonu giriyordu ve Türker'in Nilüfer'e ulaşması tamamen imkânsızdı çünkü Cihan'a kız istemeye Ankara'ya gidiyorlardı.

Şimdi kahvaltı masasında oturmuş kara kara ne yapacağını düşünürken tadını almadığı çayını yudumluyordu.

-Günaydın!

-Günaydın, dedi Türker tüm suratsızlığıyla.

-Ohh oh keyifler de yerinde maşallah, dedi Önder Türker'e bakarak.

-Uğraşma benle istersen Önder hiç havamda değilim.

-Gel soralım SSK 'e bulurlar sana da esaslı bir şeyler. Yeter ki sen he de. Bak iki güne kalmaz birleşirsiniz. Ha Türker'im olmaz mı? Bak iki günde eriyip aktın be oğlum.

-Önder bu iş SSK KKK ile olacak iş değil. Nilüfer'e ulaşmak. Of ya offf abimin arkadaşı biz evlendikten sonra ortaya çıksa ne olurdu ki?

-Ne mi olurdu, Nilüfer o sinirle senden boşanırdı bence dedi Önder bilmiş bilmiş.

-Yapardı değil mi?

-Yapardı valla. Çocukları, evi, arabayı da alır sana zırnık koklatmazdı.

-Oğlum nereye uçtun yine? Evlenmişim de aradan 10 yıl geçmiş gibi anlatma.

- Belki de öyle olurdu. Bir de çocuklarını göremezdin böylesi daha iyi çoluk çocuk yokken be Türker.

-Hayranım sana Önder. Bence öğretmenliği bırakıp senaristliğe başlamalısın. Yazdığın dizi tutmazsa adam değilim, hele erkek karakteri kendinden ilham alarak yazarsan dünya çapında ilgi görürsün inan bana.

-Öyle mi dersin? Leyla'ya sormalıyım, artık her kararı ortak almak zorundayız. Biz bir çiftiz. O anda Türker'in kafasında bir ampul yandı.

-Haklısın biz bir çiftiz.

-Sen ve ben değil Türker, ben ve Leyla. Allah aşkına sabah alkol mü alıyorsun sen?

-Hayır, Nilüfer ve ben bir çiftiz. O halde benimle konuşmadan bensiz bir karar alamaz öyle değil mi?

-Ahh kardeşim kafayı vallahi yedin sen. Hocalara gidip üfletsek mi seni?

-Şimdi ben seni bir üfleyeceğim Önder o olacak.

-Saçma saçma konuşan sensin Türker.

-Her neyse sağ ol. Bakalım halledebilecek miyim?

-Neyi?

-Boşver hadi kahvaltını et.

-Türker!

-Hımm?