Otuz Dördüncü Bölüm

16K 995 71
                                    

Selamlar

Yeni bölümümüz geldi. Bu bölüm jbmeltem'e ithaf edilmiştir.Bu arada sizlere güzel bir hikayeden bahsetmek istiyorum indiavera'ya ait Ağustos Rüzgarı. Kesinlikle okunmayı hak eden güzel bir hikaye. Eğer vaktiniz varsa bakın derim, pişman olmazsınız ;) Hikaye demişken; sevgili, güzelller güzeli, tatlı dilli fairytale4953'e ait Peri Masalı'nı da es geçmeyin, Peri ve Ateş'in aşkına, yanmalarına ortak olun derim. Eh çok konuştum değil mi? Buyrun o halde hikayemize.

Keyifle okuyun...

Saatlerdir Türker nasıl bir evlilik teklifi yapacağını düşünüyordu. Nilüfer henüz bir evlilik teklifi almadığını söyleyince horoz gibi kabararak "İstediğin evlilik teklifi olsun." demişti de şimdi düşününce nasıl bir teklif yapacağı konusunda kafasında herhangi bir fikir belirmiyordu. Nasıl bir teklif yapması konusunda Nilüfer'den bir şeyler koparmaya çalışmış ama alamamıştı. Daha sonra da dayı tavırlarıyla Önder ve Leyla gelmişti. Önder neredeyse Leyla'yı ayaklarını bile yıkatacak kıvama getirmişti. "Aklın daha önce neredeydi Önder?" demeden edememişti Türker, kızlar gittikten sonra. Önder ise:

-Valla birden oldu, demek ki içimdeki despot adam; kadın ayakkabısını giymeyi bekliyordu dedi. Kızlar gitmeden önce Leyla'nın önüne bir sürü dergi getirmiş "Yârin biz gelene kadar içinden beğendiğin takımları seçeceksin bakalım zevkin bana uygun mu" demişti. Leyla itiraz etmeye çalışınca da hani geçenlerde benden bir ceza alacaktın, o işte bu, unutmadın inşallah deyince; Leyla reddetmek istese de verilen sözlerden dönmeyecek şekilde yetiştirildiği için pes edip sinirle:

-Tamam, yürü Nilüfer dedi.

-Sana da iyi geceler şekerim dedi Önder gülümseyerek. Leyla elinde dergilerle dönüp Önder'in üzerine yürüyüp:

-Şansını zorlama istersen, dedi. Önder ise:

-Tabii canım ben de seni seviyorum, deyip odasına doğru yürüdü sonra arkasını dönüp Leyla'ya bir öpücük yollayıp odasına girdi. Leyla sinirle:

-Gördünüz mü bana yaptığını? dedi hayretle, sonra Önderin kapısına doğru dönüp "Gelme sen yarın!" diye bağırdı. Önder de kapının arkasından:

-Tabii canım tam vaktinde orada olacağız merak etme, dedi yine kapının arkasından. Leyla ayaklarını yere vurup:

-Aaaaaaa diye bağırdıktan sonra hızla evden cıktı. Asansörü bile kullanma gereği duymadan koşar adım merdivenlerden inmeye başladı. Türker ve Nilüfer yine birbirlerine bakakalmışlardı ama zaten onlar birbirlerine bakmaya dünden razılardı. Tam Türker Nilüfer'i öpecekken kapı açıldı:

-Gitti mi? dedi Önder.

-Gitti! dedi Türker oflayarak.

-Ohh, dedi Önder.

-Ama geri geliyor galiba, dedi tüm masumiyetiyle Nilüfer. Önder kapıyı nasıl kapadığını bilemedi. Kapının arkasında tırnaklarını yemeye başladı. Bu arada Türker önce merdivenlere sonra Nilüfer'e baktı.

-Gelen yok gibi, dedi.

-Elbette yok biraz korkutayım dedim, diye ışıltıyla gülümsedi Nilüfer.

-Bak seen biraz yaramaz olmuşsun sen sanki deyip öptü Türker Nilüfer'i. Öpücüğü Nilüfer'in de karşılık vermesiyle derinleşirken Nilüfer'in telefonu çalmaya başladı. Nilüfer telaşla ayrılıp telefonunu aramaya başladı, bulduğunda derin bir nefes alıp gözlerini devirdi. Telefonu açtığında karşısında bağıran Leyla vardı.

-Derhal inmezsen basıp gidiyorum.

-Tamam, geldim asansördeyim, deyip telefonu kapattı Nilüfer. Hızla Türker'in dudaklarına öpücüğünü kondurup "Kaçtım ben aşağıdaki çıldırmış aşkım " dedi. Türker bırakmak istemese de asansörün gelmesiyle Nilüfer'i yolcu etti ve Önder ile uğraşamayacağını düşünüp odasına çekilmişti.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin