On Dördüncü Bölüm

26.1K 1.3K 125
                                    

Selam, buyrun yeni bölüm. Bir şarkı ekledim bu bölüm. Yıldız gördüğünüz yerde şarkıyı açıp onun eşliğinde okursanız çok sevinirim. Aranızda hala "4N1K" okumayan var mı? Hemen başlayın ve gülün derim.Bir de "Ördü Kader Ağlarını" okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar...

Birbirlerine öyle dalmış ve aşkla bakıyorlardı ki dans müziğinin bitip hareketli parçaların çaldığını, yanlarında zıplayarak oynayan adamın kendilerine çarpmasıyla ancak fark ettiler ve büyülü anlardan dünyaya geçiş yaptılar. Nilüfer utançtan yanakları al al, Türker ise utangaç bir gülümseme ile masalarına hareket ettiler.

Sohbete o kadar dalmışlardı ki saatin ne kadar ilerlediğinden haberleri yoktu ama artık herkes yavaş esnemeye başlayınca gayri ihtiyari saate bakmayı akıl ettiler ve bayağı geç olduğunu görünce kalkma kararı aldılar. Hesap konusunda Harun, Nilüfer ve Türker nerdeyse birbirlerine gireceklerdi. Sonunda bu  karmaşa Harun'un sesiyle yarıda kaldı:

-Türker!

-Efendim ağabey!

-Biz şimdi yazın tatile geleceğiz Türkiye'ye ve İzmir'e de gelmek istiyoruz.

-Buyurun ağabey, başımın üstünde yeriniz var.

-Sağ olasın koçum. Şimdi gelince oturmayacağız elbet, bir yerlere gideceğiz değil mi? Türker başını "evet" anlamında salladı. "Hah iyi, işte o zaman hesabı biz mi ödeyeceğiz?"

-Olur, mu öyle şey? Siz benim misafirimsiniz, diye diklendi Türker.

-Eh, şimdi sen de bizim misafirimiz olduğundan o cüzdanı cebine koy ve karışma dedi Harun. "Ha sana gelirsek küçük hanım bıkmadın mı bu hesap kavgasından? Lütfen yeter artık. İnsana ağız tadıyla hesap ödetmiyorsunuz ya hu"

-Ama...

Harun'un keskin bakışlarıyla susmak zorunda kaldı Nilüfer, onları sessizce izleyen Füsun sadece gülümsedi. Harun hesabı ödedikten sonrada küçük çocuk gibi elini yumruk yapıp havaya savurdu:

-Oley! Biz kazandık, deyip kocasına sarıldı.

-Ne de olsa İzmir'e geleceksiniz deyip göz kırptı Türker de.

Hesap işi de hallolduktan sonra vedalaşıp iki çift kendi arabalarına yöneldiler. Nilüfer oturunca çantasını hemen Türker'in kucağına koydu. Sonra utanarak geri almaya çalıştı, ama Türker vermedi.

-Kalsın sorun değil, dedi.

-Kusura bakma alışkanlık dedi Nilüfer mahcupça.

-Hadi Nilüfer bir an önce gidelim de uyuyalım, dedi Türker ve sarf ettiği cümlenin pek de normal olmadığını fark edince:"Yani bir an önce otele gidip uyusam iyi olacak yarın uzun bir gün olacak." dedi.

-Hı-hım diyebildi ancak Nilüfer, söyleyebilecek  bir şey bulamıyordu çünkü. Yine güzel müzikler eşliğinde otele doğru yol aldılar. Bu arada yol üstünde bazı turistik yerleri gösterdi Nilüfer Türker'e. Otele gelince Nilüfer de inmeye kalkınca Türker onu durdurdu.

-Lütfen, gerek yok Nilüfer. Sen de bir an önce evine git, seni yalnız göndermek içime sinmiyor zaten; hemen gidip bana mesaj atarsan sevinirim dedi Türker. Türker'in bu ince düşüncesi Nilüfer'i çok mutlu etti ve her aşkta midede uçuşan o meşhur kelebekler harekete geçti.

-Tamam, peki yarın kaçta buluşalım? Eğer yorgunsan konferanstan sonra buluşuruz dedi Nilüfer. Bunu söylerken ebette ki Türker'in kabul etmemesini diliyordu. Türker de anında telaşla cevap verdi:

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin