Elli Yedinci Bölüm

15.1K 963 133
                                    


Selam!

Üzgünüm hem de çok. Bitmez mi tükenmez mi? İnsan değeri bu kadar ucuz mu? Ve daha cevabı olmayan binlerce soru. Tek dileğim bu acıyı yaşatanların da aynı acının bin katıyla kavrulması. Bu bölüm "-okuyucuu-" ithaf olunmuştur.

Evlenme teklifinden iki gün önce:

Türker evde elinde topuklu bir ayakkabı teki ile oturuyordu. Kafasında yapmış olduğu bir plan vardı ama ayrıntıları toparlayamıyordu. Kara kara ayakkabıya uzun süre baktıktan sonra ayakkabının topuğuyla hafif hafif kafasına vurmaya başladı, belki aklına bir şeyler gelir diye. O sırada eve gelen Önder Türker'in ayakkabısını görünce seslenmiş ama cevap alamamıştı. Salona girdiğinde koltukta oturmuş kafasına bir ayakkabı ile ve de topuklu bir ayakkabı ile vuran Türker'i gördü.

-Stiletto mu o?

-...

-Türker?

-Haa, geldin mi?

-Geldim geldim. O stiletto kimin?

-Ney kimin?

-Stiletto, dedi Önder tekrar kendisine boş boş bakan Türker'e:

-Elinde ki diyorum kimin o? Diye tekrar sordu.

-Bu narin zarif ayakkabıyı mı soruyorsun?

-Evet.

-E o zaman neden ayakkabı demiyorsun da, neydi?

-Stiletto.

-Hah neden stiletto diyorsun?

-Çünkü o bir stiletto.

-Tamam, kardeşim nerden öğrendiysen stiletto.

-Modayı takip ediyorum.

-Ah çok özür dilerim Cemil İpekçi'nin İzmir versiyonu. Cahilliğime ver.

-Her erkeğin başına gelebilir problem değil Türker. E hadi kimin bu?

-Benim desem?

-Olamaz, o ayakkabı olsa olsa 37 numara sen 42 giyiyorsun.

-Ha 42 olsa benim olabilir.

-Yok, yine olamaz. Bu ayakkabıya uygun kıyafetin yok senin.

-Hadi Önder, beni yorma düşünmem gerek benim.

-Hayırdır ne düşünüyorsun?

-Yok, bir şey.

-Türker öğrenmeden seni bırakmam biliyorsun, dökül bakalım.

-Kurtuluş yok senden değil mi yine?

-Asla. Mutfağa geçsek karnım acıktı. Hem bir şeyler atıştırır hem de konuşuruz olmaz mi?

-Haydi, o zaman dedi Türker ve mutfağa geçtiler. Bir yandan dolaptan her ikisinin de annelerinin yaptıkları yemekleri çıkarıp ısıtmaya başladılar, masayı hazırladılar.

-Bismillahirrahmanirrahim, afiyet olsun dedi Önder ve kaşığı eline alınca "anlat" dedi.

-Bu ayakkabı Nilüfer'in.

-Burada mı unuttu? Terlikle mi gitti? Bizde ona uygun terlik yok ki?

-Dinleyecek misin?

-Fikrimi de söyleyemeyecek miyim ama ya?

-Anlatmayayım istersen.

-Sustum, dedi Önder ve Türker ayakkabının ona nasıl geldiğini anlattı. O sırada Nilüfer'i evli sandığı için "Ahh külkedisi evli olmasan seni bulur ve ayakkabını giydirirdim" dediğini de anlattı.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin