Yirmi Altıncı Bölüm

18.2K 1K 62
                                    

Merhaba,

Bölümümüz geldi ama önce geçen hafta Ercan hakkında yaptığınız yorumlar için çok teşekkür ederim yorumlarınız beni benden aldı. "Ercan'a gülü dikenleriyle yedirirdim" diyen, beni kendi hikayesinde sevdiğim çifti ayırmakla tehdit eden, "Bu Ercan'dan pek haz etmedim" diyen, "Kendini ne sanıyor bu adam?" diyen arkadaşlarıma çok çok teşekkürler. Demek ki kötü karakter yazmaya devam etmeliyim tepkileriniz harikaydı :)

Gülücükler saçan Naz ile oynayan Önder'i görmek Leyla'yı oldukça şaşırttı. Sabah beraberlerdi ve Önder ona tek kelime söylememişti.


-Neden misafirinin Önder olduğunu söylemedin?

-Sormadın ki, dedi Nilüfer.

O sırada Önder onlara dönüp,

-Selam dedi.

-Selam, buraya geleceğini bilmiyordum.

-Öyle mi? Gideceğim yerleri sana mı söylemeliyim?

-Ha- hayır ama arkadaşın olarak bilmeye hakkım var.

-Her arkadaşıma gideceğim yeri bildirmek zorunda olduğumu bilmiyordum. Şimdi face'den yer bildirimimi yaparım. arkadaşlarım merak etmesin dedi Önder alayla.

-"Her arkadaşına" demedim ben.

-Sen nasıl bir arkadaşımsın ki, sana söylemek zorunda olayım gittiğim yerleri?

-Nilüfer, dedi Gülfem hanım o sırada yükselen tansiyonu hissederek.

-Efendim, anne?

-Önder Bey dün bize nefis kebap ziyafeti çeken Önder Bey mi?

-Ta kendisi, dedi Nilüfer gülümseyerek.

-Çok teşekkürler, Önder Bey; kebaplar çok lezzetliydi.

-Aman efendim afiyet olsun. Ne demek? Lütfen bana Önder de, teyzeciğim. Utanmasam ben de sana isminle hitap edeceğim; Nilüfer'in kendisi gibi genç bir annesi olduğunu bilmiyordum, dediği anda bir kalp daha kazanmıştı Önder. "Bir de şu Leyla'nın kalbini kazansam" dedi içinden. Neyse kaleyi yavaş yavaş da olsa içten fethettiğinin bilinciyle biraz olsun teselli buldu. Gülfem hanım halının üzerinde oturan Önder'e en yakın koltuğu seçerek sohbete başladı- daha doğrusu sorularına:


-Çok hoşsun, Önder. İzmirli misin?

-Hayır, Bursalıyım. Burada, Ege üniversitesinde Öğretim görevlisiyim.

-Maşallah maşallah, deyip Leyla'ya göz kırptı Gülfem hanım."Peki böyle yakışıklı bir delikanlının başı da bağlıdır herhalde, senin gibisini havada kaparlar."

-Teşekkür ederim, ama bekarım.

-Aaa, gerçekten mi?

-Evet, kalbimin ait olduğu biri var ancak o kalbime sahip olmak yerine parçalamayı adeta bir görev edinmiş, diyerek Leyla'ya baktı. Kızaran ve sinirlenen Leyla,

-Ben çaylara bakayım, diyerek salondan kaçtı. Bir yandan sohbetin tek kelimesini kaçırmak istemiyor, diğer yandan söylenenler karşısında utanmamak için uzak durmak istiyordu. Sonunda konuşulanları dinlemek için salonun kapısında gizlenip dinlemeye karar verdi.

-Aaa, kimmiş o senin kıymetini bilmeyen? diye sordu Gülfem Hanım. Önder önemli bir sır verecek gibi önce sağına, sonra soluna baktıktan sonra eğilip Gülfem Hanım'a

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin