Yeni bölüm geldi, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı çoook merak ediyorum. Bu bölüm tutkuzksck´a ithaf edilmiştir, sevgili arkadaşım cigdemakkaya "Eylül´de Ayaz" adlı hikâyesiyle geldi hoş geldi, kaçırmayın derim. Keyifle okuyun :)
-Anlamadım, ne kazağı?
-Angora olabilir, yünlü de.
-Sen ne diyorsun Allah aşkına, içtin mi?
-Asıl sen ne diyorsun? Karşıma geçmiş mağaza çalışanları gibi "Nasıl yardımcı olabilirim?" diyorsun, dedi Leyla.
-Ne deseydim, kime bakmıştınız mı?
-Ayy, neyse seninle uğraşamayacağım nereye gitti bunlar? dedi Leyla etrafa göz gezdirerek.
-İçeride muayene ediliyor hastalar, sanırım ordalar diye eliyle işaret ettiği yeri gösterdi.
-Şurda bekleyeyim bari kalabalık etmeyeyim şimdi, deyip oradaki sandalyelerden birine oturdu Leyla.
-Nasılsın, dedi aniden Önder.
-İyi.
-Ben hiç iyi değilim, sensizlik beni mahvediyor dedi Önder başını önüne eğip. Bir anda içi sızladı Leyla´nın "Affetsem mi acaba, artık yeter süründüğü." diye içinden geçirirken:
-Telefonlarıma çıkmıyorsun, okula geliyorum görmemezlikten geliyorsun dedi mutsuzlukla. "Daha ne yapayım özür diledim, başka ne istiyorsan söyle vallahi yapacağım, yeter ki iste.”
-Ne istersem mi?
-Ne istersen.
-O halde şimdi önümden çekil ve beni rahatsız etme.
-Yapma ne olursun seninle konuşmak istiyorum, bana bir fırsat ver. Artık Leyla dayanamadı ve
-Peki, yarın saat 15.00'da her zaman gittiğimiz kafede ol.
-Tamam, çok teşekkür ederim. Pişman olmayacaksın, dedi sevinçle Önder.
O sırada Türker de Naz´ı muayene ediyor Nilüfer de endişeli gözlerle izliyordu. Muayene bittikten sonra Türker Nilüfer´in Naz´ı giydirmesine yardımcı olmak istedi ama Nilüfer:
-Ben hallederim diyerek onu uzaklaştırdı. Daha sonra "Neyi var kızımın?" dedi. Kızım lafını özellikle bastırarak söylüyordu, çünkü Türker onu kızından dolayı istememişti kendince kızının önceliği olduğunu vurguluyordu Türker´e.
-Orta kulakta iltihaplanma başlamış, bir de dişleri çıkacak galiba dedi Türker.
-Ne yapacağım peki?
-Yazdığım ilaçları alırsanız bir kaç güne geçer, 3 gün sonra yine kontrole getirirsen iyi olur dedi Türker ve reçeteyi yazmaya başladı. O sırada Nilüfer Türker´in kolunda kendisinin aldığı saati fark etti, nedense içi mutlulukla doldu ama hemen kendini toparladı bana ne dedi ve kolyesinin görünüp görünmediğini çaktırmadan kontrol etti.
-İstersen ilaçları almana yardım edeyim benim de mesaim bitiyor zaten, dedi Türker.
- Hayır, teşekkür ederim, biz hallederiz; iyi günler Doktor Bey dedi Nilüfer. Türker duydukları karşısında dondu. Nilüfer resmen yabancı gibi davranıyordu ama dudakları bile tanıdıktı birbirlerine. Tabii bunları hak etmişti, Nilüfer´e yaptıklarından sonra. Onu kırmıştı ama gerekçeleri de haklıydı. Haklıydı madem neden gittin Kanada´ya hem kendinin hem de kızın kafasını karıştırdın diyordu beyni. O arada Nilüfer´in hareketlendiğini gördü. Puseti almak istedi ama Nilüfer hiç oralı olmadı. Türker Nilüfer´in gözünde acilde çalışan bir doktordan başkası değildi, davranışlarıyla bunu anlıyordu Türker.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyi Ki Geldin!
RomanceDoğmadan önce anne babasını kaybeden bir bebek,onu kabul etmekte zorlanan ama ona sımsıkı bağlanan bir teyze ve olmazsa olmaz bir aşk...