On Altıncı Bölüm

24.9K 1.2K 114
                                    

Yeni bölüm geldi, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı çoook merak ediyorum. Bu bölüm tutkuzksck´a ithaf edilmiştir, sevgili arkadaşım cigdemakkaya "Eylül´de Ayaz" adlı hikâyesiyle geldi hoş geldi, kaçırmayın derim. Keyifle okuyun :)

-Anlamadım, ne kazağı?

-Angora olabilir, yünlü de.

-Sen ne diyorsun Allah aşkına, içtin mi?

-Asıl sen ne diyorsun? Karşıma geçmiş mağaza çalışanları gibi "Nasıl yardımcı olabilirim?" diyorsun, dedi Leyla.

-Ne deseydim, kime bakmıştınız mı?

-Ayy, neyse seninle uğraşamayacağım nereye gitti bunlar? dedi Leyla etrafa göz gezdirerek.

-İçeride muayene ediliyor hastalar, sanırım ordalar diye eliyle işaret ettiği yeri gösterdi.

-Şurda bekleyeyim bari kalabalık etmeyeyim şimdi, deyip oradaki sandalyelerden birine oturdu Leyla.

-Nasılsın, dedi aniden Önder.

-İyi.

-Ben hiç iyi değilim, sensizlik beni mahvediyor dedi Önder başını önüne eğip. Bir anda içi sızladı Leyla´nın "Affetsem mi acaba, artık yeter süründüğü." diye içinden geçirirken:

-Telefonlarıma çıkmıyorsun, okula geliyorum görmemezlikten geliyorsun dedi mutsuzlukla. "Daha ne yapayım özür diledim, başka ne istiyorsan söyle vallahi yapacağım, yeter ki iste.”

-Ne istersem mi?

-Ne istersen.

-O halde şimdi önümden çekil ve beni rahatsız etme.

-Yapma ne olursun seninle konuşmak istiyorum, bana bir fırsat ver. Artık Leyla dayanamadı ve

-Peki, yarın saat 15.00'da her zaman gittiğimiz kafede ol.

-Tamam, çok teşekkür ederim. Pişman olmayacaksın, dedi sevinçle Önder.

O sırada Türker de Naz´ı muayene ediyor Nilüfer de endişeli gözlerle izliyordu. Muayene bittikten sonra Türker Nilüfer´in Naz´ı giydirmesine yardımcı olmak istedi ama Nilüfer:

-Ben hallederim diyerek onu uzaklaştırdı. Daha sonra "Neyi var kızımın?" dedi. Kızım lafını özellikle bastırarak söylüyordu, çünkü Türker onu kızından dolayı istememişti kendince kızının önceliği olduğunu vurguluyordu Türker´e.

-Orta kulakta iltihaplanma başlamış, bir de dişleri çıkacak galiba dedi Türker.

-Ne yapacağım peki?

-Yazdığım ilaçları alırsanız bir kaç güne geçer, 3 gün sonra yine kontrole getirirsen iyi olur dedi Türker ve reçeteyi yazmaya başladı. O sırada Nilüfer Türker´in kolunda kendisinin aldığı saati fark etti, nedense içi mutlulukla doldu ama hemen kendini toparladı bana ne dedi ve kolyesinin görünüp görünmediğini çaktırmadan kontrol etti.

-İstersen ilaçları almana yardım edeyim benim de mesaim bitiyor zaten, dedi Türker.

- Hayır, teşekkür ederim, biz hallederiz; iyi günler Doktor Bey dedi Nilüfer. Türker duydukları karşısında dondu. Nilüfer resmen yabancı gibi davranıyordu ama dudakları bile tanıdıktı birbirlerine. Tabii bunları hak etmişti, Nilüfer´e yaptıklarından sonra. Onu kırmıştı ama gerekçeleri de haklıydı. Haklıydı madem neden gittin Kanada´ya hem kendinin hem de kızın kafasını karıştırdın diyordu beyni. O arada Nilüfer´in hareketlendiğini gördü. Puseti almak istedi ama Nilüfer hiç oralı olmadı. Türker Nilüfer´in gözünde acilde çalışan bir doktordan başkası değildi, davranışlarıyla bunu anlıyordu Türker.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin