On Dokuzuncu Bölüm

26.1K 1.3K 149
                                    

Merhaba!

Her ne kadar hikayeyi coktan yarilamis olsak da yeni yeni kesfedip yorum yapan arkadaslarimiz artiyor. Cok tesekkürler.Bu bölüm FatosTurhan´a ithaf edilmistir. Işte bölümümüz keyifle okuyun ve lütfen görünmez okuyucu olmayin.

Duyduklarina inanamayan Nilüfer donup kaldi.Ne diyordu bu adam. O kadar güzel anlar yaşadıktan sonra yüzüne soğuk su çarpar gibi kalkıp gitmis ve yüreğini buza çevirmişti. Aşık mıymış? Naz'ın durumundan dolayı doğru duyamadığını düşündü o an.

-Anlamadım?

-Aşığım dedim, Nilüfer. Sana aşığım. Gecem, gündüzüm, hayatım seninle dolu. Aklım hep sende, anlıyor musun?

Anlıyor muydu? Anlamak istiyor ve duyduklarına tüm kalbiyle inanmak istiyordu;  istiyordu da yine de bir şeyler eksik gibiydi. Ne cevap vereceğini bilmezken Naz´in ağlamasi ile kurtulduğunu düşündü Nilüfer.

-Naz´a bakmalıyım.

-Bir şey demeyecek misin?

-Ne dememi istiyorsun?

-Bilmiyorum.

-Ben de bilmiyorum.

-O halde buluşup bunu etraflıca konuşalım. Bana bir şans ver lütfen, dedi Türker.

-Naz...

-Anlaşıldı Nilüfer. Şimdi senden bir cevap gelmeyecek;  en azından numaranı ver de seni arayabileyim, dedi.

Nilüfer telefonunu çıkarıp Türker´e uzattı. Türker telefona kendi numarasını yazıp aradı ve telefonu tekrar Nilüfer´e verdi. Nilüfer baska bir konuşma daha yapmamak icin soluğu Naz´ın yanında aldı. Türker de tam arkasından gelmişti ve Naz´in ateşini ölçtü. Ateşi düşmüştü neyse ki.

-Ucuz atlattık Nilüfer, yoksa havale geçirirdi, dedi.

Nilüfer´in gözünden bir damla yaş aktı, "Ya Naz'ı da kaybetseydim?" diye bir üzüntü gölünde çırpınırken Türker onu kurtardı.

-Şimdi çok iyi. Artık onu giydirip götürebilirsin. Evde yeterince ilaci vardır zaten; aynen devam edersiniz. Sorun olursa beni ararsın, hemen gelirim,  dedi.

Nilüfer´in gözündeki yaşı  son anda fark etti çünkü o sırada  Naz´i muayene ediyordu Türker. Uzanıp o yaşı silmeyi, Nilüfer´i sinesine çekip her şeyin geçtiğini söylemeyi çok istiyordu, ama erkendi. Nilüfer´i korkutmamak adına bu hakkını başka zaman kullanmaya karar verdi. Nilüfer bir an önce Türker´in yanından ayrılmak için acele ediyordu. Bu adam biraz daha konuşursa boynuna atılıp Kanada´da yarım kalan öpücüğü tamamlayacaklardı, bunu biliyordu. Ama olmazdı, yine de kırgındı Türker´e- doğru dürüst bir açıklama yapmadan Nilüfer´i öyle bırakmıştı. Yo, yo;  öyle kolay olmayacaktı. Madem aşıktı, o zaman biraz sürünecekti. Derken Nilüfer´in telefonu çaldı.

-Efendim, Cihan?

...

-Hastanedeyim; Naz hastalandı.

...

-Endişe etme, şu an iyi, çıkıyoruz zaten.

...

-Tamam, deyip telefonunu kapattı Nilüfer ve Türker´e dönüp

-Teşekkürler, dedi.

-Bırakayım sizi, dedi Türker.

-Gerek yok Cihan geliyor cok yakinmis. Türker o anda gülümseyip kafasını salladi. "Ne oldu, neden güldün?" diye sordu Nilüfer.

-Cihan´i görüp senin kocan olduğunu sandığım günden bu yana onu ne kadar kıskandım biliyor musun? Simdi sen "Cihan" deyince birden ne düşüneceğimi bilemedim, dedi. Nilüfer de gülümsedi.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin