Kırk Dokuzuncu Bölüm

13.2K 970 70
                                    

Merhaba,

Zor da olsa yeni bölüm ile karşınızdayım. Bu bölüm "FatmaElfida" ya ithaf olunmuştur.

Keyifle okuyun...

Ne diyordu bu adam, "Gaza bassana" mı?

-Anlamadım.

-Neyini anlayamadın acaba?

-Türker, yetişemedin mi? Başka yerde misin? Ne diyorsun kardeşim? deyince Önder, Leyla ve Nilüfer birbirlerine baktılar. Asıl Önder ne diyordu?

-Önder, ben gelmedim anladın mı?

-Neden? Yoksa yolda başına bir iş mi geldi? Neredesin? Söyle de geleyim hemen!

-Sakin ol. Hiç yola çıkmadım; çıkma gibi bir düşüncem de olmadı.

-Nasıl olur? Bana "tamam" demiştin.

-Önder, benim ben, Türker! Öyle bir fikre ben evet der miydim?

-Valla ben de ona şaşırdım ya!

Biraz nefes aldıktan sonra Önder "Türkeeerrrrrr!" diye kükredi. Leyla ve Nilüfer birden korktular. Önder kızları fark edince onlara gülümseyip eliyle "bir dakika" işareti yapıp arabadan çıktı.

-Sen, sen nasıl bir insan, ha!!???. Saatlerdir neler yaşadığımı biliyor musun? İçinde mahpus gecen kaç türkü, kaç şarkı ezberlediğimi biliyor musun? İçeri girersem nasıl davranmam gerektiği konusunda forumlara sorular yazdığımı, evde küçük bir valiz hazırladığımı, iş yerim için istifa dilekçemi yazdığımı biliyor musun? Ve en önemlisi Leyla'dan nasıl ayrılacağımı düşünerek kalbimi nasıl kanattığımı biliyor musun?

-Bu kadar şeyi neden yaptın?

-Neden mi? Çünkü sen "tamam" dedin ve ben senin her sözüne güvenirim ve şimdi böyle bir şeyi yapmayacağını söylüyorsun!

-E, n'apayım? Senin hazırlıkların tamam diye gelip hapse girmemizi sağlayacak kaçırma eylemini mi gerçekleştireyim?

-Türker!

-Söyle kardeşim.

-İyi ki vazgeçtin. Hayat ne kadar acı ve üzüntü yaşatsa da gökyüzünü görmek ve sevdiğine sarılabilmek çok güzel. Elimden bu özgürlüğü almadığın için sağ ol kardeşim.

-Ben vazgeçmedim ki Önder.

-Neeee? Yoksa yine de yapacak mısın?

-Saçmalama! Vazgeçmedim, çünkü bu planı hiç uygulamayı düşünmedim. Şimdi git ve gaza bas.

-Eyvallah kardeşim. Kendine iyi bak.

-Sen de.

Önder arabaya bindiğinde soru soran gözlerle kızlar Önder'e bakıyordu.

-Tamam, tamam anlatacağım ama önce yola koyulalım, dedi ve gaza bastı.

Yol boyunca planını ve Türker'in kendini nasıl oyuna getirdiğini anlattı. Kızlar kendilerini zor tuttular ama valiz hazırlayıp şarkı türkü ezberlediğini duyunca kahkahalarını tutamadılar.

-Siz de gülmeyin Allah aşkına!

-Nasıl gülmeyelim, Önder? Hem Türker'in böyle bir şey yapabileceğini nasıl düşünebilirsin? dedi Nilüfer.

-Çaresizliğin ne demek olduğunu bilirim. En önemlisi de, kardeşimin nasıl acı çektiğini gördüm, Nilüfer, dedi Önder aynadan Nilüfer'e bakarak.

Nilüfer gözlerini kaçırdı. Önder devam etti:

-Bu onu ikinci kez dağılmış olarak görüşüm, Nilüfer. İlki abisinin ölümüydü. Yeri gelmişken ben de söyleyeyim: Türker seni çok seviyor. Ona haksızlık etme. Yapmadığı, suçu olmayan bir şey için onu yargılama. İkinize ve bu aşka yazık etme. Kardeşim çok değerlidir, Nilüfer; onu üzersen inan ki karşında beni bulursun.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin