İyi Ki Geldin!

By Nevinturgut

1.3M 74.3K 6.1K

Doğmadan önce anne babasını kaybeden bir bebek,onu kabul etmekte zorlanan ama ona sımsıkı bağlanan bir teyze... More

İyi ki Geldin!
İkinci bölüm
Üçüncü Bölüm
Dördüncü Bölüm
Beşinci Bölüm
Altıncı Bölüm
Yedinci Bölüm
Sekizinci Bölüm
Dokuzuncu Bölüm
Onuncu Bölüm
On Birinci Bölüm
On İkinci Bölüm
On Üçüncü Bölüm
On Dördüncü Bölüm
On Beşinci Bölüm
On Altıncı Bölüm
On Yedinci Bölüm
On Sekizinci Bölüm
On Dokuzuncu Bölüm
Yirminci Bölüm
Açıklama
Yirmi Birinci Bölüm
Yirmi Ikinci Bölüm
Yirmi Üçüncü Bölüm
Yirmi Dördüncü Bölüm
Yirmi Beşinci Bölüm
Yirmi Altıncı Bölüm
Yirmi Yedinci Bölüm
Yirmi Sekizinci Bölüm
Yirmi Dokuzuncu Bölüm
Otuzuncu Bölüm
Otuz Birinci Bölüm
Otuz ikinci Bölüm
Otuz Ücüncü Bölüm
Duyuru
Otuz Dördüncü Bölüm
Otuz Besinci Bölüm
Otuz Altıncı Bölüm
Otuz Yedinci Bölüm
Otuz Sekizinci Bölüm
Kırkıncı Bölüm
Kirk BIrinci Bölüm
Kırk ikinci Bölüm
Kirk Ücüncü Bölüm
Kırk Dördüncü Bölüm
Kırk Beşinci Bölüm
Kırk Altıncı Bölüm
Kırk Yedinci Bölüm
Kırk Sekizinci Bölüm
Kırk Dokuzuncu Bölüm
Ellinci Bölüm
Elli Birinci Bölüm
Elli Ikinci Bölüm
Elli Ücüncü Bölüm
Elli Dördüncü Bölüm
Elli Beşinci Bölüm
Elli Altıncı Bölüm
Elli Yedinci Bölüm
Özür
Elli Sekizinci Bölüm
Elli Dokuzuncu Bölüm
FiNAL
FiNAL(Ikinci Kisim)
TEŞEKKÜR
Özel Bölüm
Özel bölüm
Selamlar

Otuz Dokuzuncu Bölüm

12.7K 908 88
By Nevinturgut

Merhaba arkadaşlar

Yeni bölüm geldi. Bir hafta içinde 3 bölüm yayınlayarak geçen haftaların açığını kapatmaya çalıştım. Bir nevi sizlere özürümdür, kabul ediniz lütfen. Bundan sonra bölümlerimiz yine cuma günleri gelecektir haberiniz ola. Bu bölüm "bukumme" ye ithaf olunmuştur. Bu arada Önder'e soyisim arıyorum hadi yardımcı olun ;)

Keyifle okuyun...

Leyla ve Nilüfer hızla arabalarına koştular.

-Benimki kalsın senin arabanla gidelim yarın ben alırım arabamı, dedi Nilüfer.

-O halde sen kullan benim hiç kullanacak gücüm yok dedi Leyla ve anahtarı Nilüfer'e uzattı. Yerine oturduktan sonra başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı. Ne yapmıştı, keşke telefonu açmadan sevdiğini söyleyebilseydi ama söyleyememişti ve evden çıkarken Önder'i görmemesi çok büyük bir korku salmıştı yüreğine. Gözünden bir damla yaş geldi. Galiba bu sefer gerçekten bitmişti ve kendisi tarafından değil Önder tarafından. O sırada Nilüfer'in sesini duydu.

-Bu abin bizi bir gün öldürür, yine ne yapmış acaba?

-Ne bileyim annem hemen eve gel, dedi.

-Annem de size gitmemi söyledi. Herkes oradaymış. Gidelim de şu Vural'ın karın ağrısını öğrenelim bakalım, dedi Nilüfer.

Eve geldiklerinde Halide Hala, Firdevs Hanım ve Gülfem Hanım salonda oturmuş, bir yandan çay içiyor bir yandan konuşuyorlardı.

-Bizi çaya çağırmadınız herhalde, dedi Leyla bütün hırçınlığı ile.

-Hah geldiniz mi kızlar? Hadi hemen Simay'i arayın ve bulun.

-Ne? Dedi iki kız birden.

-Neden diye soran Nilüfer'di.

-Vural kızı çileden çıkarmış, kız da "Bir süre görüşmeyelim." demiş. Vural aramış taramış ama bulamamış kızı. Eve geldi odasını dağıttı sinirden, az önce Cihan aldı, gitti de rahat ettik yoksa bütün evi üzerimize yıkacaktı.

-Odun işte, diyorum da inanmıyorsunuz.

-Senin gibi diye mırıldandı Halide Hala.

-Bana mı dedin hala? Diye diklendi Leyla. Tam Halide Hanım cevap verecekti ki Nilüfer "Arayalım Simay'i gel Leyla." dedi ve Leyla'nın odasına çıktılar. Nilüfer Simay'ı aradığı an telefon açıldı.

-Simay nerdesin?

-Evdeyim.

-Bizim deli ortalığı birbirine katmış, ne oldu hayırdır?

-Gelin de konuşalım dedi, Simay. Telefonu kapatınca Leyla sordu:

-Nerdeymiş?

-Evde.

-Evde olduğu için mi bu kadar tantana, dedi Leyla.

-Vallahi bilmiyorum hadi gidelim, bizi bekliyor öğrenelim bakalım ne olmuş. Senin konunu da unutmadım, şu isi çözelim sıra sana gelecek dedi Nilüfer.

-Sıra bana gelmese de olur boşver, dedi Leyla ve içini çekip odadan çıktı.

Simaylara varınca merhaba faslından hemen sonra "Hadi anlat" dediler ve Simay'in odasına çıktılar ve Simay başladı.

-Bıktım bu adamın odunluklarından, ne giysem karışıyor, kiminle görüşsem müdahale ediyor yeter yaa. Bugün artık son damlaydı.

-Ne oldu? Dedi merakla Leyla.

-İş yerime geldi. Ben de bir arkadaş ile çalışıyordum. Her şey gayet normaldi, ne zaman ayağa kalktım ve kendisine sarıldım kıyamet koptu. Yanımdaki arkadaşı yanımızdan gönderdi ve başladı vay efendim ben nasıl böyle giyinirmişim, hiç mi aynaya bakmamışım, evlenince hiçbir kıyafetimi götürmeyecekmişim, kendisi alacakmış bütün kıyafetlerimi. Altı üstü kısa bir etek giymişim. İşte o zaman yeter, dedim. Daha nelerime müdahale edecek acaba?

-Bu etek şu an üzerinde olan varla yok arası şey mi dedi Leyla ve Nilüfer de bakınca kaşlarını kaldırdı.

-Evet dedi Simay utanarak. "Ama üzerimde uzun bir hırka vardı."

-Kusura bakma Simay ama bu etek bırak bizim odamızı, evimize bile giremez. Hem sen de böyle şeyler giymezdin, dedi Nilüfer.

-Ne bileyim sabah sersemliği giymişim işte.

-Eeee n'apacağız şimdi?

-Ben bir şey yapmayacağım, o odun gelip benden özür dileyecek.

-Çok beklersin, özür dilemez o. Hem sen de masum değilsin bu konuda. Ne yapsak ki? Erşan Abi'nin yerine gidelim, orada halledelim, ama lütfen uzun bir şeyler giy Simay dedi Leyla.

-Evet, tesadüfen karsılaşırsınız sonra da birbirinizden özür dilersiniz, bu iş kapanır. Ben de Türker'i arayayım onlar da gelsin, dedi Nilüfer. Leyla'nın kalbi hızla atmaya başladı. Belki de bu bir fırsattı bu sefer Önder'e sevdiğini söyleyebilirdi.

Erşan Abi'nin yerine gittiklerinde Türker, Cihan ve Vural oradaydı ama Önder yoktu. Leyla etrafa bir göz gezdirdi ama göremedi. Neredeydi acaba? Gelmemiş olma olasılığını hiçbir şekilde düşünmek istemiyordu. Vural Simay'i görünce gelmiş, sarılmış ve özür dilemiş onu alıp birkaç masa ileriye gidip konuşmaya başlamıştı. Nilüfer, Cihan, Türker ve Leyla oturup bir şeyler ısmarladılar. Leyla'nın sormak isteyip de bir türlü sormaya cesaret edemediği soruyu Cihan sordu.

-Önder nerede ya hu?

-Önder biraz halsiz, gelmek istemedi dedi Türker Leyla'ya bakıp. Nilüfer ve Cihan "Geçmiş olsun" derken Leyla başını eğip hiçbir şey söyleyemedi. Önder'in kendisi yüzünden gelmediği apaçık ortadaydı. İçeceklerini bitirmeye yakın Vural ve Simay gülerek yanlarına gelip onlara katıldı. Beraber biraz daha oturduktan sonra hep beraber kalktılar.

Ertesi gün içinde Leyla defalarca Önder'i aradı ama açan olmadı. Bir gün sonra yine aradı ama yine ses çıkmadı. Bu aramalar günlerce böyle devam etti ama Leyla hiç cevap alamadı. Nilüfer'e Önder'i sorduğunda Nilüfer onu gördüğünü ve gayet iyi olduğunu söylüyordu. Sonunda bir gün Leyla patladı.

-Benim bu halimi görüyorsun ve hiç yardımcı olmuyorsun Nilüfer.

-Nasıl yardımcı olmalıyım Leyla, senin o taş kafa beynini çıkarıp başka bir beyin mi nakledeyim? Bunu çok isterdim inan ki, hem de çok. Bence bunları artık fazlasıyla hak ediyorsun, sana yapma dedim, bak kaçıracaksın dedim dinledin mi hayır. Şimdi neyin sızlanması bu?

-Hiç mi benim haklı tarafım yok?

-Üzgünüm ama göremiyorum ben. Önder seni sevmekten başka ne yaptı, hepimiz gözünün içine nasıl baktığını senin için neler yaptığını gördük. Peki, sen ne yaptın, hep ittin, kızdın ve tebrik ederim onu kendinden etmeyi başardın, bravo dedi ve Leyla'yı yalnız bıraktı. Sanki bütün dünya kendisine karşıymış gibi hissetti Leyla, bir şeyler yapmalıydı ama ne? En sonunda tüm cesaretini toplayıp Önder'i akşam evinde ziyaret etmeye karar verdi. Evin önüne geldiğinde Türker'i çıkarken gördü. Türker Leyla'yı görünce şaşırdı.

-Leyla?

-Merhaba Türker, Önder evdeyse onunla görüşmek istiyordum.

-Leyla, dedi sıkıntıyla Türker.

-Lütfen; bir şeyleri düzeltmem gerek, ona ulaşmalıyım.

-Anlıyorum ama hiç iyi bir zaman değil dedi Türker. Leyla Türker'in söylediklerinin ne anlama geldiğini çözmeye çalıştı. Neden iyi bir zaman değildi? Yoksa Önder kendisine yeni birini mi bulmuştu? İşte bu gerçekten Leyla'yı yıkardı. Düşüncesi bile mahvetmişti.

-Ne demek istiyorsun Türker? Açık ol lütfen, dedi Leyla.

-Bak Önder şu an küçük bir operasyon geçirmiş, beni de az evvel aradı, onu almaya gitmem gerek.

-Ne operasyonu, ne oldu Allah aşkına söyle dedi panikle Leyla.

-Apandisit ameliyatı. Şimdi izin verirsen onu almaya gideceğim, dedi Türker ve arabasına ilerledi.

-Ben de geleceğim. Hangi hastane?

-Sen bilirsin deyip hastanenin adını söyleyip arabasına bindi Türker. Hastaneye vardığında bir odada uzanmış bekliyordu Önder. Önce işlemleri halletti Türker sonra Önder'in odasına çıktı. Kapıyı açık bırakarak içeri girdi. Türker "Nasıl oldun iyi misin?"

-İyiyim su ağrılardan kurtuldum ya çok şükür, dedi. O sırada Leyla da oda numarasını sormuş, odayı bulmaya çalışıyordu oda numarasını bulmuş tam girecekken:

-Leyla da geliyor, dedi Türker.

-Onu görmek istemiyorum Türker.

-Önder yine de bir görsen.

-İstemiyorum Türker, yeter artık. Birinin peşinde koşma yaşını çoktan geçtim, hele de karşılıksız bir sevdaysa sadece acı. Ben artık evlenmek istiyorum, çoluğum çocuğum olsun istiyorum ve inan o gün anladım Leyla'nın benim çocuklarımın annesi olmayacağını ve ben her ne kadar deli gibi sevsem de bu saatten sonra sevgimi kalbime gömüp yoluma devam etmeye karar verdim. Şimdi lütfen Leyla aşağılarda bir yerlerdeyse onu bulup bir şeyler uydur ve sonra gelip beni eve götür olur mu?

-Peki kardeşim, dedi Türker ve odadan çıktı. Etrafına bakınırken telefonuna Leyla'dan bir mesaj geldi:

Türker trafik çok sıkışık, gecikeceğim. Siz beni beklemeyin, sonra görüşürüz.

Türker odaya girip:

-Hadi gidelim, dedi ve Önder ile evin yolunu tuttular. Arkalarında gözü yaşlı, kalbi kırık Leyla'yı bıraktıklarından habersiz... Ne kadar ağladı orada Leyla bilmiyordu. Önder'in tüm sözleri kafasında yankılanıyordu. Kalbi nasıl da acıyordu. Bir şeyler yapmalıydı ama ne? Önce Nilüfer'i aradı, gelip kendisini almasını istedi. Yarım saat sonra Nilüfer geldi, Leyla'nın bitmiş halini görünce çok endişelendi.

-Allah aşkına ne oldu sana böyle?

-Ben ben Önder'i kaybettim, dedi.

-Ne diyorsun Leyla, korkutma Allah aşkına beni.

-Beni buradan götür, dedi Leyla hıçkırıklarının arasından. Nilüfer Leyla'yı evine ya da kendi evine götürmedi hemen Cihan'ın evine gitti. Allahtan Cihan yoktu, Ankara'ya Meltem'ini görmeye gitmişti. Nilüfer Leyla'nın banyoda elini yüzünü yıkamasını sağladıktan sonra sıcak bir şeyler getirdi ve Leyla anlatmaya başlayana kadar sakince bekledi ve Leyla Önder'in söylediklerini birer birer her bir kelime canından can koparır gibi acıyla dudaklarından döküldü.

-Bak yine de iyi bir şey var seni seviyor, dedi Nilüfer.

-Ama artık beni affetmez.

-Nereden biliyorsun ki, denedin mi? Hadi şimdi de seni görelim bakalım sevgin için neler yapacaksın, hem Önder senin gibi değil ki o seni çabuk affeder.

-Emin misin?

-Değilim ama denemeden öğrenemezsin, hadi şimdi uyu yarın gider her şeyi düzeltirsin.

-Düzelir değil mi Nilüfer?

-Düzelir inşallah, derken Leyla'ya sarılmış onu teselli ediyordu Nilüfer.

-Ertesi sabah Nilüfer daha üzerini giyinirken beklemeden çıktı ve Önder'in yanına koştu Leyla. Kapıyı çaldı ama açan olmadı, birkaç kez daha çaldı yine açılmadı, belki uyanmamışlardır diye oturmuş beklerken Nilüfer geldi. Leyla:

-Galiba uyuyorlar.

-Leyla... Önder gitmiş.

-Gitmiş mi?

g0ʳ.($

Continue Reading

You'll Also Like

610K 5.2K 20
"Bakışlarındaki isteğe daha fazla dayanamadım, ama bakışlarından çok altındaki asıl harikanın ıslak ve muhtaç isteğine dayanamadım." "Konuşmak yerin...
307K 5.2K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
612K 25.5K 44
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
3.3M 121K 67
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...