❄️SİYAH HALKA

44.3K 3.8K 1.8K
                                    

Bol bol Alysa - Gideon sahnesi var ;)

▏₰ Alysa

Ne kadar tatlı olsa da zehir, zehirdir.

İçimde beslenmesine izin verdikleri tohum sonunda uykusundan uyanmıştı. Ruhumun merkezinde, benliğim tarafımdan izinsizce korunuyordu. Kendi bedenimin bizzat kendisinden korunmaya çalışmam komikti. Organlarımın arasına yeni bir uzuv eklenmiş gibiydi. Kalbimin damarlarıma pompaladığı kan artık büyü çekirdeğinden de geçiyordu. Bu da dolaşımımın tamamen büyüyü yutmasını sağlamıştı. 

Tüm bu olanlarla nasıl başa çıkmam gerektiğini bilmiyordum. Dertlerim bitmek, tükenmek bilmiyordu. Biri bitmeden öteki çıkarak bana yük oluyorlardı, yorulduğumu hissedebiliyordum. "Acıyor mu?" Yulier'in orman yeşili irisleri endişeli bir şekilde üzerime dikilmişti. Büyük ihtimalle nasıl bu kadar sakin kaldığıma anlam vermeye çalışıyordu. Göğüs kafesimi tamamen işkal etmiş örümcek zambağı çiçeği sıradan bir yerde yaptırabileceğim, güzel bir dövme gibi işlenmişti tenime. Lakin cezbedici özelliği de burasıydı. 

Mest edici alımlılığı karadulun çekimiyle kıyaslanabilirdi.  

Zarif ama ölümcül.

"Endişen yersiz. Göğsündeki sembol yalnızca büyü gücünü temsil ediyor" yaşlı Elf kadın açıklama yapsa da Yulier hala rahatlama belirtisi göstermiyordu. Birbirlerine karşı bu denli güvensizken nasıl oluyor da hala anlaşma içerisinde bulunabiliyorlardı? Gideonda kadının boğazına yapışmıştı. Parmak boğumlarının şeklini alan kızarıklar yerini koruyordu. 

Sıkıntıyla gözlerimi kapattım. Pervasızdı.

"Acı göğsünde mi toplandı yani? belki sen farkında değilsin ama ne zaman krize girecek olsan göğsünü tutuyorsun Alysa" gözümün önünde ki sinema perdesinde gördüğüm rüyalar oynamaya başladı. "Kendi dünyamda da benzer acıyı tattığım anlar oldu" itirafımla birlikte konuşmaya Ruby ninede dahil oldu. Aynada gördüklerimizden sonra Yulier koşarak onlara haber etmişti. Neler olduğunu kestiremediğimizden ikiliye danışmanın en iyisi olacağına karar vermiştik. 

"Göğsündeki ağrı tohumunun aradığı büyü gücünün vesilesinden kaynaklanıyor olmalı. Kendi diyarında büyü olmadığından derin bir uykuya mahkum edildi ama bu demek değil ki tamamen boş bir insan kabuğundan ibaretsin. Her zaman Beyaz Cadı kanı seninle birlikte oldu. Kanının içerisindeki büyü tohumunu kışkırttığından dışarıya çıkmaya çalışmış olabilir, bu da sana acıya mal oldu. İlaveten tohumun bugüne kadar kimsenin beceremeyeceği bir azimle açlığını giderdi. Patlamaması sadece şans. Bu tarz bir tehlikeyi atlattıktan sonra minik bir filiz vermesini bekleyemezdik. Bir anda serpilerek yaşıtlarının sahip olacağı güce eriştin. Normalde tohum varlığını sana yaptığı gibi dışarıya sunmaz. Tabi Beyaz Cadı olduğun gerçeğini göz önünde bulundurmazsak olacak olanlar bunlar" 

Elf kadının badem biçimindeki gözleri göğsümdeki çiçekten ayrılmıyordu. Her bir santimini incelerken oldukça dikkatliydi. Açıkça söylemek gerekirse onun yanında tedirgin oluyordum. Zira edindiğim Beyaz Cadı sıfatı birçoğunun aç gözlülüğünü körüklüyordu. "Geçmişten günümüze kadar süregelen Beyaz Cadılar, yarı uyanış gerçekleştirdikleri vakit bedenleri hep bir çiçek dövmesiyle taçlandırılmıştı. Kitabelerde yazdığına göre çiçekler kişinin mazisini, şimdiki anını ve geleceğini sembolize edermiş. Kısacası bizimle birlikte taşıyıcısına Beyaz Cadı hakkında ipuçları veriyor" bakışlarını elalarıma çıkararak, ciddi bir ifadeyle "Ayrıca bu çiçek dirilişi temsil eder. Beyaz Cadının içinde doğuşunu" dedi. Sanki özellikle bu cümlesinin altını çizmek istemişti. Beni manipüle etmeye mi çalışıyordu?

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin