❄️RUH AYNASI -PART 3-

32K 3.2K 1.3K
                                    


Multimedia : Cem ADRİAN / Gül. (Bölüm boyunca dinlerken okuyun)

Bölüm aslında bir bu kadar daha uzayacaktı ama çok beklemeyin diye paylaşıyorum. (25 sayfa)

▏₰ Alysa

Korku nefesimi esir almıştı. 

Bacaklarım güçsüzlükle titriyor, önüme taş koyuyorlardı. Bir an evvel ayağa kalkıp bizimkilerin yanına gitmem lazımdı. Olanları anlatmalı, küçük kızın habisle anlaşma yapıp yapmadığını teyit ettirmeliydim. Acele etmem gerektiğini bilmeme rağmen kıpırdayamıyordum. Bakır saçlarını göğsüme gömmüş çocuk hıçkırarak ağlamaya devam ediyordu. Bense kollarımı sıkıca sırtına sarmıştım. Bir türlü rahatlayamıyordum. Her an birileri çıkıp onu kollarımın arasından alıp götürecekmişçesine tedirgindim.

Beş dakika önce gerçekleşen kabusun akabinde mental olarak çökmüştük. Problem allak bullak olmam falan değildi. Sorun kısıtlı şu zamanda parmak ısıramayacağım gerçeğiydi. Kulaklarım, kucağımdaki kızla aynı yaşların suretine bürünmüş habisin çıkardığı o ürkütücü ve mühlik sesin kalıntılarıyla doluydu. İstemsizce dudaklarım titredi, hayır. Toparlan, içine at, düzeleceksin, hep düzeldin. 

Küçük kızın şimdi bana benden daha çok ihtiyacı var. 

Titreyen elimi gördüğüm andan beri bayıldığım saçlarına götürerek okşadım.

"Geçti. Geçti bak, ben yanındayım."

Köşe başında hayaletle konuşurken arkadaşlarıyla konuşuyormuşçasına rahattı. Gülüşünü de duymuştum, korkmamıştı. O sırada habisin farklı bir kılıkta görünmüş olabileceğinden şüpheleniyordum. Belki de çocuk aklıyla arkadaş olmak isteyen hayaletin zararsız olduğunu düşünmüştü.  

Delirmek üzereyim, geçmişim depreşiyordu. Depreşiyor, bana o günleri yâd ettiriyordu.

Gözlerimi kapattım, anımsama. Yalvarırım hatırlama.

Küçükken cezalandırılır, cezamı çekmem içinde evin bodrumuna kilitlenirdim.

Bodrum; karanlık, soğuk ve dar olurdu.

Kapalı alanda kalmaya, hatta karanlığa bile bir nebzede olsa katlanabilirim. Sık sık bir şeylere maruz bırakıldığınızda ister istemez o şeylere yatkınlaşıyordunuz. Üstesinden gelmeyi başaramadığım tek şey korkularımın kulağıma fısıldadıklarıydı.

Gündüz bodrumda kalmak kolaydı, tabii gece olmadan çıkaracaklarını biliyorsam. Üvey annem kapatılmadan evvel cezamın ne kadar süreceğini gözlerimin içine baka baka söyler, dediklerine de dakikası dakikasına uyulmasını tembih ederdi. Titiz bir disiplin anlayışı vardı. Ya da içine düştüğüm çaresizliği izlemekten hoşlanıyordu, bilemiyorum. Aklından geçenleri bir müddet anlamaya çalışsam da sonradan davranışlarının bana özel olmadığını kabullenerek vazgeçmiştim. Kimileri yekten kötülükten beslenirdi. Oradan çıkmak için saymayı bilmediğim saniyeleri bile sayardım. Eninde sonunda gündüzlerin aksine geceleri daha çok direndiğim gözünden kaçmamıştı. 

Kendime yaptığım en büyük kötülüklerden biri korkumu o kadına duyurmaktı.

Bütün alemlerde şeytanlar mekik dokur. Şeytan olarak doğan, şeytan olarak büyüyen, şeytan olarak ölenler ile insan olarak doğan; fakat şeytan gibi büyüyüp ölenler diye iki türe ayrılırlar. İnsanlığına ihanet edip şeytanın yolunu izleyenlere; İnsan şeytanlar denirdi. O kadının fıtratı insan şeytanlarıyla birebirdi.

Görünenler bazen görünmeyenlerden daha zehirlidir. Zayıflığınızı sezerlerse size karşı kullanırlar, ta ki siz delirinceye dek. Onun bana yapmaya kalkıştığı şey de buydu.

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin