❄️AİLE

18.5K 2.6K 845
                                    

Multimedia: Honeyfox- Drivers Licens

Oy sınırı: 2200

▏₰ Alysa

Doğduğumdan beri iyi kötü her duyguyu tattığımı ve tattığım bu duyguların canımı yaksa dahi bana bir şeyler kattığını düşünürdüm. Bunu isteyip istememem önemli değildi zira kaderin bu zamana kadar benim duygularımı önemsediği olmamıştı. Diğer ailelere nazaran farklı bir evin içerisinde büyüdüğüm için benim yaşımdaki çocuklardan daha erken olgunlaşmak zorunda kalmıştım. Bu da beni hayatın acı yüzüyle çok çabuk tanıştırmıştı. Bana göre dünyadaki renkler duygulardan kopup gelmişti. Yani her duygu ipliği aynı zamanda bir rengin temsilcisiydi. Bir yetişkinin bildiği renk skalası geniştir bense yüzlercesini sayabilirim.

Kalp atışlarını duymuştu.

Bebeklerim ilk kez babalarına buradayız demişlerdi.

Atölye de birdenbire sesler duyduğunu söyleyip bakışlarını karnıma sabitlediğimde hiç bir şey anlamamıştım. Taştan bir heykele dönmüşçesine dakikalarca karnıma bakakalmıştı. Hatta bir an bu kadar hareketsiz kalmasından korkmuş ona bir şey olduğunu falan sanmıştım. Beni ciddi manada korkutmuştu. Yanına gidip koluna dokunmamla birlikte irkilerek kendine gelmiş ve gözlerini yüzümün her bir köşesinde gezdirmişti. Ona ne olduğunu ne kadar sorarsam sorayım bana cevap vermemişti. Bileğimden tutup beni birden çekiştirerek peşinden götürürken aceleci, birazda stresli görünüyordu. Eliyle ensesini ovuyor ama asla ağzını bıçak açmıyordu. 

Beni Ruby nineye getirmişti.

Kapıyı açması için yumruklarken birkaç kurdun bize yan gözle baktığını görmüş umursamamıştım. Kara kurdun her zamanki gibi bir şeye sinirlendiğini düşünüyor olmalılardı. Kapı açılana kadar yerinde duramayan ve ne yapacağını bilemeyen bir adam görmüştüm karşımda. Kapının ardından Ruby ninenin telaşlı adımlarını işitmiş sonra da kapı açılınca şaşkın bir şekilde ilk bana sonra da karnıma baktığını görmüştüm.

Bu halleri beni tedirgin ettiği gibi anlam veremediğim bir şekilde içimi heyecanla da doldurmuştu. 

Gideon ninesine "Kontrol et onu." dediğinde Ruby nine silkelenerek kendine gelmiş ve omzumu okşayarak bana "Gel kızım." demişti. Gideona bakıp Ruby nineyi takip ettiğimde beni hastaları baktığı odaya götürdüğünü anlayıp "Ne oluyor?" diye sormuştum. 

"Endişelenme, birazdan anlarız." Neyi anlayacağız?

Muayene odasına girdiğimizde "Altındakileri çıkarıp şöyle uzan." deyince bana bir şey söyleme gereği duymayıp kendi kafalarına göre hareket etmelerine sinir olarak "Ruby nine ilk önce bana neler olduğunu açıklar mısın? İkinizde bir garipsiniz." deyince kalbini tutarak gülmeye başlamıştı. "Ay kızım akıl mı kaldı bende? Kulaklarım torunumun çocuklarının sesleriyle doluyken mantıktı düşünemedim." 

"Torun çocukları mı? Ne çocuğu?" 

Bana sevecen bir gülümseme gönderirken "Gideonun seni buraya niye getirdiğini hala anlamadın mı?" diye sormuştu. Yaşlılıktan göz kenarları kırışsa da göz bebekleri hala capcanlıydı ve o gözler biraz irdelersen bulacaksın der gibi bakıyordu. Atölye de sesler duyduğunu söylediğinden beri tuhaf davranan Gideonun gümüşlerinin yol boyunca sık sık karnıma kaydığını anımsayınca kalbimin kaburgalarıma baskı yapışını hissettim. 

Benim duyamadığım bir şeyleri duymuştu.

Olabilir mi? Ağzım beş karış açık kalarak Yaşlı dişi kurtla bakıştığımda gözlerimden verdiğim olasılığın izlerini yakalayarak "Hadi uzan da emin olalım." demişti. Sonraki dakikaları sanki arka planda izliyormuşum gibi allak bullak olmuştum o yüzden altımdakileri çıkarıp yatağa uzandığım an hafızamda yoktu mesela. Şok geçiriyor olmalıyım... Aklım başıma dank ettiğinde Ruby nine işini çoktan bitirmiş, ben utançtan kıpkırmızı olmuş bir şekilde çıkardığım kıyafetleri geri giymiştim. Geldiğimizden beri hayır, kapının ardından Gideonun duyduğu sesleri duyduğundan beri yüzünden sırıtışı silinmemişti. 

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin