❄GÜNAHKAR TUTKU

53.4K 4K 2.2K
                                    

▏₰ Alysa

O hiçbir zaman bana açık olmamıştı. Zihninin derinliklerinde ne düşündüğünü kendisinden ve şeytanlarından başka kimse bilmiyordu. Yüz hatları duygularını nasıl dışa vurması gerektiğini unutacak kadar hissizleşmişti. Bazen gözleri ele verse de aklındakileri, bir müddet sonra sönüyordu o ışık. Ve aradaki zaman dilimi asla uzamıyordu. Gümüş renkli irislerinde kopan tufan herşeyle birlikte, ona bakan kişileri de içine çekecekmişçesine tehlikeliydi. Dışarıdan baktığınızda ise ölümcül bir durgunluğu andıran deniz görünümüne bürünüyordu. Sahip olduğum altıncı his avazı çıktığı kadar 'Bu adam tehlikeli! ondan uzak dur!' diye bağırmaktan vazgeçmiyordu. Tüm çabasını bana ulaşmak için harcıyordu, onu duyuyordum. Fakat bu kara Kurt'un cazibesi en habis isteklerimden daha güçlüydü.

İstemsizce ona çekiliyordum.

Güz rüzgarları esiyordu. Serin esinti bulduğu boşluklardan içeri girerek, tenimi ürpertiyordu. Her zaman zayıf bir bedenim olmuştu. Alacağım küçük bir soğuk algınlığı beni günlerce yatağa mahkum edebilirdi. Şimdide gecenin böğründen çıkan yel bu yönde ilerliyor oluşumu destekliyordu ancak kollarımı mengene gibi sıkan parmaklar, bunun üstesinden gelmek istercesine alev alevdi.

Yanaklarımda ki ıslaklık tazeydi.

Bana en çok neren üşüyor? diye sorsalar... göz yaşlarımın izlediği yol diye kesin bir cevap verebilirdim. Tabi kalbimdeki ayazdan bihaber olsaydım.

Yanlış olan bir şeyler vardı. Burada baş başa olmamız, Gideonun kendinde değilmişçesine takındığı tavır, bana sezdirdiği yorgunluk ve yakınlığımız. Bunlar onun yapacağı şeyler değildi. En azından benim tanıdığım Kara Kurt yapmazdı. Geldiğimden beri kendini, benden uzak durmaya meyillemişti çünkü. Böyle bir şeyi direk yüzüme söylememiş olsa da kestiremeyecek kadar saf değildim.

Birkaç kere sorduğu soruya yanıt vermek için ağzımı açmıştım. Bunu yapmaya her yeltendiğimde istemsizce gerisin geri kapanmıştı dudaklarım. Geri döneceğimi benim kadar iyi biliyordu. O halde neden ikimizde bu durumla savaşmaya kalkışıyorduk? neden ona gideceğimi bir türlü söyleyemiyordum? oysaki sessizliğim bile bu gerçek yönündeydi.

Parmaklarının gevşemesiyle üstüme binen ağırlığın artması bir oldu. Üstüme yıkılacakken, son anda tökezleyerek yeniden gücünü toparlamıştı. "Gideon?" ona seslenmeme rağmen bir tepki alamamıştım. Boynuma vuran solukların harareti kaşlarımın çatılmasını sağladı. Onu uzaklaştırarak sorunun ne olduğunu öğrenmek istedim. Fakat bunu yapmaya fırsat bulamadan Gideon yere yığıldı. Çığlık atarak onu yakalamaya çalıştım. Lanet olsun bu adamın cüssesi kaç kiloydu böyle!

Zor bela sırtını ağacın köklerinden birine yaslayarak, yanına çömeldim. Gideonun gözleri kapalıydı. Göğsü usulca inip kalkıyordu. Alıp verdiği nefeslerin normalden daha yavaş olduğunu fark ettiğimde telaşa kapılmıştım. Ne oluyordu ona? avucumu alnına bastırdım. Yanıyordu! Tanrım, ateşi çok yüksekti!

Neden durduk yere ateşi çıkmıştı ki? "Gideon! Gideon uyan! eğer bana yardımcı olmazsan seni eve kadar taşıyamam! Gideon!" onu sarsıyor, yanaklarını hafifçe tokatlıyordum. Yine de en ufak bir kıpırtı dahi yoktu! ne yapacağım? onu burada tek başına bırakıp yardım aramaya gidemem. Başına ne geleceğini kim bilebilir? ondaki değişimi nasıl göremedim ben! aklımı öyle bir karıştırmıştı ki gözümün önündeki işaretler örtbas olmuştu. Zaten vücut sıcaklığı diğer herkesten daha yüksekti. Ateşinin çıktığını ancak bilincini kaybedince anlamam hususunda kimse beni yadırgayamazdı.

Tamam, ilk önce sakin ol Alysa. Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyecek kadar ortalığı velveleye vermem sadece Gideonu kötü duruma düşürürdü. Şartlar değiştiğinde kendi kendimi yerdim. Şuanda ne yapacağıma odaklamam lazımdı. Gideona baktım. Ateşi çok hızlı yükseliyor olmalıydı zira saçları vücudunun bıraktığı terden ıslanarak, alnına yapışmıştı. Eğer düşürmezsek havale geçirebilirdi! derin bir nefes aldım. Gözüm kolundaki sargıya takıldığında dehşete düştüm. Olamaz. Hortlakların zehrinin tehlikeli olduğunu, ona günler sonra etki edeceğini söylediğinde inatlaşmak istemediğimden kabullenmiştim. Sakın bana geri döndüğümüzden beri koluna baktırmadığını söylemeyin! kaç gün geçmişti üzerinden!

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin