KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|

❄️VELLAÏ -PART 2-

Multimedia: Cem Adrian - Islak Kelebek

İnstagramdan/Twiterden/Wattpad'den takip edenler bilir seminerim yüzünden bölümü ancak hazirana yetiştirebilirim demiştim ama yine dayanamayıp erken geldim. Bölümlerin gelmesiyle ilgili bir sorun olduğunda üç sosyal medyadan da haber ediyorum bilgilenmek için lütfen üçünden de beni takip edin linkler profilim de mevcut <3 Zaten İnstagram'da hala üç bin olamadığımız için seri üzgünüm :(

Bu arada artık oy sınırlaması getiriyorum çünkü sizden rica etmeme rağmen hala hayalet okuyucu olmaya devam eden çok kişi var. Bölüme başlamadan önce yıldıza dokunmak bu kadar zor olamaz. O kadar uğraşıyorken bunu hak ettiğimi düşünüyorum <3

Oy sınırı: 2000

Sınırı geçmeden bölüm yazmayacağım <3

▏₰ Alysa

Gideon market arabasına kollarını yaslamış bir şekilde diğer insanların alışveriş yapmasını ilgisizce seyrederken ben gözüme kestirdiğim meyvelerden azar azar alarak poşetliyordum. İnalihte bulunup bulunmadıklarına emin olamasam da meyve canavarıma yeni lezzetler tattırmak istiyordum. Genellikle yurt dışından gelen meyvelere öncelik vermemde bu yüzdendi zaten. O kadar çok çeşit vardı ki aralarında benimde ilk kez gördüklerim oluyordu.

İnsanı alıp almamakta bırakan tuhaf görünüşleri de cabasıydı.

Tereddüt etsem de onlardan da biraz almıştım. Kara kurtla meyvelerin tadına bakıp yorum yapmak isteyişim sıradan insanların sık sık yaptığı günlük aktivitelerden olsa da içim kıpır kıpır ediyor, yapmak için sabırsızlanıyordum. Marula denilen daha çok kayısıyı andıran meyveye bakarken gülümsemeden edemedim.

Küçücük şeyler bile onunla yapınca kıymetleniyordu.

Alacağım başka meyve kalmayınca market raflarının arasında dolaşmaya başladık. Mutfak için temel yiyecekleri almıştım. Basit kahvaltılıklar, akşam yemeği için türlü tavuklar, et, baharatlar v.b. şeyler. Kahve dolabım dopdolu olduğundan orası için yeni şeyler almama gerek yoktu. Zaten evde bir tek kahvem tükenmiyordu. Gideon market arabasını arkamdan iterek gelirken arada raflardan aldığı paketlere tuhaf tuhaf bakıyor sonra yerine koyuyordu. Nadirde olsa denemek istediğini söyleyerek market arabasına bir şeyler attığı da oluyordu. Paketleri kafasına göre açıp yiyemeyeceği konusunda önceden uyarmıştım.

İnalihte Arasta adında geniş bir çarşı vardı. Orada ihtiyacınız olabilecek her şeyi genellikle bulabildiğimizden Market çokta yabancı gelmemişti. Gideonun asıl şaşırdığı şey içindeki malzemelerin dudak uçuklatacak denli fazlalığıydı. Modern dünyanın topraklarının İnalihten daha verimli olduğunu söylediğinde kullandığımız GDO'dan bahsetmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. İnaliteki bütün mahsul doğaldı haliyle tabiatın verdiği kadarıyla yetiniyorlardı.

Bizim gibi yiyeceklerim genetiğiyle oynamıyorlardı.

"Anneannen iyi olacak mı?" Sıkıntıyla iç geçirdim. Kapıyı açıp karşımda bir anda anneannemi bulunca hazırlıksız yakalandığımdan ne yapacağımı şaşırmıştım. Gerçi ağzımı açmama fırsat vermeden beni azarlamaya başlamış sonra da yatak odamdan çıkan Gideonu görünce fenalık geçirmişti. Gideon hızlıca anneannemi tutarak düşmesini engellemiş ve salona taşımamda yardımcı olmuştu. Kadın ayılıp bayılmalarının arasından 'Bu adama mı kaçtın yoksa!' diyerek hesap sormuştu birde. Utançtan kıpkırmızı kesilmiştim. Gideonun yanında ne diyordu öyle! Bana resmen kocaya kaçmış kız muamelesi yapması yüzünden bir süre suratına bön bön baksam da sonradan ortadan kaybolmamı bir nedene bağlamaya çalışmasını doğal bularak kolonya ile bileklerini ovalamıştım. Ben öyle olmadığını açıklamaya çalıştıkça ah ah diyerek dizini dövüp durmuştu.