❄️AV

39.9K 3.5K 1.6K
                                    

Multimedia : The Neighbourhood - A little death.

▏₰ Alysa

Aldığım her nefes göğsümle dudaklarımın arasında sıkışıyordu. İrisleri gerçekten de bunu bana yaptıracağını dile getiriyordu. İsteğini değiştiremeyeceğimi fark ettikçe, içimdeki korku ruhuma ve bedenime yayıldıkça daha çok üşüdüm. Her bir hecenin üstünde alacağım canın kan kokusu duruyordu. Üzerime aniden çöken öfkeyle birlikte hırsla soludum. Beni neye çevirmeye çalışıyordu? bir katile mi? yoksa vicdanımı parçalamayı mı amaçlıyordu? her iki şekilde de yapamayacağımı bilmesi gerekirdi. 

"Beni zorlayacak mısın?"

Donmuş bir gölü andıran bakışları daha ne kadar soğuyabilirse rengi o denli açılıyordu. Bu bakışlar fazlasıyla agresifti. "Gerekirse evet" aldığım cevapla birlikte titrekçe içimi çektim. Bana sormuyordu yalnızca yapmamı emrediyordu. Parmaklarımın arasındaki bıçağın kabzasını sıkarak ondan güç almayı diledim. Öldürmeye alışık tarafını dışarı çıkarmaktan çekinmiyordu. Belki de kasten yapıyordu. Onunla tanıştığımdan beri masum bir adam olduğunu hiç düşünmemiştim yine de konu birilerinin hayatına son vermek olduğunda hissizleşmesi beni ürkütüyordu. 

"Yapamam--"

"Böyle bir lüksün yok"

"Gideon! bana ne yaptırmaya çalıştığının farkında mısın?!"

"Seni kana alıştırıyorum" işittiğim pervasız cevapla birlikte gözlerim dehşetle açıldı. Nasıl bu kadar kolay çıkıyordu ağzından canilik içeren sözler? bu da yetmezmişçesine öyle seri kanlıydı ki buradan uzaklaşmak istememe neden oluyordu. Sanki saklanırsam yüzleşmemde gerekmeyecekti. Onun bu yönüyle tanışmak istemiyordum. Fakat her zaman yaptığı gibi bana seçenek sunmuyordu.

"Asıl bir şeylerin idrakine varamayan sensin. Şuanda açık bir tehdit almamana rağmen bu sulhun geçici olduğunun bilincinde başladın eğitimlerine. Sen istedin Alysa. Düşmana karşı kendini savunmak isteyen sensin unutma. İşler ciddiye binmeye başladığında ne olacak sanıyorsun? kimseyi yaralamadan ya da öldürmeden kıl payı sıyrılacağını mı?" ses tonundaki açık alay yüzüme gerçeği tokat gibi çarptı. Ben sahiden neyi hedefliyordum? tüm bu sıkı çalışma esasen ne içindi? dediği gibi kimsenin canını yakmadan kaçabilmem mümkün mü? aksi halde yaptığım tek şey kendimi kandırmak mı? 

Yumruğumu sıktım.

"Ya öleceğin ya da öldürmekten başka çaren kalmadığı o an geldiğinde anlayacaksın. Bunun artık tercih meselesi olmadığını"  

Bu adamın aklından geçenlere akıl sır erdiremiyordum. O masum hayvanı öldürmenin özümü sarsacağını bilmesine rağmen kendi emelleri yüzünden beni cam kırıklarına çevirmekten gocunmuyordu. Temelden yıkıp ruhumu yeniden inşa etmek istiyordu. Hiç düşünüyor muydu acaba? kaç kere yok ederse etsin yeni benin eski yaraları taşımaya devam edeceğini. Ahh doğru ya sanırım bunu en iyi bilen oydu. Bana yapmaya kalkıştığı şeyi ona da annesi yapmıştı. Hem de daha yaşarken ölmenin ne demek olduğunu bilemeyecek yaştayken. İsteyerek oğlunun kişiliğini un ufak etmişti. 

Gözlerinin içine bakarken saplamıştı o makası kalbine.

Titreyen dudaklarımı sıkıca birbirine bastırarak arkamı döndüm ona. Tavşanın yakalandığı tuzağa adım adım yaklaşırken kulaklarıma çarpan karın sesi darbe üstüne darbe indiriyordu yüreğime. Dizlerimin üstüne çökerek parmaklarımın dalları kavramasını sağladım. Kafesi kaçamayacağı kadar kaldırdığımda boncuğu andıran yuvarlak gözlerin sessizce hareketlerimi takip ettiğini görebiliyordum. Belki de onu kurtaracağımı sanıyordu, onun bekleyişindeydi. Bir ihanette benden geliyordu. ilk önce umut vermiş, birazdan da ölümüne sebep olacaktım.

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin