KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|

❄️RUH AYNASI -PART 2-

Bir önceki bölümü okuyup bu bölüme geçmeniz tavsiye edilir :) Bölüm: 30 sayfa!

Multimedia da ki şarkıyı tekerleme kısmını okurken dinleyin.

▏₰ Alysa

"Dün gece her iki saatte bir kasabada devriye gezip yerime geri döndüm. Etrafta dolanan birileri olsaydı kokusunu alırdım."

"Biz işimizi sağlama almak için nöbetleri iki kişilik tutarız. İnsan suretinde olan savunma, Kurt suretinde olansa saldırı dayanağıdır. İan dün tek olduğu için iki görevi birden üstlendi. Unutmamak gerek ki, İnsan halimiz sizlerden daha hassas duyulara sahip olsa da kurt formumuzla yarışamaz."

"Doğru. Bu yüzden bende ilk devriyeyi insan biçiminde gezip, ikinciyi kurt olarak attım. Eğer birileri dışarı çıkıp ormanda hayvan öldürseydi saniyesinde kan kokusunu alırdım. Mutfağa asılan ölü hayvanlar önceden öldürülüp bir yere saklanmış olmalı."

Bahsi geçen belirsizliğin ardından üzerinde durulması gereken ikinci husussa kokuyu nasıl kurtlardan örtbas edebildikleriydi. Aklıma sirke ve karbonat gelse de sonradan bu tarz kokulardan birini dahi almış olsalar muhakkak garipliği fark edip Gideona bildirecekleri gelmişti. Zira ölü hayvan sayısını hesaba katacak olursak kullanmaları gereken maddelerde aynı oranda artacaktır. Sirke neyse de bu alemde karbonat keşfedilmiş miydi ki?

Bir saat önce şafak sökmüştü. Mutfakta gördüğümüz tatsız manzaradan sonra kimsenin gözüne uyku girmemişti. Ev halkının dediğine göre bizden önce gelen hiç bir grupta böyle bir şey yaşanmamıştı. Haliyle şahit oldukları görüntüleri hazmetmekte kolay olmamıştı. Gideon mutfağın temizlenmesi gerektiğini söylediğinde Malin ilk alık alık ona bakmış sonra irkilerek hızla kafasını sallamıştı. Erkek hizmetçiler ellerine geçirdikleri eldivenlerle tavandan sarkan ipleri kesip ölü hayvanları yanlarında getirdikleri poşetlere koyarak dışarı götürmüşlerdi. Kadın hizmetçilerse su dolu kovalarla fırçaları alıp yerdeki kanı temizlemeye koyulmuşlardı. Mutfaktaki erzak komple çöpe dökülmüştü.

Saatlerdir dip köşe temizlik yapılıyordu.

Onlar içerisiyle ilgilenirken Metus İan'ı almaya gitmiş, geri kalanımızda salona geçmiştik. Malin çocukları olanlara daha fazla şahit olmamaları için beraberinde alarak yukarı götürmüştü. Gördüklerinden sonra yalnız yatmaları imkansızdı. Hoş uyuyabileceklerini de sanmıyordum ya neyse. Aradan bayağı zaman geçmesine rağmen aşağıya inmemişti. Anlaşılan çocuklarla birlikte kalacaktı. O da pek iyi görünmüyordu zaten. Normalde de soluk olan teni gördüklerinden sonra ceset beyazına bürünmüştü.

Metus İanla geri dönünce Gideon mutfağı bu hale getiren suçluları görüp görmediğini sormuştu. İan nöbetine dair ayrıntıları bir bir anlatırken Metus arada konuşmaya dahil olarak insanların anlamadığı yerleri detaylıca açıklıyordu. İan herkes uyurken etrafta gizli kapaklı işler çevirmeye çalışan birilerini görse bizi uyandırmaya gelirdi. Kara kurt insanların yanında bilerek İan'ı sorguluyordu. Bize karşı güvenlerini kaybederlerse başımıza dert olurlardı. Zaten kasabadaki gizemle uğraşmak başımızı ağrıtıyordu bir de onların işimize burnunu sokup olayları karıştırmasını istemiyordu. Ona kalsa buradaki herkesi bodruma tıkar işi bitene dek çıkmasınlar diye de kapıya tahta sütunlar çivilerdi.

Az medeniyet öğrenmişçesine uslu durmasının sebebi Metus ve benim çenemi dinlemek istememesindendi. Şimdiden sıkıldığı çenesini ürkütücü bir şekilde sağa sola oynatmasından anlaşılıyordu. Onunla aynı evi paylaşmanın iyi yanlarından biri sürekli gözümün önünde olmasının verdiği avantajdı. Yüzünde dalgalanan her bir mimiği bana adete ne düşündüğünü fısıldıyordu.