❄️AMENTHES

22.3K 2.7K 1.1K
                                    

Multimedia da eski mısır dilinin ufak bir ses kaydı var öyle konuşuyorlarmış gibi düşünün.

NOT! Bölümde yılanlar var sonra bana demeyin fobim falan var diye.

▏₰ Alysa

Ölü evinin etrafı kurt nöbetçiler tarafından sarılırken elfler ormanın içinde gizlenerek nöbet tutmayı tercih etmişlerdi. Buraya gelip bana görünmeden evvel varlıklarını sezsem de gözlerimle yerlerini tespit edememiştim. Aramil küçük bir ıslık çalarak bazılarının görünür hale gelmesini sağlamıştı. Kalashın yuva yaptığı yarı ormanlık alanda çeşitli ağaç türleri yetişiyordu. Ladin ve göknar da bunlardan ikisiydi. Bu ağacın tohumlarını bilerek inlerinin ormana bakan sınırlarına ekmişlerdi. Zira bu iki tür yaz ve kış yaprak dökmüyordu. Ağaçların geniş dallarını süsleyen yapraklar gizlenmek için mükemmel yerlerdi. Elfler de bu ağaçları kendilerine mesken belleyerek saklanıp davetsiz misafirlere karşı tetikte bekliyorlardı.

Kalasha gelmeden evvel yolda karşılaştığımız toplulukların tedirgin olduklarını ve yaklaşmakta olan savaş hakkında ettikleri dedikodulara kulak kabartmıştık. Söylentiler Hyuganın dediği kadar vardı. İnalih sakinleri savaş istemiyorlardı lakin iki güçlü tarafı durduracak kuvvetleri olmadığından boyun eğmek zorunda kalıyorlardı. Bütün dönemlerde olduğu gibi savaşta; zayıflar kurunun yanında yaş olacakken tüccarlar illegal yollardan zengin olacakları için kurnazca gülerek ellerini birbirlerine sürtüyorlardı. Elimden geldiği kadar kötü durumda olanlara yardım etmek için ekstra bir bütçe ayıracaktım lakin herkese yetişebilmem mümkün değildi.

Zayıf klanlar ile orta kesimin dertlileri hariç güçlü ırklar şimdiden savaştan alacakları payları düşünmeye başlamış, hangi tarafa katılmanın daha fazla kâr getireceğini hesaplıyorlardı. Bu sınıfın canlarını sıkan tek kısım öteki aleme sürgüne gönderilmiş azılı suçluların oynayacakları roldü. Kara listelerinde sürgünlerine sebep olmuş kişiler en baştaydı. Şimdiden bu kişilerin kaçmaya yeltendiklerini tahmin edebiliyordum. Bunca kasvete nazaran Kalash halkı fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü. Herkes her zamanki işlerinin yanı sıra savaş için hazırlıklara koşturuyordu. 

Kara kurt onları iyi eğittiğinden streslerini kontrol altında tutabiliyor bu sayede de asıl probleme odaklanabiliyorlardı. Üstelik güçlerinin hafife alınmaması gerektiğinin bilincindelerdi. Özellikle Hyuga'ya, Metus'a, Yulier'e, bana ve Khafra'ya bel bağladıkları kesindi. Dördümüz Gideon gittikten sonra bile Kalashın yıkılmaz direkleri olarak kalmaya devam ediyorduk. 

İçimize yerleştirilebilecek casuslara karşı önlem alarak Gideonu diriltme planımızı kısıtlı sayıda kişilere anlatmıştık. Çaka'nın kara şaman olduğunu onu gördükleri anda anlayan kurtlar yerlerinde dona kalarak ölü evine gidene dek arkamızdan bize bakmışlardı. Kara şamanı bizzat ben getirdiğim için yolumuzu kesmemişlerdi. Lanetlenmek dahil kara şamanın peşlerinden habis hayaletleri göndereceğini bilseler bile kimse elini kolunu sallayarak klana giremezdi. Suratlarındaki tehditkar ifadenin altından en ufak bir seslenişimde harekete geçeceklerinin metni geçiyordu.

Düşman güçlüydü ancak bizde güçlüydük.

Kurtlar bakraçlarla taşıdıkları buzları önceden getirdikleri küvet tarzı oval kovaya dolduruyorlardı. Derin tahta kova daha çok çamaşır kaynatılmak için kullanılsa da bugün ki görevi daha farklı olacaktı. Aramil yapacağımız şeyden zerre hoşnut olmadığını kanıtlarcasına yüzünü asmıştı. Kollarını birbirine dolamış Kara şamanı izliyordu. Beni kararımdan döndürmek için binlerce kez yalvarmıştı. Gideonun ölü bedenine bakarken kaşlarını düzeltmeye çalışsa da çatılıp duruyordu. Sanki orada yatmasını yadsıyordu bu yüzden bakarken rahatsız oluyordu. Gireceğim tehlikeler yüzünden kararımdan caydırmak istiyordu. Kötü niyetli değildi. Bir dakika didişmeden duramasalar da Gideonun geri dönmesini istediğini birbirine dolanmış kollarını sıkan ellerinden anlıyordum. Pazularını sertçe sıktığı için ellerinin üzerindeki damarlar belirginleşmişti.

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin