❄️ASLA DÖNÜŞ

21.8K 3K 1.4K
                                    

Multimedia: Billie Eilish - 6.18.18

Bana ulaşmak için;

İnstagram hesabım = endless_q.r

Twitter hesabım = Endless_QR

❤️

Arkadaşlar dokuz yayınları ile olan sözleşmeme karşılıklı olarak son verdiğimiz için SU TANRISININ GELİNİNİ Wattpad'e geri yüklüyorum!!! Bölümler YENİDEN YAZILDIĞI için haftada bir bölüm gelecek şekilde ayarladım. Kitabı ilk defa okuyacaklar oy vermeyi unutmasın lütfen <3

Oy sınırı: 2200

▏₰ Alysa

Ateş her yerimdeydi.

Etimi yakarak açıyor, açtığı delikten içeriye girerek orada kemiklerimi eritiyor ve hücrelerime ulaşıyordu. Tarifi imkânsız bir acının esiri altında inim inim inliyordum. Başlarda yatağın örtüsünü avuçlarımın içine alarak kıvranıp dursam da bir süre sonra hareketlerim yorgunluktan durulmuştu. Boğazımı parçalayacak güçte attığım çığlıklar ses tellerim hasar gördüğü için kısılmıştı. Bütün vücuduma yayılan kızıl damarlar ise genişleyerek derin yarıklar halini almışlardı.

Ölüyordum.

Gideon'un kanı aramak için gitmesinden birkaç gün sonra vücut sıcaklığım o kadar çok yükselmişti ki kurtların getirdiği buzlar artık saniyeler içerisinde eriyerek suya dönüşüyordu. Soğuyan suyun içinde ise bir dakika bile kalamıyordum.

Su bedenimdeki ateş yüzünden fokur fokur kaynıyordu.

Etrafımdaki herkes olağanüstü bir gayret göstererek hayatta kalmam için bütün güçleriyle çabalasalar da beni içten yakan ateşe karşı koyamıyorlardı.

Artık bende koyamıyordum.

Dayanmam lazımdı. Gideon'a onunla uzun bir ömür geçireceğime dair söz vermiştim.

Diri diri yanarken bir yanım çektiğim acının bitmesi için yalvarıyor, diğer yanım 'Burada ölemezsin!' diye bağırıyordu. Öyle bir noktaya gelmiştim ki gözlerimden akan yaşlar bile tenimle buluştuğu anda buharlaşıyordu. Dördüncü günün gecesinde dünya ile olan bağım küle dönmüştü. Çaka ve Aramil'in dayanmam için sarfettiği sözleri artık duyamıyordum.

Bilincim beni cadı çekirdeğimin olduğu yere hapsetmişti.

Kırmızı örümcek zambağının ince taç yapraklarının sardığı cam fanusun içindeki cadı çekirdeğim, eskiden yakutu andırırken şu an da alevlerle terbiye edilmiş bir kor gibi yanıp sönüyordu. Büyü çekirdeğim ateşe direnemez de parçalanırsa onunla birlikte bende yok olurdum.

Beyaz cadıların ruhları; çekirdekleriydi.

Lütfen, dayan. Lütfen...

Kara kurt bizim için gelecek.

Hep gelir.

Oksijen değil de ateş soluyor gibiydim. Sıcaklık beni bunaltıyordu. Buz dolu kovanın içinde olmadığım halde suyun içindeymişçesine baştan aşağıya sırılsıklam hissediyordum. Kanter içinde kaldığım için böyle hissettiğimi biliyordum. Ara ara baygınlık geçirsem de acı asla kaybolmuyor, bilincim yerinde olmadığında bile bana işkence etmeyi sürdürüyordu.

Sabah mı akşam mı olduğunu, bugünün tarihinin ne olduğunu, aradan ne kadar zaman geçtiğini hesaplayamıyordum.

Yalnızca acı vardı.

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin