❄ FİRAR

49.5K 4.1K 1.2K
                                    

▏₰ Alysa

Engin bir karanlıkla çevriliydim.

Başımı yere doğru eğmiş, saçlarım yüzümü örtüyordu.

O beyaz elbise yine üzerimdeydi.

Etrafımda parlak bir pus dalgalanıyordu. Gözlerim yarı açıktı ancak bilincim perdelenmişti. Nerede olduğumu bilmiyordum. Kim veya ne olduğumu da öyle. Zifiri karanlığın pençesinde aydınlık olan tek şeydim. Düşünmek istiyordum ancak zihnim bunu ret ediyordu. Bedenimin tüm kontrolü elimden alınmıştı adeta. Ruhsuz bakan elalarım donuklaşarak, renklerinden soyutlanmıştı. 

Yukarıdan aşağıya pamuğa benzeyen beyaz taneler dökülmeye başladı, elimi uzattım. Avuç içime konan ufak taneler soğuk bir hissiyat veriyorlardı. O kadar kırılgan ve narinlerdi ki vücudumdaki sıcaklıkla buluşur buluşmaz eriyerek suya dönüştüler. 

Ahhh, kar yağıyordu.

Başımı usulca kaldırdım. Karanlığın içinden yağmaya devam eden kar taneleri yüzümün farklı yerlerine düşerken mehtabı olmayan bu hiçliğin ortasında nereden geldiklerini muhakeme ediyordum kendimce. O kadar garipti ki bu görüntü, sözde gördüğüm kız kendim değil de bir başkası gibiydi. Elyelin ebediliğini izleye dururken bir anda kar taneleri donmuşçasına kala kaldılar, asıldıkları yerde. Ardından karanlığın tam ortasında bir ışık hüzmesi ışıldayarak tüm ortamı aydınlığına boğdu. 

Şimdi her yer bembeyazdı. 

Bulunduğum yer değişmemişti. Sadece karanlığın içine saklanmış o aydınlık kendisiyle beraber gizlenenleri ifşa etmişti.

Burada kar yağmıyordu.

Başımı yavaşça eğerek bu sefer ne bulacağıma baktım. Çıplak ayaklarının altında hissettiğim yumuşak hissiyatın ne olduğundan emin değildim çünkü göremiyordum. Etrafımda binlerce çiçek açmıştı. Her birinin boyu yirmi santimi geçiyordu ve her biri kar beyazı kadar saf görünüyorlardı. Gövdeleri ise soluk bir griye çalıyordu. Birbirlerinin hemen bitişiğine dikildikleri için kendilerinden başka her şeyi örtmüşlerdi. Uçsuz bucaksız gözüken bu alanın her yanını aynı tohum çiçekler kaplamıştı. 

Göğsümün tam ortasında, biri gülleyle ağır bir darbe indirmişçesine bir acı peyda oldu. Nefesim bu vuruş karşısında kesildiğinde iki büklüm olarak, eğildim. Nefes boruma takılmış ukde içime düğümleniyordu. Biri kafes kemiklerime bir şey damgalıyordu! Göğsümde baş göstermiş yangın büyüyerek tüm vücudumu sardı. Öyle bir eziyetin koynuna düşmüştüm ki ter ikinci bir deri tabakası gibi bedenimle bütünleşti. Aldığım hırıltılı nefeslerin eşliğinde bilincimi kaybetmek üzere olduğumu fark etmiştim. Görüşüm bulanmaya başlanmadan önce nereden geldiğini bilmediğim bir meltem yumuşakça esmeye başladı.

Saçlarım ve kıyafetlerim bu meltem tarafından dalgalanırken, beyaz taç yapraklarına sahip çiçeklerin değişerek kan kırmızısına burulduklarına şahit oldum. Gövdede büyümüş yapraklar dala yapışarak tekleşti ve baştan aşağı bir değişim geçirdiler. Çiçekler tamamen farklı bir türe evrilmişlerdi.

Örümcek zambakları.

Örümcek zambakları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin