59.Bölüm

18.3K 1.4K 54
                                    

Baran kendisine ima dolu bakan Berna'nın gülüşünde kaybolurken ,aklında ne Dicle ne de kardeşinin elini tutan Cihan kaldı.
Hem ne de olsa babası yılların damat savarı olarak görevini  her zaman layıkı ile yapan bir adamdı, ikinci ve yan sanayiye hiç gerek yoktu değil mi ?
Adam kafasında bu meseleyi babasına bırakıp günler hatta haftalar sonra gerçekten gülen sevdiği kıza uzun uzun baktı.
Gülmesinin sebebi Baran'ın doksandan gol yemesi olsa da adam buna bile razıydı ,yeter ki kızın gözleri onu bulsun ,yaralı kalbi azıcık da olsa iyileşsin .
O kendisine gülümseyen Berna'ya doğru adımlar atarken Dicle ve Cihan ise Berat'a verecekleri  sınav için çalışma odasına çıkıyordu.
Baran ,Berna'nın yanına yaklaşmaya başladıkça kızın yüzündeki gülümseme gittikçe azaldı.
Emir suç ortağına keyifle gülümserken Berna mahçup bir şekilde bakıp tebessüm etti.
"Bana mı gülüyorsun ?"
"Hı hı , kızdın mı ?"
"Senin şu gözlerinin içinin güldüğünü gördükten sonra istesemde kızamam ki ."
Deyince Mirza oğlu İsmail'in kafasına bir an sinirle vurdu.
"Ben nerede hata yaptım anlamadım ki sen böyle oldun ! Ulan senden küçük dün ki sıpalar kızları tavladı evlenecek sen hala aynı öküz , babası hariç !"
Hasret ,babasından da atar yiyen İsmail'e kaşlarını kaldırarak kahkahalarla gülerken genç adam sinirle yerinden kalktı.
"Yeter bu nedir kardeşim her gelen bana esiyor ! Ne istiyorsunuz benden bir anlasam "diye isyan etti.
Baran hiç oralı olmayıp Berna'ya doğru fısıldadı.
"Biz tutmayalım büyük enişteyi belki bu sefer babamın karşısına geçer ." Deyip kızın elinden tutup baş başa kalabilecekleri bir odaya girdiler.

İsmail babasının da gidişi ile karşısında tepkisiz duran Hasret 'e baktı.
"Ben küçükken yani seni isterken böyle biri değildim biliyorsun değil mi ? Pısırık ,korkak bir adam da değilim bunu da biliyorsun ? "
Hasret karşısında sinirle duran İsmail'e başını salladı.
"Biliyorum ."
"Peki neden benim adımı çıkardı senin bu baban ! Ben onun yüzünden senden kaçmadım mı ? Kardeşin kardeşin deyip durdu ne yapsaydım !"
Hasret kendini sorgulayan İsmail'in uzanıp elini tuttu.
"Belki sende Cihan gibi karşısına dikilip seviyorum deseydin bizim için erken olurdu . Sen İsmail, bende Hasret olmazdım . Sevgimiz bu kadar sınavdan ,en çokta babamdan geçmemiş olurdu."
İsmail kızın sözleri ile ikna olmayıp derin bir iç çekti.
"Özür dilerim portakal çiçeğim seni severken cesur olduğum kadar babanın karşısında da durabilmeliydim. Senin gibi bir kızın beni sevdiği için şükür etmeliyim değil mi ?"
Hasret karşısında çocuk gibi kırgın olan adamın uzanıp elini tuttu.
"Yıllarca babamın karşısına geçip seviyoruz biz demeni istedim  . Bu benim en büyük hayalimdi fakat şimdi düşünüyorum da senin suçun değildi İsmail, babam üstüne geldi ki biz çok küçük yaşta yakalandık ondan sindirdi bizi "
İsmail kızın hala kendisini savunacak yer araması ,olayları bir mantık eksenine sokmaya çalışması ile gülümsedi.
"O zaman bundan sonra seni benden kimse alamaz " deyince Berat yukarı avludan kahkaha ile güldü.
"Ulan İsmail ulan İsmail ! " diye dalga geçip önden yürüyen Dicle ve Cihan'a bakarak derin nefes aldı.
Hasret babasının İsmail ile dalga geçmesi ile başını eğince genç adam Berat'ın tam karşısına dikildi .

"Madem Hasret ve bana  artık izin verdin BABA biz gelecek ay evleneceğiz seni de düğüne bekleriz !"

Berat'ın kahkahası öksürüğe dönüşürken Miran salondan çıkmış elinde kahvesi ile  oğluna gururla bakıyordu.
"Oh be aslanım oh be sonunda şu adama karşı geldin .Ben bilseydim on yıl önce çakardım bir tane ! Bizim oğlanda tüplü televizyon gibi kafasına illa bir tane çakacan !"
"Bozuk saatte olabilir amca sen bu haline pek güvenme ." Diyen Baran ile İsmail kaşlarını çattı.

"Sen hiç konuşma baba amcam beni on yaşında Hasret için köşeye sıkıştırınca koruyacaktın ! Sen de işine bak Baran efendi ,abi serçe gitmesin diye yalvardığın günleri hatırlatma bana ulan o zamanlar daha bıyıkların çıkmamıştı lan " dedi.

Çay Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin