46.Bölüm

19.3K 1.4K 26
                                    

Dicle ,Cihan'ın kardeşi ile konuştuklarını dinleyip merakla Ceylan'ın nerede nasıl olduğunu merak ediyordu.
Cihan telefonu kapatınca tırnaklarını yiyen kıza bakıp başını sağ sola salladı.
"Ne dedi Ceylan ? Ne yapmış Tahir ona ,niye kaçırmış ! "
Cihan meraklı kızın yüzüne bakıp başını sağ sola sallamaya devam etti.
"Kireçlemen mi var konuşsana be ! Boynunu sallayıp duruyor !"

"Abimin durumunu öğrenmeye gidiyorum ,sonrada kardeşimi almaya gideceğim oldu mu köyün meraklısı ?"
Adam arkasını dönüp giderken Dicle pes etmeyip peşine takıldı.
"Ee nerdeymiş ki Ceylan ,Tahir niye kaçırmış amacı ne yani ?"
Cihan sinirle bir anda durup kıza dönünce burun buruna geldiler.
Dicle adamın yeşil gözlerine bakıp yutkundu.
"Merak ettiğin Ceylan mı Tahir mi ? Ne bu sorular !"
"Ne ?"
Gözlerini kocaman açıp adamın yüzüne bakınca Cihan kızın burnuna vurdu.
"Bence burnunu törpületmeliyiz çok meraklı ve her şeye fazla karışıyor ne dersin ?"

"Sabır Dicle sabır sakin oluyorsun . 1 2 3 nefes al sakın salak deme salaklara ayıp olur onlarında bir duruşu var ! Öküz deme onlara çok büyük hakaret ! Ah kalas deme zavallı ağaçlara küfür resmen ! " diye kendi kendine sinirle söylenerek Cihan'ın yanında ayrıldı.
Cihan ise kızın dediklerine şaşkın bir şekilde bakakaldı.
Dicle'nin etkisi üzerinden geçip gidince arkasını dönüp anne babasının yanına gitti.

"Abim nasılmış ?"
"Doktor bekleyeceğiz dedi kurşunlardan biri iç organlarını parçalamış kanamayı durdurmuşlar . "
Kadir yutkundu gerisini getiremedi.
"İkincisini duruma göre alacaklar "
Zelal kocasının son sözleri ile yeniden ağlamaya başlayınca Cihan annesinin yanına oturup sarıldı.
"Ağlama annem ,abim nelere dayandı ,kimlere karşı büyüdü bu yaşa geldi iki küçük kurşun mu onu devirecek ! Ağlama daha düğün yapacağız davullu zurnalı , kemençeli tutumlu Zelal sultan ."
Kadın oğlunun gözlerinin içine umutla baktı.
"Allah'ım o günü göstersin inşallah kurbanlar keserim" dedi.
Cihan annesine gülümseyip babasının gözlerinin içine baktı.
Ekrem'de giden adamlardaki tuhaflığı anlayıp peşlerinden çıktı.
Hastane bahçesine çıkınca üçü bir yere oturup konuşmaya başladılar.
"Anlat artık Cihan Ceylan mıydı arayan ? "
"Evet baba ,gerizekalı Tahir kızı dağ başında bırakıp gitmiş ."
"Neden ?" Deyip düşündü Kadir bu mantıklı değildi . Tahir ne olmuştu da vazgeçmişti ?
Derin bir nefes aldı madem Tahir gitti Ceylan neden çıkıp gelmemişti.

Cihan babasının sorularını anlamış gibi konuşmaya başladı.
"Ayağını burkmuş , arkadaşlarının telefonunu da ezbere bilmediği için sadece bizleri aramış ."
"Anladım ."
"Git getir o zaman kardeşini ." Deyince Ekrem konuşmanın devamına katıldı.
"Hiç oralara kadar gitme Kerem İstanbul'daydı bugün annesi için gelecekti gelirken Ceylan'ı da alır birlikte gelirler ."

Cihan babasına baktı içine sinmiyordu bu durum ama Kadir kabul edince o da mecbur kabul etti.
Hem abisinin yanından ayrılmayıda istemiyordu.
"Tamam Kerem getirsin . Ben arayıp bir konuşayım o zaman Kerem ile " deyip iki adamın yanından kalktı.

Kadir ve Ekrem ise sessizce bir süre oturdular.
Kadir yanında oturan adama dönünce sağ kolunu tuttuğunu gördü.
"Sen iyi misin ? Kolun mu ağrıyor ?"
"Önemli değil geçer ."
"Olur mu Ekrem bizim yaşımızdaki adamlar için böyle şeyler önemli . Hadi bir doktora görün olmaz böyle ."
"Cemal bir kendine gelsinde sonra bakarız ."
"Cemal kendine gelecek ,babasını sapa sağlam görsün karşısında . Hem senin karın doğum yaptı . Yeliz'de bir başına kaldı öyle ."
"Ablası yanında ,konuştum onlarda bir sıkıntı yok iyiler. "
"Olsun sen yinede git gör " dedi.
Birlikte hastaneye girdiler . Ekrem muayene olmak için doktorun yanına girince Kadir biraz önce oğlu ile konuşan şimdi Güneş'in yanında duran Dicle'ye baktı.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now