3.Bölüm

29.5K 1.8K 34
                                    

Cemal yirmi yıldır hiç gitmediği Adana'ya gideceği için kendini huzursuz hissediyordu.
Geri dönme şansı olsa sekiz saat yaptığı yolu umursamadan geri dönerdi ama annesi onunla gitmek istiyordu kadının gururla parlayan gözlerine bakınca kıyamadı .
Geçmişe dönmek o acıları yaşamak nefesini kessede sabredecek üç gün sonra arkasına bile bakmadan çekip gidecekti. 

Ceylan ilk kez yaptığı bu uzun yolculukla annesininin omzuna yattı.
"Kaç saat kaldı abi ben artık dayanamıyorum "
"Neden uçakla gelmedik ki sanki "
"Az kaldı mızmız biraz daha dayan "deyip kardeşinin haline bakıp başını sağ sola salladı.

Aradan geçen saatlerden sonra Adana'ya girdiler derin bir nefes alıp kasaba yoluna girdi.
Zelal oğlu ile kaçtığı  bereketli topraklara oğlu Cemal ile başı dik  gelmenin gururunu yaşıyordu.

Cemal ilerdeki kamyonetten düşen kasa domatesleri gördü .
Yollarında giderken yerdeki domatesleri ezmemeye çalışarak biraz sola doğru yanaştı  kamyonetin üstündeki kızın bir kasa daha yere düşürmesi ile diğer kız arabanın önüne atlayıp durdurmak için  hamle yaptı.
Cemal beklemediği kızın hareketi ile  direksiyonu kırmak zorunda kaldı.
Araba sallanıp savruldu ama adam zorda olsa  kontrolü sağlamayı başardı.
Arabayı hırsla  durdurup neredeyse  kaza yapmasına sebep olacak kızın yanına öfkeyle gitti.

Güneş ve Dicle sabah erkenden kalkıp kendileri ile küsen Hasret'i uyandırmaya gittiler.
"Hasret hadi uyan domates tarlasına gideceğiz "
"Siz gidin iki ortak ben gelmesemde olur"
"Ya hadi Hasret oyun bozanlık yapma sende biliyorsun ikimizde iyiliğini istediğimiz için yaptık "
"İstemiyorum kızlar başım çok ağrıyor siz gidin ben yatacağım" deyip başını yastığa gömdü.

Güneş ve Dicle iki kafadar küçük kamyoneti alıp konaktan tarlaya doğru yola çıktılar.
"Dicle bu kıyafetle iş yapabilecek misin ?"
"Bari şort giyseydin elbise ile tarlada komik duracaksın "
"Siz işinize bakın lütfen Güneş hanım "deyip radyonun sesini sonuna kadar açtı .

Tarlaya gelince Ekrem kızının haline bakıp güldü bu işlere kendi kadar meraklı olması hoşuna gidiyordu.
"Hoşgeldiniz güneşim "
"Hoşbulduk baba çalışmaya geldim. Bugün hasat var beni almadan kaçmışsın aşk olsun o kadar  tembihledim ."
"Gel hadi madem çalışacaksın başla bakalım "kızları tarlaya sürükledi.
"Saat başı para alıyorsunuz haberiniz olsun kızlar !"
"Ben  domatesi konağa götüreceğim Ekrem amca babaannem bize salça yapmasını gösterecek ." deyip toplamaya başladı.
Ekrem işi çıkıp gidince Güneş ve Dicle  on kasa domatesi kamyonete taşımaya çalıştılar
İki kız kamyonetin üstüne domates kasalarını yerleştirirken Dicle üst üste duran üç kasayı olduğu gibi yere döktü.
Güneş yoldan geçen arabaları ezmemeleri için yavaşlatmaya çalışırken bir arabayı görmeden fazladan önüne çıktı.
Araba kendisine çarpmamak için   savrulup zar zor  durunca kız korkuyla arabaya doğru yürümeye başladı.

Cemal arabadan çıkıp karşısında bahçıvan tulumu siyah saçlarına tezat kırmızı yazması ile ürkek ürkek bakan yeşil gözlü kızı baştan aşağı süzdü.
"Siz iyi misiniz ?"
"Bir şey olmadı değil mi ?"diye çekinerek adamın yeşil gözlerine bir an bakıp başını hemen eğdi.
Adam öyle bir bakıyordu ki Güneş o gözlere uzun süre bakabileceğini sanmıyordu.
Tam başlarına geleni anlatıp özür dileceği sırada Cemal sinirle soluyup saçlarını çekti önünde duran küçük taşa tekme attı.
"Sen manyak mısın domatesler yerine sen eziliyordun kızım ! Allah'ım ya ilk dakikadan manyaklara çatmak zorunda mıyım ? Birde iyimiyim diye soruyor aklın var mı senin yola atlanır mı katil mi edeceksin beni ? Git kızım git belanı başkasından bul !"
Güneş gözlerini kısmış karşısında sinirle konuşan adamın gözünde gittikçe king kong oluşu ile hayretle baktı.
"Bitti mi ?"
Adam kızın sesiyle başını yerden kaldırıp yeşil gözlerini öfke ile karşısında ona aynı öfke ile bakan kıza dikti oysa iki dakika önce o gözlerde korku vardı ürkek bakıyordu yine öyle bakmasını istedi .
"Belli ki bitmiş bilerek olmadı sen katil olmaya meraklı olabilirsin ama ben ölmek için inan çok gencim .Kulaklar dinlemek için? ağız da konuşmak için insan ol azıcık böğürmene gerek yok! Hadi şimdi çek arabanı bas git belanı başkasından bul ayı ! "deyip arkasında sinirli bir Cemal bırakarak kamyonete hızla yürüyüp bindi.
Sinirden titreyen ellerini direksiyona vurup hıncını Dicle'den çıkarıp söylenmeye başladı.
"Yine yaptın yapacağını yani Dicle gitti domatesler birde üstüne insandan bozma ayıdan laf duydum .Hayır sanki bilerek yaptım ben adama bir şey oldu mu diye yanına gidiyorum neler diyor insanlara iyilik de yaramaz"

"Tamam sakin ol hadi gidelim artık öğle olacak acıktım kahvaltı hazırdır ."deyince Güneş yanındaki kıza sinirle baktı .
"Yediklerin nereye gidiyor bir bilsem "
"Senin yediklerinden çok farklı bir yere gitmiyor kuzen hadi sür şu arabayı. "deyip hiç bir şey olamamış gibi radyodan şarkı açıp sesinide sonuna kadar açtı.

Cemal laf sayıp giden kızın arkasından şoka girip şaşkın bir şekilde bakarken Zelal de gülümseyerek oğluna bakıyordu.
Kızı ilk gördüğü anda tanımıştı başındaki al yazmayıda o bakışların sahibini de çok iyi biliyordu.
Oğlundan korkmadan cevap vermesi ise çok hoşuna gitmişti .Bu iş olacak diye düşünürken kızı Ceylan yaşadığı yolculuğa daha fazla dayanamayıp yediği her şeyi çıkardı. Zelal gözlerini oğlundan ve giden güneşinden çekip arabadan indi Ceylan'ın elini yüzünü yıkadı .

Cemal kardeşinin arabasını batırmasına da öfkelendi ama asıl öfkelendiği adamın son sözünü dinlemeden bır bır konuşup arkasını dönüp giden al yazmalı kızaydı.
Yanlarından giden kamyonette ki kızın yüzüne öylece baktı.

Dicle ise onlara boş gözlerle dalmış bir şekilde bakan adama hayran hayran bakıp kuzenine heyecanla döndü.
"Kızım yakından çok yakışıklıymış off Güneş böyle adamla kavga edilir mi ?  Niye bizim okulda böyleleri olmaz sanki "diye söylenerek camdan arkalarında kalan adama hala iç çekerek bakıyordu.
Güneş ise dikiz aynasından kuzeninin övdüğü adama çaktırmadan ara ara hala bakıyordu.

"Cemal oğlum kız gitti gel kardeşine yardım et öne otursun " hala aynı yerde duran oğluna seslendi.
"Sen o canavara kız deme anne size hakaret olur "Kadının yanına gelip Ceylan'ı öne oturttu.
Zelal arabayı azda olsa temizleyip kendisi de içine girdi.
Bir gözü hala oğlundaydı ve deli Cemal'i ilk kez bir kız hakkında böyle konuşuyordu.
İçine doğan umutla gözlerini kapatıp kendini biraz olsun uyumaya zorladı.

Güneş ise yaşadığı duygunun adını korku koymuştu.
'Korkusuz cesur bir kızsın daha önce karşında tükürükler saçarak konuşan biri hiç olmadı karşılaşmadın bu çok normal '.Takma kafana geldi geçti gitti bir daha nerede göreceksin ki!Belki görmek istiyordur '
"Allah korusun "diye dışından konuşunca Dicle kıza baktı .
Kuzenindeki tuhaflığın başından beri farkındaydı adamı bile sırf bu yüzden abartarak övmüştü tepki almak için yapmıştı .
Normalde  olsa Güneş 'bu mu yakışıklı gözlük tak astigmat mısın sen 'bile derdi .
"Adam seni susturdu ha Güneşim ?"
"Ne ne alakası var ben ona ağzının payını verdim bir kere neler dedim duymadın mı?"
"Anlat ben düşen domatesleri topluyordum duymadım. "
"Düşen değil Dicle hanım hunharca acımadan düşürdüğün domatesleri topluyordun !"diye söylenerek kamyonetten indi .
Asmin kapının önünde tartışan iki cadıya bakıp seslendi.
"Günaydın kızlar ."
"Günaydın Asmin teyze ."
"Güneş gelsene güzelim kahvaltı hazır ."
"Yok Asmin teyze eve gideceğim domatesleri getirdim."
"Tamam güzelim akşama sizdeyiz zaten görüşürüz. "
"Gelsene ya öğlen geçeriz size Hasret'i de alırız sen ısrar etmezsen gelmez o "

"Zelal teyzeler gelecek annemin yardıma ihtiyacı olabilir hamile biliyorsun. "
"Of tamam ısrar etmiyorum akşama görüşürüz."
"Görüşürüz."deyip arkasını dönünce İsmail ile karşılaştılar.
"Ayy"diye bağırınca herkes onlara dönüp baktı.
"Korkuttun İsmail abiciim"deyip göz kırptı.
"Seninle konuşacaklarım var cadı !"
"Hasret ile mi ilgili? " İsmail kaşlarını çatarken Güneş sırıtmaya başladı.
"Sessiz ol yürü Güneş herkes sayende bize bakıyor. "
"Senin suçun arkamdan yaklaşırsan tabi bağırırım."
"Hadi hadi bin arabaya ben bırakırım konağa"
"Tek şartla binerim "deyip gözlerini kısarak adama baktı.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now