24.Bölüm

25.3K 1.7K 109
                                    

Güneş yıllar evvel gezmek ve ziyaret için geldiği evin kapısının önünde heyecanla Cemal'in zile basmasını bekliyordu.
Yaşadıklarına elini tuttuğu adama hala inanamıyordu sanki her şey bir rüya gibiydi .
Hayatta yapamam dediği bir şeyi gözlerinin içine küçük çocuk masumiyeti ile bakan bu deli adam yaptırıyordu ve Güneş ona çekilmekten kendini alıkoyamıyordu  .
Cemal de ondan farksız değildi şu kapıdan girdikleri an sanki tüm hayatı değişecekti . Küçük ellerini tuttuğu kız sanki ona gönderilen iyilik perisiydi.
Kızın konuşması ile başını sağ sola salladı .
'Yeliz ablamın kızı tabi ki iyilik cadısı olur' diye içinden kendi  kendine söylendi .

"Hadi ya öldüreceksin beni heyecandan otobüs mü bekliyorsun bassana şu zile !"deyip içinde yaşadığı heyecanı adama söylenerek bastırmaya çalıştı.
"Sakin ol ailemi tanıyorsun ne bu heyecan ?"
"Tanımak başka gelinleri olarak bu eve girmek başka "deyince Cemal bakışlarını kızın yüzüne çevirdi .
"Gelinleri olarak öyle mi ?"
Güneş sinirle adama baktı .
'Gelin olarak tabi camış yoksa niye elime ahtapot gibi yapıştın 'diye düşündü ama dile dökemedi.
Kendince daha yumuşak sözler seçmeye çalıştı.  
"Haklısın ben unutmuştum seni ben kaçırdığıma göre gelin "
"Sen oluyorsun domates güzeli "deyip Güneş'in sözünü tamamlamasına izin vermedi ve zile bastı .

Kapının açılmasını beklerken kızın kulağına yaklaşıp fısıltı ile konuştu.
"Yaprak gibi tir tir titriyorsun seni daha cesur bilirdim "
"Tabi benim gibi adam buldun heyecandan kalbin tekliyor "deyip muzipçe sırıtınca kız elini adamın elinden kurtarmaya çalıştı.
"Yok öyle elimi hemen bırakmak domates güzeli tuttun bir kere yapıştı artık"

"Bana diyene bak buldun tabi benim gibi güzel akıllı kızı bırakır mısın ?"
"Haklısın bırakmam ama güzellikte fena değilde akıl bilemedim be Güneşim korkma eksik aklında kabulümsün  " deyip göz kırptı.
Güneş'in bir yanı adamın sözleri ile mutlu olup kanat çırpsada bir tarafı ona söyleyecek söz bırakmayıp susturduğu için sinir oluyordu .
Sonuçta onu babası bile susturamazdı ama Cemal bunu başarıyordu ve kızımız bu durumu kolay kabul edecek biri değildi.

Zelal kapıyı açınca oğlu ve Güneş'i el el görmesi ile yüzünde ki gülümsemesi gittikçe genişledi .
Hayatı hep bu anı bekleyerek hayal ederek geçmişti ,gönlü kırık Cemal'i sevdiği kızı şifacısını bulup bir gün bu kapıdan getirecek diye düşünürdü .
Şimdi olmaz dediği her geçen gün umudunu yitirdiği hayali gerçek olmuştu.
"Anne hala orada bize mi bakacaksın?"
"Yoksa çekilecek misin ?"
"Ay ne bileyim oğlum kaldım öyle "
"Hoşgeldiniz gelin girin içeriye "deyip önlerinden çekildi.
Güneş çekinerek salona girince karşısında gördüğü yaşlı kadına gülümseyerek baktı.
"Hoşgeldiniz öpün bakalım elimi ?"
"Ha bu uşak kaçıracağım deyince bir inanmadıydım demek kızın da gönlü varmış yoksa yapamazdı ha bu sıntır?"
deyip gevrekçe gülüp Cemal'e laf sokunca Güneş adama fısıldadı.
"Babaannen bile biliyor senin kız kaçıramayacağını beceriksiz uşak "deyip güldü.
Adam kızın elini bırakıp babaannesinin elini öptü .
"Sorma Fadime sultan tam ablasını kaçırıyordum yapıştı bacağıma beni kaçır diye bir yalvardı bir yalvardı bende ne yapayım kıyamadım acıdım haline".
Güneş adamın söylediği laflara kaşlarını çatıp baktı verecek cevabı çoktu ama karşısındaki yaşlı kadının yanında sabır çekti Cemal'i hafif iterek Fadime hanımın elini öptü .
"Hoşgeldin kızım nasıl büyümüş güzelleşmişsin ha o dilin de aynı midur ? Deyince Zelal utanan Güneş'e gururla baktı.
Yeliz Zelal'e bu aileye kavuşma fırsatı vermişti şimdi o meleğin küçük kızıda oğluna bir aile verecekti  .

Güneş başını eğdi hayatında hiç bu kadar utandığını hatırlamıyordu.
Ne diyeceğim diye düşünürken  Cemal kızın elini hafif sıktı bakışlarını ona çevirsin diye bekledi ama Güneş başını kaldırmadı.
"Artık katlanacağız babaanne daha iyisi yok "deyip bakışlarını kaldıran kıza tebessüm etti.

Çay Karası ♣️Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα