21.Bölüm

24K 1.8K 45
                                    

Güneş pencerenin önünde bir süre durdu .
Dışardaki adamın arabasına bakıp gülümsemeye başladı.
Dolabının içini açıp küçük bir valiz çıkardı.
İçine en çok ihtiyacı olacak şeyleri yanına aldı valizi kapatıp üzerine rahat bir şeyler giydi.
Saçları toz topraktı ama duş alacak kadar vakti yoktu . 
Aynanın karşısına geçip tepesinde topladı.
Havalar serin olur belki diye üzerine son anda kot ceketini  de alıp hızla evden çıktı.
Bir süre arabanın yanında bekledi sonunda anne babası ve Cemal gelince onların şaşkınlıklarına bakıp gülümsedi.
"Anne sende ne çok severmişsin Cemal'i bir vedalaşamadın ağaç oldum burada "deyip ağlayan kadının damarına bastı .
Ekrem ve Yeliz kızlarına ve önündeki çantaya öylece baka kaldılar.
Ne kadar Cemal ile gitmesini isteselerde bir yanları  kaldığı için rahattı ama küçük kızları evlerinin prensesi  bir adamla mutsuz olmayı göze alarak gidiyordu .
"Güneş o çanta ne için kızım ?"
"Ben ha bu hamsiyi kaçırmaya karar verdim anne baktım onda  beni kaçıracak yürek yok bırakıp gidiyor "
"Bari ben onu kaçırayım  "deyip annesine göz kırptı.
Herkes bir şekilde kendine gelmişti Ekrem ve Yeliz kızlarının bu hallerine alışıktı ama Cemal kızın gülen yüzüne söylediklerine hala inanamıyordu .
Yerinden bir adım dahi ileri   gidememişti Yeliz ve Güneş ise ilk kez ayrılmanın acısı ile birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
"Umarım çok mutlu olursunuz Güneşim sakın pes etme bu deli uşağın senin gibi tatlı cadıya ihtiyacı var "deyip kızını öptü.
Ekrem de Güneş'inin yanına gelip sımsıkı sarıldı  ayrılık en çok onun için zordu.
Üç yaşından beri  en büyük yardımcısı bu küçük kız olmuştu .
Her şeye sıfırdan başladığı zamanlarda tarlaya kızıyla birlikte gider gelirdi.
Şimdi işlerle onsuz ilgilenmek kızını domates tarlasında ay çiçekleri arasında ,portakal limon ağaçları tepesinde göremeyecek olmak adamın yüreğine ince bir sızı   bir acı vermişti.
Gitmesini istiyordu ama ayrılık fikri hiç kolay  değilmiş bunu bir kez daha anladı .
"Emin misin Güneş'im "diye kulağına fısıldadı.
"Bilmiyorum baba onu bırakmak İstemiyorum aşık değilim annem ve sen gibi değiliz sizin gibi olmak tek hayalim ama"
"Mutsuz oluruz dediğimde bile razı bir adam baba belki hiç bir zaman sizin gibi  olmayız fakat gitmezsem hep pişman olacakmışım gibi geliyor "
"O zaman kalbinin sesini dinle ve o sese kulağını hiç kapatma güneşim geri dönmek istediğin her an kapımda kollarımda sonuna kadar açık sana kıymetlim "deyip alnından öptü .
"Bir kaç haftaya düğün yaparız zaten gelirsiniz sizde değil mi Cemal "deyip adama seslendi .
   Adam şoka girmiş bir şekilde hala aynı yerde duruyordu kızı duyup cevap bile verememişti .
"Onun şuan kendinde olduğunu sanmıyorum bu konuları sonra konuşuruz önce kaçmanız lazım "deyip Ekrem hallerine güldü.
Yıllar evvel karısını kaçırdığı hastane odası geldi gözlerinin önüne o zaman böyle kaçırmamı olur demişti bilseydi demezdi bu daha garip bir hikayeydi.
Güneş ise gülerek put gibi donup olduğu yerde  kalan adama baktı.
"Ben şimdi onu kendine getiririm "deyip babasının kollarından çıkıp adamın önüne geldi.
Yeliz ve Ekrem kol kola ikisinin hallerine şefkatle gururla bakıyordu.
"Orada daha ne kadar cansız manken gibi duracaksın "
"Cemal ses ver sana diyorum  "deyip elini adamın gözlerinin önünden geçirdi .
Cemal karşısındaki kızın gözlerinin en derinine bakıp bir anda ne yaptığını hiç düşünmeden  kollarına alıp sımsıkı sarıldı .
Güneş utanarak önce  anne babasına baktı sonra adamın duyduğu sesiyle gülerek o da sarıldı .
"Sen nasıl bir şeysin ?"

"Tatlıyım ama kabul et "dedi.
"Domates ne kadar tatlıysa sende o kadar tatlısın işte "deyip takıldı .
Güneş adamın ayağına basarak adeta üzerinde tepindi.
"Ahhh ne yapıyorsun ?"diye bağırsada  kızı kollarından çıkarmamıştı .
"Hakkettin sen ama "
"Hem sen ne biçim kız kaçırmaya geliyorsun anlamadım king kong kızı almadan gitmek tam senlik bir şey yani pes "
"Her gün kız kaçırıyorum sanki domates güzeli "

"Gelmeyeceksin sandım onlar kadar mutlu olmak istediğini söyledin Güneş "deyip Yeliz ve Ekrem'e baktı.
İkisinin yüzündeki mutluluğu gururu görünce bakışları kollarındaki kızı buldu.
Ne kadar zamandır öyle durduklarını o halde nasıl kavga edebildiklerini bile bilmiyordu utanarak kızı bıraktı.
"Annen baban bize  bakıyor "deyip bir adım gerisinde durdu.
Güneş'te utanmıştı ama belli etmemek için başını eğdi annesi babasına bakmamaya çalıştı gülümseyerek adama baktı avucunu  açtı.
"Seni ben kaçırdığıma göre arabayı ben sürmeliyim "
"Ama "deyip Ekrem'e bakınca adamın olumlu baş işareti ile anahtarı kıza verdi.
Güneş anne babasına son kez sarılıp vedalaştı arabanın şoför  koltuğuna geçip oturdu  kendi boyuna göre ayarlamaya başladı.

Cemal ise kızın her hareketini hayranlıkla gülümseyerek izliyordu.

Yola çıktıklarında bir süre ikisi de hiç konuşmadı .
Arabanın içini bir sessizlik sarınca rahatsız oldular bu durumdan ama ne konuşacaklarını da bilmiyorlardı .
Kavga etmede ustalardı ama konu aşk olunca iki acemi balıklardı.
"Pişman olursan söylemekten çekinme tamam mı geri dönebilirsin ?"
"Sen de benden vazgeçmeye hemen hazırsın be Cemal'im nerede istek
savaş  cesur ol biraz "
Kızın söylediklerine gülümseyip "Cemal'im" sözünü tekrar etti.
Güneş adamın tekrar ettiği adını duymamazlıktan geldi.
"Pişman olursan sen söyleyeceksin hamsi sen beni değil ben seni kaçırıyorum bunu sok o kafana "deyip radyodan şarkı açtı.
Cemal iki günün yorgunluğu ve üstüne yaşadığı hayal kırıklığı ile kendini bitkin hissetti.
Gözleri ne zaman kapanmaya başladı ne ara uykuya daldı anlamadı.
Güneş iyi araba kullanırdı navigasyonda adreste vardı ama yanında uyuyan adama baktıkça sıkılmaya başlamıştı.
Kaç saattir araba kullanıyordu ve adam horul horul  uyuyordu.
Arabayı yolun kenarında gördüğü lokantanın  önünde durdurup indi.
Cemal'in kapısını açtı tam elini uzatıp  uyandıracağı anda adamın başı omzuna düştü.
Kalbi öyle hızlı atmaya başladı ki bir an nefes alamadığını hissetti.
Adamın başını iyice kendine çekip yaklaştı küçük elleri ile Cemal'in saçlarını okşayıp yüzüne dokundu.
'Ne yapacağım ben bu kalbimi ?'
'sen yakınımda olunca davul gibi güm güm atıyor sen olmayınca acı
çekiyor 'deyip eğildi  adamın alnından öptü.
Cemal alnına değen dudaklar ile uyanmaya başladı.
Güneş yakalanmanın verdiği panikle durumu kurtarmak için laf saymaya başladı.
"Kaç saat oldu ne uykusu bu ben anlamadım birde beni kaçıracakmış hadi uykucu gelin kız kalkta  yemek yiyelim "deyip uyku mahmuru adamı ağzı açık anlamaz bir şekilde bırakıp önden panikle yürümeye başladı.
Cemal şaşkın bir şekilde arabadan inince Güneş yalandan  gülerek adama bakıp kapıyı otomatik kilitledi.

Yemek siparişleri gelmiş yemeklerini yemeye başlamışlardı.
Kız iştahla yerken Cemal onun her hareketini izliyordu hala kendisi ile geldiğine evleneceklerine inanamıyordu sanki güzel bir rüya görüyordu ve bitmesin istiyordu.

"Beğenmedin mi niye yemiyorsun ?"
"Acıkmadım sen bayağı açsın ama maşallah belli"
"Sabah pek bir şey yiyememiştim "
"Neden ?"
"Yok bir sebebi tarlada çalışmaktan vakit bulamadım "deyip adamı geçiştirmeye çalıştı .
Ne diyecekti kafamı karıştırdın sonrada beni bırakıp gittin mi diyecekti mecburen sustu.
"Güneş "
"Efendim "
"Rize'de biri karşına çıkarsa "
"Eee "
"Neyse boşver önemli bir şey değildi"
Korkuyordu Tahir'in umudunu elinden almasından kaybetmekten çok korkuyordu çünkü hayatında ilk kez yaşadığı bir mutluluk vardı fazla geliyor sanki hakkı değilmiş gibi hissediyordu.
"Merak etme başımın çaresine bakabilirim korurum kendimi "deyip yemek yemeye devam etti.
"Güneş "
"Hmm"
"Neden benimle geliyorsun aşık mı oldun bana ?"
Kız duyduğu sözlerle sinirlenip gözlerini kısarak adama baktı.
"Ölüyorum aşkından Cemal Cemal diye mart kedisi oldum düşün halimi "deyip sinirle tısladı.
"O zaman neden bir ömür boyu sevmediğin  bir adamla olmayı seçtin ?"
"Sen cevapla Cemal efendi neden ben koskoca Rize'de kız mı yoktu ?"
"Benim çok nedenim var sayarım da sen duymaya hazır mısın kalpten gitme sonra "
Adam öyle güzel gülmüştü ki Güneş bakıp kaldı cevap vermesi gerektiğini bile sonradan farketti.
"Ne ne neden gideyim "deyince Cemal uzanıp kızın elini tuttu. 
"Kalbin sana böyle yakın olduğumda çok mu hızlı atıyor?"
Güneş yaşadığı şokla elini adamdan kurtarıp öfkeyle baktı.
"Sen sen kabasın patavatsızsın bir kızla konuşuyorsun söylediğin şeye bak ?"deyip ayağa kalktı adamı beklemeden hızlı adımlarla lokantadan çıktı.
Cemal ise hesabı ödeyip utanarak giden kızın arkasından gülüyordu.
Uyurken bir melek kulağına aşk sözleri fısıldayıp dudakları ile adama can vermişti.
Şimdi tek korkusu bu melek sayesinde yaşadığı duyguların bir rüya olması birinin onu elinden alıp rüya bitti demesiydi.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now