30.Bölüm

25K 1.8K 47
                                    

İsmail arabayı çiftlik evinde durdurdu Hasret çekinerek adamın peşinden yürümeye başladı.
Salona girince ikiside bir köşeye çekilip şimdi ne olacağını düşünmeye başladılar.
Hemen evlenseler konakta yaşamak istemiyordu İsmail olmazdı başbaşa kalmalılardı.
Burasıda hem  aileye hemde Hasret'in okuluna çok uzaktı.
Ne yapacağını düşünürken Hasret gelip yanına oturdu.

"İsmail şimdi biz ne yapacağız ?"
" Bilmiyorum ki güzelim bir gazla kaçtık ama "deyip kızın yüzüne bakıp gülümsedi.
"Pişman mısın ?"
"Hasret bu soruyu duymamış olayım "
"Tamam ama sen birden öyle deyince ben sandım ki "
"Değilim portakal çiçeğim ne seni sevdiğime ne de kaçtığıma pişmanım"
"Ben düğün istiyorum aslında "
"Bak sen Hasret hanıma "
"Gelinlikte istiyorum "
"Sonra evimizi annemlerle birlikte kuralım istiyorum ,mutfak eşyasını bile kendim seçeyim sana yemekler yapacağım küçücük bir evimiz olsun istiyorum "
"Peki şimdi ne yapacağız ?"
"Geri dönsek kızarlar mı bize "deyip gülmeye başladı.
"Sana kızmazlar ama bana kızarlar bir daha yüzünü göstermezler sanırım. Berat amca Baran derken birde Emir çıktı küçük asker "
"Ne yapsak ki o zaman "diye düşünürken Dicle aradı.
İki aşıkta birbirlerine baktılar .
"Bence o bize yardım edebilir"
"Kesinlikle katılıyorum bir hinlik bulacaktır" deyip telefonu açtılar.
"Naber canım çiftim nasılsınız?"
"Etrafta bu kadar aşık varken ben sizi shipledim gençler 'Hasİs' biraz parti ismi gibi oldu ama idare edin artık "
Hasret ve İsmail kızın dediklerinden hiç bir şey anlamadılar.
"Emin miyiz Hasret ben pek bilemedim"
"Denize düşen yılana sarılır ne yapacaksın "
"Ne oluyor gençler aksiyon mu var ?"
"Şey Dicle biz kaçmaktan vazgeçtik ben düğün istiyorum "
"Bende karımla ikimize ait bir ev "
"Yavrularım bunu şimdi mi düşünüyorsunuz saf mısınız salak mı anlamadım ki bir ay dişinizi sıksanız zaten evlenecektiniz kaşınıyorsunuz sonra suçlu benim zavallı babam oluyor  ?"
"Diclee !!"
"Pardon İsmail abiiiy bazen ayarı kaçıyor ah şu dilimin "
"Tamam bırak zevzekliği yardım edecek misin bir fikrin var mı ?"
"Bundan kolay ne var sevda kuşlarım "
"Kavga ettik deyin "
"Ama "
"Hem sizi barıştırmaya çalışırlar hemde kavga sebebinizi görüşmediğinize bağlarsanız görüşmeniz için ortam bile yaparlar "

Hasret ve İsmail teşekkür bile etmeden  telefonu Dicle'nin yüzüne kapattılar hemen oturdukları yerden kalktılar .
"Üç saat yolumuz var dönelim bence "
"Bence de "deyip birbirlerinin ellerini sıkı sıkı tuttular .
"Hasret "
"Efendim "
"Önce bir öpsem sonra gitsek "deyince kız gülerek sevdiği adama sarıldı.
"Biz gerçekten tuhafız "
"Hemde çok tuhaf "deyip kızın dudaklarına eğildi.

Güneş zar zor uyuyan rüyalar gören Cemal'in elini bırakmadan yanında oturdu.
Neden birden bire kötü olduğunu anlamıyordu oysa ne kadar mutluydu ilk kez bu kadar yüzü gülüyordu.
Neler yaşanmıştı geçmişte tam olarak bilmiyordu ama artık daha çok merak ediyordu .
Ne olduysa Cemal hala o günlerin acısını çekiyordu .
Sevdiği adamın acı çekmesine üzülmesine kalbi dayanmıyordu.
Adamın gözyaşlarını hatırlayınca eline uzanıp tuttu.
"Seni hiç bırakmayacağım birlikte unutacağız geçmişi söz veriyorum "deyip  eline dudaklarını bastırdı.
Zelal'in odanın kapıyı açması ile geri çekildi.
"Ben merak ettim iyi değil mi ?"
"Rüya görüyor arada sıçrayıp uyanıyor burada yanında olduğumu görünce geri uyuyor "
"Nasıl oldu bu çok mutluydunuz  ?"
"Bende anlamadım Berat amcalarla konuşuyorduk Asmin teyzem ekrana girince ben bakmadım o an ona ama o " deyip akan gözyaşlarını sildi.
"Daha önce Adana'da böyle olmamıştı görmüştü uzaktan da olsa "
"Belki sadece bir an hatırlamasına neden olmuştur"
"Haklısınız "
"Zelal teyze geçmişte tam olarak ne yaşandı ."
"Cemal neden bu kadar acı çekiyor neden unutamıyor ?"
Zelal ağlamaya başlayınca Güneş kadına uzanıp sarıldı.
"Özür dilerim hatırlatmak sizi de üzmek istemedim ama onun acı çekmesine dayanamıyorum"
"Biz bugün birbirimize sevgimizi itiraf ettik çok mutluyduk ama şimdi böyleyiz"
"Çare olmak istiyorum ona bilirsem geçmişi belki faydam dokunur belki "
"Sizin için öyle mutluyum ki her gün her dakika dua ediyorum "
"Bizimki ise çok zor acı bir hikaye Güneş hemde tahmin edemediğin kadar "
"Cemal çok yalnız büyüdü sokağa çıkamazdı sizin yuva bildiğiniz o konak oğlumun küçük yüreğinin esir olduğu zindandı"
"Hiç unutmadı o günleri ben unutsam sadece bir an unutsam Cemal hep hatırlattı."
"Babası o sevmedi benim oğlumu kucağına bile almadı."
"Eksik büyüdü Cemal yaralı büyüdü ve ben yıllardır oğlumun yaralarını saramıyorum iyileştiremiyorum "
"Sen yap Güneş bırakma onu sakın " deyip ağlayarak kıza sarıldı.
"Umut ol oğluma baban ve annen Cemal'in yaşadığı acıları bildikleri için seni gözleri kapalı yolladılar belki sen çare olursun diye düşündüler "
"Öyle iyi insanlar ki annen ve baban ben hayatımı onlara borçluyum "
Güneş kadının anlattığı her şeyi ağlayarak dinliyordu .
"Cemal'in babası Asmin teyzeme aşıktı değil mi o yüzden "
"O yüzden Asmin teyzeme o lafları etti"
Zelal kendi için zor olan bir şeye evet diyemedi .
Geçmişi hatırlamak artık o günlere gitmek istemiyordu.
Kadir'den önce yaşadığı o cehennemi yok saymak unutmak istiyordu.
Cevap veremeyeceğini bildiği için sadece başını aşağı yukarı salladı.
"Ben seni daha fazla üzmek istemiyorum Zelal teyze istersen anlatma bu kadarı yeter bana "
"Sağol güzel kızım Ekrem ve Yeliz benim hayatımı kurtardı seni de oğlumu kurtar diye dünya getirmişler"
"İyi ki geldin iyi ki doğdun oğlumun gönlüne "
Kızın saçlarından öperek ayağa kalkıp odadan çıktı.
"Ben bu odada kalabilir miyim Zelal teyze ?"
"Tabi kızım ama annem bilmesin yaşlıdır anlamaz nikahsız olur mu diye başımızın etini yer "
"Merak etme belli etmem "
"İyi geceler güzel gelinim "
"İyi geceler anne " dedi.
Zelal boynunu büküp kıza bir an baktı .
"Teşekkür ederim " deyip odasına gidip kocasına sımsıkı sarıldı.
"Ağladın mı sen yine gözümün nuru ?"
"Bana anne dedi Kadir evladının sevdiğinin anne demesi bir başka oluyormuş "

"Üzülme artık Güneş ona iyi gelecek sana bile iyi gelmiş "
"Hemde çok iyi geldi canım arkadaşım Yeliz gibi aynı onun gibi içten sevgi dolu bakıyor "
"Yeliz'e bir ömür bir mutluluk borçluyduk borçlar iki oldu."
"Ceylan'ı üçüzlerden birine mi versek "
"Sen kızını vereceksin hemde uzaklara öyle mi ?"
"Sen gül diye yaptım kimse alamaz benim kızımı turşusunu kuracağım ,kimselere vermeyeceğim "
"Hı hı Kadir Ceylan'da seni dinleyecekti"
"Hadi uyu yakışıklı kocam yoksa kendi kendini gaza getireceksin "
"İyi geceler sert baba " deyip kocasının boynuna sokuldu .
"İyi geceler ömrüm "

Cemal gece susayıp uyandığında yanında kıvrılıp yatan kıza bakıp iç çekti.
Saçları yastığın üzerine dağılmış ağzı açık uyuyan sevdiğinin komik halini bir süre izledi.
Belinden tutup kendine doğru yaklaştırınca Güneş uyanmaya başladı.
"Cemal "
"Güneş'im "
"Uyandın mı ?"
"Susadım ondan kalktım "
"Ben hemen getireyim odadaki bitti "
"Yat uyu güzelim ben gider içerim "
"Bana da getirsene o zaman "deyince Cemal kızın saçlarını karıştırdı .
"Başka bir şey daha ister misin hanımefendi ?"
"Ilık olsun soğuk olunca boğazım ağrıyor "
Adam kızın dalga geçtiği soruya ciddi ciddi cevap vermesi ile gülümsedi.
Yataktan kalkıp mutfağa indi pencereden dışarıya baktı derin bir nefes aldı.
Dolaptan aldığı bardağı elinde sıkmaya başladı.
Eski kötü anılar yeniden gözünün önüne gelince bardağı bir an bile düşünmeden duvara fırlattı.
Evdekiler duydukları sese uyanırken Güneş koşarak aşağıya indi.
Kendine kızıyordu neden yalnız bıraktım ki diye söylenerek mutfağa indi.
"Cemal iyi misin ?"
Adamın yumruk yaptığı sıktığı elini açmaya çalıştı.
"Nolur bak bana Cemal "
"Güneş'im ben aç elini kanıyor Cemal "deyip ağlıyordu.
Ne yapacağını düşünürken aklına gelen ile parmaklarının ucuna basıp adamın dudaklarına ağlayarak öpmeye başladı.
Bir süre sonra sevdiğinden aldığı karşılıkla daha çok ağlamaya başladı.
İkisinin de gözyaşı dudaklarına süzüldü .

Zelal uyanan herkesi sessizce odalarına gönderip ikisine ağlayarak baktı.

Cemal sevdiğinin alnını alnına yasladı.
"Özür dilerim Güneş ben ben kendimi kaybediyorum sinirimi çıkaramadım "
"Nasıl çıkarıyorsun sinirini çıkaralım bizde ?"
"Bağırmadım"
"Tamam istediğin bağırmak ise bekle beni burada arabanın anahtarını alayım bağırmaya gidelim tamam mı ?"deyip umutla sevdiği adama bakınca Cemal çaresiz tamam deyip alnından öptü.

"Ben seni haketmiyorum domates güzeli "
"Deme öyle şeyler " deyip sevdiğine sarıldı bir yandan da adamın kanayan eline bakıyordu.
Yukarı odaya çıkınca bir şey bulamadı başına taktığı yazmalardan birini alıp adamın yanına geldi.

"Eline bakabilir miyim ?"
"Önemli bir şey değil Güneş ?"
"Lütfen izin ver "
Kızın titreyen sesiyle Cemal elini yukarı kaldırdı.
"Dikiş atılacak kadar kesmişsin Cemal "
"Önemli bir şey değil "
"Tamam ama dikkat et sabah eczaneye gidelim en azından nolur "
"Tamam güneşim buna da tamam hadi çıkalım artık bastı ev beni "deyip önden yürümeye başladı.
Arabanın önüne gelince Güneş başını sağ sola salladı.
"Yerine geç Cemal o elle araba falan kullanmana izin vermem "
"Şu yazmayıda sar acısını alır "
Cemal elini kıza doğru uzattı.
"Sen sar "
"Başka istediğini var mı ?"
"Hı hı birde öp "
Güneş adamın elini sarıp parmak uçlarını öptü.
"Elimi dememiştim Güneş "
"Artık bununla idare edeceksin çay karası atla arabaya hadi "
"Sanki yolu biliyorsun da birde pozlar yapıyor Allah'ım ya " kafasını sağ solla sallayıp kızla dalga geçti.
Güneş gaza basıp her zaman gittiği dağ tepesine doğru sürünce sadece kıza baktı.
"Sen burayı nereden biliyorsun ?"
"Ben seninle ilgili her şeyi biliyorum sanırım "
"Ceylan ve Cihan ile buraya bir kaç kez gelmiştik laf arasında söylemişlerdi."
"Sende unutmadın öyle mi ?"
"Unutmamışım işte "
"Güneş "
"Efendim "
"Ben bağırmak istemiyorum benimle gelip o kayalıkta oturur musun ?"
"Sen otur ben bağıracağım "deyip dağlara doğru bağırmaya başladı.
"Seni yeneceğim Rize "
"Seni de yeneceğim Adana küsme "diye deli gibi bağırıyordu .
Amacı çekinen adamı rahatlatmaktı ama Cemal bağırmak yerine kıza bakıp bakıp gülüyordu.
"Cemal seni çok seviyorum "diye bağırdı yankı sesiyle ikiside birbirine doğru yürümeye başladılar.
"Seni çok seviyorum Güneş'im "
"Hep benim için doğ" diye adamda bağırdı.
Bir adım daha yaklaşıp birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
"Düşündüm de şu düğün işini artık yapalım mı ?"
"Ciddi misin ?"
"Hemde çok ciddiyim "
"Gidelim yenelim şu Adana'yı "
"Yenelim sonrada gelir Rize'yi yeneriz"
"Sen benim yanımda olduktan sonra kimse duramaz benim önümde"deyip kızın alnından öptü.

Çay Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin