12.Bölüm

25.2K 1.7K 27
                                    

"Haydi karartma yüzünü çay karam "
"Senin iyiliğin için evladım iyi düşün var mı beğendiğin bir kız gidip onu isteyelim  "deyince Cemal dedesine döndü öylece yüzüne  bakmaya başladı .

"Annemlere söyleriz Adana'dan bir kız bakarlar dede "deyip evden bir hışım çıktı.
Her zaman geldiği uçuruma çıkıp kayalıklara oturdu.
Bu sefer ne bağırıyor ne de öfke saçıyordu sanki durmuştu zaman durmuştu Cemal'in aklı bir tek kalbi çalışıyordu o da ne yapıyorsun iyice delirdin mi diyordu.
Madem kader ona bu yolu seçmişti o da evlenir razı olurdu .
Nasıl olsa her türlü sevmediği bir kızla evlenecekti kıza yazık olacaktı ama başka çaresi yoktu zaten benim gibi deliyi görmeden kabul eden kız ya kördür ya topal ya da akılsız diye düşündü .

Kadir oğlunun söylediklerinden sonra ne yapacağını düşündü .
"Bu oğlan ile işimiz var o kadar blöf yaptık yine olmadı "
"Baba size iyi bir plan olmadığını söyledim ne demek Asiye ile evlen"
"Mümkün mü bu Rıfat gitsin çocuğun gerçek babasını bulsun ben oğlumdan eminim "
"Peki şimdi ne yapacaksın oğlan sayemizde evlenmeyi kabul etti "
"Bu fırsatı elbette kullanacağım ama öğrenmem gereken şeyler var "deyip gülümsedi.
Aklında tek bir soru vardı o al yazma kimindi.
Önce karısını sinirlendirip Cemal'in üstüne gönderecek oğlunu köşeye sıkıştıracaktı sonra kızın kim olduğunu nasıl olsa bulurdu .
Aklındaki düşüncelerle karısını aradı .
"Alo"
"Gözümün nuru nasılsın sevdiğim ?"
"İyiyim Kadir sen nasılsın Cemal nasıl ?"
"Ben iyiyimde senin oğlun yine esti be nur yüzlüm "
"Asiye hamileyim Cemal'den deyince Rıfat kapıma geldi evlensin oğlun kızımla ortaklık devam etsin adımız temizlensin dedi "
"Delirmiş mi bu adam o kız benim oğlumu rezil etti birde nikahına mı alacakmış tövbe tövbe"
"Olmaz dedi değil mi Cemalimde "
"Ona olmaz dedi de babam Ekrem'in kızıyla evlen adam söz vermişti dedi ."
"Ay Kadir ne güzel olur Güneş öyle güzel ki çok yakışırlar "
"Zelal Cemal Güneş'i istemiyor annem bana uygun kız baksın dedi"
"Ne demek Güneş'i istemiyor hem nereden bulacakmışım ben kızı"
"Söyle ha o uşağa bulmak kolaysa gelsin kendisi bulsun "
"Tövbe estafurullah tövbe hem Güneş'in neyi varda beğenmez "
"Kızı istemiyor o kız seni istiyor mu acaba deli oğlan "diye sinir ve sitemle söyleniyordu.
"Sen kendin ara söyle tutmuştur yine damarı "
"Tamam Kadir tamam zaten bugün dönüyoruz oraya gelince konuşuruz "deyip kapattı.

Kadın sıkıntı ile arkadaşının yanına gelip oturdu.
"Ne oldu Zelal Cemal kimi istemiyormuş ?"
"Sorma Yeliz babam evlen diye zorlamış o da annem kız baksın demiş"
"Güneş'i istememiş anlamıyorum bu çocuğun derdi ne ?"
"Üzme kendini her şey olacağına varır oraya gidince konuşursun hem söyle ona benim kızımı kim veriyormuşta o istemiyormuş"
"Aman bakma sen ona Güneş gibi kızı bir daha nerede bulacaksa deli oğlan işte "

Güneş ve Dicle konağın kapısından girecekken iki kadının konuşmalarını duydular.
Kız duydukları ile içinin titrediğini hissetti kalbindeki üzüntü geçince geriye kocaman bir öfke kaldı .
"Tamam yakışıklı adamda seni istememek ne ?"
"Senin gibisini rüyasında bile göremez aklı eksik işte boşver sakın üzülme "
"Ne üzüleceğim onun için Dicle kimki o"
"Birde beni istemiyormuş sanki ben istiyorum "diyerek sinirle konağa girdi.
İki kadında kızın girişi ile dönüp ona baktılar .
"Güneş hoşgeldin kızım "
"Zelal teyzenler gidiyor "
"Yeliz teyze şuan sinirli duymaz seni "
"Ne oldu kızım niye dellendi bu keçi ?"
"Şey yok bir şey önemli değil yolda gelirken bir arabaya sinirlendi "
Dicle söylediği yalana kendi bile inanmıyordu ama kadınların inanmasını umarak içeri girdi Güneş'in odasına gitmek için merdivenlere yöneldi .
"İnanmadım haberin olsun Dicle "
"Valla ben olsam bende inanmazdım Yeliz teyze sende haklısın tabi"diyerek yukarıya çıktı.
Odaların katına gelince karşısına Cihan elinde çanta ile çıktı.
"Selam güzel kız "
"Selam gidiyor musunuz ?"
"Gitmemi istemezsen gitmem ne dersin  gezeriz"
"Bakarız Adana'nın  yolları gerçekten taş mı ?"
"Defol git Cihan derim ablamın seni neden azarladığını şimdi anladım"diyerek yanından geçecekken Cihan kolunu tuttu.
"Çok klişe biliyorsun değil mi ?"deyip
adama kolunu gösterdi.
"Klişeler her zaman iş yapar hadi kolumu acıtıyorsun demen lazım"
"Demeyeceğim uğraşma "
"Sen bilirsin "deyip kızın bileğini okşamaya başladı.
Dicle adamın ayağına öyle bir bastı ki Cihan'ın sesi konakta adeta yankılandı.
"Bak bu da bir klişe gelin damadın ayağına böyle basıyor haklısın klişeler işe yarıyormuş "dedi.
Gülerek adamın yanından uzaklaştı.
"Gidiyorum bir daha görmeyeceksin beni hadi barışalım "deyip kıza arkasından seslendi.
Dicle adama arkasını dönüp gülümsedi başını sağ sola salladı.

"Ya görürsem o zaman boşun barışmış olmaz mıyım?" dedi.
Cihan kızın söylediği ile gülümseyip arkasından bir süre baktı .
"Tam dişime göresim Dicle ama sizin ailenin kızları yasak "
"Adana'nın yollar taştan sen çıkardın beni beni baştan " türkü mırıldanarak  merdivenlerden indi.

Güneş sinirle odasına girdi eline bir vazo alıp atacağı anda vazgeçti.
'Niye sinirleniyorsun kızım adam sana yalan söylemedi ki  istemediğini her hareketi ile belli etti'
'Neye sinir yapıyorsun hakkın yok ki zorlamı gireceksin adamın nikahına '
'Boşver sakin ol sen sevmediğin adam için ne sinirleniyorsun' diyerek kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Dicle odaya girince Güneş hiç düşünmeden arkadaşına sarıldı .
Birine anlatması gerekiyordu artık yoksa kafayı yiyecekti.
"Beni neden istemedi Dicle ?
"Çok mu çirkinim boyum çok mu kısa "
"Güneş bu da nereden çıktı adam eserekli sen dedin güzelim esmiş kafasına bunu demiştir  "
"  Hem kendi kaybeder ayrıca Güneş'im sende istemiyorsun o adamı sonuçta değil mi?"
Güneş hiç bir şey demeden susunca Dicle kızın kollarından çıkıp yüzüne baktı.
"Sende istemiyorsun değil mi ?"
"Yoksa tutuldun mu Güneş'im bir deli rüzgara "
"Ne ne alakası var ne tutulması Dicle kaç kere gördüm konuştukta tutulacağım yok öyle bir şey "
"Güneş karşında İsmail ve Hasret'i bir araya getiren kızlardan biri var tamam aşık olmadık ama kim aşık kim değil biliyoruz "
"Ne aşkı Dicle yok öyle bir şey "

Dicle kendini yatağa bırakıp gülmeye başladı .
Yıllardır erkek beğenmeyen Güneş Cemal'e iki günde vurulmuştu . 
'O zaman seni kendi silahınla vuralım 'diye sırıtıp kafasındaki planı oynamaya başladı.
"Çok sevindim buna Güneş biliyorsun ben adamı ilk gördüğümde beğenmiştim"
"Bir şansımı denesem mi ?"
"Gerçi o çok uzun ben yanında küçük kalırım ama topuklu ayakkabı ile hallederim "
"Sen ciddi misin ? "
"Boylu poslu yakışıklı adam kızım tabi ciddiyim "
"Bence biz anlaşabiliriz onunla "
"Dicle o çok sinirli seni üzer "
"Cihan'da çok çapkın o da üzer madem her türlü üzüleceğim büyük denizde boğulayım  o zaman "

"O biraz değişik biri ama "
"Bende çok normal sayılmam iki değişik yakışırız "
"Dur ben gidip annesine diyeyim başka kıza bakmasınlar ben talibim "
"Sen ciddi misin Dicle ?"
"Gel bak ne kadar ciddiyim "deyip yataktan bir hamlede kalkıp odadan çıkıp merdivenlere yöneldi.
Güneş ilk kez yaşadığı duygular ve bütün vücudunu saran kıskançlık duygusu ile olduğu yerde bir süre dondu kaldı.
'Cemal beni istemiyor diye kızıyorum şimdi de kuzenimi kıskanıyorum .'
'Allah'ım sen aklımı koru 'diye söylenerek Dicle'nin peşinden aşağıya inmek için merdivene yöneldi.
  Dicle ise Zelal'in yanına oturmuş heyecanlı bir şeyler anlatıyordu.
'Saçmalama Güneş Zelal teyzeyi de kıskanamazsın '
'Ben Cemal'e aşık olamam sevemem onu 'diye ilk kez kendisine itiraf etti.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now