34.Bölüm

21.2K 1.6K 41
                                    

Hasret gözlerini açtığında kendini karanlık bir odada elleri ayakları bağlı bir şekilde buldu.
Buraya nasıl ne zaman  getirildiğini hatırlamaya çalıştı.
Yaşadıklarını düşününce gözlerinden akan yaşlara engel olamadı.
Herkes onu İsmail ile kaçtı sanıyordu İsmail'de ailesinin yanında olduğunu düşünüyordu.
Kaçırıldığını anlamaları zaman alacaktı gözyaşlarını serbes bırakıp hıçkırıklarla ağladı.
Kim tarafından buraya getirildiğini nasıl bir tehlike içinde olduğunu tahmin bile  edemiyordu.

Kapının birden açılması ile gözüne dolan ışıkla gözlerini açıp tekrar kapadı.
"Kim var orada ? Neden  buradayım ?Hey ses ver kimsiniz ne istiyorsunuz benden ? Konuşsana Allah'ın cezası !"
Adam içeriye girip ışığı açınca Hasret gördüğü yüzle şaşırdı .
"Kimsin sen ,ne istiyorsun benden neden buradayım konuş artık !"
"Sessiz ol güzel piliç kim olduğumuzu bir kaç güne öğrenirsin .Bu güzelliğini görünce bir günde zaten bırakmam "deyip bir tepsi içinde yemeği sehpaya bırakıp kıza doğru yaklaşmaya başladı.
"Dokunma bana yaklaşma sakın !"
Adım adım yaklaşıp kızın saçlarından sertçe tuttu.
"Şist  sakin ol pamuk prenses yoksa daha çok canın yanar " deyip Hasret'in çenesini okşadı.
"Dokunma bana pislik herif !"
Adamın suratının tam ortasına tükürünce Emrah kızın yüzüne sert bir tokat savurdu.

Hasret aldığı darbe ile yere düştü gözlerinden akan yaşlara dudağının kanamasına rağmen dik durmaya devam etti.
"Babam bana bu yaptıklarının bedelini ağır ödetecek  ! Bu tokatın bedelini sana bütün ailem ödetecek !"
"Uslu dur ki günlerimiz güzel geçsin ,aşkla tutkuyla  geçsin güzellik canını yakmamı istemiyorsan uslu bir kız ol " deyp Hasret'in ellerini ayaklarını çözdü uyuşan ayaklarını ve ellerini hareket ettirip kendisine yakın olan adamı iki eli ile itti.
"Yaklaşma bana ne istiyorsan ailemi ara hemen versinler bitsin bu işkence "
"İstediğim karım ve oğlumdu ama artık seninle bir kaç hafta balayı yapmayıda istiyorum. "deyip kızın yüzüne doğru yaklaşınca Hasret adamın yüzüne  tekrar tükürdü.
"Ölürüm ,ölürümde seninle olmam duydun mu ancak cesedime dokunabilirsin "

"Görüşürüz güzel kız hazırla kendini aşk yapmaya severim bakire el değmemiş kızları  "deyip odadan çıkınca Hasret yattığı yerde tekrar ağlamaya başladı .
'İsmail nerdesin nolur kurtar beni .Babam nolur gel nolur korkuyorum 'diye sayıklayarak saatlerce yerde ağladı.
Adamın kim olduğunu anlamıştı içeri girdiği an tanımıştı.
Adamın gözleri ne yazık ki Emir'in gözleri ile aynıydı.
Küçük Emir aynı babasına benziyordu Hasret Berna için bir kez daha üzüldü.
'Katilinin yüzünü her gün evladında görmek felaket bir duygu olmalı .Allah'ım bize yardım et nolur kurtulalım şu adamdan 'diye yapacağı tek şeyi yaptı sabaha kadar dua etti .

Kıratlı konağında ise çaresiz bir sessizlik hakimdi.
Berna kendini suçlarken ,Baran ve Miran adamın attığı mesajın peşine düşmüşler telefon numarasından bulundukları yeri bulmaya çalışıyorlardı.

Berat yıllar önceye karısını aynı bu şekilde kaybetme korkusu yaşadığı günleri hatırlayıp kafasını yerden kaldıramıyordu.
Kızını yanından ayırdığı için sırf gerçek ailesi gibi görsün gerektiğinde sırtını dönebilsin diye kaçma saçmalığına ses çıkarmamıştı ama şu an verdiği karardan pişmandı.
Umuduydu Hasret Berat'ın tek evladıydı  .Hasret ,yıllarca çocuğu olmayacağını sanarak yaşayan bir adamı baba yapan ona aile yapan küçük bir melekti .Onu kaybetmeye yaralı kalbi dayanmazdı .Karısının yaşadığı kabusları kızınında yaşadığını görürse dayanamazdı.
Derin bir nefes aldı 'Ya tamamen kaybedersem onu 'deyip kızaran gözlerini kapattı başını iki elinin arasına alıp yere eğdi.
 

İsmail 'de Berat'tan farksız değildi .
Yıllarca aşkını haykıramadığı her ana kızıyordu.
Onsuz olmaktan onsuz kalmaktan öyle korkuyordu ki aklı mantığı durmuştu.
Titreyen ellini sıkmaya başladı.
Kaçmak zaten başlı başına saçmayken onu tek başına bıraktığına eve birlikte gelmediği her ana küfrediyor kendini ölesiye suçluyordu.

Kıratlı ailesi yıllar önce yaşadıkları kabus dolu günlere o sınava yeniden dönmüşlerdi.
Tek fark Berzan ne olursa olsun Asmin'i seviyordu ve asla dokunmayı düşünmemişti ama Emrah yıllarca sevdiğini söylediği kıza bile tecavüz etmiş ,öz abisini vurup adamı suçsuz yere hapse attırmış biriydi .
Akıllarına bu geldikçe hepsinin içindeki korku daha fazla büyüyordu.

Berna ağlayan Asmin'in yanına gidip yanına oturdu uzanıp çekinerek elini tuttu.
"Ben özür dilerim ,biliyorum bu söylediğim hiç bir şeye yaramaz kızınızı geri getirmez ama yine de  özür dilerim . O pisliği arayıp buradan gideceğim .Söz veriyorum Hasret size sağ sağlim gelecek ama nolur oğlum Emir burada kalsın . Sizin gibi sevgi dolu mutlu bir ailesi olsun "deyip kadının gözlerinin içine baktı.
Asmin hızla kızın elinden elini kurtardı ayağa kalkıp kıza sinirle baktı.
"Eğer kızım şu an benim yıllar evvel yaşadığım korkuları yaşıyorsa senin içindir senin yüzünden ."
Adeta kendini kaybetmiş eski günleri hatırlamanında etkisiyle elleri titremeye başlamıştı.

"Özür dilerim ben ben hiç gelmemeliydim hayatınıza hiç girmemeliydim ."
"Bunu demek için artık çok geç o sen buradasın ama benim Hasret'im yok ve hepsi haklısın senin yüzden.
Hasret benim kızım ,canım ,ilk göz ağrım .Bu aileye sahip olmamı sağlayan küçük meleğim .
Ben kuzum gelecek benim kızım sapa sağlam bu kapıdan gittiği gibi  gelecek . Annesinin kabuslarını kaderini yaşamayacak .Sende git oğluna sarıl .Özürünü kabul etmemi istiyorsan evladını annesiz bırakma .Hiç kimse bir annenin yokluğunu dolduramaz ."dedi.
Berna kadının sözleri ile hıçkırıklarla ağlamaya başladı .
Onu suçluyordu ama evimden git diyemiyordu .Karşısındaki kadına bir kez daha hayranlıkla baktı.
Baran annesinin sözleri ile daha çok ağlayan kıza kalbinin sahibine mahzun gözlerle baktı. 
Yanına gidip sarılmak ağlama  demek istedi ama yapamadı onun yerine konaktan hırsla çıktı .
Polis arkadaşından yardım almak için karakola gitmek için yola çıktı.

Asmin etrafındaki insanlara  ağlayan Berna'ya kendini suçlayan İsmail'e anne babasına,baktı.
Kocasının yanına gidip önünde diz çöktü.
Adamın ellerinden  tutup ela gözlerini o çok sevdiği aşık olduğu gözlere dikti.
"Berat kalk artık ,sende İsmail oturmanız hiç bir işe yaramaz gidin bana kızımı getirin .Yara almadan kalbi kırılmadan bulun onu "
Kocasının kulağına doğru yaklaştı kimsenin duymayacağı şekilde fısıldadı.
"Benim gibi katil olmadan bul kızımı Berat nolur getir Hasret'i "deyip kollarını kocasının boynuna doladı.
Bir süre Berat ve Asmin sarılıp kızlarını kaybetme korkusu ile ağladılar.

Berat kendine gelince karısının saçlarından öptü ayağa kalkıp ağlayan başını yerden kaldırmayan İsmail'e baktı.
İsmail ise  hala neden titrediğini bilmediği kolunu sıkarak başını yerden kaldırmadı.
"Sen haklıydın amca kızını yıllarca bana vermemekte sonuna kadar haklıydın .Ben ben onu koruyamadım sevmeyi bile beceremedim ." Deyip iç çekince Berat adamın eline dokundu.
"Kızımı sana vermemi istiyorsan ayağa kalk ve dik dur . Hasret gurur duysun seninle babam yoksa İsmail var desin hadi kalk kızıma layık bir eş olduğunu göster bulalım onu "deyip elini uzattı.
Evin erkekleri Hasret'i bulmak için dört koldan aramaya en ufak ipucunu değerlendirmeye çalıştılar.

Rize'de de  durumlar karışmıştı.
Cemal sessizliğe gömülmüş hiç kimse ile konuşmuyordu.
Yıllar öncesini hatırlamak ,yeniden yaşamak yaralı adama ağır gelmişti.

Yatağında tavana bakarak yatan adam ne yapacağını bilmiyordu.
İçindeki karanlık sanki her yanını kaplamıştı .
Güneş'i bile aydınlatmıyor Cemal'e yol göstermiyordu.
Derin bir nefes alıp sağına dönünce yanında yatan kıza baktı.
O da gözlerini tavana dikmiş sessizce bakıyordu.
Cemal Güneş'e ,Güneş ise derin düşüncelere daldığı tavana gözlerini dikti.
İkiside ne kadar süre o halde durduklarını bilmeden durdular.
Birden Güneş adama dönünce Cemal gözlerini kapattı.
"Hiç saklama biraz önce bana baktığını biliyorum Cemal .Sadece şunu bil ben senden vazgeçmeyeceğim. Sen ne yaparsan ,ne dersen de benim için masum tertemiz bir adamsın .Dahası çocuklarımın babasıda kocamda şu hayatta aşık olduğum tek adamda sen olacaksın .O yüzden o dilin bir an önce çözülsün daha seninle çok kavga edeceğiz .Sen bana domates güzeli diyeceksin ben sana king kong diyeceğim . Bazen kış güneşin olup üşüteceğim seni bazende yaz güneşin olup bahar olacağım ömrüne ama hep yanında olacağım ."dedi.
Cemal akan gözyaşını silmeden karşısında ona aşkla bakan kıza yeşil gözlerini dikti .
Güneş ağlayan sevdiği adamın gözyaşını dudakları ile sildi .
Yanağını öpüp kulağına fısıldadı .
"Seni seviyorum çay karası çok  "
Cemal ağlayarak sevdiği kızı kollarına çekti .
Konuşmasada Güneş biliyordu onunda deli gibi aşık olduğunu o yüzden sımsıkı sarıldı bıraktı kendini sevdiğinin kollarına yaşadıkları sorunlara acılara rağmen huzurla uykuya daldılar .

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now