20.Bölüm

23.2K 1.7K 42
                                    

Güneş yaşadığı hayal kırıklığı yüzünden kendini işine veremedi .
Daha fazla dayanamayacağını anlayınca kamyonetine binip konağa geldi.
Kafası öyle dalgındı ki dışardaki arabanın Cemal'in olduğunu bile anlamadı daha doğrusu orada bir araba olduğunu bile  görmedi.
Evden içeri girince anne ve babasının salondaki sarmaş dolaş hallerine bakıp iç çekti.
'Hiç bir zaman böyle sevemeyecek sevilmeyeceksin böyle büyük bir aşk asla yaşamayacaksın 'diyerek iç çekti.
Odasına gitmek için merdivenlere yöneldi .
Aklına  gelen ile yine sinirlendi  o yaptığı tabloyu yakmak istedi öfkeyle resim odasına girdi.

Gördüğü adam ile yine şaşkınlığa kapıldı gerçek olmadığını düşünüp gözlerini bir kaç kez  açıp kapattı.
"Gitmedin mi sen ?"
"Unuttuğum bir huzur var  tam şu köşede kollarımın arasındaydı orada  kalmış onu almadan hiç bir yere gitmem onu almaya geldim "deyip kıza doğru yürümeye başladı.
    Güneş'in kalbi adamın sözleri ile pır pır kanatlanırken aklı yanlış anladığını söylüyor ona yaptıklarını hatırlatıyordu.
'Seni yolun ortasında ellerin bağlı bir şekilde bıraktı'
'Rızan olmadan kaçırmaya çalıştı sonrada vazgeçtim deyip gitti'
'Sen nasıl iç sesisin ya niye hep olumsuz konuşuyorsun yok mu senin iyi kalpli olanın '
'Bıraktıysa beni bıraktı sana ne be sana ne sanki üç çocukla ortada bıraktı'diye çemkirdi.
'Git bul belanı o zaman gurursuz 'diyen iç sesi yüzünden kaşları çatıldı.

Cemal aralarında bir adım kala durdu kendi kendine konuşan kızın yüzünün her bir halini izleyip gülüyordu.
Kaşlarını çatan hali bile öyle güzel gelmişti ki parmağını uzatıp kaşlarının arasına dokundu.

"Dokunma bana gurursuz değilim ben "
"Ne ?"
Adamdan bir adım uzaklaşıp parmağını göğsüne bastırıp hesap sormaya başladı.
"Dengesiz misin sen ?"
"Herkese Güneş ile evlenmek istemiyorum başkasını bulun diyorsun sonra beni arıyor seninle evleneceğim diyorsun "
"Eee "diye gülmeye devam ediyordu .
"Dalga geçme benimle yolun ortasında ellerim bağlı bırakıp gittin "
"Gitmesemiydim alıp kaçırsamıydım seni ?"

Güneş adamın sözleri ile başını kaldırıp gözlerinin içine baktı.
"Benimle hala dalga geçiyorsun ben senin oyuncağın değilim goril "
"İstemiyorum seni git bir daha da hiç gelme tamam mı ?"
"Çık artık kafamın içinden "diyerek adamı iki eliyle itti.
Cemal kızın kendini iten ellerine dokununca ikiside ateşe dokunmuş gibi bir an donup kaldılar.
"Bu tabloyu benim için mi yaptın ?"
"Sen beni delirtmeye niyetlisin anladım ben ne diyorum sen ne diyorsun ?"
"Güneş tek bir soru sordum bu tabloyu ben güneş resmi çiz dedim diye mi yaptın ?"
"Hayır dersen çekip gideceğim söz veriyorum bir daha asla karşına çıkmam "
Güneş hiç bir şey diyemeden başını eğip yere baktı.
Hayır sen değilsin kimsin ki senin dediğini yapayım seni çizeyim demek istiyordu gururlu yanı ama kalbi inkar edemiyordu .
Kocaman batan güneşin altında birbirlerine elini uzatan çift onlardı Güneş ikisini düşünerek çizmişti .
Şimdi sen değilsin dese yalan söylemiş olacaktı .

"Bilmiyorum " diyebildi kendi bile duymayacak bir sesle söylemişti.
Cemal kızın cevabı ile gülümsedi ne çok güler olmuştu o da farkında değildi ama anlaması ikisi için de yakındı.

"Peki madem bilmiyorsun bende buradaki adam gibi uzatsam sana elimi bu kız gibi cesur olup tutar mısın elimi ?"deyince kız başını kaldırıp gözlerini adamın yemyeşil gözlerine dikti.
"Tabi ben bu resimdeki adam kadar kusursuz değilim sinirliyim dediğim dedik deliyim işte ötesi berisi yok "
"Krizler geçiriyorum ağlıyorum babam gibi bir adam olmaktan korkuyorum "
"Sen ağlarken bana omuz olur musun ?"
"Sarar mısın yaralarımı gösterir misin bana iyi doğruyu ha Güneş gururlandırırsın mısın beni ?"
"Deli Cemal öyle bir kız kaçırmış ki bir bakan güzelliği ile yanıyor öfkesi dağları deliyor neşesi bir ömre bedel birde bakışı var insanın yüreği umut doluyor dedirtir misin?"
"Kimse seninle iki gün evli kalmaz diyenlere inat tutar mısın bu yaralı deli adamın bir ömür boyu elini "
"Gelir misin benimle ?"deyip kızın küçük eline dokundu.
Güneş adamın sözleri ile sanki başka alemlere gitmişti.
Ne istiyordu gerçekten yapabilir miydi annesi ,Fidan teyzesi ve Asmin teyzesi gibi o da bir adama yuva ev olabilir miydi sarabilir miydi yaralarını kendisi yara almayı göze alıp düşünmeden arkasına bakmadan gidebilir miydi bir deli kalp çarpıntısı peşinden ...

"Bende sinirliyim deliyim hatta babam bile susturamıyor beni kardeşlerimle hatta iç sesimle bile kavga ediyorum "
"Huzur olmam ki sana sakin sessiz biri değilim ezdirmem kendimi sende alttan almazsın çok kavga ederiz "
"Mutsuz oluruz "deyip derin bir nefes aldı adamın vereceği cevabı merakla beklemeye başladı .

Cemal ise kızın söyledikleri ile içine ılık ılık bir şeylerin aktığını hissetti.
Ne güzel anlatmıştı kendini saklamadan yalansız dolansız .

Kıza doğru bir adım daha attı gelip eline dokundu.
"Bizde mutsuz olalım olmaz mı ?"
"Ben ağlarken omuz olduktan elimi tutup bırakmadıktan sonra yan yana birbirimize omuz olduktan sonra "
"Mutsuz olalım Güneş olmaz mı ?"deyince kız gözyaşları ile adama baktı.
Öyle içi gitti ki istiyordu bu adamın yaralarını sarmayı omuz olmayı sonunda mutsuz da olsa yanında olmayı her şeye rağmen istiyordu.

Cemal umutsuz bir şekilde kıza baktı söyleyecek başka sözü kalmamıştı .
"Haklısın sana gülmek çok yakışıyor mutlu ol Güneş çok mutlu ol"deyip kapıya doğru bir adım attı.

Ekrem ve Yeliz ise kızlarının bağıran sesiyle gelmiş ikisinin konuşmalarını başından beri dinliyorlardı.
Cemal'in birlikte mutsuz olalım sözü ile Yeliz uzanıp kocasının elini tutup fısıldadı.
"Umarım kızımız bu sözün anlamını bulur "deyip kollarına sokuldu.
"Eminim bulacaktır annesinin kızı o "deyip el ele kapının önünden çekilip salona geri döndüler.
İkisi de sabırla odadan çıkmalarını bekliyordu .

İlk çıkan Cemal oldu omzu düşmüş yüzü geldiği gibi değildi.
Ekrem'de Yeliz'de üzüldüler oysa her anne baba kızları gelinlikle davulla zurnayla çıksın isterdi.
Onlar ise bu adam ile el ele çıkmasını çok istemişlerdi.

Cemal salona yanlarına gelip ikisininde elini öptü.
"Hakkınızı helal edin ben bir daha gelmem buralara "
"Helal olsun oğlum dikkat et kendine Cemal "
Yeliz ağlayarak genç adama sarıldı .
"Yorgunsundur Cemal yarın çık yola uyu biraz dinlen "dedi.
"Ben gitsem daha iyi Yeliz abla "
"Hep senin gibi biri de benim karşıma çıksın istedim "
"Çıktıda ama ona verecek mutlu günlerim yok abla "
"Benimle mutsuzluğa geldiğini bilmesi lazımdı "
"O daha küçük Cemal acılar çekmedi bir evin prensesi olarak büyüdü"
"Onu da anla oğlum  mutsuzluğu bilmiyor benim kızım "deyip ağlayarak sarıldı.

Güneş ise annesinin babasının Cemal ile vedalaşmasını umursamadan yan gözle bir bakıp odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi.
Odasına gelince derin bir nefes alıp pencerenin önüne geçti.

"Ben gideyim artık "deyip ikisi ile de tekrar vedalaştı.
Yeliz ısrar etsede Cemal'in bu evde daha fazla kalıp nefes almaya hali kalmamıştı.
    Buraya gelirken hiç böyle olacağını Güneş'in o sözleri diyeceğini tahmin etmemişti.

"Ben mutsuz olmak istemiyorum Cemal "
"Annem babam gibi bir evlilik bir ömür yaşamak istiyorum "
"Bana bunları verebilir misin ?"diye sormuştu.
Cemal ise aldığı cevap ile odadan çıkmıştı.

Son kez acılarını yaşadığı odaya bakıp konaktan dışarı çıktı .
Yeliz yolda yemesi için acele ile bir şeyler  sarmıştı.
Üçü birlikte Cemal'in arabasının yanına gelince karşılarındaki kıza bakıp durdular.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now