51.Bölüm

19.2K 1.4K 35
                                    

2 gün sonra

Zaman dedikleri kavram bazen öyle bir akar gider ki ; su olur ,sel olur yine durduramazsın .
Bazen de durur kasırga olsan yerinden oynatamazsın.
Günler , saatler hatta saniyeler Güneş için geçmezken koridorda bekleyen aile üyelerinin hepsinin kendi hayatı vardı.
Elbette herkes Cemal için üzülüyordu fakat ister adı bencillik olsun ister insanın doğası deyin önce can geliyordu.
Dicle , İstanbul'dan geldiği günden beri kendisinden adeta kaçan Cihan'ı göz hapsine alırken, Ceylan babasının gözlerinin içine bakamıyor abisi uyandığında ne yapacağını düşünüyordu.

Cihan , babasının topraklarında her ne kadar duygularını kabul etmese de rahatsız hissediyor geçmişi öğrenmek  , sorgulamak sorunda kalacağı Dicle'den olabildiğince uzak durmaya çalışıyordu fakat gözleri sebepsiz her yerde kızı arayıp duruyor. Buna engel olamadığı her an kendine daha çok kızıyordu.
  Kenan ise ikizi Kerem ve Dicle ile gelen Ceylan'ın neden kendini harap ettiğini çözmeye çalışıyordu.
Bu kadar gözyaşının hayati tehlikesini atlatmış abisi için olamayacağını düşünüyordu.
İsmail ,içerde yatan adama karşı kendini en çok suçlayan kişilerden biriydi.
Cemal'in vurulmasından kendini suçluyor yüzü güldüğünde , Hasret'e her sarıldığı anda Güneş'e karşı kendini daha mahçup hissediyordu.
Ekrem yeni doğan ikizleri ve karısı ile ilgilenip arada hastaneye kızının yanına uğruyordu.
Hayat herkes için bir şekilde devam ederken ateş en çok düştüğü yeri Güneş'in kalbini ,Zelal'in ciğerini yakıyordu.
Genç kız sevdiği adamın kaldığı odanın önünden ayrılmadan günlerdir bekliyordu.
Cemal'in artık uyanması bir an önce Güneş'in gözlerine bakması gerekiyordu.
Tanışalı daha doğrusu aşka düşeli kısa bir zaman da olsa da Cemal onun artık nefes alış sebebiydi.
'Bir uyan bir dakika yanından ayrılmayacağım , gerekirse çalışmaya seninle fabrikaya ,çay tarlasına bile  gelirim nolur uyan artık '
Güneş sevdiği adamın uyanmasını beklerken doktorların kendilerine doğru gelişi ile başını çevirdi.
Babası ve Kadir'in doktorla konuşmalarını anlamaya çalışıyordu fakat uzakta konuşan adamları duyamadı.
Yanlarına doğru ağır adımlarla yürürken içinde oluşan korkuyu yok saymaya çalıştı.
Babasının koluna dokununca Ekrem kızının beline kolunu sardı Güneş'in ayakta durmasına yardım etti.
Karşısında ki doktorların yüzlerinde  oluşan gülümseme ile genç kızda derin bir nefes aldı.
Asistan doktorlar verdikleri bilgiler ile yanlarından ayrılırken Güneş ağlayarak babasına sımsıkı sarıldı.
"Uyanıyormuş  baba !"
"Evet  güzelim akşama özel odaya aldıklarında görebileceksin . "
"Çok özledim onu  !" Deyip ağlayınca Ekrem kızının haline hem mutlu oldu hemde aşık kızını yakından bir kez daha görmenin gururunu yaşadı.
"Ne zaman alacaklarmış özel odaya ! Şimdi birazcık görsem ya olmaz mı ? Konuşturmam yorulmasına izin vermem !" Diye heyecanlı heyecanlı konuşan kızının saçlarını öptü.
"Birazdan bir hemşire gelecek sen onunla gider Cemal'ini görürsün ama ağlamak yok tamam mı Güneş'im "

Güneş babasından duyduğu sözlerle şimdiden mutluluktan ağlarken başını aşağı yukarı salladı.
"Ağlamayacağım söz baba "
Ekrem gülerek kızının gözyaşlarını sildi. 
"Aferin benim aşık sevdalı kızıma ." Dedi.

Yanlarına doğru gelen hemşire ile
Zelal 'de ayağa kalkınca Güneş başını eğdi.
Sonuçta annesiydi sen dur ben gireceğim diyemeyeceği için kendiliğinden akan gözyaşları yere tek tek damladı.
Zelal kızın halini görünce derin bir iç çekip Güneş'in omzuna dokundu.
"Seni görünce daha mutlu olur . Hadi git yanına burada olduğumuzu, onu çok sevdiğimizi söyle."

Güneş başını kaldırıp Zelal'e minnet dolu gözlerle bakıp daha çok ağlamaya başladı.  " Aa ağla oğlumu üz diye mi gönderiyorum seni ."
"Ben teşekkür "
"Hadi kızım ne teşekkürü bakma öyle onu görmek en çok senin hakkın güzel gelinim benim "deyip kollarını açtı.
"Ben çok çok teşekkür ederim anne " deyip sımsıkı sarıldı.
Zelal'in kollarından ne zaman çıktı hemşirenin peşine ne zaman takıldığını bilmeden en son ayaklarına ve saçına taktığı galoşla heyecanla yürümeye devam etti.
Hemşirenin açtığı kapıdan içeri girince karşısında makinalara bağlı yatan sevdiğini görünce gözünden akan yaşı yok sayarak ona doğru adımlar atmaya başladı.
"Birazdan hasta bakıcı gelir odasına götürürüz. Çok yormamak konuşturmamak kaydıyla yanında kalabilirsin." Deyince Güneş kadına içten bir gülümseme sundu.
"Hadi git yanına uyandığında söylediği ilk kelime senin adındı. Bu yaşımda böyle aşklar görmek bana çok iyi geldi. Neden evde kaldığımı bir kez daha anladım." Deyip gülümseyerek odadan çıktı.
Güneş giden kadının arkasından sonsuz minnetle bakıp derin bir iç çekti.
Günlerdir  hasretle özlemeke bekliyordu ve Cemal onun adıyla uyanmıştı ya şimdi Güneş'ten mutlusu yoktu.
Adama doğru yaklaşıp sessizce ağlayarak özlediği uzaktan gördüğü yüzün her milimini son kez görüyormuş gibi hafızasına kazıyarak inceledi.

Çay Karası ♣️Where stories live. Discover now