BÖLÜM 45

140 14 8
                                    

Müziği açmayı unutmayın.

Okurken bol yorum yapmayı da... ;)

Her kadın bir anne adayıdır, ben artık aday değil bir anneydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Her kadın bir anne adayıdır, ben artık aday değil bir anneydim. Aslında bu bebek rahmime düştüğü andan beri anneydim, içime işliyordu yavaş yavaş. Fark etmeden. Şimdi annelik hormonlarımın farkındayım,içimde delicesine bir koruma içgüdüsü geziniyor. Ellerim hafif şişen karnımda tur atarken arka bahçenin terasındaki sallanan sandalyede bir ileri bir geri sallanıyordum. Vücudum bile eskisi gibi değildi artık; değişiyorduk. Pantolonlarımın içine girmekte zorlanıyorum mesela veya ayakkabımı giymekte.

Kasım ayının başlarındaydık, en sevdiğim ay. Doğumgünüm olduğu için değil ama nasıl tarif etsem bu ay benim için hep bambaşka olmuştur. Kasım'da sadece aşk değil her şey başkadır bana göre. Takvim yaprakları teker teker dökülüyor, sararmış sonbahar yaprakları yerleri tatlı bir kızıla boyuyordu. Havada esen hafif ama ürpertici bir meltem vardı. Huzurluydum,huzurluyduk; ben ve bebeğim. Normal ve sakin geçen bir dinlenme içindeydim fakat ben otururken hayatımın değiştiğini nereden  bilebilirdim? Hayat benim etrafıma çoktan kozalarını sarmış, beni abluka altına almış. Her şey önce bir zilin çalmasıyla başladı. Bu aralar bu kapı zili ve kapının ardındakiler fazlasıyla hayatımı etkiliyordu. Annemin evde olduğunu bildiğimden dolayı kapıyı açmaya yeltenmedim,oturduğum yerde sallanarak her an öfkesini kusacakmış gibi duran gri gökyüzünü izlemeye devam ettim. Sonra annemin öfkeli sesini duydum.

"Ne yüzle geliyorsun sen buraya?"

Gelenin kim olduğunu cevap vermediği için anlamamıştım ama tahmin etmekte pek de zorlanmadım. Nasıl olsa daha dün tekrar geleceğini söylemişti ancak bu kadar hızlı beklemiyordum doğrusu.

Derin bir nefes aldım,tuttum ve sonra geri verdim. Nefesim soğuk havada beyaz bir bulut oluşturarak çıkarken "bırak girsin anne!" Diye seslendim içeri doğru. "Arka bahçedeyim."

Karşılık gelmeyince onu beklemeye başladım,bir yandan da karnımı okşayarak sessizce "evet bebeğim o gelen senin teyzen ama biz ondan uzak durmalıyız,senin için." Diye mırıldanmıştım.

Yeni bir derin nefesi içime çekerken yabancı ama bir o kadar da tanıdık koku burnumu eşeledi. Gözlerimi yumdum,kokuyu iyice içime çektim ve "Savaş," Diyerek tekrar gözlerimi açtım. Karşımdaydı. Elim içgüdüsel olarak karnımı üzerimdeki şalla kapatırken gözlerimi orman yeşili gözlerine odakladım. Onun gözleri ise uzayan saçlarımda,elmacık kemiklerimde ve dudaklarımda geziniyordu. İçimi talan eden özlem hissini uzun süredir bastırdığım için sakin duruyordum fakat kalbim için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

"Ne işin var burada?" Diye sorarak aramızdaki sessiz bakışmayı ilk ben bozdum.

"Özledim."

Tek kelime.

Tek kelime ve ben şimdiden içimde eriyen buzların yakıcılığını hissediyordum. Ve işin kötü tarafı... ben de özledim.

SAVAŞ ve BARIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin