BÖLÜM 14

391 50 12
                                    

Şarkıyı açmayı unutmayın. Ve mümkünse bölüm boyunca dinleyin lütfen.

Olanlara inanamıyordum. Gerçi son zamanlarda yaşadığım hiçbir şeye inanamıyordum. Sanki bir kitabın içindeymişim de yazarın ruh haline göre oradan oraya savruluyordum. Bir yandan bundan memnundum aslında. Çünkü her günüm bir önceki günün tekrarı gibiydi. Peki ya şimdi?

Demirhan kardeşler hayatıma girdiği günden beri, evet o günden beri... O gün benim miladım olmuştu. Biri karanlığım biri aydınlığım olmuştu. Ve ben aydınlığa tutunarak onu seçmiştim. Barış'ı. Ve şimdi ilk aşkıyla da beraberdik. Yaz. Peki Yaz benim hayatımda hangi yerde hangi rolde olacaktı?

Tavanı izlediğim yatağımdan kalkarak saçlarımı karıştırdım. Ellerimle yüzümü ovalayıp ayağa kalktım ve dolabımın karşısına geçerek kendime baktım. Karar vermem on dakikamı, hazırlanmam ise beş dakikamı almıştı. Yaz onların yanında kalacaktı ve aydınlığımı onunla yalnız bırakmaya hiç niyetim yoktu.

Merdivenlerden aşağı inerken sırt çantamı omzuma taktım ve annemle babama ne yalan söyleyeceğimi düşündüm. Telefonumdan saate bakıp tekrar arka cebime attım. Henüz yediyi beş geçiyordu. Derin bir nefes alıp mutfakta masayı hazırlayan annemle Neriman teyzenin yanına girdim.

"Anne ben çıkıyorum."

Evet, çok güzel açıklama yapmıştım ve şimdi arkamı dönüp mutfaktan çıkıyordum ki annem durdurdu.

"Nereye Hayal?"

Gözlerimi sıkıca yumup açtım ve arkamı dönerek aklıma gelen ilk yalanımı söyledim.

"Doğa'lara. Haftaya matematik yazılısı var ya, ben de epey geride kalmışım o çalıştıracak beni."

Annemin yüzünü ortadan ikiye ayıran bir gülümseme kapladığında içimden ellerimi havaya doğru savurup yerimde zıpladım.

"Sen arkadaşlar edindin de evlerine mi gidermişsin." Deyip elini önlüğüne sildi ve yanıma gelerek yanaklarımı sıktı. Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarak, "anne tamam ne yapıyorsun? Masal mıyım ben?" Diyerek ellerini çektiğimde Neriman teyze bize bakıp güldü.

"Tamam ben gidiyorum."

"Yemek yeseydin kızım."

"Orada yerim. Hadi öptüm."

Gülümseyip önce mutfaktan çıktım sonra da evden. Arabaya atlayıp  Doğa'yı aradım. Üçüncü çalıştan sonra arabanın içini Doğa'nın hayattan bezmiş sesi doldurmuştu.

"Alo?"

"Kızım bu nasıl bir ses tonudur?"

"Bir saat otuz iki dakikadır ders çalışmaktan beynim yandı. Artık error vereceğim ama anlayan yok."

Son kelimesini birilerine duyurmak için daha yüksek sesle söylediğinde güldüm. Yeşil ışığı son anda kaçırırken ağzımdan minik bir küfür kaçtı.

"Ne dedin?"

"Ben sana geliyorum şimdi ama gelmeyeceğim tamam mı?"

"Hayal bak beynim error veriyor diyorum sen bana laf salatası yapıyorsun! Ne demek o kızım?"

"Ben evden çıkmak için anneme öyle bir yalan söyledim. Doğa'ya ders çalışmaya gidiyorum dedim. Hani araştırmaz da haberin olsun diye söylüyorum."

"Nereye gidiyorsun sen bakayım?"

"Sanane. Hadi sen dersine bak."

"Ya dur kapatma. Anneni arar yalanını çıkarırım bak nereye gidiyorsun dedim?"

SAVAŞ ve BARIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin