Kadir bir karısına bir kızına baktı Ceylan gitmeyecek dese olmazdı neyse yanında abisi var kimse bakmaya cesaret edemez diye düşündü .
Herkes bir yere dağılınca Zelal hem çanta hazırladı hemde aklına Güneş'in gelişi ile gülümsedi.
Yıllar evvel Ekrem ile Yeliz'i de böyle yakıştırmıştı şimdi onlar mutluydu 'neden ha bu benim inatçıda bulmasın tatlı belasını' diye düşünerek iç çekti.
'Beni yalnız koydun bir başıma bıraktın anne vesile olur belki cenazende oğlumun yüzü güler artık' diyerek hazırladığı çantayı kocasına verdi.
"Cemal'im keşke senin gibi Adana topraklarında aşkı bulsa Kadir "
"Keşke Zelal'im keşke bulsa "deyip karısını kollarına aldı.
"Asiye konusunda yanlış yaptık anneme uyduk evlilik kalp işidir keşke hiç olmasaydı"
"Nereden bileceğiz Kadir kızın amacının Cemal'i rezil etmek olduğunu"
"Hoş kendi daha beter oldu ya neyse kaçtığı adam ile iki günde ayrılıp baba evine  bırakmış "
"Benim oğlum mazlumdur ahı kalır mı ?"
"Bizim başımıza bela olmasında bakma sen başkası ile kaçtığına Cemal'i severdi ama kendine yediremedi deli dediği uşağı sevmeyi "
"Çeksin akılsız başının cezası hiç üzülmüyorum"
"Benim oğlum bir aydır başını kaldıramadı hala gülmez "
Kadir karısının yüzünü elleri arasına alıp alnından öptü.
"Bizim oğlan ne zaman güldü Zelal ben hatırlamıyorum on yaşında mıydı on bir mi ?"
"Dalga geçiyorsun benimle "deyince karısının alnından bir kez daha öptü.

Kıratlı konağında koskoca bir sofra kurulmuş iki kuzen Dila ve Kezban hanım oğulları kızları gelinleri ve torunları ile gururla oturuyordu.
Yıllar geçmiş o ellerine küçük küçük doğan avluda paytak paytak yürüyen torunları kocaman olmuştu .
İsmail ise karşısında oturan Hasret'e özlemle bakıyordu .
Amcası siz kardeşsiniz abi de diye Hasret'i zorladığından beri uzaktan seviyor kıza duygularını anlatamıyordu.
Ne zaman sevdiğini aşık olduğunu bile bilmiyordu bildiği tek şey ömrü Hasret'in büyümesini beklemek ile geçmişti.
Şimdi büyümüş karşısında oturuyordu ama uzanıp elini tutamıyor özgürce kızın gözlerine bile bakamıyordu.
Tek korkusu bir gün kızın birini sevip duygularını itiraf etmediği için pişman olmaktı.
"Eee İsmail yaşın geldi geçiyor oğlum yok mu bir aday "deyince Hasret başını tabağından kaldırıp adama acı dolu soran gözlerle baktı.
"Şey Kezban teyze "diye lafı gevelerken Güneş abisi olarak gördüğü adama yardım etmek için söze girdi.
"Yok anneanne İsmail evde kaldı artık bundan sonra kimse ile evlenemez "
Ekrem kızının gözlerinin içine baktı susması için ama Güneş annesinden bile beterdi.
"Bence biz elimizin altındakini değerlendirelim Hasret ile evlensinler işte "deyince sofraya çöken sessizlikle kimseden ses çıkmaz oldu.
Yeliz ise kızına gururla bakıp gülüyordu bu iki genci bir araya getirecek kişi sonunda kızım oldu diye tatlı tatlı baktı .
"Zaten çocukken çok meraklılarmış birbirlerine siz anlatıyordunuz"deyince masadaki herkesin yüzünde tebessüm oluştu.
Berat önce kızına sonra İsmail'e bir kaşı havada baktı.
"Güneş ikisi de yetişkin insanlar evlenmek isterlerse kendileri karar verebilirler güzelim "
"Bizim ısrarımızla yapılan bir evlilik mutluluk getirir mi ?"
"Niye siz Asmin teyzemle mutlusunuz annemde babamla mutlu "
"Büyükler bence doğru karar verebilirler "deyince Ekrem kızını hala susturmanın yollarını arıyordu.
Anlaşmış gibi kimseden de ses çıkmıyor Güneş ve Berat köprüde karşılaşan iki keçi gibi davranıyorlardı.
"O zaman seni de öyle evlendiririz küçük cadı"
"Babam annem isterse ben evlenirim Berat amca bir bildikleri vardır"
Ekrem artık dayanamadı karısından çok daha cadı olan kızını susturmaya çalıştı.
"Seni alalım o zaman İsmail'e bilmiş kızım "deyip yalancı sinirle baktı.
"Baba yapma İsmail bana göre çok sessiz beni susturamaz sabahtan beri  sen bile susturamıyorsun " deyince Miran gülmeye başladı .
" Bu kız seni bile geçti Yeliz"
"Allah yardımcın olsun kardeşim çok işin var "deyip yanındaki adamın omzuna dokundu.
Yeliz kızının laf duymasına dayanamayıp şirinesini savunmaya geçti.
"Onunda sözünü dinleyeceği biri elbet vardır Miran abi "deyip tebessüm etti.
Kerem kız kardeşine sinirle bakarak konuştu .
"Adamı delirtmez ya da iki günde katil yapmazsa bir şansı olabilir tabi anne"
Kenan'da kardeşine destek verdi.
"Önce bunu diliyle birlikte kabul edecek bir enayi bulmalıyız kardeşim işimiz çok zor "deyip güldüler.
"Siz ikiniz önce beyni olan bir kızla çıkında ondan sonra bana konuşun "
"Tamam çocuklar sakin "

Herkes Güneş'e takılıp keyifle sohbet ederken İsmail başını kaldırınca gözleri dolu dolu bakan Hasretiyle karşılaştı.
Bir saniye belki iki saniye süren o anlarda iki aşık sanki yıllar sonra kavuştu birbirinde soluklandı.
İsmail birden masadan kalkıp gidince masadaki gözler Berat'a ve Hasret'e döndü.
Herkes birbirlerini sevdiklerinin farkındaydı ama istiyorlardı ki cesur olup kendileri karar versin dimdik durup aşklarına sahip çıksınlar ama ne İsmail ne de Hasret bir türlü cesaret edemiyordu.
Miran ve Berat'ta kararı çocuklarına bırakıp ısrar etmiyorlardı.
Bu durum kızını kıskanan Berat'ın da tabi ki işine geliyordu.

Hasret ve Güneş masadan kalkınca Dicle peşlerine takıldı.
"Hiç öyle bakmayın bende geliyorum "
"Ben senden büyüğüm Güneş hanım ama aranıza beni almıyorsunuz ablam benim değil sanki senin "
"Kıskanç Dicle sende gözlerini açıp ablana  destek olsan belki aramıza alırız ama sen kendi dünyandasın  safda değilsin ama görmüyor gözlerin kendinden başkasını  "diye söylenerek kızın koluna girdi.
Çatıya gelince Hasret kendini öğlen bıraktığı minderlere bırakıp bu sefer başını yıldızlara kaldırdı.
Aklına gelen İsmail'in gözlerine sinir olup unutmaya çalıştı.
"Kızlar biraz sessiz olun uyumak istiyorum "
"Ben senin yerinde olsam Hasret geçerdim karşısına "
"Seviyor musun beni İsmail diye sorardım  "
"Nasıl sorsun kaç yıldır abi diyor babamın zoruyla "
"Demesin bak ben demiyorum "deyip Hasret'e yastık fırlattı.
"Ben senin kadar cesur değilim "
"Ya sevmiyorsa beni rezil olurum yüzüne bir daha bakamam utanırım"
"Ay delircem Hasret adam ölüyor kızım senin için"
"Ölüyor diyorsun ama gelip tutamıyor ablamın elini "
"Kızlar kapatılım İsmail konusunu ben unutmaya karar verdim "
Güneş sinirle kuzenine bakıp yanına gidip omzuna yattı .
"Madem sen unutmak istiyorsun benim arkadaşım çok beğeniyor onunla tanıştırayım mı sevgisili olursa hemen unutursun yardımcı olur kızda çok iyi biri çokta güzel seversin "
Hasret yan dönüp kuzeninin sinsi sinsi gülen yüzüne baktı
"Sen çok tehlikelisin Güneş "
"Sende çok aşıksın be Hasret'im unutabilseydin yıllardır abi diyorsun unutmaz mıydın ?"
"Demek ki senin kaderin İsmail böyle düşün ve vazgeçme cesur ol "deyip sarıldı.
Dicle ikisine kıskançlıkla bakıp söylenerek giderken Güneş kızın ayağına çelme taktı.
"Aramıza girmek istiyorsan kaçmak yerine sarılmayı dene küçük korkak"
"Ben korkak değilim bir kere " deyip yerden kalktı.
"Sarılan kızlara sinirle bakıp aralarına girip yattı"
"Benim ablam sen bir çekil şöyle ben ablamı teselli ederim "
"Sen düne kadar acı çektiriyordun gıcık"
"Ortaktık Dicle hemen satma beni sende yardım ettin bana "
Hasret yanında konuşan kızlara anlamayan gözlerle baktı.
"Siz beni kıskandırmak için ortak mı oldunuz inanamıyorum "
"İkinizden de korkulur Allah sizinle evlenecek adamlara sabır versin "deyip kırgınlıkla yanlarından kalktı.
Aylarca Güneş İsmail'i seviyor sanıp üzülürken kardeşinden destek beklemişti kollarında teselli bulup ağlamıştı.
İkisi bir olmuş bana oyun kurmuş diye sinirle odasına girdi.

Dicle ve Güneş ise Hasret'in gidişi ile kıkırdadılar.
"Çok aşık yardım etmek istiyoruz ama onun bile farkında değil "
"Yine de iyi iş çıkardık artık bizden saklamıyor bu da bir şeydir ortak "
"Kesinlikle katılıyorum sana ortak "deyip gülüştüler.
Asmin ve Yeliz iki cadı kızın seslerini duyunca başlarını sağ sola salladılar.
Fidan iki kadının bu kızlarla çok işimiz var diyen hallerine güldü.
"Cadı kazanı kurulmuş sesleri duyuyor musunuz?"
" Sıra senin kızına da gelir Fidan o iki cadı bir olunca ben bile korkuyorum zavallı Hasret "deyip iç çekti.
"Benim kızım prenses cadılara kendini yem etmez direkt kaçar Hasret iyi dayanıyor "
" Hasret aşk acısınada iyi dayandı ben büyüttüm ama kızım bana hiç çekmemiş "
"Biz el atalım konuşalım ikisiyle de "
"Ben Güneş Dicle'ye güveniyorum az kaldı"
"Yalnız Yeliz seninki Berat'a bile diklendi ya ben bir korktum "
"Bir gün sert kayaya toslayacak ama umarım canı çok yanmaz"
"Bende onun gibiydim ama Güneş biraz daha şımarık teyzesi gibi büyümesi lazım "deyip Fidan'a gülümsedi.
"O zaman ona bir İlyas bir Ekrem gücünde bir adam bulmamız gerekecek "deyip iç çekip tebessüm ettiler .

Çay Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin