Cevap vermedim. Yatağın diğer tarafında bir ağırlık olunca oturduğunu anlayarak, onu görmemek için başımı tamamen diğer tarafa çevirdim. Şu an hastanenin buz mavisi duvarıyla bakışıyordum.

"Çok ileri gittim. Ama bundan sonra benden sana herhangi bir zarar gelmez."

Güldüm. "Değişeceğini mi iddiaa ediyorsun?"

"Hayır tabii aptal."

İyi ve nazik Savaş buraya kadardı. Tabii ki değişmeyecekti. Karanlık onun içine işlemişti bir kere. Ah hayır! O karanlığın ta kendisiydi.

"Umarım bir gün beni affedersin," derken sesi üzgün geliyordu. Rol yaptığını bilsem de bir an için, kısacık  bir an için ona inanıyordum. Savaş Demirhan çok iyi bir oyuncuydu.

"Annem gelmeden gitsen iyi olur."

"Görüşürüz cesur Hayal-et" dediğinde gülümsedim. Hayalet tabiri şu an üstüme çok iyi bir uyum sağlıyordu.

Yatağımın diğer tarafı tekrar hafiflediğinde gittiğini anladım. Başımı kapıya çevirdiğimde, aralık olan kapıdan babamı gördüm. O neden yanıma gelmiyordu? Benden utanıyor olmalıydı şu an. Onun kızı olamamıştım. Pes etmiştim ve bu onun asla taviz vermediği şeylerden biriydi.

Bir süre sıcak hastane odasında kimse olmadan bekledim. Bu bana düşünmek için biraz zaman vermişti. Mesela, iki haftadır aksattığım okulum. İstediğim üniversite için çok çalışmam gerekiyordu ama ben iki haftadır kitap yüzü görmemiştim. Neyse ki, çalışmaya geçen sene başlamıştım da çoğu konuları iyi biliyordum.

Babam? Bundan sonra babamla aramız nasıl olacaktı. Benden hep kaçacak mıydı? Bu sürekli tartışmaktan iyiydi ama öyle yapması da beni çok incitiyordu. Güçlü babasının zayıf kızı. Zavallı kızı. Annesinin kızı işte!

"Tatlım? Seni yalnız bıraktığım için üzgünüm diğer doktorlarla son durumunu tartıştık."

Annemin sevecen sesini duyduğumda düşüncelerimden sıyrıldım. "Eve ne zaman gideceğim? Okulumu da çok aksattım."

"Onu dert etme canım. Senin için bir hafta rapor aldım. Geri kaldığın dersler için de özel öğretmen tutacağım."

"Buna gerek yok anne. Yarın okula başlayabilirim."

"Yarın pazar Hayal. Ayrıca henüz tam iyileşmeden gözümün önünden ayrılmıyorsun."

"Anne lütfen. Eve gitmek istiyorum. Orada da kontrollerimi yaparsın ve iyileşene kadar da okula gitmem ama evime gitmek istiyorum."

Ona yalvaran gözlerle baktığımda sıkıntıyla nefesini verdi. "Ah tamam."
Minnetle gülümsedim. "O zaman ben taburcu işlemlerini halledeyim."

Başımla onayladığımda eğilip alnımdan öptü ve dışarı çıktı.

Arabadan inerken annem koşarak yanıma gelip koluma girdiğinde gözlerimi devirdim. Tamam, bunu ben istemiştim. Bahçe kapısından içeri girdiğimizde aklıma gelen şeyle durdum.

"Masal?"

"Neriman hanım evde."

Başımla onayladım. Tekrar yürümeye başladığımızda babam da arkamızdan geliyordu. Yol boyunca tek kelime dahi etmemişti. Onu utandırmıştım,biliyorum.

Annem taburcu işlemlerini hallederken, Barış'la vedalaştım ve onu eve yolladım. Babam sadece arabaya binerken görünmüştü ve o zaman da yüzüme bile bakmadan, "geçmiş olsun kızım," diyerek son sözünü söylemişti.

Annem beni yatağa yatırıp üzerimi örttüğünde ona gülümsedim.

"Anne?"

"Evet bir tanem?"

SAVAŞ ve BARIŞ Where stories live. Discover now