BEDEL 95 *FİNAL*

86.3K 3K 1.7K
                                    

Selam canlar..
Öncelikle hepinize hayırlı bayramlar diliyorum.
İşte heyecanla beklediğiniz finale geldik. Hala okumama gibi bir şansınız var bölümü. Sorumluluk kabul etmiyorum. Mutlu son isteyenler diğer finalde kalsın lütfen.

Önceki final bölümü Elif'in ağzından oldu. Son finalde Ömer'i dinlemeye ne dersiniz. Buyrun Ömer'in ağzından, uzun upuzun bir bölüm.

BEŞ YIL SONRA

Yine bir bayram sabahı. Eski bayramlardan çok farklı, çok eksik..

Bayram namazını kıldıktan sonra konağa döndüğümüzde herkes uyanmış, hazırlanmış, sofra kurulmuştu. Konağa girdiğimde avluda tek başına oturan Elif'le karşılaştım. Beni görünce yüzünde içten bir tebessümle ayağa kalkıp karşıladı beni.

"Benim meleğim ne kadar güzel olmuş bugün."

"Teşekkür ederim sende çok yakışıklısın her zamanki gibi."

Elif'i sımsıkı sarıp kokusunu doyasıya çektim içime. Bir yanı hep eksikti Elif'in, hep eksik kalacaktı. Tıpkı benim gibi. Ama yine de yüzü gülüyordu. Herşeye rağmen onun yüzündeki tebessüm yüreğimi ısıtıyordu.

"Hadi içeri girelim. Bayramlaşmak için bizi bekliyorlar."

"Yemekten sonra anneme gidelim mi?" Derken gözlerine dolan hüzün yüreğimi acıtmıştı. Sadece başımı olumlu anlamda sallamakla yetinmiştim.

İçeri girip bayramlaştıktan sonra kurulan sofraya oturduk ailece. Ne sofralarımızın eski tadı vardı artık ne de bayramlarımızın. Zaman içinde ailemize yeni katılanlar da olmuştu, kayıplar da. Harun evlenip yeni bir aile kurmuştu kendine.

Yemekten sonra Eyüp'le Berfin'i de yanımıza alarak yola çıkarken hepimizin gözlerinde acı hakimdi. Mezarlığa girdiğimizde arabadan inip Güneş'imin mezarının yanına geldik. Yanyana dizilmiş iki mezarın arasına gömülmek istedim o an.

"ELİF KIRATLI" yazan mezarın başında duran Berfin'in yol boyu sessiz akan gözyaşları hıçkırığa dönüşürken yüreğimdeki kor daha da alevleniyordu.

Elif'im, gönül yaram, doyamadığım sevdam. Benim sarmaya doyamadığım sıcacık teni artık toprağındı. Ona son sarılışımda sıcacık teni buz kesmişti. O günden beri bir daha ısınamamıştım. Elif'imin sıcaklığı olmadan nasıl ısınabilirdim ki. Onun olmadığı hangi yatak ısıtabilirdi. Gidişiyle baharımı, güneşimi, yaşama sevincimi götürmüştü. Beni hayatta tutan tek şey çocuklarımdı.

Elif'im, doyamadığı kızına kavuşmuştu sonunda. Bu dünyada saramadığı yavrumuzu ahirette saracaktı. Güneş'in ihtiyacı yoktu annesine, bizim ihtiyacımız vardı. Benim ve üç yavrumun. En çok ta minik Elif'imin.

Elif Ravza.. Benim küçük meleğim. Annesinin kokusunu bile alamamıştı hiç. Onun doğumu, annesinin ölümü olmuştu. Annesinin isteğiydi adının Ravza olması. Elif ismini de ben koydum kızıma. Rabbim bir Elif'i almıştı ama yerine başka bir Elif göndermişti bana. Herşeyiyle annesine benzeyen meleğim. Hep bir yanı eksik büyümüştü kardeşleri gibi. Kimse istemiyordu ona Elif dememi. Sadece ben kullanıyordum ve kızım da çok seviyordu annesinin ismini taşımayı. Sadece ismiyle değil, güzelliğiyle ve bütün yönleriyle annesinin kopyasıydı kızım.

Eyüp için kardeşini kabullenmek çok zor olmuştu. Annesinin ölümünden hep onu sorumlu tutardı. Bir yaşına gelene kadar Eyüp hala nefret ediyordu ondan. Ona olan ilgimize katlanamıyordu. Berfin ise hep kardeşine sahip çıkıp kollardı. Annesini kaybettiğinde sekiz yaşında bir anne olmuştu kardeşine.

BEDELWhere stories live. Discover now