BEDEL 8 *BEDEL DEĞİL, GELİN*

93.2K 4.6K 244
                                    

Telefon çalar çalmaz açıldı ve Fatih'in telaşlı sesini duydum.

"Elif'im nerelerdesin? Kaç gündür neden arayıp sormuyorsun? Tamam seni kırdım, anlayışsız davrandım özür dilerim. Ama bu kadar ceza çok ağır. Beni sensizlikle cezalan..."

"Fatih ben evleniyorum." Dememle bir an sessizlik oluştu.

"Of Elif, hiç komik değil bu. Ve benimde şaka kaldıracak halim yok."

"Bedel olarak beni istediler, bende kabul ettim. Zaten biz senle..."

"Ne saçmalıyorsun sen ya? Amacın ne? Beni böyle mi cezalandırıyorsun?  Tamam kırdım seni ama bu kadar şaka yeter. Halime'yi istediklerini biliyorum."

Fatih öfkeyle bağırarak konuşuyordu. Onu kendimden uzaklaştırmak için elimden geleni yapmalıydım.

"Halimeden vazgeçtiler. Beni istediler. Bende kabul ettim. Ya ne yapsaydım? Ömrümü senle annenin keyfini bekleyerek mi geçireyim? Benim de rahat bir hayat yaşamaya hakkım var."

Hiç birşey diyememişti. Telefondaki nefesinden öfkesini farkediyordum. Bense ağlamamak için tutmaya çalışıyordum kendimi. Kasılmıştım iyice.

"Aşkım yapma böyle. Bak seni kimseye yar etmem. Gelir orayı başınıza yıkarım."

"Hoşçakal." Diyebildim sadece. Daha fazla konuşmaya gücüm yoktu. Son sözümü söyleyip onun cevap vermesine fırsat vermeden telefonu kapatmıştım.

Telefon tekrar çalmaya başlayınca sinirle açtım. Konuşmasına bile izin vermeden bağırmaya başladım.

"Bitti diyorum anlamıyor musun herşey bitti. Yeter artık sakın arama beni yeteeerrr." diye bağırıp telefonu yere fırlattım. İçindeki sim kartı da çıkarıp kırdım.

Nazlı çoktan gelmişti. Görüşmem bitene kadar mutfağa kimsenin girmesine izin vermedim.
Yere çökmüş, sırtımı duvara yaslayıp hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştım. Ablam telefonda onla konuştuğumu farketmişti.

"Oof hadi kalk ağlama. Ağlayınca çok çirkin oluyorsun. Bak vallahi görücüler seni beğenmez sonra başımıza kalırsın. Kasım'ı tokatladın, Fatih'i postaladın, buda kaçarsa kimse almaz seni." Diyerek elimi tutup ayağa kaldırdı beni.

"Yardım edeyim birlikte bitirelim sende hazırlanırsın."

Annemin sesi geliyordu. Fatih onu aramıştı. Annem benim konuşmalarımı duymuş olacak ki benim söylediklerimi tekrarlamıştı Fatih'e. Beni rahatsız etmemesini söylemişti.

Onla konuştuktan sonra halamı aradı. Başkasıyla evleneceğimi söylemiş ve oğluna dikkat etmesini, buraya gelmesine engel olmasını istemişti. Telefonda baya tartışmışlardı.
Ablamın yardımıyla mutfak işini bitirdik. Ablam dolabıma girip yeşil elbisemi çıkardı. Üzerine bir de şal uydurdu.

"Sen duştan çıkana kadar ben bunları ütülerim."

Ben duş alana kadar ablam elbiseyi banyonun kapısına asmıştı. Elbiseyi de giyip çıktım banyodan. Ablam takı kutumu karıştırıyordu.

"Kızım insanın bir tane makyaj malzemesi olmaz mı."

"Makyajı ne yapacaksın. Beni zorla alan adama kendimi beğendirmek için mi uğraşayım?"

Saçımı toplayıp şalımı rastgele bağladım. Zorla evlendirileceğim adam için süslenecek değildim. Beğenip beğenmemesi umrumda değil. Sanırım onun da başka seçeneği yoktu.

"Geldiler."

Nazlı'nın sesiyle olduğum yerde donup kalmıştım. Amcamı arayan adam "ev kalabalık olmasın rahat konuşalım" demiş. O yüzden sadece Ahmet amcam, annem ve kardeşlerim vardı evde. Ben mutfağın kapısını kapatmış , sandalyede oturmuştum. Misafirlerin içeri girmesiyle oluşan kalabalıktan sonra odalara girmişlerdi. Kadınlar bir odaya, erkekler başka odaya geçmişti.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin